okan bayülgen gibi sözlükleri keşfetmiş ama işi d.tünden anlamış kişi. sözlüklere saldırmak değil oradan toplumun nabzını tutmak gerekir. ama kendini allame-i cihan zannedersen başkalarının sana söylediklerini önemsemez, sadece kendi sözlerini dinlersin.
Sözlük alemine atıflarda bulunarak belki de yapabileceği en güzel ya da yanlış davranışını sergilemiştir. Zaman Gazetesi Genel Yayın Müdürü Ekrem Dumanlı temas ettiği durum itibariyla haklı , eleştirdiği bazı hususlarda ise -ki bu nicname hadisesidir- haksız olduğu düşünülebilir.
Velhasıl, herkes kendine bir pay çıkaracaktır, olumlu-olumsuz. Kimi küfredecek kimi haklı karşılayacaktır. Doğal ve bayağı bir durum yani...
sle7in'in kim olduğunu merak edenler için söylemek gerekirse sle7in 27 yaşında dalyan gibi delikanlıdır.
yaptıkları her türlü takiye ve eyyamı sadece mizanpaj değişikliği ile kapatmaya çalışan bir gazetenin bunu başarmış olduğunu görmek üzücü. demek ki ye kürküm ye olayı gazetelerde de işe yarıyormuş. kendilerini korkusuz ilan eden hık diyicileri korumak da sözlüklere kadar sirayet etmiş.
hala amerika'da yaşayan ve ülkeye giremeyen hocaların dışarıdan verdikleri emirlerle büyük kalemşör olunuyorsa bu yazar kardeşimiz dünyanın en büyük yazarıdır.
nasıl olsa bazılarına göre hayat acıdır, biber de acıdır; o zaman dünya biberdir.
ceza her ne kadar nick kullansa da kanli canli ne oldugunu herkes bildigi icin sorun yok, yaptigi hareketlerden soyledigi sozlerden dolayi kamu oyundan alacagi hukuki ya da sosyal tepkilerle dogrudan muhatap olabilecektir;ama internet nickleri oyle degildir ornek olsun diye soyluyorum sle7in kmdir nedir bilemezsin nickden tahllle, 17 yasinda bir teenage mi,adi selin mi kestirmek guc,
ayrica turkiyenin en cok satan gazetesinin ust duzey sorumlusu olarak ergenekoncu cetelerden korkmadan cuntaya boyun egmeden kalemine sarilabilme muktediriyetine sahip bir yazarin klavye basinda kufur ettikce tatmin olan kopillerden korkmakdan ziyade yusuf kaplan ve nihat genc olaylarindaki gayri ahlaki hakaretlerin benzerini yasamaktan endise etmesi soz konusudur, yedirtmezler hafiz.
ekşi sözlüğe ayar verirken alacağı ayarı düşünerek uludağ sözlüğü yanına çekmeye çalışan enteresan yazar.
yazısının bir taraflarında yazmış. yazarlık korkmadan yazmayı gerektirir falan diye. ama nedense ben bu yazıyı okurken derinden yusuf sesleri duydum. bu yazıya kadar uludağ sözlükten haberi bile olduğunu sanmadığım bir adamın google'dan sözlük araştırıp ismini beğenince yazdığı bir paragraf gibi geldi bana uludağ sözlükle alakalı olan. kendi kafasınca bir çatışma, bir cepheleşme mi yaratmak istiyor bilmiyorum ama yemezler hafız.
nick arkasından yazmanın ne kadar kötü bir şey olduğundan bahsedip ceza nickini kullanan bir şarkıcının ettiği küfürleri savunması da ayrı enteresan. allah kimseyi bu kadar şaşırtmasın.
kendisine tavsiyem çalıştığı gazetenin yaftalama temalı reklamını seyretsin. belki o zaman yazdıklarının ne kadar boş olduğunu anlar.
günümüzde artık internette serbest dolaşım bireysel ve toplumsal özgürlüğün en önemli göstergelerinden biri iken bizim memlekette bazı internet sitelerine erişim yasaklı ise, yarın sağcı, dinci, laik olmayan iktidar ve onun destekçisi medya rejimi tamamen ele geçirdiğinde hangi sitelerin başlarının gideceğinin sinyalleri şimdiden verilmektedir. önce ekşi sözlük gider, sonra uludağda fetullahçı sayısında azalma oldu diye uludağ, sonra bir bakmışız ttnet in çocuklara yönelik uygulaması gibi telekomunikasyon kurumu tüm internet kullanıcılarını şifreye bağlamış, sadece kendi görüşüne göre faideli sitelere girişe izin veriyor. yaşasın özgürlük.
uludag sözlük'ü açarak bu yazıları kesinlikle okuyacak kişidir ve şuanda ekrem dumanlı'ya ulaşmanın en kısa yolu bu sayfalara yazmaktır. sayın ekrem dumanlı; sizin tabirinizle erdemli bir sözlüğün yazarı olarak sana birkaç sorum var cevaplarsan ne ala;
1. türk silahlı kuvvetlerine karşı girişilen yıpratma politikasına zaman gazetesinin sayfalarında çarşaf çarşaf yer vermenizin amacı nedir?
2. gazetenizin internet sitesinde sürekli olarak taraf gazetesi'nin yayınlarına ve köşe yazılarına yer vermenizden ne gibi bir anlam çıkarmamızı bekliyorsunuz. onlar cesur da sizler "korkak" mısınız? yazamadıklarınızı onlara yazdırıp, duygularınıza tercüman mı olmalarını istiyorsunuz?
3. sayın ekrem dumanlı... gazeteniz internet sitesine ahmet altan'ın köşe yazılarını düzenli bir şekilde taşımaktadır. ahmet altan bir yazısında "mustafa" filmini eleştirenleri eleştirmiş ve "atatürk bir diktatördü" demiştir. sizce atatürk bir diktatör müdür? atatürk'ün diktatör olduğunu düşünüyorsanız neden bunu kendiniz veya yazarlarınız dile getiremiyor da ahmet altan'ın arkasına saklanıyorsunuz? sayın ekrem dumanlı fikir önderlerimizden olan said nursi hayatında tek bvir özel veya tüzel kişiliğin arkasına saklanmış mıdır? bu korkaklık size kimden bulaştı?
4. sayın ekrem dumanlı... yine son müttefikiniz ve diliniz olan ahmet altan'ın taraf gazetesinde yazdığı bir yazı internet sitenize taşınmıştır. bu yazının içeriğinde "vatanı sevgisi" ve "vatanını kim seviyor" temalı bir yazı işlenmiştir. türk milleti; türk, kürt, dinli, dinsiz diye kutuplara ayrılmış ve türk silahlı kuvvetleri bu sorunun asıl sebebi olarak gösterilmiştir. peki sayın dumanlı; "Memleketi bir cift kadin memesine satarim" diyerek vatan sevgisini belirtmiş ahmet altan'dan sizin peşinizden sürüklediğiniz onbinlerce temiz sineli gencin alabileceği bir "vatan sevgisi" mevcut mudur? onlarca yıl; vatan-millet-bayrak-allah kavramlarını birbirinden ayırmadan yetiştirilmiş bu gençleri bu vakitten sonra zehirlemenin ne gibi bir faydası olacak sizlere?
5. sayın ekrem dumanlı; gazeteniz akp'nin kapatma süresince akp lehine yayın yapmış ve bu yayınları yaparken yine kendisi söyleyemediği şeyleri sabah gazetesinden alıntı yaparak dillendirmiştir. sabah gazetesi yakın bir zamannda şaibeli bir kredi ile "satılmış" olup içeride kalanlar da bu "satılmaya" ayak uydurmuşlardır. gazeteniz salih memecan isimli karikatüristin karikatürlerini alıntı olarak yayınlayarak güya kapatma sürecinde akp'ye katkı sağlamıştır. peki sayın dumanlı; 28 şubat ve benzeri dönemlerde aynı karikatüristin(yani sabahla birlikte satılmadan önce) çizdikleri sizin mukaddeslerinizle ne kadar bağdaşıyor? ya da sizin mukaddes sandığınız şeylerle bizim mukaddes saydıklarımız farklı şeyler mi?
6. sayın ekrem dumanlı; 4,5 yıl bakanlık yaptığı dönemde sizlerin ve büyüklerinizin referansıyla gelen herkesi bankalara genel müdür, üst kurullara başkan, kit'lere genel müdür diye atayan; ama hırsızla, ruşvet karşılığı iş takipçiliği yapanla, danıştayca sabitlenmiş hayali ihracatı olanla, bursla okuyan oğlu gemicik sahibi olanla, naylon fatura kesenle ben çalışamam diyerek partisini ve makamını bırakan abdullatif şener hakkında çetecilik iması yapmak hangi "vefa" kavramıyla tanımlanır. salih memecan'ın çizdiği karikatüründe bu kişi "leş kargası" ithamına maruz kalmış ve bu karikatür sayfalarınıza taşınmıştır. bizim hocamız yıllar önce dememiş miydi: "bizi üzen düşmanın husumeti değil, dostun vefasızlığıdır" diye. sayın dumanlı siz kimin dostusunuz?, kimin düşmanı? bu yapılan hareket net olarak bir kalleşliktir ki bunun da islam dinindeki yerini merak etmekteyiz...
sorularımı onlarla çoğaltanbilirim. ancak burada noktalayacağım. hz. muhammed bir hadisinde "bir insan kalbini kırmak, kabenin duvarlarını yıkmaktan beterdir" demiştir.
kalbi; dostum dediği, yıllarca aynı saflarda bulunduğu insanlar tarafından kırılan engineer...
kendisine bir mail atarak 12 yıl aboneliğini yaptığım zaman gazetesini bıraktığım adamdır. mailime cevap vermedi ama zaman gazetesi halkla ilişkiler müdürlüğünden arayıp sıkıntımı sordular... işte mailim:
bu mailimi okuyacağınızı umuyor ve okumanız adına katkı sağlamak için çok kısa kesiyorum...
12 yıldır bu gazetenin abonsiyim. bu 12 yıl zarfında gazeteye abone olmanın yanında kapı kapı dolaşarak, cadde üzerlerinde stand açarak gazetenin tanıtımı adına elimden gelen desteği olmaya çalıştım. ancak son bir yılda gördüklerim beni oldukça üzmüştür. genellikle internet sitenizden takip ettiğim gazeteniz; artık benim destek olduğum, büyümesini istediğim gazete değil. gazeteniz(artık gazetemiz demiyorum) amerika-israil destekçisi bir çizgide Akp bülteni olmuştur. ayrıca kendi yapamdaığınız yayınları başka gazetelere jurnallemeniz ve yarınında kendi manşetinize taşımanız, bir cesaret abidesi olan Said Nursi ekolüne ters düşmektedir. maili kısa kesmek ve okumanızı sağlamak adına yazacağım onlarca sayfa yazıyı yazmıyorum. sadece; benim adıma bardağı taşıran son damlayı söylemek istiyorum. aktütün karakol baskınından sonra iki askerimiz kayıp diye ilan edilmiş ve bir süre sonra şehit oldukları açıklanmıştır. bu açıklama sırasında internet başındaydım ve genelkurmayın haberi yayınladığı anda haberdar oldum. işin en kötü yanı ise genelkurmay'ın haberi duyurduğundan 12 dakika sonra internet sitenizin "ölü iki askerin cesetleri bulundu" diye bir manşetle haberi duyurmasıydı. haber başlığını 15 dakika içinde revize ederek "Kayıp iki askerin cenazesi bulundu şehit sayısı 17 oldu " diye değiştirerek ayıbınızı örtmeye çalıştınız. bu olay şunu gösterdi ki bu kurumun çalışanları içinde pkk'nın ve ona yakın haber ajanslarının diliyle konuşan insanlar var. müslüman türkler; hangi tarihte şehit olan askerine bu tür bir sıfatlandırmada bulunmuştur? benim inandığım Allah, şehit olmuş askerime "ölü veya ceset" gibi tabirler kullanmamdan razı olmaz. demek ki içinizdeki bazı kişilerle aynı Allah'a inanmıyoruz.
gördüğüm onlarca hatanın ardından bardağı taşıran bu son damlayla birlikte 12 yıldır abonesi olduğum gazeteyi almaktan veya başkalarına tavsiye etmekten artık vazgeçiyorum. tirajınızın her düşüşü beni sevindirecek artışı ise hüznüme sebep olacaktır.
--spoiler--
dumanlı'nın söylemiyle kaliteli ve objektif sözlüğümde bir başlık gördüm bugün.
"uludag sozluk eksi sozluk ten daha erdemlidir"
herkes hücum etmiş birşeyler yazmış altına. "nedir?" dedim, zaman yazarı erdem dumanlı'nın bir yazısıyla karşılaştım. okumaya başladım.
uzun bir yazıydı; ama devam ettim okumaya.
yazının ortalarına kadar neyi anlatmaya çalıştığını anlayamadım. çünkü sanırım kendisi de neyi anlattığını bilmiyordu.
şöyle bir paragraf okudum ve üzüldüm.
"Oldum olası şu 'nickname'lerden şüphe ederim. Sanal âlemde uyduruk bir ismin arkasına saklanmak, insanları kalleş yapıyor bazen. Yazarlık, maskeli baloda ona buna çimdik atmak değildir. Yazının gücüne inanıyorsan; insafınla, vicdanınla yazacaksın; sonra da yazdığın her satırın arkasında duracaksın. Kâh eleştiri oklarıyla delik deşik edileceksin, kâh zafer şarkılarının eşliğinde uyanacaksın."
yazık diyorum. gerçekten. sana hiç mi edebiyat öğretilmedi be kardeşim. hiç mi okumadın divan edebiyatı, hiç mi karşılaşmadın fuzulilerle, karacaoğlanlarla..
bu isimler bizim mahlasımız, bunlar bizim özgürlüğümüz.
kendi yarattığınız kimliklerin, hapisanesinden bizim özgür mahlaslarımızı görmezsiniz tabi.
neymiş ceza ekşi'ye küfretmiş.
bu kadar kolay olmamalı yazar olmak.
nickname ile yazmak kancıklıkmış. bu fikirlere nerden kapılıyorsun sayın yazar efendi.
benim ismim hasan olsun, veli olsun. yazdıklarım seni ilgilendirmiyor da, ismime mi bakıyorsun yoksa.
tansu olsun mu mesela benim ismim? sana hangisi uyar?
bu bölüm genel olacak biraz;
biz fikirlerimizi interaktif olarak söylüyoruz, sizler kağıt üzerinden ya da internet sitenizden.
bizim sizden ne farkımız var? bir patrondan maaş almak mı sizi daha değerli kılıyor?
"ben zaman yazarıyım!" "ben hürriyet yazarıyım!"
artık bunlarla gelmeyin bizlere, "uludağ iyi de ekşi kötü" demeyin bizlere.
siz kimleri kandırıyorsunuz?
--spoiler--
nitekim ekşisözlük'ün zorlandığı, bocaladığı yerde, belli bir oranda da olsa, uludağ sözlük bir mücadele veriyor. vikipedi öne çıkıyor, bu işin daha kaliteli ve objektif yapılabileceğine dair umutları diri tutabiliyor. demek ki olabiliyor, yapılabiliyor. ifrattan tefrite savrulmadan da orta yol bulunabilir.
--spoiler--
cümleleri ile sözlüğümüzü de işin içine katarak bir şeyler elde etmeye çalışan yazar. eksisözlüğe; uludağsözlüğü ve vikipediyi alternatif olarak gösteriyor ama yaptığının büyük bir yanlış olduğunu aklına hiç getirmiyor sanırım. halbuki son bir yıldır erişimi keyfi olarak engellenen bir çok site varken; sözlüklerde tepkiler çığ gibi büyürken; böyle bir mukayese sözlüklerin arasını açar. ortak tepki ortadan kalkar ve ayrı ayrı cılız bir haykırış olarak kalır. o zaman da ben bu yazının amacı hakkında başka amaçlar ararım arkadaş.
ayrıca unutmadan ekşisözlükte silinen entry sayısı; hemen hemen girilenler kadar çoktur. hepsi de yazım hatalarından mı siliniyor sizce?
kendisinin internet çetesi dediği kendisi gibi organize olup iktidar ve sermaye çevreleri ile ilişki kurup menfaat temin etmeyen insanların özgürce yazdıklarıdır. ssg onun için bir semboldür ve sembole saldırarak bir yere varmaya çalışmaktadır. unutmayalım ki ssg düşerse zall zaten düşmüş demektir. nur cemaati gibi iktidara kendi gazetesini menfaat karşılığı kullandıran bir yapı ile sermaye-siyaset ilişkisinin bilinen kurallarına tabi olmayan ekşi sözlüğün özgür yapısı ekrem dumanlı'yı elbette rahatsız eder. çünkü sermayeye dair menfaat ilişkilerine entegre olmamış ama sermayenin yayın organlarından, mesela zaman gazetesinden veya nur cemaati sitelerinden daha güçlü bir etkiye sahip ekşi sözlük elbette ekrem dumanlı'yı rahatsız edecektir. artık bir internet sitesi haline gelmek üzere olan gazetelerden daha çok okunan, yazılan ekşi sözlük ve türevleri sermayeye entegre olmadıkça ekrem dumanlı rahatsız olmaya devam edecektir. çünkü söylemek istediklerini rahatça söyleyebilen insanlar ekrem dumanlı gibi kişilerin tebaa haline getirdiği kitlelerin ezberlerini bozmaktadır. bu sebeple sözlükçüleri allahsız, dinsiz, terbiyesiz gibi şeylerle yaftalayıp cemaat gençlerini sözlüklere üye olun diye motive etmektedirler. bu sözlükte de birçok nurcu genö vardır ama bu durum diğer insanların baskı altında tutulması için motive edildiklerinden dolayıdır. tebliğ vs görevlerle başlatılanbu işin altında cemaat kontrolünde olan bir yayın organı haline getirilme kaygısı yatmaktadır. böylece de yönetilebilir bir yayın organı olursunuz. başlangıç motivasyonu cihattır ama sonradan cemaat sermayesinin amaçları çerçevesinde manipulasyon yapmak göreviniz olur. sizin kafanızda asil duygular ve amaçlar vardır ama arada size cemaat sermayesinin kendi amaçlarını da gerçekleştirtirler. siz sermayenin amaçlarını asil amaçlarınızı gerçekleştirmek için kabul edip yaparsınız.
bugünkü yazısıyla ekşi sözlük'e ve yazarlarına fena geçirmiş yazar. şu anda ekşi sözlük'te ekrem dumanlı başlığında başta ssg olmak üzere yazarlar ağlıyor "ekşi sözlük iyidir, cicidir, vurmayın ühü ühü"...
pazartesi günleri medya analizi ile genel değerlendirmeler yapan haftada iki bilemedin üc kez yazan zaman gazetesi genel yayın yönetmeni.üniversite eğitimini abd de tamamlamıstır.(!dikkat abd)
" Mustafa Karaalioğlu'nu, Ekrem Dumanlı'yı falan saymıyorum. Hele ikincisi, eskiden dershanede hocalık yaparken şimdi gazete yönetiyor, yarın öbür gün yukarıdan talimat gelse Kapalıçarşı'da halı dükkanının başına geçer. "
oray eğin.