yüzü suyu hürmetine mercidabık yaratılan hz mahmut'un en gözde talebelerinden biridir. ilim ve tahsil şelalelerinde aldığı abdest ile sözlüğe nur akıtmakta, solan bahçelere bülbülleri doldurmaktadır.
o ne güzel bir komutan, o ne güzel bir bediüzzamandır. bu badem çiçeğine şefaat et ya jethullah!
gözümüzde çok büyüttüğümüz ateist yazar. hani olur ya adam tanrı yoktur da çatır çatır konuşur. hakaret etmez sadece inanmadığını anlatır seviyesini korur. onlardan biri sanmıştım kendisini. birikimli, araştırmacı, bilime inanan filan...
bu yazarla arada bir zıtlaşırız. bir çok konuda fikirlerimiz uyuşmuyor. ama kendisinde imrendiğim bir yön varsa o da yazarların kendi kendileri ile olan çelişkilerini iyi tespit ediyor.
bu açıdan kendisini açıkça, göstere göstere alkışlıyorum.
buralara uğradığından beri takip ederim bu yazarı. sağlam eleştirileriyle, mantıksal savunmalarıyla ve kullandığı argümanlarla hep karşı taraf için zorlayıcı biri olmuştur kanımca. her ne kadar farklı perspektiflerden yaklaşsak da din mevzusuna çoğu konuda yazdığı özellikle pkk, kürt sorunu ve güneydoğu sorunuyla yazdıklarının altına imzamı dahi atarım. belki o beni hatırlamaz, zeitgeist the movie izlememiş sol elle taharet alan bir garip müslümanım işte.
bayram değil seyran değil eniştem beni niye öptü gibi bir durum ortaya çıkmadan niye nikaltındaki yerini işgal ettiğimi söyleyeyim :
üç hafta oldu. koskocaman üç hafta.
bu üç haftada bir insanlık öldürüldü filistin'de. ve hala daha öldürülüyor. ama alevi davasında aslan kesilen bu arkadaşımın* (#3559303) ne israil'in zulmü hakkında ne de filistin'in ezilmişliğine hiç değindiği yok. belki benden başka hiç kimse için önemli olmayabilir. ama insanlık için bir yeter! demek zor mu? bizim garip halkımız bile tepkisini forward maillerle veredursun senden böyle bir şey beklemem çok da absürd olmaz, değil mi?
ya mazlumdan yanasınız ya zalimden, safınızı belirleyin demiştin. senin safın hangisi bu durumda? yoksa elin medeniyet görmemiş cahil müslümanlarıyla aynı safta olmak mı zor geldi? safları sık tutarız biz ama, iğrenme sakın.
subcomandante marcos'u yazmıştın ya hani. (#4193381) hani avrupa'da bir asyalı, güney afrika'da bir karaderili, israil'de bir filistinli... ezilen, direnen, yeter! diyebilen bir insandı marcos. bilirim ki edip sharabi de bir insandır. katledilen bir alevi gibi, sürüldüğü topraklarda öldürülen bir ermeni gibi. şu an filistin'de yaklaşan füze ıslıklarıyla içi ürperen bir anne gibi. hiç söylenmemiş sözler yok mu söyleyeceklerin arasında filistinli bir çocuk için?
içime şüphe düşürdün bak. bilirim sığ fikirli değilsindir. osmanlı'ya ihanet eden, topraklarını satan filistin'e oh olsun diyecek kadar insanlıktan da çıkmadın. peki ama, yok mu şöyle yüreğinin taa orta yerinde ince bir sızı filistin için? yoksa sende mi "israil'in yaptıkları kötüdür ama hamas militanları.." diye sözlerine başlayacaksın?
herkesin içmek istediği şarabında da gözüm yok inan ki. tek isteğim zulüm karşısında insanlık adına aslan kesilen bir ateist olduğunu görmektir kardeşimin.
yokluğu çok fazla hissedilen, bugün aldığım haberle şahsımı çok üzmüş yazar. böyle bir evlat yetiştirdiğine göre çok düzgün bir insan olmalıdır annesi; ruhu şad olsun.
--spoiler--
kendilerine hatırlatmam gereken internet ilahları bana istatistikten gayrı bir vaad veremiyor. ne duacım ne habercim.
--spoiler--
bu iki cümleyi hatırlamasını isterim.
itina ile benden almaktan çekindiği ayarı umarım tecellilerden almıştır. (bkz: sabır)
tabi ki biz burada oyunlar oynuyoruz. boynunda kılıcı hissetmeye mahkum hangi müşrik belki de kısa paçalı, fırça bıyıklı bir cemaat çocuğudur.
--spoiler--
görüldügü gibi hakikat, entelektüel bilinçle kavranılamaz.
bu sır, çok kitap okuyarak da çözülemez;
" okudum bildim deme,
çok taat kıldım deme.
eril hakk'ı bilmezsen,
bu boşuna emektir."
er, hakk'ı bilen kişidir. hakk'ı bilen kişi ise egosunu yenmiş, yok etmiştir.
"sonsuz hiçlik" gerçegini anlamak için ego ölmeli ve biz bir hiç olmalıyız.
bir kalpte iki şey bir arada yaşamaz. ya "o" ya da ego için yer vardir.
ve ego ancak bizleri acı ve gözyaşına boğarak gider.
bu, geride hiçbirşey kalmayıncaya kadar devam eden acı bir süreçtir.
bu, "fena" halidir. yok olmaktir.
bu hal egonun hükmünü, kişinin benlik duygusunu tamamen kaldırır.
"fena" içinde kişi, bütün bütün yok olup gitmişken; allah kendi varlığında ona yeni bir hayat verir.
onu kendi boyası ile boyar. kişinin içindeki ve dışındaki bütün vasıfları değiştirir.
artık ölümün zaten alacağı egoist benlik bırakılmış, mutlak benlik onun yerini almıştır."
--spoiler--
