ellerinde koca baltalarla sana göre ağaçlar kesip, cetvellerle sana göre dolaplar çizenlerin, cekmecelerin, çamarşırların arasına, özenle,mayın eker gibi yerleştirdikleri, keskin, gereksiz naftalin kokusu; düzen..
dev gibi binaların arasında, plaza insanı tandanslarıyla salınmamaya, böceklenmemeye yemin ederek yola cıkmak, aramak tek yol.. belki.. *
birilerinin sıçtığını başkalarının temizlediği boktur düzen. ya da birileri kendi yerlerine sıçmaları için para verir ötekilere.
insan insanı düzer, ötekiler kondom satar para kazanır.
kimisi merdiven siler benim izmaritlerimi ayıklar boşluktan. her ay verdiğim 7 ytl temizlik parası karşılığında.
filmci, 5 ytl ye 3 tane porno film satar, gençler alır çeker ne çekecekse; mutlu olur. filmci de mutludur, filmin artistleri de.
sabah olur, saat 6 da uyanır gece 12ye kadar televizyon izleyen bireyler. giyinir süslenir, kahvaltı bile yapmadan akbilini basar aletlere, dıdıdıt dıdıdıt aktarmalar aracılığıuyla işe gider milyonlarca insan. kendi yarattıkları karmaşada boğulur dururlar, insanlar.
öğrenciler fotokopiciden aldıkları ve kime ait olduklarını bilmedikleri ders notlarını yalar yutar vize-final dönemleri. tramwayda denk gelinen ve senin hocan oldupunu bilmeyen öğretim görevlisi 45 saniyede 5 öğrenciyi bırakmıştır bile dersten. sınav kağıtlarını okurken, ya da okuma fiilini içgüdüsel olarak gerçekleştirirken.
felsefe finalinde; marsilyus`un görüşlerini anlatınız. şekilde soru soran
yardımcı doçent, geçme notunun 50 olduğu sistemde 45le bırakır öğrencisini. ve yanına gidip konuştuğunuzda soyut düşünmeyi becerememişsin der, sorduğu sorudan habersiz.
teoman denen şahsiyet bir röportajında afrikada açlıktan ölen çocuklar umrumda değil, beni uyutmayan şey kız arkadaşımla aramda sorun olmasıdır der ve aradan muazzam bir süre geçince erdal erene itafen şarkı yapar. gençler dinler, öğrenir kimmiş erdal eren.*
eminönü kadıköy arası çalışan vapurdan simit atar sevgililer, arada öpüşür sevişir ayak üstü, martılar yorumunu yapar;
Belli yöntem, ilke veya yasalara göre kurulmuş olan durum, uyum, nizam, sistemdir. Soyut ve somut nesnelerin bir sıraya, bir hedefe, bir amaca göre sıralanmasıdır. Bir devletin belli başlı ilkeleri bakımından yönetimde tuttuğu yol, yönetim biçimi, rejimdir. Bir kimseye, bir kuruluşa karşı toplu olarak alınan gizli karar, dolap, komplodur. Müzik aletlerinde ses ayarı, akortdur. Toplumsal bir yapı içinde ögelerin bütüne, bütünün ögelere ve ögelerin birbirlerine göre ilişkileridir.
pek çok yerde olayları yanlış yorumlayıp kendine ihanet eden.
düzen, insanlar için kaçınılmaz olan "toplum yaşamı" için gereklidir. niçin? antik çağda da günümüzde de insanlar pek çok ihtiyacını karşılama noktasında birliktelik ihtiyacı duymuşlardır. bir takım tehlikelere karşı tek başına karşı koyamamış olmanın verdiği bir güdü ile her zaman topluluk halinde yaşanıldığı bilinen bir gerçek. yalnızlık, duygusal çerçevede mümkünse bile pratikte mümkünatı olmayan hatta ütobik sayılabilecek olan bir olgudur. çok zorlamadan sadete gelelim,
insanlar insiyatif dışı da olsa birlikte yaşamak zorundadırlar.
herkesin bir çıkarı vardır.
herkesin bir beklentisi vardır.
herkesin bir takım temel ihtiyaçları vardır.
ihtiyaç ve beklentilerdeki zıtlıklar çıkar çatışmalarını doğurur.
çıkar çatışmaları tartışmaları doğurur.
tartışmalar uzun soluklu olduğunda kavgaları beraberinde getirir.
bu duruma engel olabilecek bir bariyer olmadığı takdirde durum sıklıkla ve herkesçe tekrarlanabilir.
tekrarlanan olaylar büyür, gelişir daha başka sosyolojik sonuçlar doğurabilir.
ihtimallerdeki kesinlik gereği iç huzur hiç edilir.
ve düzensizliğin hakim olduğu komünlerde huzur kavramı tıpkı 80li yıllarda herkesin araç sahibi olması fikri kadar ütobik olacaktır.
ve herkes bu durumlar çerçevesinde kendisiyle baş başa bırakıldığı takdirde belki kardeşini katledenlerin sayısı insanlığın sonunu getirebilecek kadar artacaktır.
o yüzden genç ve dinamik güruh, düzene laf etme sebepsiz, çarkları biz çevirmedik ancak hayallerle de yaşayamayız.