Düğün esnasında kaybolan çocuk yoktur, ilgisiz aile vardır.
Ablamin düğünü sırasında çocuğunu bizde unutup evine gidip yemek yedikten sonra eksiklik hissedip ortalığı ayağa kaldıran bir aile tanıyorum ki hiç hoş değil.
herhangi bir çocuktur, gerizekalı ithamı ağır olmuş yalnız.
hangimiz düğünlerde -çocukken- diğer arkadaşlarla gezip dolaşıp oyunlar oynayıp anne babamızdan sürekli para isteyip düğün yerinin oralarda delicesine harcamadık ki? harcarken düğün yerinden çok uzaklaşmayalım demedik?
lan geri zekalı demeyin o çocuğa. çocuk o. annesi babası ne iş görüyor çocuk kaybolurken?
çocuk bu, sürekli gözetmeliler. her hareketini.
sen ilgilenme; çocuk da kaçar tabi.
ayrıca bu çocuk ben oldum çoğu zaman. kaybolma amaçlı yapılmıyor o kaçışlar.
yeni yerler, yeni insanlar keşfetme merakı diyelim.
ilgi çekmeye çalışan eşsiz insan evladıdır. sahiplendikleri masanın yerini unutmuş olan insan evladıdır. ya haylazlık peşinde ya da kız peşinde olan insan evladıdır. sevmeyiz öyle insan evlatlarını.
düğün salonunu çocuk oyun parkı olarak gören gerizekalı ebeveynlerin "enerjisini atsın, deşarj olsun, eve gidince de yatsın uyusun" diye ortalığa şöyle bir salıverdiği çocuğun başına sıklıkla gelen şey.
sonunda "hüeheheheh!!" diye zırlayarak bir delikten çıkar kendisi, ilk önce badana gibi makyaj yapmış anasından dayak yer*, sonra da pistte deli gibi koşturmaya devam eder.
büyük havası vermesi için giydirildiği takım elbise gibi bir kıyafetle düğün salonunun ortasında salya sümük koşarak herkesin gördüğü fakat ebeveynlerinin bir türlü bulamadığı çocuktur.