düşünmek

    215.
  1. Dün; ögle 2 de uyuyup, aksam 5 te kalktim. Gece 12 de yataga girdim, 2 ye kadar dolanınca, vazgectim. Hatta uykuya dalmadan ruya gorebilme meziyetine erdim bu surede, ilginç bir beyin kimyasi bozulmasi bu.

    Suan Saat 7 olmuş. Az sonra duş alıp, öğrenci islerine ve bir hastaneye uğramam gerek. Uyku mu? Ben uyumayı unuttum galiba.

    Kaldığım derslerimden tut, Tüm bunları bana yasatan zırva; bu eylemdir, Tasavvurdur. Kısaca, insanogluna bahsedilen iki yüzlü bir lanet bu.
    13 ...
  2. 144.
  3. Sıcak bi yüzeye temas edince elini refleksle çekermiş gibi insanların sohbetlerinden beynimi çekiyorum. insanlar bi çoğu yarım bilgiler edinen tembeller topluluğu, bi şey bilmez ama yarım bilgisiyle ömrünü ilme adamış insanlara kafa tutmaya kalkarlar, yazık. Kendi için çözülmez olan meseleleri diğerleri için de kördüğüm zannederde yarım aklından düşüncenin antitezini yazar kendince.

    insanlar ellerine aldıkları çekiç ile yonttukları heykelin karşısında böbürlenen adi mahluk. O heykelin hammaddesi ''manasızlık'' farkında değiller, önem verdikleri heykelin kendinden başka hayranı yok farkında değiller. 50 lirasını boşa harcasa kahrolurlar halbuki tüm ömrünü boşa harcarken üzülmez çoğunluğu çünkü farkında değiller.

    Dostoyevski'nin dediği gibi; keşke ben de diğerleri gibi alelade bi konuda, ne bileyim mesela cep telefonu konusunda bilgili olsaydım. O zaman kendime saygı duymaktan başka bi iş yapmazdım. Girdiğim ortamlarda cep telefonlarının mühim özelliklerinden bahseder, bunların yaşam için ne kadar önemli vasıflar olduğuna dem vururdum. Bana saygı duymayan insanların yakasına yapışır, diğerlerine bu bilgileri vererek önemli bi görevi yerine getirdiğime inandığım huzurlu bi yaşam sürerdim. Gerzekçe sohbetimi dinleyenler bana bakıp ''bak sen şu adama ne bilgili, ne özgüvenli birisi'' diye beni met ederlerdi. Lakin şimdi geldiğim nokta ne? Entelektüel bilgi edinmek?? Felsefe, sosyoloji, edebiyat bunları okuduktan sonra diğerlerinin gerzek esprileri beni bunaltıyor. Onların vakit cinayetlerine tanık olmaktan yıldım artık. Sex, futbol ve madde muhabbetleri sıktı beni tamam mı? Etrafımda materyalist insan istemiyorum.

    Nasıl onlar basit esprilere bu kadar gülebiliyor? Neden sığ konuları konuşmaktan bu derece zevk alıyorlar? Kitaplar sadece benim için mi var? Kitapların herkese açık olduğu dünyada bu kadar boş kalmak nasıl mümkün olabilir? insanlar neden çok mutlu olduğunu, çok gezdiğini, herkesten çok yaşadığını diğerlerine ispat etme derdinde? Bunları düşünmek bana mı has?

    Bilmiyorum, bilmiyorum. Sadece bana gelip gerzek anılarını anlatan, her muhabbeti kendine ve ne kadar üstün birisi olduğu konusuna çeken, boş teneke gibi çok ses çıkardığı halde üniversite okuduğu için kendini bilgili sayan, Eksik, mantıksız, yarım olmasına karşın kendini mükemmel ve üstün insan zanneden insanlara acıyorum o kadar?
    12 ...
  4. 221.
  5. Heidegger’in dediği gibi bir yoldur. Fakat siz yürüdükçe oluşan bir yol, zira yol arkada kalandır.

    “Düşünmenin ne demek olduğuna kendimiz düşündüğümüzde ulaşabiliriz.”

    Düşünmek öğrenilecek bir şey değil, yaşanılacak bir şeydir. Bu içinden tavşan çıkardığınız bir şey değil tamamen kendi becerinizle sınırlı. “Akşam ne yemek yapsam” gibi bir düşünmekten bahsetmiyoruz. Yaşama derdiniz varsa, geçim sıkıntınız varsa, emekli maaşımla nasıl geçinirim diye kaygılarınız varsa oturup “düşünmek nedir” diye düşünmek lükstür.

    Biz de kendimiz üzerine fazla düşünmemişiz zaten birileri bizim hakkımızda düşünüyor siz busunuz diyor biz de “ha biz buymuşuz” diyoruz.
    9 ...
  6. 179.
  7. benimdir konuşmaktan çok düşünmeyi tercih ederim.
    8 ...
  8. 232.
  9. Aklından geçirmek, göz önüne getirmek.
    8 ...
  10. 189.
  11. descartes'in 'düşünüyorum o halde varım' ifadesiyle daha da gözümüze sokulan etkinlik. descartes eğer düşünmemiz gerektiğini bu kadar vurgulamasaydı, çağdaş felsefe bu halde olmazdı. evet arkadaşlar, descartes bu sözüyle, düşünün demek istiyor(!)
    9 ...
  12. 239.
  13. Akıllı insan düşündüğü her şeyi söylemez, fakat söylediği her şeyi düşünür.
    7 ...
  14. 193.
  15. Hem düşündüğümüz şeyi düşünüp, hem de düşündüğümüz gerçeğini düşünmemizin imkanı yalnızca düşündüğümüz şey, düşündüğümüz gerçeği olduğundadır.
    5 ...
  16. 200.
  17. Yarını hep yarını düşünmek ve yarın için şuandan vazgeçmek. Sosyal konularda,siyasi konularda,içsel konularda kafamızın içinde yarattığımız taslaklar, bazen anlatmak için bazen sadece susmak için, bazense hiç istemeyerek yaptığımız eylem.
    Sinir sistemi hücreleri arasında sıkışıp kalmışlık.
    Bin düşünüp bir konuşamamışlık,ya da hiç yapmaya vakit kalmamışçasına susmamışlık. izlenen kaldırım taşı da olabilir bazen bir halı figürü de, yarım kalan bir hayal ,ya da yarım kalamayacak kadar başlanamamış bir iş, dokunulmamış bir aşk, unutulmuş bir şarkı sözü.
    Arkadaşlarla oynanan bir oyun , uzunca bir yazı, en güzel proje ya da kimsenin beğenmeyeceği kadar kötü bir eser.
    Uzun bir yolculukta cam kenarına oturup kafayı cama yaslamaktır ve titreyen otobüsün kafanızı her seferinde cama çarptığından duymadığınız rahatsızlıktır düşünmek. . .
    6 ...
  18. 145.
  19. güzel düşünmek, evrensel düşünmektir benim için. bir konuya bağlı olmadan düşünmektir, herşeyi herkesi düşünmektir. insan sadece kendisini düşünürse eğer bu bir kum kadar hafiftir. evrensel düşünürse eğer bu bir dağ kadar ağırdır.
    5 ...
© 2025 uludağ sözlük