egemenlik kayitsiz sartsiz anayasa mahkemesinindir

entry31 galeri0
    6.
  1. cumhuriyet rejimine karşı buyuk bir darbe olma yolunda ilerleyen yasa tasarısını iptal ederek egemenliğin rejimi olan cumhuriyeti kurtarmış olmanın onemini kavramayan kişilerin soylevidir.
    11 ...
  2. 5.
  3. egemenlik geçici bir süre için daha, kayıtsız ve şartsız olarak, anayasa mahkemesi'nin çıkarlarına yönelik karar verdiği "kemalist çeteler ve oligarşi"ye* aittir.

    şeklinde açılabilecek acı ve acınası gerçek.
    6 ...
  4. 4.
  5. anayasayı bizzat anayasa mahkemesi nin hiçe saymasıyla gerçekleşmiş durumdur. özellikle son 1 yıldır iyice gözler önünde yaşanmaktadır. önce 367 sonra bu olay. geçmişte ordunun felsefesiydi bu halka rağmen halk için bir şey yapmalar. ama görüyoruz ki bu akımın günümüz temsilcisi hukuk adamları*
    4 ...
  6. 3.
  7. (bkz: kuvvetler ayrılığı)
    anayasamızda kuvvetlerin dengeli ayrılığı benimsenmiş iken, mevcut dengenin bizzat güvencesi olan anayasa mahkemesince bertaraf edilmesidir..
    7 ...
  8. 2.
  9. MADDE 148; Anayasa Mahkemesi, kanunların, kanun hükmünde kararnamelerin ve Türkiye Büyük Millet Meclisi içtüzüğünün Anayasaya şekil ve esas bakımlarından uygunluğunu denetler. anayasa degisikliklerini ise sadece sekil bakimindan inceler ve denetler. Ancak, olağanüstü hallerde, sıkıyönetim ve savaş hallerinde çıkarılan kanun hükmünde kararnamelerin şekil ve esas bakımından Anayasaya aykırılığı iddiasıyla, Anayasa Mahkemesinde dava açılamaz.

    Kanunların şekil bakımından denetlenmesi, son oylamanın, öngörülen çoğunlukla yapılıp yapılmadığı; Anayasa değişikliklerinde ise, teklif ve oylama çoğunluğuna ve ivedilikle görüşülemeyeceği şartına uyulup uyulmadığı hususları ile sınırlıdır. Şekil bakımından denetleme, Cumhurbaşkanınca veya Türkiye Büyük Millet Meclisi üyelerinin beşte biri tarafından istenebilir. Kanunun yayımlandığı tarihten itibaren on gün geçtikten sonra, şekil bozukluğuna dayalı iptal davası açılamaz; def'i yoluyla da ileri sürülemez.

    Madde metni gayet açıktır. Diyor ki yasa koyucu "anayasa değişikliklerini sadece şekil bakımından inceler ve denetler". zaten öncelikli işi "kanunların anayasaya uygunluğunu denetlemek" olan bir kurumun, anayasa değişikliklerini esasına girmesi parlementer rejimin tehlikeye girmesi, yasama organinin felc gecirmesi anlamına gelir.

    Ayrıca demokrasi açısından da ciddi sakıncaları vardır. Halkın iradesinin yansıdığı meclisin yerini alan ve meclis iradesine kararlarıyla sınırlandıran bir anayasa mahkemesinin teşekkülünde halkın cüzi dahi olsa bir etkisi söz konusu değildir.

    Soruyorum anayasa mahkemesine; egemenlik kayıtsız şartsız milletin değil midir? Millet bu yetkiyi meclis eliyle kullanmaz mı? Demekrasinin gereği bu değil midir? 411 milletvekilinin iradesini, ki bu temsilde halkın yüzde 75-80'inetekabul eder; 7 kişinin iradesiyle kısıtlamak adalet midir?

    velhasıl;devletin temeli olan adalet derinden sarsılmıştır...

    türk halkına geçmiş olsun..
    6 ...
  10. 1.
  11. gelinen son noktadır. 367 kararından sonra, türban serbestisine ilişkin anayasa değişikliğine dair yapılan anayasa değişikliğinin iptali bunun en son ve en somut göstergesidir...

    411 milletvekilinin oyu ile yapılan anayasa değişikliği, 7 anayasa mahkemesi üyesinin aldığı karar ile hiç edilmiştir. bu durum ülkeyi meclis mi yönetir mahkeme mi? sorularını akla getirmektedir. milli irade zaafa uğratılmıştır.

    anayasa mahkemesi, chp ile birlikte muhalefet görevine üstlenmiştir. anayasa mahkemesi meşruiyetini tartışılır hale getirmiştir.

    yazıktır... günahtır... bu memlekete, bu ülkenin yarınlarına yapılan en büyük kötülüktür...

    (bkz: hukukun siyasallaşması)
    (bkz: yargıçlar iktidarı)
    (bkz: juristokrasi)
    12 ...
© 2025 uludağ sözlük