hayat devam ediyor. buradaki rahat yazıları oradada yazmaya başlarlarsa depiği yerler.. hele itüsözlük denilen yerde yazarlarsa hiç şansları yok... oralarda eşcinseller, kürtçüler ve sivri solcular bulunuyor. ha kriterlerine uyuyorlarsa da, bana ne...
uludağ sözlük, küfür içermeyen, birey haklarına saygılı duruşu ile çok kısa bir zaman birimi içinde sözlükleri özgürlüğün bir penceresi gören insanlar tarafından benimsendi. ancak, öyle sanıyorum ki, reklam alma telaşı, nitelik yerine niceliğe önem verme eğilimini körükledi.
bir çin atasözü der ki : chaun yen ko taviyeyen shan bi format kontai en chu göt hue hung. (meali: bugün sözlük formatından taviz veren, yarın götünü verir.)
burada bir bilgi entrysi girince insanlar kopek gibi kapiyorlar, haksiz ithamlarla kisinin ustune geliyorlar. bu yuzden de yazarlar ulusozlukten soguyorlar ve bir sekilde kendilerini baska sozluge atiyorlar. ha bu eksi olur, itu olur. hangi sozluk uye aliyorsa, o olur. kimsenin bir sey demeye hakki yoktur.
eger bir sey yapilacaksa kopek gibi saldirmayarak diger yazarlara yaklasmak gerekir.
yanlış bir ifadedir zira ortada bir "alım" değil "tercih" vardır. ekşisözlük' ün herhangi bir sözlükten ya da forumdan yazar talep etmesi mümkünsüz olduğuna göre (bir sürü arz var sonuçta sözlüğe, neden talepte bulunsun ki?) gidenler yani kendini ekşi' ye yazar olarak arzedenler vardır. e sonuçta hem orada hem burada yazmak mümkün olduğuna göre ortada bir kayıp ya da ihanet yoktur. hem kaldı ki giden gitsindir, burada kast sistemi yoktur; yeni yazarlar gelir, eski yazarlar gider ama burası bir şekilde devam eder sözlük hayatına.
sözlüğü bir insan vücudu olarak dusunursek; aldıkları o insan vücudunun ayak tırnaklarındaki pisliklerden ibarettir. kalan uzuvlar hala sağlam, herkesin içi rahat olsun.