kesinlikle var olan bir gerçektir bu. hani halep ordaysa arşın burada demiş ya nasreddin hoca, ben üşenmedim taa halep'e kadar gittim ve gördüm ki ekşi sözlük uludağ'dan gerçekten daha kaliteli. bak bu satırları okuyan yazar arkadaş, bunu sen de biliyorsun. hiç öyle neye göre kime göre diye muhabbete dalmanın manası yok. gittim, 2.5 aydır orada da yazıyorum. "o zaman burada işin ne pezevenk" demeyin, şu anda bu satırları yazabiliyorsam uludağ sözlük yazarıyım demektir ve olaya da uludağ sözlük yazarı gözüyle bakıyorum kesinlikle. ekşi sözlük yalakalığı değil amacım. ne zall ne de ssg bana para vermiyor sonuçta konuş diye.
mutlaka her bu iki sözlükte de aynı anda yazanlar vardır benim gibi. bu ayrımı görürsünüz bi şekilde. bak sıralayayım ekşi sözlük'ün uludağ sözlük'ten kaliteli olduğunu düşünmeme sebep olan unsurları:
1-kardeşim biz bu sözlük denen icada neden yazıyoruz? okunmak için değil mi? işte uludağ'ın en büyük eksikliği bu. okunmuyor. cinsellikle ilgili bir başlığa, o günkü popüler bir spor ya da siyaset gelişmesiyle ilgili bir başlığa veya eski sevgili/hoşlanılan kız/aşk üçgeninde bir başlığa yazmazsanız eğer o entry okunmuyor. sen orada kıçını yırtıp bilgi versen de, sözlüğü wikipedia'ya çevirmeye and içsen de adamın çükünde değilsin. oy butonuna basıp senin okunduğunu anlamanı sağlamaktan aciz. bir de çok güzel diye mesaj atıp hiç oy vermeyenler var ki düşman başına. okunmayacaksa adam buraya niye şevkle yazsın ki? neden atalar "iki dinle, bir söyle" demiş düşündünüz mü bir kere? sırf bu sözlükte okunma oranını artırmak için, başka bir amacı olamaz.
ekşide okunuyor mu diye sor bi aga? evet, okunuyor. amk entrysini gidip uzay mühendisliği başlığına da yazsan biri gelip okuyor. hatta uludağ'da olduğu gibi sadece o gün yazdığın entryler okunmuyor, ta iki ay önce yazdığın entryni adam gelip okuyor fizandan. sen de mutlu oluyorsun bunu görüp.
2-aramaya inanmayan koyduğu hiçbir hedefe inanamaz. yok kardeşim, sözlüktekilerin çoğu (bazen ben de dahil olmak üzere) bu başlık arama konusunda ateist bence. bakın, ekşi'de bir konunun başlığı bir kere açılır ve her yazar o başlığı ne yapar eder bulur. aynı konu başlığından iki tane görüp de "aa burada da aynısı yazılmış lan" diye şaşırdığımı hatırlamam ben ekşi sözlük'te. ama uludağ sözlük bu konuda gerçekten geride. haliyle aynı başlıktan aratınca onlar tane gören bir kişi de "ulan hangisine yazsam?" telaşıyla ne yapacağını unutuyor. anlamıyorum yani, çok mu zor yazmak istediğiniz bir konudaki kilit kelimelerin yanına yıldız koyup aratmak? 2 dakikanı ya alır ya almaz. yapsana şunu güzel kardeşim. bakın bi örnek:
bir kaç tanesi geyik amacıyla açılmış ve hiç bi amaca hizmet etmeyen başlıklar. güzelim şiirin içine de etmişler resmen. aynı sonuçtan 7 tane bulunca gerçekten dumura uğramamak elde değil.
3-gereksiz başlıkları da çok açıyoruz be aga. sırf trollük uğruna "bilmem neresine ne yapan kadın", "gece yarısı bilmem nerede gezen mini etekli kız" gibi önüne sıfat tamlaması getirilerek çoğaltılabilecek tabirler sözlüğü resmen çöplüğe çevirmiş durumda. artık durum ne kadar vahimse sözlük "diyen kız diyen erkek şeklinde başlık açmayınız" diye uyarı veriyor. başlıkları geçtim, onların altına yapılan yorumlar daha da felaket. adam götünden uydurduğu bir çapkınlık hikayesini anlatmış, altındaki tüm ayar entry'leri de "atma recep din kardeşiyiz" minvalinden. yahu kardeşim başlığı açanın amacı ilgi toplamak zaten, adı üstünde "troll", sen niye hala prim tanıyorsun ona? ulan iyi ki cool adam ile hbbia'ya güldük zamanında. önüne gelen ya "ben ne sikiciyim bi bilseniz" ya da "dolarla götümü siliyorum" temalı entry'lerle klavye başında ego mastürbasyonuna başladı. bunlara da bir bkz ile ayar verdiğini sanan kişiler sayesinde ortalık gırgıriye'ye döner tabii. troll olmakla kaliteli troll olmak arasında dağlar değil milyonlarca ışık yılı kadar fark vardır.
4-cinselliğin bokunun çıkarılması da bunlardan biri. evde anne babası ya da dışarıdaki pek de samimi olmayan bir arkadaşıyla konuşmaktan utanacağı konuları burada gelip "am göt meme" üçgenine indirgedikten sonra deniz seviyesinden de aşağı bir noktada tartışınca sözüm ona "modern" olduğunu sanan bir güruh var. arkadaşım, cinselliği tartışmak ya da bunu tabu olmaktan kurtarıp sağlıklı bir biçimde toplumda dile getirilebilmesini sağlamak brazzer senaristi olmak değildir. bir işi çok dallandırıp budaklandırır ve seni şahsi olarak tanıyamayacakları her ortamda dile getirirsen o işin kusura bakma ama boku çıkar. cıvık olur müdürüm afedersin. bu durumu cinsellikle alakalı herhangi bir başlığa entry girdiğiniz rahatça görebilirsiniz. daha önce yazdığını ve emek verdiğinizi düşündüğünüz entryleriniz için oy butonuna basmaktan bile aciz olan şahsiyetler, konu seks olunca maalesef sayfalarca entry döşemekten çekinmiyor.
5-başlığın altındaki ilk entry'e yani başlığı açan kişinin entry'sine bakmadan hemen başlığa cevap nitelikte bir entry yazmak da en büyük hastalıklardan biri bu sözlükte. adam bakıyor başlık laf oturtacak nitelikte mi, hemen dayıyor (bkz: hayallerde yaşıyor bazı ibneler). hacım bunu dedin de ne oldu şimdi? iki satır yazıp kaçmak kolay zaten, oturup o beğenmediğin argümana karşı sen de bi fikir üretsen daha güzel olmaz mı canım kardeşim? neden o başlığın altına yazılan 1 entry'i okumaktan acizsin? bu kadar mı düşkünsünüz muallak bir şeyler yazan birine ayar vermeye? bu olay benim kaç defa başıma geldi. daha ironinin varlığından bihaber insanlar maalesef açtığınız başlıktaki entrynizi okuma zahmeti göstermeden çok kötü butonuna sarılmayı marifet sanıyor.
6-forum tarzı önerme ve şarkı adı soruyorum hemen silicem tarzı başlıklar ki artık dilimde tüy bittiğinden yazmıyorum bile.
şimdi ben bu kadar laf anlattım ya, muhtemelen hiç siklenmeyecek ve bu devran böyle gidecek. bu anlattıklarım ekşi sözlük'te yok mu? tabii ki var. ama çok daha az ve onlar bile düzenli. insanın canını sıkmıyor en azından.
amacım "ben ekşi yazarıyım" ukalalığı falan değil asla. sadece yaptığım gözlemi söylüyorum ve diyorum ki "bağırmayan taraftar siktirsin gitsin" mantığıyla "çok beğeniyorsan git orada yaz" demek sadece yerdeki kirleri halıların altına itmek demektir.
kalite ve kapsam kelimelerinin aynı anlamda sanılması üzerine ortaya çıkmış söylem.
ekşi daha eski bir sözlük olduğu için daha kapsamlıdır. ancak kalite, göreceli bir kavramdır ve kişiden kişiye değişir. göreceli olması, ölçülemez olduğu gerçeğini de beraberinde getirir. yani google da aradığınız herhangi bir kelimede ilk çıkan sözlük isminin "sözlük/sourtimes" olması, kalitenin değil, kapsam genişliğinin bir göstergesidir.
gerçekten daha kaliteliyse bile, bunun göstergesi, google da aradığımız herhangi bir kelimede ilk çıkan sözlük isminin "sözlük/sourtimes" olması değildir.
eskiden falan değildir hala öyledir. gidin bakın konu başlıklarına. 2015 ekonomik krizi altında 250 sayfadır tartışıyor adamlar. recep tayyip'in muhtarlara yaptığı faiz indirimi konuşması anında on sayfa oluyor, bizde konu başlığı dahi açıldı mı? tahliller analizler birbirini izliyor. katılırsınız katılmazsınız ama adamlar gündemi hürriyet'ten daha sıkı takip edip, örneklerle tezlerle kendilerince enine boyuna tartışıyorlar. Wikipedia'dan kopyaladıkları bilgileri yazmıyorlar sadece, kendi görüşlerini de katıp, dış basından örnekler, neler neler sunuyorlar.
am göt meme başlıkları furyası orda da var mı bilmiyorum; olsa dahi artıları eksilerini fazlasıyla götürüyor. Sol frame, ülkenin o günkü aynası gibi...
iyiden kastın ne olduğuna göre doğruluğu değişecek tespit.
Lakin şöyle bir şey vardır, ekşi sözlük daha önemlidir.
Çünkü 1999'dan bugüne, meydana gelen tüm olaylar, oynanan maçlar, piyasaya çıkıp sonra unutulmuş insanlar, filmler ve diziler hakkında bilgi alınabilecek bir kaynaktır, türkiye'nin son 10 yılının gayriresmi tarihidir. işte bu yüzden müthiştir.
aç sen başlığını fanatik bik bik diye. saat sabahın dördü ve ek$isözlükten seçmece başlıklar sana.
yok fanatizm felan, sapıttı alayı. sol frameleri bizimkilerden farklı değil. daha da kötüye gidiyor hatta. özenle yazar seçme devri, yok kaliteli adam bilmem ne bitti öyle şeyler.
pazarlama terminolojisiyle doğru ancak eksik olan önerme.
şöyle ki;
bir pazarda başarılı olmak isteyen markaların bir rakibi olmak zorundadır. onları gölge gibi izleyen bir rakiple hem kendilerini değerlendirme kıstasları elde edebilerler hem de daha azimle çalışılar.
insanlar tercih hakkı isterler.
pepsi olmasaydı coca-cola bu kadar büyümezdi.
mcdonald's'ın pazar payında burger king'in katkısı büyüktür.
ikinciler daima birincilerin korkulu rüyasıdır.
ekşi pazar lideridir ancak yaptığı en ufak yönetim hatasında önemli yazarlarını kaybedecektir.
uludağ sözlük'ün ikinci olması hem ekşi'ye hem de kendisine fayda sağlamaktadır.
ey gidi inci sözlüğü komik bulan zatlar. orada okuduğunuz 2. entry ayarları, capsler, adam haklı beyler ve olm 12 5 falandım ben gibi söylemler sadece orada okunduğunda komik olmaktadır. burada denemeyin, kimse gülmüyor emin olun. bunu yapanlar genellikle 7. nesil yazarlar ve herkeste farkında bu durumun. bende bir yedinci nesilim ve moderasyon 7. nesilleri kökten uçuracak en sonunda fikri aklıma gelmiyor değil. lütfen, inci değil burası.
tanım: evet gerçektir. ekşi daha kalitelidir. ama bizde geriden geliyoruz ve geriden gelen her zaman avantajlıdır. *
dürüstçe bir analiz yaparsam burasıyla orası arasında pek bir fark yok birkaç küçük şey dışında.
mesela uludağ sözlükte entrylerinle ilgili daha fazla detay var, başlıklarla ilgili ayrıntılar çok hoş örneğin merak ettiğim bir başlıkta en çok hangi entry dikkat çekmiş buna bakabiliyorum.
bence kimin online olduğunu görmekte gayet güzel ekşide bu yok, ben sekmesinin pop-up olarak açılması vb. daha hoş duruyor.
ekşininde uludağdan iyi olduğu konular; ne kadar kabul edersinizi bilmiyorum ama her zaman buradan daha hızlılar olayları başlıklara taşımada ne zaman baksam önce ekşide konuşuluyor sonra buraya kopyalanıyor. orası biraz daha olgun burası maalesef sapıtıyor bazen.