kurulmuyor zira ekonominin lokomotifi inşaat sektörüdür. yani sağlanan sefil büyüme rakamı ancak inşaat sektörünün katkısıyla sağlanabiliyor. sucukçu muhasebecisinin "faizler düşsün" demesinin nedeni de inşaat sektöründe satışların düşmesi. yolun sonuna geliyoruz...
ekonomi büyümüyor, büyüdüğü iddia ediliyor. ekonomi büyüme hızı tüm cumhuriyet tarihi ortalamasının altında.
yani 0 (sıfır) noktasını baz alırsanız evet büyüyor denebilir ancak baz alınması gereken ortalama büyüme hızıdır. bunun altında kalıp ekonomi büyüyor diyemezsiniz (en azından aklı başında hiç bir hükümet dememeli.)
yeni fabrikalar kurulmuyor, var olanlar çine taşınıyor.
çünkü yurdum fabrikatörü sana ödediği 800 lira ücreti çok görüyor. çin'de 100 liraya adam çalıştırmak varken salak mı sana yatırım yapsın.
bunun yanında türkiye teknoloji, marka, yazılım konularında da bir halt yiyemiyor. nedeni çok ama en basit anlatımı ile (bkz: tübitak)
ekonomiden zerre anlamayan insan cümlesi. arz talep dengesini, dünyanın konjonktürel yapısını anlamadan,
fabrika kurmanın, ekonomiyi geliştiriceğini ve işsizliğin azalacağını sananlar, size uzun bir ekonomi dersi verirdim
ama görgüsüz olduğum için para sayıyorum şu anda,
askari ücret yükseldi, kaç işçi çıkarmam gerekiyor ona bakıyorum.
kaçakçılık ve yeme üzerine kurulmuş bir ekonomide hiçbir şey kurulmaz. birtakım şeyleri özel sektöre ürettirip ben ürettim deyip çıkanlar oldukça bir sikim olmaz.
var olan fabrikalar kapasite artışlarına gidiyor. yıllık %50 gibi ütopik büyümeler yaşayan fabriakalar var.
benim tek korkum büyümenin kontrolsüz olması ve sağlam temellerinin olmaması.
büyüme sonucu fabrika finan yöneticileri kredilere abanıyorlar nasıl olsa gelirlerlerimiz kredileri karşılıyor diye. ufak bir tökezlemede umarım sıcak para krizi yaşanmaz.
growth and development adlı çok sevimli ekonomi dersinin cevaplamaya çalıştığı sorunlardan biridir. Ekonominin büyümesi her zaman iyi bir şey olmayacağı gibi kontrolsüz büyüme ilerde çok ciddi sonuçlara yol açabilir. Öte yandan yeni fabrikaların kurulması da ekonominin büyüdüğü anlamına gelmez, daha bir sürü başka göstergesi var bunun. işsizlik sorununun aşılamamış olmasının sebepleri de bununla ilgili değildir. uygun olmayan ekonomik ortamda fabrika açmak insanların cebine biraz daha para girsin diye biraz daha para basmaya benzer, sonuçta kimse kazanamaz. O yüzden ekonomik büyüme olayını biraz bırakıp gelişmeye odaklanılması lazım.
ekonominin buyuyor olmasi safsatasidir. kendi kendine yetebilen bir ulke iken, tarim, hayvancilik ile onde gidebilen bir ulke iken, tamamen disa bagimli hale geldigimizin kanitidir. domatesin en guzeli benim ulkemde yetisirken simdilerde dometesin tohumunun israilden alinmasinin aci gercegidir. son trendide dis ulkelerden hastalikli hayvan satin alip ic talebi karsilama yonundedir. var olani satip likiditeyi arttirarak ekonomi buyuyor diyemeyiz. kaldiki satacak, fabrika, kamu binasi, kopru, yol vs. gibi seyler kalmadiginda neyimizi satacagiz sorusu akla gelmektedir. arap ulkelerinden oluk oluk akan parayla ekonomi iyiye gidiyor denilemez. unutmayin bu araplara guven de olmaz!!! nokta.
fabrika kurmak kolay bir iş değildir.çünkü mesele fabrikanın binasını kurup içine makineleri koymaktan çok üretilen ürünün pazarlanmasıdır.fabrika diyince 50-60 kişide çalışıyo 2000-3000 kişide.ee bizde o büyüklükte sadece türkiye de araba üreten firmalar var.onlar üretiyo aracı satıyor zaten.satabileceğin mal için fabrika kurabilirsin ki büyük firmalar her şeyi çinde ucuza yaptırıp getirdiği için fabrika işi zor.
ekonomik büyüme piyasada dönen para hacmiyle alakalı bir kavramdır. nitekim alınan borçlar,yarı fiyatına yapılan özelleştirmelerle bile olsa ülkemiz ekonomik olarak büyümüştür. bizim hatamız ekonomik büyümeyi ekonomik kalkınma ile karıştırmamız. yani elin gavuru senin borsanda milyar dolarına milyoncuklar eklerken sen eve hala aç giriyorsun. ama hala başbakanın çıkıp bakın biz ekonomiyi böyle büyüttük diyor sende sevinçten göbek atıyorsun.
cevabını çerkezköy, çorlu ve kocaeli civarında yaşayan insanların kolayca cevaplayacağı sorudur.
tabii yeterli midir, ya da sadece fabrika kurmak ne kadar işe yarar bilinmez.
ekonomi büyüyor. aynı zamanda bütün tüketim mallarına zam geliyor. en basit örnek dünyanın en pahalı benzinini kullanacağız yakında neredeyse. hatta alınan ücretlerle kıyaslarsak en pahalısını kullanıyor bile olabiliriz.
ekonomi büyüyor. fabrikalardan sürekli işçiler çıkartılıyor. işsizlik,fakirlik giderek artıyor.
ekonomi büyüyor. üniversite öğrencileri yukarıda söylediklerimi ve bunun gibi haksızlıkları dile getirdikleri için dayak yiyor.
ekonomi büyüyor. kar yağdığı zaman soğuktan insanlar donuyor. açlıktan ölen oluyor.
ekonomi büyüyor. terör ise daha hızlı büyüyor.
ekonomi büyüyor. sayın(!) başbakan gittiği şehirde heykellere bakıyor. ucube diyor.
ekonomi büyüyor. emekli maaşına enflasyonun bilmemkaçta biri kadar zam geliyor.
büyümesin arkadaşım ekonomi. büyüdükçe başımıza iş alıyoruz...
piyasadaki para hacminin büyümesini ekonominin büyümesi sanmak yanıltıcı olacaktır...
daha önceki iktidarlarla karşılaştırırsanız büyümede başarısızlık apaçıktır. 9. yılına gelmiş bir iktidar birçok büyük yatırıma imza atmış olmalıydı...
tek başına iktidarlara bakarsak; 1950-60 dp'si, 1965-73 ap'si, 1983-91 anap'ı eğrisi-doğrusuyla enflasyonist te olsa yatırım yapmışlardır...
ama bu iktidar özelleştirme adı altında zaten iyi gelir getiren tesisleri yabancılara satarak, anormal ölçüde sıcak-para girişini kabul ederek kolay yolu seçmiştir...
garip enflasyon hesaplamalarına ve borsaya bakarak büyüdük denemez.