Öyle önemsizim ki bu kara parçasında
içinde doğmuşum öfkenin ve yalnızlığın
Ve öyle sıradanım ki bu kıtada
Dünyanın en ucunda ve aşkın en uzağında yürütmüşler beni.
Gözlerimi açtığımda kapatmayı dilerken ben
Sabahın ışığında, Korkunç günlerin ve muhteşem büyülerin tuzağında yürütmüşler beni,
Anımsamak için gerçeği ve
Daha iyi öfkelenmek için zamana, kaçan aşklara ve kaybettiklerime
Bu bir sinir savaşı,
Bu gerçek bir dünya savaşı olsun diye Acının tam içinde yürütmüşler beni.
Güneşin doğmayı unuttuğu, benim ölmeyi unuttuğum bir arazide yüklenmişler kelimelerle
O müthiş sözcüklerle başarmışlar korkunç çivilerle çarmıha germeyi
Ve götürdüklerinde unutup geri almamak için
Acılarından, öfkelerinden ve cehennemlerinden doğan yerlere bırakmışlar.
Öyle üzgünüm ki bu kurumuş topraklar arasında
Kurumuş insanlarla krallık yarışında
Beni daha fazla öldürmek için ruhumu öldürmüşler aslında,
Açtığımda gözlerimi çıktığım rahimden iğrendirmişler...
Öldürürcesine bu ferman,
Öldürürcesine bu gerçek,
Öldürürcesine bu katl-i vacip,
Öldürürcesine öldürmüşler.
Hangi sonucun belirsiz nedeni bu intikam?
Balıklar nefes almasın diye denizlere sokmuşlar beni
Öğrendiğimi bilmesinler diye nefretimi onlara.
Gözlerimi yuvalarından çıkartıp hanesiz bırakmışlar...
Zihnimin sol kenarını hırpalamışlar
Ve tahrik etmişler bedenimi başka bedenlerle
Öyle inançsızım ki doğama, Düşman olmuşum ruhuma
Kabus dolu geceler benimle uyusun diye
Hayallerim bir çöp sepetinde kediler tarafından saldırıya uğrasın diye
Boş ve müziksiz odaların içinde yürütmüşler beni.
Bastırırcasına kanı,
Bastırırcasına acıyı,
Bastırırcasına bu yaşamı,
Bastırırcasına bastırmışlar..
Bölünmüş bir sayı denli hücrelerim şimdi
Bir taraftan diğerine çekilip durmuşum
Sıcak gecelerin soğuk adamı
Tarifi imkansız bir gerçekle kafam karışsın ve
Varoluşumun keşfi yüreğime indirgensin diye Tanrının kuyruk sokumunda yürütmüşler beni.
Kitapların arasında kaybolayım diye doğurmuşlar
Aşkların arasında seçim yapayım diye,
Ve daha mahzun ve masum yalanlar söyleyeyim diye diretmişler.
Ruhumun sinirlerini öfkemin kemiklerine sormuşlar
Daha rahat düşmek ve
Kimse şaşırmasın diye Cehennemin balkonunda yürütmüşler beni..
Zihnimin kopan parçaları bana hükmetsin diye dua etmişler
Bağırıp çağırmak için kaybolduğumda ruhuma sessizlik katmışlar
Yel değirmenleriyle çarpışayım diye uykumda, Kabuslar eklemişler gözle görülmeyen
Gerçek demişler adına yalanın
Yalana gerçek demişler
Ölmeyi her gün dilememi sağlamışlar
Bir kare as bulmayayım diye asları yok etmişler
Yok etmişler beni, fazlasıyla çürütmüşler...