ebeveynin cocuguna din empoze etme hakki

    .
  1. yoktur.

    bu hakkın olmadığı, tam tersine buna hak değil hak ihlali denmesi gerektiğini söylerken başka niyetlerimizi gizleme çabasında değiliz. o suçlamalara cevap verelim.

    birincisi, bunu diyenlerin aslında "özgürlük" kisvesi altında insanların ateist olmalarını istemeleri, çocukların herhangi bi telkin altında yetişmelerinin önüne geçmeye çalışırken aslında gerçek amaçlarının dinsiz bi toplum yaratmak istemeleri lafını alalım.

    şu laf bi suçlama bile değil aslında. öyle ya, benim dinsiz bi toplum istiyor olmam neden bi suçlama olsun ki bana karşı. tıpkı müslüman bi kişinin tüm dünyanın müslüman olmasını istemesi kadar doğal kendimce doğru bulduğum bi fikrin tüm dünyaca kabul edilmesini istemek. ama bunun için etik dışı bi uygulamaya gitmiyoruz ki..

    yani ne kılıçla dinsizlik yayma hedefimiz var, ne kimseye küçükken ateizmin telkin edilmesi fikrimiz. tam tersine çocukların telkinle büyütülmesine karşı çıktığımızı diyoruz işte. hatta bi çocuğun küçük yaşta ateist ebeveyn tarafından beyin yıkanmasına tabii tutulmasına bile karşıyız onu da belirtelim.

    ha ama bu noktada ilginç bi şey var. o da ateist ebeveynin çocuğuna telkin yapmasına gerek kalmaması. bunu aslında şu dediklerimize karşı konumlanan insanlar da kabul ediyorlar. eğer bi çocuk kendisine bi dini inanışın empoze edilmesine maruz bırakılmazsa yüzde doksan dokuz nokta küsür ihtimalle evet dinsiz olur. fakat sonuç böyle diye savunmuyoruz ki çocukların özgür yetişmeleri gerektiğini.

    kaldı ki biri de belirtmiş zaten. o özgür bıraktığınız çocuk ilerde islam'ı seçerse morarmış suratlarınızı bilmem ne diye.. tamam, kabul, yeter ki çocuğu küçük yaşta özgür bırakın, isterse ilerde islam'ı seçsin, buna fitim ben yahu.

    zaten bu mevzu şu türbanlı başlıklardaki yazılar yüzünden sözlükte üstüne başlık açmayı tetikledi bende. çoğu kişi, yaşları küçük kızların türbana sarılmalarını savunurken onlara dini öğretmenin ileriki yaşlarda zor olduğundan, hatta büyüdüklerinde başlarını örtmeyeceklerinden dem vurmuşlar. yani aslında dindar kesim de kabul ediyor bi insanın akıl baliğ olduğu yaşa kadar dini telkin görmezse herhangi bi dini inanışa meyletmeyeceğini.

    o zaman da sormak gerekiyor. eğer aklı artık oturmuş bi bireyi ikna edemeyecek bi inanışsa bu, o zaman neye dayanarak kendi inancınızı temellendiriyorsunuz. ya da tüm dünyada herkes müslüman anne babadan dünyaya gelmiyor ama onların müslüman olmamalarının kendi günahları olduğuna, çoğunun hiç çıkmamacasına cehennem kütüğü olduklarına inanıyorsunuz. günahları da islam'ı seçmemek. e kendi çocuklarınızın bile müslüman bi toplumda yetiştikleri halde dini telkine maruz kalmazlarsa dine meyletmeyeceklerini düşünüyorsanız, dünyadaki diğer inanışlara sahip milyarlardan nasıl bunu bekliyorsunuz.

    bunun bi cevabı yok tabii ki. sonuç olarak elimizde ne var,

    çocukların herhangi bi inanç(sızlık) telkiniyle büyümemeleri gerektiği,
    anne babanın çocuklarını istedikleri gibi şekillendirmeye hakları olmadığı,
    dindar kesimin buna muhalefeti,
    bu muhalefetin temelinde bu çocukların büyüdüklerinde dine inanmayacak olmalarını kabul ediyor olmaları,
    akıl baliğ olmuş birini ikna edemeyen bi inancı benimsiyor olduklarını gizli itirafları..

    iyiymiş.
    5 ...
  2. .
  3. kiyafet giydirmekle tecavuzu engelleyebilecegini sanan insanlarin kendilerinde bulduklari hak.

    birak okusun, arastirsin, hissetsin.

    tabi ki cocugunuzu sokaga salmazsaniz, basina bir sey de gelmez. degil mi canlarim?
    4 ...
  4. .
  5. ateizm ve eşcinselliği "hayvan gibi yaşama" olarak tanımlayan dindar şahsiyetleri görünce insanın ister istemez antipati ile baktığı haktır.

    ideali ebeveynin çocuğa kendi yaşama biçimini empoze etmemesi gerekliliğidir. bu ateizm olsa da, müslümanlık olsa da böyledir.

    tabi konu bu kadar idealist bir düzlemde de ister istemez indirgemeciliğe varabiliyor. cemaat temelinde yaklaşımlar aile tarafından empoze edildiğinde bugün sözlük'te de karşılaştığımız bir problemle karşılaşıyoruz.

    ben bir ateist olarak bir ateistin muhammed peygambere küfretmesini onaylamayabiliyorum. zîra bir ateistin dîne yaklaşım tarzı nefret üzerinden değil, bir farkındalık üzerinden şekillenir.

    ama dindar olan insanlarda bi' "len peygamberimize hakaret ediyorlar" tandansıyla hareket etme dürtüsü söz konusu genel itibarı ile. bunu anlamak güç. en ufak bir sosyolojik analiz bile taban yapıyor, hakarete mâruz kalıyor, şaşırmamak elde değil.

    adam çıkıp ateizmi ve eşcinselliği hayvanlık olarak tanımlayabiliyor. bunu da dîni adına yaptığını iddia ediyor.

    insanlık paydasını yakalayabilmiş bir dindar böyle "hayvan pornosu" tadında çıkarımlarda bulunmayabilir. latin amerika'da sosyalist mücadelenin odağı olmuştur din insanları. filistin'de mücadele eden dindarlar che'ye atıfta bulunabilmektedir. ama islâm'a sindirilen bir bağnazlık var. bunu batıda oryantalistler yapıyor, islâm'la demokrasinin bağdaşmayacağını islâm ülkelerini savaş alanına çevirirken dillendiriyorlar ağızlarından köpük akarak. ya bu görüş üzerinden politik bir tavır şekillendiren müslüman çoğunluk? bu sağlıklı bir bakış açısı olmasa gerek. islâm dünyasındaki sonuçları ortada zîra.
    2 ...
  6. .
  7. yoktur. olsa bile bu, ebeveynin, çocuğunun beynini yoğrulup diğer insanların istediği şekle sokulması gereken bir hamurdan başka bir şey olarak görmediğinin göstergesi sayılacaktır. çünkü; hepimizin de ayırdında olduğu gibi ebeveynler -diğer herkes gibi- insanların ne düşündüğüne çok ama çok önem veriyor. öyle ki bu çocuğunun kendi fikrinden bile daha önemli olabiliyor. bu da bir dereceye kadar haklı zira ebeveyn çocuğunu diğer insanlara anlatırken gözleri parlasın istiyor diğerleri hayran hayran baksın kendi çocuklarını da onun yetiştirdiği gibi yetiştirsin, çocuğuna onun çocuğunu örnek almasını öğütlesin. evet, genel tabloya bakacak olursak bu, anne-babanın çocuk yetiştiriş tarzını yaymak istemesinden başka bir amaç gütmüyor. bu ister din empoze etmek olsun, ister ahlak.
    2 ...
  8. .
  9. dinini anlatmak hakkı, ve yaşamasını öğretmek hakkıdır, asıl empoze diye karalanmaya çalışılan kavram. tabiiki ebeveyn ne düşünüyorsa çocuğunada her konuda; sadece din olmamakla beraber, kendi düşüncelerini empoze eder. hiç bir ebeveyn çocuğuna dinini empoze edemez diyenlerede aileleri tarafından illaki bir şeyler empoze edilmiştir*ama, farkına varmaları biraz zaman alacak.

    (bkz: empoze yiyenin empozenin farkında olmaması)
    3 ...
  10. .
  11. mevcut düzende vardır ancak doğruluğu tartışmaya son derece açık olmakla birlikte. uzun uzun yazma gereği duymuyorum çünkü söylenmiş zaten benim de söyleyeceklerim üç aşağı beş yukarı. yalnız şu var ki ebeveynlerin bu hakkı kendinde görmesi yüzünden bireylerin ileride aydınlanması, dogmalarından, kendisine dayatılan düşüncelerden kurtulması, ögzür bir birey olarak fikirler, düşünceler arasından mantıklı olanı seçmesi çok daha zor oluyor malesef. (bkz: kendimden biliyorum)
    1 ...
  12. .
  13. empoze değil çocuğun taklit etmesi ve örnek almasıdır. ayrıca her dinde dini çocuklara öğretme vardır. yani bir baba "ama çocuğuma din empoze etmeyim çocuğumun hakkına geçmeyim" diye ibadet etmesin mi? çocuğuna ibadeti kendi dinini öğretmesin mi? öyle olduğu zaman din nasıl devam edecek? ileride çocuk "bana mantıklı gelmedi arkadaş" derse dinden çıkar takılır tek başına.
    2 ...
  14. .
  15. hiçbir şeyin anlatılmaması da ateizm tutkunlarının işine gelmesi ayrı bir durumdur. keza ateizm de inanç yoktur. yaratıcı yoktur. her şey bir rastlantı ya da olasılıkla meydane gelmiştir.* e böyle bir ideolojide çocuklara hiçbir şey anlatılmasın ki onlarda bu duruma gelebilsin.

    'biz özgürlük falan diye kılıf uyduralım, göz boyuyalım zaten belli bir yaşa geldikten sonra, o yaşın getirdiği aykırılık ve isyankarlıkla beraber geri dönüşü pek olmayacağından mütevellit aynı yoldan ilerler, oh ne güzel dünya bir ateist daha kazandı' mantığı ile de düşünülebilinir.

    burdaki sihirli kelime özgürlüktür. aman dikkat arkadaşlar. böyle sihirli kelimelere kapılmayın.


    ayrıca böyle düşünmek gericilikse, gericiliğin babasıyım. yobazlığın anasıyım, kendini bilmezliğin çocuğuyum.*
    3 ...
  16. .
  17. çok doğal olarak görünen fakat ters taraflı bulduğum bir haktır...düz mantık olarak yaklasırsak cocuk akıl baliğ olana kadar babanın çocuğun üstünde bir hakkı yoktur tam tersine çocuğun babanın üstünde hakkı vardır hemde çok önemli bi haktır ki cocuğa bu yaşta katılacak her düşünce,fikir,akım belkide çocuk için bir hayat gps i olacak.

    şimdi hangi insan ben tamamen doğru yoldayım yaptığım her iş doğru ki özellikle de inanç bakımından kendisini full olark hisseder?? peygamberler hariç hiç kimse,buna inanmak istemeyen,kendisini belki tam,olmuş,olgun hissedenler olabilir ama zamanımızda en basitinden gerçek Allah dostu alim kişilere bu sual i yöneltecek olursak inanın mütavazı olmaktan ziyade gerçekten kendilerini olgun görmezler hep daha alınacak çok yollarının oldugunu,öğrenecek çok şeylerinin olduğunu söylerler..

    yani hiç bir insan kendisini bir başka insanın hayatını tamamen değiştirecek hakkı kendisinde görmemelidir çünkü kendi hayatının,yaşantısının tamamen doğru yolda olduğu bile sorgulanmalıdır..

    çocuk büyütmek hiç sıradan bir iş değildir her ne kadar günümüzde çok afedersiniz bir hayvan büyütmek beslemek veya bir kadının bir çiçek büyütümesi gibi sıradanmıs gibi görünsede aslında çocuğun mikrokozmozunun nasıl bir makrokozmozu etkileyebileceği bilinmiyor..ewt fiziksel olarak çocugu büyütürsün istemesende büyütürsün çünkü allah cc onu yaratırken onun rızkını da beraberinde yaratmıstır..yani önemli olan senin o çocugun içini doldurabilmendir..nasıl ki hormonlu meyveler,sebzeler sadece görüntü olarak olgun görünüp yendiğinde ne bir tadı ne bir lezzeti olmadığı anlaşılıyor,aynen suan birçok insanda öyle dısarıdan olgun görünüp iki kelam birşey konustuğunuzda o iki kelamın sadece 4/7 sini anlayıp ki bu anladığı kısmında sadece 5/9 una anlamlı cvp vermesi hatta verdiği cevabında 9/10 unun(10/10 diyecek kadar acımasız değilm) karsı tarafı "doğrusun birader","valla yerden göğe kadar haklısın","hay ağızını öpeyim" gibi otomatik cevap şablonlarından öteye gidemeyen tastikleler oldugu bir gerçektir ve ne kadar büyük bi kayıp olduğu burdur un meşhur kabak helvası gibi ortadadır yine ve diyerek bağlıyorum bu cocukları yetiştiren hayır yetiştirmeyen sadece büyüten ebeveynin çocugunu üstünde inanılmaz bir hakkı vardır ve allah cc katında çok büyük vebal altındadırlar..ama ama söyle bi parantez açmadan edemeyecm elbetteki bazı ebeveynler ellerinden geleni yapsalarda bazı çocukların gerçekten değişemediği veya değişmediğide ortadadır.allah bu ebeveynin yardımcısı olsun bunuda söylemessem benimde hakka geçmem an meselesiydi..

    çocugu büyütürken ona kendi doğrularımızı kazandırmaktan öte doğruları nasıl araştıracağını,kıyaslayacağını,bulacağını ve en önemliside doğru-yanlıs,iyi-kötü,haram-helal hakkında nasıl yargıda bulunacağını göstermeliyiz bundan sonrası zaten kendiliğinden gelecektir çünkü allah cc yarattığı insanın içine en az kendisiini,kitabını,peygamberini anlayacak kadar kapasite yerleştirmiştir bu kapasite onda olmassa zaten allah onu yaşadıklarından muaf tutmaz mesela akli dengesi yerinde olmayanlar gibi

    Allah, bir kimseyi ancak gücünün yettiği şeyle yükümlü kılar. Onun kazandığı iyilik kendi yararına, kötülük de kendi zararınadır. (Şöyle diyerek dua ediniz): Ey Rabbimiz! Unutur, ya da yanılırsak bizi sorumlu tutma! Ey Rabbimiz! Bize, bizden öncekilere yüklediğin gibi ağır yük yükleme. Ey Rabbimiz! Bize gücümüzün yetmediği şeyleri yükleme! Bizi affet, bizi bağışla, bize acı! Sen bizim Mevlâmızsın. Kâfirler topluluğuna karşı bize yardım et.” BAKARA suresi 286. ayet

    dünyadaki sınavımızın başlangıcı Allah ı tanımaktan başlıyorsa bu ayete göre her insan bunu yapabilir..bizim yapmamız gereken yetiştirdiğimiz insana sadece öğrenmeyi öğretmek belkide düşündüğümüz doğruları kazandırmaktan çok daha kolay.. çünkü sağlam temeli olan bilgide hataya düşülmez,geriye dönüp hata aranmaz,yani bizim kazandırdığımız bilgi belki başta çok güzel yerleşmiş ve çok güzel yaşanmış olabilir ama yaşandıkça,yaşlandıkça,zaman geçtikçe error vermeyecği garantisi yoktur..
    1 ...
  18. .
  19. var olan bir haktır. buna da çocuk eğitimi denir. gelişim için gereklidir. zaten aklı buluğa erdikten sonra sorgulamaya başlayacaktır. eğer ebeveyn sorulan sorulara mantıklı cevaplar verirse daha doğrusu çocuk ikna olursa sorun yoktur. ama çocuk uludağ sözlük yazarı olup onu bunu sorgular ve bildiğini çelişki dolu açıklamalar yüzünden kaybederse kedini ifade edebileceği tarafa doğru yönelir. ister istemez. neye yönelir mesela ; ?
    zaten çocuğunun başı boş kalmasını istiyorsan anlatma. ama bu haktan yola çıkarak doğmatik başka bir düşünceyide empoze etme.
    (bkz: anladın sen onu)
    2 ...
© 2025 uludağ sözlük