Kırlangıçla karıştırılan bir kuş türü. Bugün kardeşim ve arkadaşı yerde bulup getirmiş. uçamıyor dediler, bir süre tuttuk ama bana gayet sağlıklı göründü. Tüm hayatı kuşlar olan bir tanıdığımızı aradık, o uçabileceğini söyledi. Pencereden saldım dışarı hemen hızla uçup gitti, içim rahatladı.
Bu kuş sadece üreme için yere inip, hayatının çoğunu havada geçiriyormuş. internetten araştırınca da insanlar tarafından bulununca hep haberlere filan çıktığını gördüm. Böyle özel bir hayvanı yakından görüp inceleme fırsatı bulduğum için çok şanslı hissediyorum.
Antep Karataş'ta zibilyon liralık rezidanslardan briket duvarlı bulgur fabrikalarına giden bir yol vardır. işte o yol varlıktan yokluğa gider. üzerinde düz çatılı müstakil bir evde cubeyr diye yaşlı bir Şam arabı kimsiz kimsesiz Yaşar.
işte bu ihtiyar cindarlık yapar. Bi bilsen kimler kimler gelip kapısında diz çöker. Uzun siyah parlak ve pahalı arabalardan inen pek mühim kimseler ikbal ve istikbali merak eder. Dedim ya kimler kimler?
Gaybı bilmem der cubeyr. Rüyalandığı vakit ayan olur batın. Acından ölmemek için verirlerse bir tas sütten başka dünyalığa tamah etmez.
Şimale giden ebabiller görmüş cubeyr. Tam tersi istikamete göç eden Allah kuşları. Sadece su içmek için yere teşrif eden bu kuş kavruk bostanında tavuk gibi gezer olmuş artık.
Yakın bir fecrde deccal çıkacak der cubeyr. 7 büyük Ordu memalik'i tırkiyye'ye harb edecek. Cenubi vilayetler kullen harap düştüğü vakit artık eli silah tutan pek az adam cesaret, metanet ve büyük bir mukavemetle küfrün bu gelmiş geçmiş en büyük ordusuna Ceyş-ul şeytana direnecek.
işte o bir avuç mücahidin de takati ve imanı tükendiği an ebabiller bu küfrü Cihandan temizlemek için tekrar semayı titretecekler. Furkan'da yazdığı gibi.
Arapça da "bölükler, sürü, sürüler" demektir. Kelime, Kur'an-ı Kerim de Fil suresi nin üçüncü ayetinde geçmektedir. Fil suresinde olay şöyle anlatılmaktadır: "Görmedin mi Rabbin fil sahiplerine ne yaptı? Onların tuzaklarını boşa çıkarmadı mı? Üstlerine sürü sürü kuşlar gönderdi. Onlara çamurdan sertleşmiş taşlar atıyorlardı. Nihayet onları yenilmiş ekin yaprağı gibi yaptı."
Ebabil kuşu diye bir tür kuş yoktur, ebabil arapçada "sürü, ordu, bölük" anlamına gelir. Yani anlatılmak istenen bir kuş sürüsüdür. Bu kuşlar bir yerden pişirilmiş çamurdan tuğlalar bullmuş ve koca orduyu bu taşlarla alt etmiştir.
Alıp içinde sesler uçuşan bu akşamdan
Hafızamı bir deniz kıyısına çeken yol,
Aydınlık rüyaların peşine düşen gondol,
Mavi bir denizde yüzer gibi yanan şamdan.
Tuşların üstünde karanlığın heyulası
Ve birden kalbe çırpınışlar veren hâtıra,
Çekmede beni saadet dolu dünyalara
Mine parmaklarında sadalaşan hülyası.
Sıyrılmada gözlerimden yıllarca geceler,
Ve yalnız kalmada bir yaza râm olan sahil,
Uçuşmada gökyüzünde bir sürü ebabil:
Sevgimi ve hasretimi ebedî kılan yer.
Açık pancurlarından seslerin dökülüşü.
Bir göl mü ürpermede ruhun uzaklarında?
En yakın sevgiyi duymayan dudaklarında,
Her yaşayıştan daha güzel olan gülüşü.
Ilık gölgelerde uyutup düşünceleri
Beyaz etekleriyle bana göründüğün an
Ve kapıları yeşil sabahlara açılan
Sıcak tahayyüllerle dolu yaz geceleri.
Renkli fanusların altına doğan dünyası,
Omuzlarında ayışığından örgülerle
Eklenmede içime hasret kaldığım yerle
Mine parmaklarında sadalaşan hülyası.
Bilimsel adı Apus apus'tur.Boyu 16-17 cm kadardır.Kentler ve açık alanlar yaşam alanını oluşturur.Genellikle kırlangıçla karıştırılır.Ancak,kanatları daha uzun ve kavislidir.Gece-gündüz havada kalır,uçarken uyur.Yalnızca üreme döneminde,kayalardaki ve binalardaki yuvalarında uyur.Sürüler halinde,tiz çığlıklar atarak uçarlar.