genel olarak düğünlere karşı negatif değilimdir. hatta davetlisi olduğum her düğüne iştirak eder, çeyrek altınımı takar koçlar gibi giderim. tabi bazı düğünlerde can sıkıcı boyutta hadiseler yaşanmıyor değil. bunlar arasında benim en nefret ettiğim şey kız tarafının çok çoşkulu şekilde oynamasıdır. tamam evladının mürivetini görüyorsun telli duvakli, eğleneceksin ama abartmadan eğleneceksin kardeşim. nihayetinde kızını götürmelerine saatler kalmış. di mi?
devamlı insanların eğitimsiz oluşundan ve hala belli başlı kabile anlayışlarının, aslında hiçbir geçerliliği olmayan ve insanların birbirlerine sanki ulvi veya ahlaki bir kuralmış gibi dayattığı basmakalıp kurallardan şikayetçi olan ve onları eleştiren babamın bana sarf ettiği bir cümledir:
yaşlı teyzelerin bekarlara hadi hadi sıra sende artık demesi, çalan müziklerin hep aynı olması, oynamaktan ya da halaydan nefret etmenize rağmen sürekli birilerinin sizi çekiştirip alana sürüklemesi, herşey kusursuz görünsede hemen hemen hiçbir şeyin planlandığı gibi gitmemesi başlıca nefret sebeplerindendir.
assolist diye berbat sesli, balık etli, çirkin giyimli teyzelerin sahneye çıkıp; önce slow turkish pop, akabinde arabesk ve en sonunda da halay mod on türkülerini söylemeleridir.
bir kere özel hayatın gizliliği ilkesine aykırıdır efendim. bu da tek başına bir nedendir. gelin kızımız ve damat bey oğlumuz o gece şeyedecekler diye, onlarca kişiyi ortaya toplayıp, bir de bunun davetiye vasıtasıyla alakalı alakasız herkese duyrulması, o da yetmedi arabaların arkasına "sevişiyoruz mutluyuz" türünden yazılar yazılması bir de bunun için düğün salonu, davul zurna gibi insan sağlığına zarar verici etmenlerin işin içine katılması, şahsımca nefret etme sebebidir.
Darısı başına muhabbetleri. Belki adam lezbiyen, gay. allah allah yaa, ah bu Türk milleti yok mu ? - Tabii ki var. Evlenmeye ve 4 çocuk yapmaya (!) ne meraklı !
asosyal hıyarların anneleriyle kendilerine eş baktıkları, oynamak istemediğin, bilmediğin halde zorla kaldırılıp alkış yapmakla yetinilen ve sıkıntıdan patlanan organizasyondur. O gecede herkes mutsuzdur fakat herkes mutlu numarası yapar, damat ın çok masraf yapdık yahu altında yok nasıl odenecek onca borc dediği ama o gece yapacağı işi dünüp mutlu olduğu; gelinin babasının büyüttük yetişdirdik, bu hıyar kıza şimdi gece neler yapacak diyerek tertlendiği, uğruna nice paralar harcanan absürt bir adettir.
Olayın kahramanları ve kazananları salon sahibi,kuaför,fotoğraf stüdyosu,çiçekçi ve tabikide piyanist dir.