tez zamanda ruh ve beden sağlığı için yapılması gerekendir.
not: egeli dostlarım tanırsanız seversiniz beni, i"yiki geldin" dersiniz.
o yüzden komsu arsanız varsa özelden paylaşın bari komşu olalım, çomarlar ve araplar kapmadan.
Gitmeyin
orası dizilerde filmlerde ve tatillerde gördüğünüz gibi değil
Biliyorum çünkü doğma büyüme egenin sahil kıyısı küçük bir ilçesindenim.
Buralarda hiç birşey yok.
Bu giriyi de tost makinesiyle yazıyorum.sjshshdjd
aydın-muğla arası bir gün mutlaka yapılacak olandır. sıcaktır soğuktur öyledir böyledir fark etmez. işten güçten elimizi ayağımızı sıyırdığımız anda doğduğum, büyüdüğüm ve çok sevdiğim istanbulu anında satarım aga.
istanbul doldu taştı artık. bir yerden bir yere gitmeyi bırak nefes alamıyorsun şehirde. 40 milletten insan vardı zaten üstüne 1.5 milyon suriyeli geldi. yetmedi bir de kanal manal yapacağız diye tutturdular. o kanal inşaatı bitene kadar iyice yaşanmaz hale gelecek şehir. bittikten sonra ayrı dertler başlayacak. nüfus 2 milyon daha artacak işsizlik artacak trafik 2 katına çıkacak ki şu anda bile yürüyerek yarım saatte gittiğin yere araba ile 15-20 dakikada ancak gidebiliyorsun.
velhasılı ya ege ya memlekete gidip karadeniz. marmara uzatmaları oynuyor artık.
Ege'ye yerleştiğinizde bir de bakacaksınız ki etrafta sizin gibi tiplerden başka hiçbir kimse yok!
Ulan ne amaçsız insanlarsınız siz ya!
Tüketim toplumu o ürkütücü tepe noktasına yakın bir yerde, önüne çıkan her rafine değeri pacman gibi katır kutur ve lama misali geviş getire getire harcamaya devam ediyor.
Ülkenin başka yerindekiler başka yerlerine gitmesin arkadaşım; istanbul lümpenleri biraz da Suriye'ye gidin orada Instagram videoları çekin, gelmeyin aq batısına!
Edit: istanbul'a hakkını konumla değil daha önce de belirttiğim gibi "çöplük" diye niteyerek veriyorum. "istanbul zaten batıda yeaaea" diyenlere...
Ben de o güruhtayım. Kendimi en iyi, en huzurlu, aklıma, mantığıma, fikirlerime, ruhuma en uygun hissettiğim bölge ege bölgesi.
Belki köyceğiz, belki urla, ya da foça henüz bilmiyorum ama ege beni çağırıyor biliyorum.
Kente değil, bir ege kasabasına yerleşmek ve orada yaşlanmak gibi bir hayalim var uzun süredir.
Şıpıdık terliklerimi giyip, bisikletimle pazara gitmeyi, tanımadığım, bilmediğim onlarca otla tanışmayı istiyorum.
Salatalarımda kuzu kulağı, ebegümeci olsun istiyorum meselâ.
Dostlarımla, rakılı, balıklı, şiirli, şarkılı sofralarım olsun, güzelliğe, iyiliğe, sanata kadeh kaldıralım.
Komşum şevketi bostan yapmış olsun, bi tabak da bana getirsin, ben de buz gibi reyhan şerbetimden ikram edeyim o güleç yüzlü insana.
Tuz olsun bütün bedenim, havlularım, tuzdan, güneşten solsun.
Bayılana kadar yüzeyim, çıkıp kumlarda sakızlı kahve isteyeyim o tenteli küçük kafeden.
Acıkınca midye yiyeyim, belki yanına bira da söylerim, kimbilir...
Ege yaaaa ege...
Ait olduğum yer, biliyorum.
Bekle beni...
6 aydır 2 numaralı şehirde yaşıyorum. Egeye yerleştim diyemiyorum çünkü kimin kime yerleştiğini anlayabilmiş değilim. Bakalım zamlarımız açıklansın o zaman tekrar yazacağımm buraya.
ulan göt, adam ankara, konya, eskişehir, kayseri gibi düzenli şehirleşmesi olan, planlı kentleşmiş ve sanayi vs iş imkanlarının olduğu metropollerden çıkıp neden ege'deki şehir görünümlü köylere gelsin ki?
amk birisi de biz böyle iyiyiz demiş. kendisi izmir'de evinin önünü her yağmurda su basan bir kürt mahallesinde oturuyor. bu mu lan sizin iyi dediğiniz?
milletin gelip denize döl döküp gittiği yerlerde yaşıyorsunuz, kendinizi bir şey sanıyorsunuz amk.