"the worst sin towards our fellow creatures is not to hate them, but to be indifferent to them. that's the essence of inhumanity."
az buçuk türkçesi için: "işleyebileceğiniz en büyük günah, başkasından nefret etmek değil, ona kayıtsız kalmaktır. insanlık dışı olmanın özü nefret değil, kayıtsızlıktır.
kim demiş bu lafı, sevgili bernard shaw abimiz. seversin, sevmezsin ama doğru demiştir.
her olana kayıtsız kalırsan, sana da uymuyor diye bir kenara atarsan, bir gün devran ters dönebilir. o sebeple kayıtsız kalma, uyuma, uyandır. bütün insanlık her konuda görüş bildirsin ve kimse kimseye kayıtsız kalmasın. adam gibi anlatsın, adam gibi dinlemesini ve okumasını bilsin.
not: bu adamın sevdiğim laflarından birisi de şudur: "dünyada barışı sağlamak isterseniz; politikacıları öldürün yeter, halklar anlaşır."
Herkes düşünce özğürlüğünün olduğunu sanıyor ama düşünçe özğürlüğü yok fransızlar'ın cıkardığı son yasa gösteriyo bunu bildiginiz ğibi biri cıkıp türkler soykırım yapmamıştır dese ceza alaçak bu olayda düşünce özğürlüğünün bittiğini ğörüyoruz.
Biz ihtilal yaptık siz naptınazzz diyen Fransa' da bile yoktur o, sözlükte olmamasını garipsememek lazımdır, düşünce özgürlüğü denen şey sadece hayali kurulan, asla olmayan ve olmayacak olan kavramdır.
"bir alet, bir sayı, bir vesile gibi değil insan gibi yaşamalıyız dersin,
büyük hürriyetinle basarlar kelepçeyi,
yakalanmak, hapse girmek, hatta asılmak hürriyetinle
hürsün!!!"
her insanın farklı düşünce yapısında olabileceği ya da aynı konularda farklı kararlar alabileceği gerçeğidir. kimse düşüncelerinden ötürü cezalandırılamaz. kişisel hak ve özgürlükler doğrultusunda herkesle aynı yönde düşünmek zorunda bırakılamaz. yorum kabiliyetini her ortamda sergilemek o insanın en büyük özgürlüğüdür. uludağ sözlükte varolmayan özgürlük çeşididir.
ülkemizde ciddi manada fikir hazımsızlığı var. düşüncelerinize daha kendi arkadaşlarınızın saygısı yokken veya söylediğiniz bir fikir için kendi doğru bildiği yargıları sözüm ona savunmak adına ağzından tükürük saçarak size saldırırken, devletten düşünce ve ifade özgürlüğüne dair somut adımlar beklemek hayalcilik olur. sorun tamamen köklerde, çocukluktan ele almalı belki böylece bizden sonrakiler daha anlayışlı olabilir.
türkiye de atatürk ü sevmiyorum demek için kullanılırken hak, böyle kullanıldığında düşünce özgürlüğü
bazense hapse sokturmak isteyenlerin kullandığı haktır, böyle kullanıldığında düşünce suçu oluyor.
kişiye göre değişiyor, çapulculara özgürlük, aydınlara suç oluyor.
düşünce özgürlüğü lügatımızda hiçbir zaman tam anlamıyla yer edinemeyen, her insanın bastırdığı duygulardan en kocaman olanıdır. fakat hiç ama hiç sahip olamayacağı yegane duygulardan biridir.
hicbir yerde, ülkede yeteri kadar düsünce özgürlügü yoktur. hersey topluma baglidir. kim ne derse desin bircok sey insanin icinde kaliyor kim ne der, nasil düsünür korkusu esir aliyor düsünceleri.
istediğin kadar düşünebilirsin özgürsün ama sen yinede iyi düşün. her an ellerini bağlayabilirler.
düşündüklerine karışan yok zaten!
sadece paylaştıklarına kota koyduk.
hiçbir şekilde ve hiçbir inanışça sınırlandırılmaması gereken özgürlüktür.cemil meriç 'bu ülke'de çok güzel ifade eder,tavsiye olunur.her hakikat zıt görüşüyle var olur.
türkiye'de var olmadığı 29 ekim 2012 tarihinde belli olan,muhtemelen 10 kasım'da da olacak özgürlük biçimi.
muhafazakar liseli bu entry'i okurken çemçük çemçük gülen ağzına sıçarım senin.hiç mi için sızlamıyor biber gazını yiyen gençleri görünce,sırf cumhuriyet'i kutladı diye lan ? ben sadece yanından geçtiğim halde nevrim döndü,hükümet bu gaza organik diyor zararsız diyor.kimi savunduğunun farkında mısın ? polis eylem yapan bir kadının çocuğunu bile düşürdü copuyla.