" Dün, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı ziyaret etme şansı bulduk. Öncelikle bu saray/merkez ya da nasıl adlandırmak isterseniz bu mekan, çok büyük ve güzel bir şekilde hazırlanmış bir yerdi. Buluşma güzel geçti. Konuşmalarda benim için en dikkat çekici nokta, EuroLeague şampiyonluğunun bu ülke için ne kadar büyük anlam ifade ettiğini görebilmekti.
Şampiyonluktan bahsederken Cumhurbaşkanı’nın gözündeki tutkuyu görebilmek çok özeldi. Benim için en büyük mükafat da buydu. Şampiyonluğu kazanmanın özel olacağını biliyordum ancak bu kadar büyük önem taşıyacağını tahmin edemiyordum. Yine de bunu hesaplayabilmeliydim, çünkü kazandıktan sonra gittiğimiz her yerde sevgiyle karşılanıyordum. Takım ya da kulüplerden bağımsız olarak, bütün taraftarlar bizi tebrik ediyordu ve bu nedenden ötürü, bu özel takımın bir parçası olmaktan dolayı minnettarım.
Kutlama bölümünden sonra, yemek için bir kebap restoranına gittik. Yemek harikaydı ancak günü anlamlı kılan asıl şey, kendi aramızda kurduğumuz diyalogdu. Yaşamın en önemli parçalarından biri, iletişim kurabilme ve farklı kültürleri anlayabilmektir. Hayattaki bu özel anlar benim için paha biçilmez. Çünkü esasen bu gibi anlar, takım olarak ne kadar yol aldığımızı gösteriyor. Her zaman yemeklerde sohbet ettik, ancak artık daha fazla birbirimiz hakkında paylaşım yapıyoruz.
Şimdi farklı kültürler hakkında bilgi alabiliyor ve birbirimize şaka yapabiliyoruz. Eğer bir takımda herkes birbirleri hakkında sorunsuz bir şekilde şakalaşabiliyorsa, o ekibin doğru yolda olduğunu söyleyebilirsiniz. Beyler ve bayanlar, telefonlarınızı bir kenara koyun ve sözlü olarak birbirinizle iletişim kurun. Size söz veriyorum, hayata daha fazla bağlanacak ve bir ya da birkaç şey daha öğreneceksiniz. "
" Acı, kan, ter ve göz yaşları… Erken saatte kalkmalar ve şehirden şehire seyahatler… Değdi mi? Hayatını kazanmak için on ay boyunca ailenden uzak kalma… Sayısız hızlı koşular ve bilek burkulmaları… Sırt ağrıları, kaburga kemiğine gelen dirsekler, uyluğa gelen diz darbeleri… Hepsine değdi mi? Sezon içindeki galibiyetler ve en önemlisi de mağlubiyetler… iç çatışma, tartışmalar ve sessizlik… Sosyal hayat ve ilişkiler yok… Gizlilik yok… Yakın dostlarıma, yeğenlerime ve diğer sevdiklerime duyduğum özlem… Doğum gününde anı paylaşabilmek için yapılan binlerce dolar harcama… Sınavdan geçen inanç…
Şampiyonluk maçı, kutlamalar ve tüm medya buluşmalarından sonra otel odama girdim ve biraz sakinleştim. Elime su aldım, yatağıma oturdum ve ağlamaya başladım çünkü YAPILAN HER ŞEY BU ANA DEĞERDi!!!!
Kutlamalara ara vermeyin ve herkesin hangi takımı desteklediğinizi bilmesini sağlayın. Kim Türkiye’de ve Avrupa’da basketbolun bu seviyeye geleceğini düşünebilirdi?!?! EuroLeague ve Türk Hava Yolları sözlerini tutup, harika bir hafta sonunda birçok etkinliği ve hatıralarda kalacak maçları bir araya getirmeyi başardı.
Arenada maçı izleyen binlerce taraftara ve muhtemelen arenada ya da televizyonları karşısında dünyanın her yerinde maçı izleyen milyonlarca seyircimize… TEŞEKKÜRLER!!!!! ADAMSIN!!
Hafta sonunda yapılan tezahüratları hala duyabiliyor gibiyim.. Daha önce bu kadar yoğun desteği tecrübe etmemiştim. Her maça bu coşkunuzu getirdiğiniz için teşekkür ederim. Size olan sevgim ölçülemez. "
caps için kusuruma bakmayın ama kendisini amiyane tabir ile ancak böyle özetleyebilirsin. adam pota altına giren herkese bir tokat atıyor ismine cismine bakmadan. yetmiyor gidiyor karşı pota altında ya sayı yapıyor ya ribaund alıyor. bir kaç saniye sonra bakıyorsun perdelemeye gelmiş. rakip topu kapıyor hızlı hücuma çıkıyor o da ne udoh ona da blok koymuş bir şekilde.. bu kadar uzun boylu olup bu kadar kalıplı ve güçlü olup bu kadar seri olabilmek ne bileyim keşke hiç gitmese hep kalsa bogdan ile beraber..