eşref bitlis suikasti

entry6 galeri0
    1.
  1. kıymetli bir devlet adamı ve asker, memleketi ve milleti için çalışan çabalayan, ortaya bir şeyler koymak için emek harcayan, harbi yurdum insanı, kahraman şehit, ruhu şad olsun.
    2 ...
  2. 2.
  3. gerçek bir asker ve vatan evladı, allah rahmet etsin.
    1 ...
  4. 3.
  5. Eşref Bitlis'in şüpheli ölümüyle ilgili ifade veren Doğan Güreş'ten soruşturmanın seyrini değiştirecek bir itiraf geldi. Güreş'in ifadesinde, Bitlis'in ölümüne neden olan uçak kazasının ardından üretici firmanın tehdidi nedeniyle, 'buzlanma' diye bir ara yol bulduklarını söylediği öğrenildi.Güreş'in, üretici firmanın "Uçak satmayız" tehdidi karşısında kazada uçak hatası ihtimalini araştırmadıklarını söylediği öğrenildi.
    http://www.radikal.com.tr...1077631&CategoryID=77
    1 ...
  6. 4.
  7. 5.
  8. şehit olan iki hava subayımız gibi amerikan'ın ortadoğu projesi için şehit olmuş bir Türk generali. Çekiç gücün ortadoğu da bulunmasını istemeyen ve bunu dile getiren bir generaldir!

    mekanı cennet olsun!

    http://turkmucadele.blogs...armz-nasl-sehit-oldu.html
    1 ...
  9. 6.
  10. orgeneral eşref bitlis cinayeti
    16 eyl ü l 2002 pazartesi tarihli sabah gazetesinde
    yayınlanan röportaja göre amerikan jetleri orgeneral
    eşref bitlis'in helikopterini düşürecekti.

    askeri uçak orgeneral eģref bitlis ve beraberindeki dört subayı
    ankara'dan diyarbakır'a götürürken düģtü. ġlk anda yapılan resmi
    açıklama, uçağın buzlanma nedeniyle düģtüğü idi. kara kuvvetleri
    komutanlığı askeri savcılığı, "kovuģturmaya gerek yoktur," diyerek,
    kısa sürede dosyayı kapattı.
    ancak dosyanın kapanmasına gönlü razı olmayanlar da vardı.
    çünkü orgeneral bitlis, kürt sorununa çok fazla kafa yormuģ, olayı
    her yönüyle analiz etmiģ ve strateji uygulanacak sonuca varmıģtı. ġģte
    burada bazı güçler devreye girdi ve olanlar oldu. "bazı güçlerin"
    karģısındaki grupta yer alan "güçsüzlere" göre olay kesinlikle
    sabotajdı.
    uçak firması beechraft corporation müfettiģleri ile türk askeri
    yetkililerinin incelemesi, buzlanma olmadığını, uçağın bazı
    parçalarının tahrip edildiğini ortaya koydu. ama bu, ciddiye alınmadı.
    kazadan hemen sonra askerlerden oluģan heyetin tuttuğu raporda,
    uçağın motor ve pervanesindeki buzlanma için, "muhtemelen"
    deniyordu. uçak firması, mahkemeye verdiği bilirkiģi raporunda,
    uçağın arızadan dolayı düģmediğini açıkladı.
    uçağın bulunduğu bölgedeki nöbetçi asker, kazadan bir gün
    önce, hiç tanımadığı bir kiģinin, parola vererek bölgeye girdiğini
    bildirdi. bu meçhul kiģi hiç araģtırılmadı.
    kara havacılık okulu anket heyeti, kaza nedeni için, "yüzde
    40 pilotaj, yüzde 60 aģırı buzlanma" dedi. müģterek kanaat raporunu
    düzenleyen heyet ise, tam aksi görüģ bildirdi. askeri savcılık,
    uçuģtan üç saat önceki hava raporunu temel alarak "buzlanma"
    sonucuna vardı. ancak uçuģ saatindeki hava raporu karın erimeye
    baģladığını gösteriyordu. rp lideri necmettin erbakan, 1993 aralık
    ayında, uçağı çekiç güç'ün düģürdüğünü iddia etti.
    uçağın düģmesine iliģkin ġtü uçak ve uzay bilimleri fakültesi
    tarafından hazırlanan raporda, uçağın buzlanma nedeniyle düģmediği
    iddia edildi. faili meçhul cinayetler konusunu araģtıran chp heyeti
    üyesi mahmut iģık, bitlis'i kahraman bilgiç'in öldürdüğünü öne sürdü.
    uçağın pilotlarından yüzbaģı tuğrul sezginlerin ablası saime
    sezginler, dosyanın sümenaltı edilmek istendiğini ileri sürdü. abla
    sezginler'e göre, davaya bakan yargıç üzeyir termeli bazı tanıkların
    yanında "karanlık güçlerin baskısı altında kaldığını" itiraf etmiģti. bu
    nedenle yargıcın reddi talep edildi.

    kaza özeti
    17 ġubat 1993'te yerel saatle 12.30 civarında türk kara
    kuvvetleri'nin kk 10011 no'lu beechraft b-200 s/m bb 1412, aletli
    meteorolojik ve buzlu uçuģ ģartlarında, türkiye, ankara esenboğa
    havaalanı için aletli iniģ sistemi lokalizörünü bulmak için manevra
    yaparken düģtü. uçuģ mürettebatı kaza öncesi motor titreģimleri
    bildirdi. ġki mürettebat ve üç yolcu öldü. uçak parçalandı. türk kara
    kuvvetleri için düzenlenen resmi raporda olay böyle özetlenmiģti.
    olayın mahkeme safhasında ġtü'den üç kiģilik bilirkiģi heyeti
    (prof. a. nuri yüksel, prof. oğuz borat, doç. dr. zahit mecitoğlu)
    tayin edilmiģtir. bu heyetin hazırladığı raporun yedinci sayfasındaki
    sonuç bölümünde ģu görüģlere yer verilmiģtir:
    1. motor arızası ve sonuç olarak uçağın düģmesinde buzlanmanın
    etkili olduğunu gösteren yeterli ve tatminkâr delil yoktur.
    2. motor arızası ve düģme olayında pilotaj ve bakım hata ve
    kusuru bulunduğuna dair deliller mevcut değildir. dolayısıyla
    davacılar murisi 2. pilot tuğrul sezginler ile kaptan pilot yaģar
    erian'ın kusurları yoktur.
    3. uçağın düģmesine yol açan motor arızasında davalı firmanın
    dizayn ve yapım hatası bulunduğuna dair delil mevcut değildir.
    4. kaza günü öncesindeki gece, hangar civarındaki -bir nöbetçi
    tarafından bildirilen- kimliği bilinmeyen kiģi ile yukarıda isimleri
    zikredilen motor iç aksamının enkaz mahallinde bulunamaması ve
    sağlam ve mukavim olan motor zarfının parçalanmamıģ ve hatta fazla
    deforme olmamıģ görüntüsü karģısında sabotaj ihtimali gözden ırak
    tutulmamalıdır.
    evet, bilirkiģi raporu kazadan çok, sabotaj olasılığını iģaret
    ediyordu ama askeri makamlar bunu hiç dikkate almadılar. acaba
    neden? korunması gereken kimseler mi vardı? yoksa bazılarının
    iddia ettiği gibi bu olay, abd'nin planladığı bir sabotaj mıydı?
    sabotaj tanığı nöbetçi askerin ifadesi çok dikkat çekicidir.
    k.k.k. as. savcılık hazırlık dosyasında dizi 70'te ifadesi bulunan
    olay tanığı tahir metin'in askeri savcıya verdiği 18.02.1993
    tarihli ifadesinde; "16 ġubat günü saat 19.00-21.00 arasında 5 no'lu
    kulübe nöbetçisi idim. saat 19.30 civarında dahili kıģlık kıyafetli, pilot
    bereli, astsubay olduğunu tahmin ettiğim resmi bir ģahıs havacılık
    okuluna doğru geçiyordu. dur ihtar ettim. durdu, parolayı ve iģaretini
    sordum, bildi. parolayı bildiği için ve üniformalı olduğu için içimde
    ģüphe uyanmadı. ben dört aydır bu birlikte görevliyim, sık sık aynı
    yerde nöbet tutuyorum. daha önce nöbet yerimizden yürüyerek
    geçen birini görmedim... ġahsın kolunda nöbetçi kolluğu yoktu," denilmektedir.
    askeri savcılık hazırlık dosyasında, bu önemli tanık beyanı
    doğrultusunda bir soruģturma veya araģtırma olmadığını görüyoruz.
    bu ifade alınmıģ ve öylece kalmıģ.

    amerikan jetleri , bi tl is'in hel ikopterini dü şürecekti
    ankara'da uçağının düģmesi sonucu ģehit olan, ancak bunun
    kaza mı yoksa sabotaj mı olduğu hâlâ tartıģılan jandarma genel
    komutanı eģref bitlis'in en yakın çalıģma arkadaģı emekli orgeneral
    necati özgen, sabah'a bir dönemin perde arkasına ıģık tutacak
    önemli açıklamalarda bulundu. pkk terörünün en yoğun yaģandığı
    dönemde güneydoğuda jandarma asayiģ komutanı olarak görev
    yapan özgen; amerikan savaģ uçaklarının, gizli bir görüģme için
    kuzey irak'a giden dönemin jandarma genel komutanı orgeneral
    eģref bitlis'in bulunduğu sikorsky helikopteri iki kez düģürmeye
    teģebbüs ettiklerini açıkladı.
    16 eylül 2002 pazartesi tarihli sabah gazetesinde yayınlanan,
    orgeneral necati özgen'le yapılan röportaja göre amerikan jetleri,
    bitlis'in helikopterini düģürecekti.
    "1992'de orgeneral eģref bitlis'le birlikte barzani'nin karar -
    gâhına gidiyorduk. zaho'yu geçtik... birdenbire 1.500 metre yüksekte
    iki amerikan f 15'i belirdi. biri aģağıdan, diğeri de yukarıdan
    helikopterimizi yalayarak geçti. motorlarımız durmak üzereydi ki aynı
    sahne ikinci kez yaģandı.
    kuzey irak'ta 1992 yılında gerçekleģtirilen ve "kazıma operasyonu"
    adı verilen harekâtı eģref bitlis komutasında yöneten
    özgen, iki aylık sürede 1.500'ü zeli kampında olmak üzere toplam 4
    bin 500 pkk'lı teröristin öldürüldüğünü de sözlerine ekledi. özgen bu
    harekât sonrasında bölgenin kontrolü için yapılan planlar kapsamında
    eģref bitlis ile birlikte kürt liderlerle görüģmek üzere selahattin
    kentine gittiklerini söyledi. özgen, ģehit komutanını anarken gözleri
    doluyordu, geçmiģte yaģadıkları olayları hatırladıkça da sinirlerine
    hâkim olamıyordu.

    ġģte özgen'in anlattıkları...
    "91-93 dönemi terörün en yoğun olduğu yıllardı. hemen hemen
    10 vilayet ohal valiliği'ne bağlıydı. ve bu 10 vilayetin asayiģi
    benim sorumluluğum altındaydı. özellikle körfez krizi bölgeyi çok
    etkiledi; çok yoğun peģmerge akını oldu. diyarbakır silopi'de büyük
    kamplar kuruldu. pkk da silah, cephane ve malzeme bakımından bu
    durumdan çok istifade etti. kuzey irak'ta çok yoğun pkk faaliyeti
    vardı ve bütün kamplar neredeyse dolmuģtu. bu nedenle 1992'de
    kuzey irak'a büyük bir harekât yaptık. alttan talabani ve barzani,
    kuzeyden güvenlik kuvvetlerimiz olmak üzere... operasyon 5 ekim'de
    baģladı, kasım sonunda bitti. ġki ayda kuzey irak'ı teröristlerden
    temizledik. 92'de yapılan bu operasyonun bir özelliği vardı. pkk kaçmıyordu.
    bu nedenle orada çok büyük bir çatıģma yaģandı. ve karģı
    taraftan toplam 4 bin 500 kiģi öldürüldü. sıra bölgenin kontrolüne
    gelmiģti. bunun için bir plan yapıldı. bu planı barzani ve talabani'ye
    anlatmak üzere rahmetli orgeneral eģref bitlis ile benim barzani'nin
    karargâhı olan selahattin kentine gitmemiz gerekiyordu. 17 aral ık
    1992'de ġırnak'tan bir sikorsky helikopteriyle hareket ettik.
    beraberimizde küçük bir karargâhımız da vardı. hatta orgeneral
    eģref bitlis bir ara bana dönerek, "irak'a giden ilk türk generalleriyiz,"
    demiģti. ben de, "vatan için komutanım," karģılığını vermiģtim.

    orgeneral necati özgen anlatmaya devam ediyor:
    "yerden 1.500 metre falan yüksekte uçuyorduk. zaho'yu geçtikten
    sonra birden iki tane amerikan f 15'i, biri alttan yukar ı, diğeri
    yukardan aģağı doğru neredeyse helikopterimizi yalayarak geçti.
    kaptan pilot jandarma yarbay öner yaktuğ'a ne olduğunu
    sorduğumuzda, 'komutanım, jetlerin egzoz gazı helikopterin
    motorlarını dolduruyor. bu yüzden motorlar oksijensiz kalıyor ve güç
    kaybediyoruz. neredeyse durma noktasına geldik,' dedi. epeyce
    alçaldık. neredeyse yalama uçuģu halinde uçmaya baģladık. bu
    arada durumu beytüģģebap yukarılarında hava trafik kontrol görevi
    yapan awacs'a bildirdik. hezil'i biraz geçtik. selahattin kentine
    yaklaģmaya 20-25 dakika kala, aynı uçaklar aynı ģekilde bir daha
    alttan ve üstten dalmaya baģladılar."
    eģref bitlis'in ölümü hâlâ sırlarla dolu... 1990 yılında jandarma
    genel komutanlığı'na atanan eģref bitlis'in, bölgedeki çekiç güç'ün
    faaliyetleriyle ilgili bir rapor hazırladığı, bu raporda abd'nin
    faaliyetlerinin kuzey irak'ta bir kürt devleti oluģmasına neden olacağı
    tespitini yaptığı ileri sürüldü. bu nedenle bitlis'in abd büyükelçiliği
    tarafından hükümete ģikâyet edildiği iddia edildi. bitlis, 17 ocak
    1993'te ankara'da uçağının düģmesi sonucu ģehit oldu.
    dönemin genelkurmay baģkanı doğan güreģ tarafından
    uçağın buzlanma nedeniyle düģtüğü açıklandıysa da bitlis'in oğlu iģin
    peģini bırakmayarak sabotaj iddiasıyla olayla ilgili dava açtı.
    necati özgen açıklık bekleyen soruları ģöyle yanıtlıyor:
    * havada yaşadığınız "gözdağı" olayı olağan mıydı?
    hayır, hayır. zaten kuzey irak'ta havayla ilgili böyle bir hareket
    yapılacağı zaman bunu önce diyarbakır'daki hava harekât
    merkezi'ne bildiriyoruz.
    * başkalarının hareketleri de size mi bildiriliyor?
    evet, bütün hava hareketleri bize bildiriliyor.
    * bu uçakların hareketlerinin daha önceden size bildirilmiş
    olması mı gerekiyordu?
    evet, bu yüzden garibime gitti birden.
    * jetlerin orada olacağı size bildirilmiş miydi?
    hayır, hayır bildirilmedi.
    * bu olayla ilgili sonradan bir şey yapıldı mı?
    sonradan diyarbakır'a gidildiğinde çok büyük tepki verildi.
    derhal gereği yapıldı. ama ne talihsizliktir ki 1994 yılında içinde
    subay, astsubaylarımızın bulunduğu yine bir sikorsky helikopteri, o
    bölgede düģürüldü. bunun bir kaza olduğu söylendi. ama bu konuda
    detaylı bilgiye sahip değilim.
    * sonradan amerikalıların orgeneral bitlis'in bölgeyle ilgili hazırladığı
    raporu beğenmediği ve bitlis paşa'nın uçağının suikast
    sonucu düştüğü vurgulandı. bu olay da bununla bağlantılı mı?
    ġimdi düģünün ki hiç haberleri olmasa bile, orada bir sikorsky
    helikopteri var. kime ait, kimin var sikorsky helikopteri? barzani'nin
    yok, talabani'nin yok...
    * paşa'ya bir gözdağı mı söz konusuydu?
    bitlis paģa'ya bir gözdağı değil de "biz buradayız iģte, buranın
    sorumluluğu bize ait" gibi bir imaj vermek istediler. eģref paģa’nın
    kazasıyla ilgili olarak ģunu söyleyebilirim: ben o zaman diyarbakır'da
    olduğum için oradaki durumu net olarak bilmiyorum ama o zamanki
    genelkurmay baģkanımız sayın doğan güreģ bunun bir kaza
    olduğunu televizyonda açıkladılar.

    komplo teorileri(erol mütemciler)
    0 ...
© 2025 uludağ sözlük