dünya tarihi

entry15 galeri0
    1.
  1. william h.mcneill'in kitabı. türkçe olarak ilk baskısı 1985'de yapılmış
    olsa da halen yeni baskıları yapılan ve satan bir kitap. en önemli özelliği
    tek bir cilde dünya tarihinin sığdırılabilmiş oluşu.
    2 ...
  2. 2.
  3. uluslararası ilişkiler bölümlerinde genellikle ilk sene okutulan çerez(!) ders.
    1 ...
  4. 3.
  5. içerisinden savaşları çıkardığımız zaman geriye ne kalacağını merak ettiğim ders kitabı.
    2 ...
  6. 4.
  7. ntv yayınlarından çıkmış müthiş bir baş ucu kitabı. uygarlıkların doğuşundan 21. yy'a kadar yaşanmış en önemli olayların modern bir dille anlatıldığı sıkıcı tarih kitapları klişesini yıkmış okunası bir kitap.
    1 ...
  8. 5.
  9. Savaşları Çıkarsınlar Geriye Hiç bir şey kalmaz.
    1 ...
  10. 6.
  11. http://www.dunya-tarihi.com/ diye bir site var şimdi...

    itü mezunu bir çift yapmış yoksa yazmış mı desem daha doğru...

    19 cilt var..hepsi ücretsiz...

    yazarların önsözünden bir kesit :

    .....Okuyacağınız kitap, kendimizi aradığımız kitaptır. Olaylar zamanda dikey değil yatay incelenmiştir. Tarihten alınacak ders çoktur. Ama en önemlisi “ insan ne ekti ise kendi ekmiştir. insan ne ekti ise onu biçmiştir “.
    Unutulmasın, tarih gösteriyor ki, iyi veya kötü her yapılanın sonuçlarını yapanlardan fazla gelecek nesiller görürler.

    Arda Kısakürek

    ....Çalışmamızda kullandığımız yol her araştırmada takip edilen yoldan da çok farklı değildir. Öncelikle, kaynak kitaplar, makaleler, yazılı ve görsel muhtelif dokümanlar, sanat eserleri vb… kısaca birçok tarihi, felsefi, teolojik, sosyolojik, coğrafi, astronomik, fiziki eser ve bilgiler kullanılmıştır. Çalışmamız güncel tabiri ile popüler tarih denemesidir.

    Evin Kısakürek

    tarih meraklıları ücretsiz olarak tüm kitapları siteden indirebilirler. yazarların maddi bir beklentisi yok, tek arzuları sitenin duyulması.
    2 ...
  12. 3.
  13. http://tr.wikipedia.org/wiki/D%C3%BCnya_tarihi

    Dünya tarihi, dünyanın çeşitli yerlerindeki insanların yüzyıllar boyunca geliştirdikleri uygarlıkların öyküsüdür. Bu öykü çeşitli madde başlıkları altında anlatılmıştır. Dünya tarihine ilişkin bilgiler, ayrıca ülkelere ilişkin maddelerin tarih bölümlerinde, ünlü kişilerin yaşam öykülerinde, savaşlar,çarpışmalar, keşifler, siyasal ve toplumsal hareketler, dinler gibi tarihsel olaylarla ilgili maddeler bulunabilir. Hititler, Asurlar, Aztekler ve inkalar gibi başka bazı halkların belirli dönemlerde egemen oldukları, bir süre sonra ise yok oldukları gözlenmektedir.
    0 ...
  14. 4.
  15. 2 dakikada dünya tarihi diye bir toparlama yapalım. bunu okumanız ne kadar sürer bilemem ama kelime kelime aktarmaya çalışacağım. tabi ki daha eski tarihleri biraz daha üstünkörü geçip yakın tarihte daha detaylı başlıklar kullanacağım. es geçilenler illa ki olacaktır. haydi bakalım:

    güneş
    toz bulutu
    dünya
    dinozorlar
    mamutlar
    garip hayvanlar
    ilk insan
    taş devri
    taş bakır devri
    maden devri
    bakır devri
    tunç devri
    demir devri
    ilk çağ (yazının icadı)
    batı roma imparatorluğu
    hristiyanlığın doğuşu
    kavimler göçü
    islamiyetin doğuşu
    kiliselerin ayrılması
    magna carta
    yüzyıl savaşları
    istanbul'un fethi
    küreselleşme hareketlerinin başlangıcı
    protestanlığın doğuşu
    rönesans
    reform
    imparatorlukların yükselişi
    fransız devrimi
    milliyetçiliğin yükselişi
    ulus-devletlerin ortaya çıkışı
    1. dünya savaşı
    osmanlı'nın çöküşü
    kolonileşme hareketleri
    faşizmin yükselişi
    büyük buhran
    hitler'in yükselişi
    2. dünya savaşı
    liberalizmin yükselişi
    iki kutuplu dünyanın başlangıcı
    soğuk savaş
    birleşmiş milletler'in kuruluşu
    israil'in kuruluşu
    nato'nun kuruluşu
    komünizmin yükselişi
    çin devrimi
    ortadoğu'da israil karşıtı hareketler
    arap-israil savaşları
    iran devrimi
    sovyet sosyalist cumhuriyetler birliği'nin yıkılışı
    soğuk savaş'ın bitişi
    iki kutuplu dünyadan çok kutuplu dünyaya geçiş
    1. körfez savaşı
    internet çağı
    galatasaray uefa kupası'nı aldı (bizim uefa kupamız var!)
    11 eylül saldırıları
    2. körfez savaşı
    0 ...
  16. 5.
  17. 2002: tayyipli yılların başlangıcı şeklinde editlenmesi gereken tarihtir.
    1 ...
  18. 6.
  19. Geçmiş tarihi okuyup dünyada oluşan gelişimleri öğrendikçe fikrinizin gelişebilir olduğunu ve diyalektik tarih gelişiminin sıralamasında görebileceğiniz konuların birbirine bağlı olarak ilerlediğini görebilirsiniz.
    0 ...
  20. 7.
  21. 1. I. DÜNYA SAVAŞI (1914–1918): Bu konu daha
    önce ayrıntılı olarak işlenmiştir.
    Monroe Doktrini (ABD’nin Yalnızlık Politikası):
    ABD Başkanı James Monroe, 1823’te Monroe
    Doktrini olarak bilinen prensiplerini yayımlamıştır.
    Bu doktrin Amerikan siyasetinin adeta değişmeyen
    anayasası olmuştur. Monroe Doktrini, ABD’nin
    dünya siyasetini açıklığa kavuşturmuştur.
    Avrupalı Emperyalist devletler, Avrupa’da yaşanan
    gelişmelere ABD’yi de çekmek istemişler, ancak
    ABD kendisini bu gelişmelerin dışında tutmaya
    çalışmıştır. Ayrıca, Avrupalıların Amerika’daki
    sömürgelere karışmalarını önlemeye çalışmıştır.
    2. SSCB’NiN KURULUŞU: SSCB, Rus Çarlığı’nın
    1917’deki Büyük Ekim Devrimiyle (Bolşevik
    ihtilali) yıkılmasından sonra aynı topraklar üzerinde
    kurulan ve 1991’e kadar varlığını sürdüren devlettir.
    * Avrupa’nın doğusundan, Asya’nın kuzeyine kadar
    yayılan SSCB, son yıllarında yüz ölçümüyle
    dünyanın 1.si, nüfus bakımından da 3.sü idi.
    Sovyet Rusya’nın sınırları içinde farklı dine ve etnik
    yapıya sahip toplumlar yaşamaktaydı. Bu nedenle
    ideolojik ve kültürel dönüşümle bölgede hâkimiyet
    sağlamaya çalıştılar. Bu amaçla da Marksizm’i
    yayarak amacına ulaşmaya çalıştı.
    Bolşevik ihtilalinden sonra Rusya’da Sosyalizm
    rejimi ile Totaliter (baskıcı) tek parti diktatörlüğü
    kuruldu. Bu diktatörlüğe karşı iç savaş çıktı. (1922’ye
    kadar sürdü). Sonuçta Lenin’in başında bulunduğu
    Komünist parti tartışılmaz güç haline geldi.
    *Marksizm? Komünist bir ideolojik akımdır.
    Sınıfsız bir toplum yaratmak ister. Özel mülkiyete
    dayalı üretim biçimlerini tamamen ortadan
    kaldırılması gerektiğini savunur.
    Lenin’in 1924’te ölümünden sonra başa geçen
    Joseph Stalin, uzun vadeli bir ekonomik planlamaya
    yöneldi. Stalin, bir dizi 5 yıllık kalkınma planları
    uyguladı. Stalin, tarım devrimini gerçekleştirme
    amacı ile köylülerin topraklarını makinelerle
    donatmış, daha sonra birleştirerek büyük çiftlikler
    haline getirmiştir (Kollektifleştirme Politikası).
    3. SSCB iLE iLiŞKiLERiMiZ: Brest-Litowsk
    Antlaşması ile savaştan çekilen ve aldığı yerleri
    (Kars-Ardahan-Batum) geri veren Rusya, bu yönüyle
    Kurtuluş Savaşı başladığı dönemlerde Anadolu’da
    yayılmacı bir siyaset izlemediğini göstermişti.
    Rusya’daki Komünist yönetimi, kendileri için
    tehlikeli bulan itilaf devletleri ise, I. Dünya
    Savaşından sonra Sovyet Rusya’ya karşı saldırgan bir
    politika izlemeye başladılar. Bu nedenle Sovyet
    Rusya, itilaf Devletlerinden gelebilecek saldırılara
    karşı sınırlarını güvence altına almaya çalıştı. Bu
    arada TBMM de, hem Kafkas sınırını güvence altına
    almak hem de Kurtuluş Savaşında işgalci itilaf
    Devletlerine karşı Sovyet Rusya’dan destek almak
    amacıyla diplomatik girişimlerde bulundu.
    ? TBMM ile Sovyet Rusya arasındaki diplomatik
    girişimler nelerdir?
    4. ORTA ASYA TÜRK TOPLULUKLARI
    Basmacılık Hareketi (1917–1936):
    1917 ihtilalinden sonra Sovyet Rusya, Orta Asya’da
    Türk kültürünü yok edip yerine Sovyet kültürünü
    getirmeye çalıştı. “Temizleme Hareketleri” ile
    potansiyel Türk liderlerini öldürtüp yerlerine Rus
    yöneticiler atadı. Orta Asya halklarını fakirleştirip
    kendine bağımlı hale getirdi. Ya da onları Sibirya’ya
    zorunlu göçe zorladı, yerlerine Rusları yerleştirdi.
    Böylece homojen bir toplum oluşturmaya çalıştı. Bu
    gelişmeler üzerine Özbek, Türkmen, Kırgızların
    çoğunluğunu oluşturduğu Türk ve yerli Müslüman
    halklar, Sovyet Rejimine karşı 1917’de ilk önce
    Türkistan’ın öncülüğünde 1936’ya kadar aralıklarla
    süren bağımsızlık mücadelesine başladılar.
    Basmacılık Hareketi, Orta Asya’nın tam bağımsızlığı
    ve islam’ın korunması adına başlatılmış ve 1936’ya
    kadar sürmüştür. Sovyet Rusya, dünya kamuoyuna
    bu hareketi önemsiz bir olay gibi göstererek
    mücadeleye katılanları basmacı, basan veya
    haydutluk eden anlamında “Basmacılık Hareketi”
    olarak tanıtmıştır.
    ZEKi VELiDi TOGAN (Tarih Yazan ve Yapan):
    Enver Paşa gibi Zeki Velidi Togan da 1920–23
    yılları arasında Türkistan’da Basmacı Hareketi’nin
    içinde yer almıştır. Zaten Türkistan Milli Birliği’nin
    kurucusu ve ilk başkanıdır. Yine ismail Gaspıralı ve
    Yusuf Akçura da Orta Asya’daki Türklerin, politik
    ve kültürel haklarını elde etmesinde etkili olan
    kişilerdir.
    http://www.rehberlik.biz.tr - AHMET TÜTÜNCÜ
    1
    Uyarı: Bolşevikler, bu hedeflere Komünist Parti,
    Gizli Polis Örgütü ve Kızıl Ordu ile ulaşmaya
    çalıştılar.
    KPSS/TARiH 1. ÜNiTE - 20.YY BAŞLARINDA DÜNYA
    5. Orta Doğu’da Manda Yönetimlerinin Kuruluşu:
    Orta Doğu, Asya, Afrika ve Avrupa kıtalarının
    kesişme bölgesidir. Burası tüm Semavi dinlerin ortaya
    çıktığı bölgedir. Ayrıca bu dinler için kutsal sayılan
    topraklar ve mekânlar bu bölgede bulunmaktadır.
    Bölgenin önemi siyasal açıdan duyarlı bir bölge olması
    yanında, son yüzyılda bulunan petrol rezervlerinden
    de kaynaklanmaktadır. Bu nedenle Avrupa
    devletlerinin çıkarlarının çatıştığı bir bölge haline
    gelmiştir.
    iNGiLiZ VE FRANSIZLARIN ORTADOĞUYU
    YENiDEN YAPILANDIRMASININ NEDENLERi:
    a) Orta Doğu petrollerini ele geçirmek istemeleri
    b) Siyasi istikrarı sağlanan ve petrollerini kullanarak
    ekonomik refaha ulaşan Arapların, Emperyalist
    ülkelerin çıkarlarını tehdit edeceği düşüncesi
    c) Emperyalist devletlerin, Arap topraklarında
    istikrarsızlığın sürmesini sağlayarak Orta
    Doğu’yu yönlendirmek istemeleridir.
    Arapları bağımsızlık vaadi ile kandıran ingiliz ve
    Fransızlar, I. Dünya Savaşından sonra Sykes-Picot
    Antlaşması doğrultusunda Ortadoğu’yu ve Afrika’yı
    siyasi ve ekonomik çıkarlarına uygun olarak
    cetvellerle ve sınırlar arasında geniş boşluklar
    bırakarak yeniden çizip bu topraklarda manda
    yönetimleri kurdular.
    Orta Doğu’da Manda Yönetimleri
    Not: Manda altına girmeyen ülkeler hangileridir?
    6. UZAKDOĞU’DA YENi BiR GÜÇ: JAPONYA
    Meiji Restorasyonu:
    Bu dönemin önemi Japon modern tarihinin
    temellerinin atılmasıdır. 1868 Meiji Restorasyonu ile
    yeni bir dönem başlamıştır. imparator Meiji,
    Japonya’da feodal rejimi ortadan kaldırdı, mutlak
    monarşi yerine meşruti monarşi yönetimini getirip
    yeni bir anayasa yaptı. Batıdan akademisyen-uzman
    ve teknisyen getirterek çalıştırmaya başlayan Japonya,
    kendi uzmanlarının da batıda eğitilmesine önem verdi.
    Böylece Japonya 25–30 yılda teknik ve teknolojik
    olarak dünya arenasında söz sahibi olmaya başladı.
    Sonuç: Meiji dönemi, Japonya’nın modern ve güçlü
    bir devlet haline gelmesini sağlayan gelişmelerin
    temelini oluşturmuştur. Bu dönemde Japonya, Batının
    yüzyıllar içinde kurduğu modern sanayileri bürokratik
    ve politik kurumları 20–30 yılda oluşturmayı
    başarmıştır. Bu durum Japonya’yı büyük
    devletlerarasına sokmuştur.
    ABD’nin Uzakdoğu Politikası:
    I.Dünya savaşından sonra Monroe Politikasına geri
    dönen ABD, daha çok uzak doğu ile ilgilenmeye
    başlamıştı. Çünkü I. Dünya Savaşından karlı çıkan
    Japonya uzak doğuda yeni bir güç olarak bölgede etkin
    bir rol oynamaya başlamıştı (Yayılmacı hareketlere
    girişen Japonya, Almanya’nın uzak doğudaki
    sömürgelerinin bir bölümünü ele geçirmişti). Böylece
    ABD için bir rakip ülke olmuştur.
    7. 1929 DÜNYA EKONOMiK BUHRANI VE
    DÜNYAYA ETKiLERi:
    Dünya Ekonomik Buhranı, Amerika’da 1929’da New
    York Borsasının çöküşü ile başlayan ve etkileri on yıl
    boyunca dünyada devam eden ekonomik krizdir.
    Krizin nedenleri şunlardır:
    a) ABD ekonomisinin %50’sinin 200 kadar
    Holding’in kontrolünde olması ve bir tanesinin
    dahi batmasının ülke ekonomisini etkilemesi
    b) Bankaların kötü yapılanmış olması, mali yapıdaki
    yasaların yetersizliği (bankaların ölçüsüzce verdiği
    kredilerin engellenememesi)
    c) ABD’nin tüm dünyaya kredi veren tek ülke olması
    ve bu konuda büyük hatalar yapması (dünya
    devletlerine verdiği kredileri geri alamaması)
    d) ABD Başkanı Hoower yönetiminin zafiyeti ve
    ekonomi alanındaki tecrübesizliği
    Yatırımcıların 21 Ekim günü ellerindeki hisse
    senetlerini satması ve bunun sonucunda ortaya bir
    panik havası “Kara Perşembe” olarak anılan 24
    Ekim 1929 Perşembe günü New York borsasının
    çöküşüne yol açmıştır.
    Dünya ekonomik krizi başta Kuzey Amerika ve
    Avrupa olmak üzere tüm dünyayı ekonomik açıdan
    olumsuz etkilemiştir. Bu bunalımdan en çok etkilenen
    devlet Almanya olmuştur.
    http://www.rehberlik.biz.tr - AHMET TÜTÜNCÜ
    ingiltere Fransa italya ispanya israil
    Irak-Ürdün Suriye Libya Fas Filistin
    Filistin-BAE Lübnan
    Kuveyt-Katar Tunus
    Umman-Aden Cezayir
    Sudan Fas
    2
    Uyarı: “Doğunun ahlakı-Batının teknolojisi”
    Japonların sloganı olmuştur.
    KPSS/TARiH 1. ÜNiTE - 20.YY BAŞLARINDA DÜNYA
    Sonuç: 1929 Bunalımı sonucunda o gün ki paraya
    göre 4,2 milyon dolar yok oldu. 4 bin banka battı.
    Binlerce insan mal varlığını kaybetti. Piyasada para
    olmadığından takas usulüne geri dönüldü. işsizlik arttı.
    inşaat faaliyetleri durdu. Önce tüketim sonra üretim
    düştü. Uluslararası ticaret durma noktasına geldi.
    Buhranı en fazla hisseden alan madencilik oldu.
    Amerika’da durum: Amerikalılar bu çöküşün
    faturasını Başkan Hoower’e kestiler. 1933’te Başkan
    Roosevelt ekonomik sistemde köklü değişiklikler
    vadeden “New Deal” projesi ile iş başına geldi. Bu
    planla ilk kez devlet ekonomiye müdahale ediyordu.
    Bu doğrultuda ilk kez Merkez Bankası kuruldu.
    Almanya’da durum: Yaşanan kriz Hitler'in
    Almanya’da iktidarı ele geçirmesine yol açtı. Hitler,
    Versay Antlaşması’nın Almanya’yı sınırlayan
    ekonomik hükümlerini tanımadığını açıklayarak
    yayılmacı bir politika izlemeye başladı.
    Türkiye’de durum: Bu kriz karşısında Türkiye
    kalkınmasını sağlayabilmek için ihracat ve ithalatını
    arttırmak zorunda kaldı. Kliring ve takas sistemi
    uygulandı. Bu sistemle Türkiye ile ticaret ve ödeme
    anlaşması yapan ülkelerden ithalata öncelik verildi.
    ihraç mallarına kalite kontrol sistemi getirildi 1934’te
    bu iş için “Türk Ofis” kuruldu. Yerli Malı Haftası
    ilan edildi.
    8. iKi SAVAŞ ARASINDA AVRUPA’DA DURUM
    Dünya’da Barışın Sürekliliğini Sağlama Çabaları
    (Atatürk Dönemi’nde Dünya )
    a) CEMiYET-i AKVAM’IN KURULUŞU (1920)
    ABD Başkanı Wilson’un yayımladığı ilkeler
    doğrultusunda dünya barışını korumak amacıyla Paris
    Barış Konferansında kurulmasına karar verildi.
    Milletler Cemiyeti, Uluslararası iş birliğini
    geliştirmek, uluslararası barış ve güvenliği sağlamak
    amacıyla Cenevre’de kurulmuştur.
    Genel barışı korumak amacıyla kurulan bu kuruluş
    “Cemiyet-i Akvam” olarak da bilinir. Ancak büyük
    devletlerin çıkarlarını korumaya yönelik taraflı
    davrandığı ve II. Dünya savaşının çıkmasını
    engelleyemediği için dağılmıştır. II. Dünya Savaşından
    sonra BM adıyla kurulacaktır (1945).
    b) LOCARNO ANTLAŞMASI (1925)
    Fransa’nın, Almanya’ya olan güvensizliği sonucunda
    imzalanan bir antlaşmadır. Versay Antlaşması sonrası
    bir gerginlik devresine giren Fransız- Alman ilişkileri
    ancak bu antlaşma ile toparlanabilmiştir. Alsas-Loren
    bölgesini geri alan Fransa, Almanya’nın kendisine
    karşı bir saldırıda bulunmasından endişelenmiş ve
    ittifak arayışına girmiştir. Almanya da savaş tazminatı
    konusunda kendisine kolaylık sağlanması için Fransa
    ile yakınlaşma içine girmiştir. Bu antlaşmadan sonra
    Almanya 1926’da Milletler Cemiyetine girmiştir.
    Böylece 1930’a kadar barışı korumanın amaçlandığı
    bir dönem olmuştur.
    c) BRiAND-KELLOG PAKTI (1928)
    Fransız Dışişleri Bakanı Briand ile ABD Dışişleri
    Bakanı Kellog’un mimarı oldukları paktır. Amaç,
    savaşı ulusal politikaların bir aracı olmaktan
    çıkarmaktır. Bu pakt, ABD’nin öncülüğünde
    imzalanmış, pakta daha sonra SSCB ve Türkiye’de
    katılmıştır. Kellog Paktı barış ve silahsızlanma
    çabalarında önemli bir adımdır. Barışın sürekliliğini
    sağlamak ve devletlerarası ilişkilerde barışçı yollara
    başvurmak dünyada kalıcı bir barış ortamı
    oluşturmak amaçlanmıştır.
    9. BÜYÜK DEVLETLERDE REJiM
    DEĞiŞiKLiKLERi ve DIŞ POLiTiKALARI:
    1) italya’da Faşizm: I. Dünya savaşından istediğini
    alamayan italya müttefiklerine kızgındı. Savaştan
    olumsuz yönde etkilenen italya’da ülke içindeki
    karışıklıkları fırsat bilen Benito Mussolini
    tarafından kurulan Faşist Parti harekete geçti.
    Mussolini önderliğinde aşırı milliyetçiliği esas alan
    Faşist yönetim kısa bir süre sonra demokrasiyi
    (cumhuriyeti) kaldırarak yayılmacı bir politika
    izlemeye başladı. Mussolini’nin söylemleri ve
    politikaları Büyük Roma imparatorluğu kurma
    düşünceleri (Bizim Deniz) halk tarafından büyük
    rağbet görmüş bir ayaklanma sonucu Başbakan
    olmuştur.
    2) Almanya’da Nazizm (Almanya’da HiperYüksek
    Enflasyon-Tansiyon): I. Dünya savaşından
    sonra Versay Antlaşması’nın aşırı zorlayıcı
    maddelerinin de etkisi ile Almanya önemli iç
    sorunlarla karşı karşıya kalmıştır. Ülkedeki
    ekonomik yapının bozukluğuna Versay
    Antlaşması’nın getirdiği hükümler de eklenince
    Ülkede ekonomik kriz ortaya çıkmıştır. Dış
    borçlarını ödeyemeyen Almanya’da sağ görüşlü
    Naziler iktidara gelerek Hitlerin yönetiminde aşırı
    ırkçı ve yayılmacı bir politika izlemeye başladı
    (savaş sonunda enflasyon ve işsizlik Alman halkının
    en büyük sorunu olmuş, bunu çok iyi kullanan
    Hitler, 1933’te iktidarı ele geçirerek ırkçı bir
    yönetim kurmuştur).
    http://www.rehberlik.biz.tr - AHMET TÜTÜNCÜ
    3
    Uyarı: ABD senatosu onaylamadığı için ABD,
    Milletler Cemiyetine üye olmamıştır.
    KPSS/TARiH 1. ÜNiTE - 20.YY BAŞLARINDA DÜNYA
    3) Rusya’da Bolşevik ihtilali ile Lenin önderliğinde
    Sosyalistlerin iktidara gelmesi (sonra da Stalin).
    4) Japonya’da imparator Meiji’nin Restorasyon
    dönemi. Daha sonra 1926-1989 arası 63 yıl süren
    Hirohito Diktatörlüğü.
    5) ispanya’da iç savaş sonunda iktidara gelen General
    Franco, Cumhuriyet yönetimine son vererek Irkçı
    Faşist bir yönetim kurmuştur (1939). ispanya’daki
    iç savaşta italya ve Almanya yaptıkları askeri
    yardımla Franco’yu desteklemişlerdir.
    6) Yugoslavya’da ise Tito öncülüğünde diktatörlük
    kurulmuştur.
    10. iKi SAVAŞ ARASI DÖNEMDE DÜNYADA
    MEYDANA GELEN BiLiMSEL VE
    TEKNOLOJiK GELiŞMELER
    Albert Einstein (1879–1955): XX. yy en önemli
    kurumsal fizikçisi olarak değerlendirilir. 1921 Nobel
    Fizik ödülüne layık görülmüştür. Almanya doğumlu
    olmasına rağmen isviçre vatandaşlığına geçmiş
    böylece I. Dünya savaşında tarafsız kalmıştır.
    Sanayide kullanılan petrol ve elektrik günlük
    hayata girmiştir.
    Demiryolu yapımına önem verilmiş böylece
    ulaşım kolaylaşmıştır.
    Bazı hastalıkların tedavisi için aşı ve ilaçlar
    bulunmuştur.
    ilk kez organ nakli başlamıştır.
    1921’de Tüberküloz (Verem) hastalığına karşı
    BCG aşısı bulunmuştur.
    1929’da Penisilin keşfedilerek antibiyotiklerin
    gelişeceği alan açılmıştır.
    1927’ye kadar filmler bütünüyle sessizdi. ilk sesli
    sinema “Caz Şarkıcısı”dır. 1930’lardan itibaren
    ise tüm filmler sesli çekilmeye başlanmıştır.
    Walt Disney, ilk sesli çizgi filmlerini çekmeye
    başladı (TV’de yayınlanmıştır).
    I.Dünya Savaşı sonunda Batı medeniyeti ve bu
    medeniyetin dayandığı değerlerin sorgulanması
    Avrupa tarihi ve edebiyatını etkilemiştir. John
    Stainbeck’in “Gazap Üzümleri” adlı eseri
    Avrupa’daki durumunu anlatan önemli eserler
    arasıdadır.
    1930’lar aynı zamanda renkli sinemaya geçiş
    dönemi oldu. 1937’de tamamlanan Pamuk
    Prenses ve Yedi Cüceler renkli film olarak
    yayınlandı.
    1936’dan sonra radyonun iletişimde ne kadar
    etkili olduğunu anlayan ülkeler bu alandaki
    çalışmalara önem verdiler.
    1929–65 yılları arasında BBC yayına başlamıştır.
    11. ATATÜRK DÖNEMi TÜRK DIŞ
    POLiTiKASI (1923–1939)
    NOT: Bu konu daha önce ayrıntılı olarak işlenmiştir.
    http://www.rehberlik.biz.tr - AHMET TÜTÜNCÜ
    4
    Uyarı: Albert Einstein, Atatürk’e mektup
    göndererek Hitlerin soykırımından kurtulan bilim
    adamlarının Türkiye’ye alınmasını istemiştir.
    KPSS/TARiH 2. ÜNiTE - iKiNCi DÜNYA SAVAŞI (1939–1945)
    II. ÜNiTE: iKiNCi DÜNYA SAVAŞI
    (1939–1945)
    1. SAVAŞIN GENEL NEDENLERi
    II. Dünya Savaşı çıktığında Avrupa’da birçok devlet
    diktatörlükle yönetiliyordu. Avrupa’da demokrasilere
    karşı Üçlü Totaliter (baskıcı) rejim büyük bir tehlike
    oluşturuyordu (Stalin’in SSCB’si, Hitlerin Nazi
    Almanya’sı, Mussolini’nin Faşist italya’sı).
    a) italya ve Almanya’nın Saldırgan Tutumları
    (1936–1939): italya’da ortaya çıkan Faşizm,
    Mussolini’nin siyasetiyle tehlikeli bir boyut
    kazanmıştır. Almanya’da aşırı milliyetçi düşüncelere
    sahip Nazilerin iktidara gelmesi (1933) Hitlerin
    Büyük Almanya, üstün Alman ırkı idealleri yolunda
    yaptığı çalışmalar dünya barışını tehdit etmeye
    başlamıştır. Hitler, bütün Alman dilini konuşan
    toplulukları tek bir Alman devleti etrafında toplamayı
    amaçlamıştır.
    Hayat Sahası: Bu ifade Naziler tarafından Alman
    halkının yaşamını sürdürebilmek için ihtiyaç duyduğu
    ve özellikle de Slav halklarından alınması gereken
    toprakları anlatmak için kullanılmıştır (Kısaca
    Almanya, Avrupa’yı hayat sahası olarak görmektedir).
    Bu doğrultuda, Almanya, Versay Antlaşmasına göre
    askersiz bölge olan Ren’e asker çıkartmış, italya ise
    Almanya’dan destek alarak Habeşistan’a saldırmıştır.
    Almanya ve italya’nın hızla silahlanarak yeni sömürge
    arayışına girmeleri, sömürgeleri tehlikeye giren
    ingiltere’yi tedirgin etmiştir. Bu arada Nazizm ve
    Faşizm gibi katı totaliter rejimlerin uzlaşmaz tavırları
    ingiliz ve Fransızları savunma güçlerini arttırmak için
    bazı önlemler alma yoluna itmiştir.
    b) Komünizm rejiminin Rusya’ya yerleşmesiyle bu
    ülkede silahlanma yarışı başlamış, komünist rejimle
    Rusya, yayılmacı bir politika izlemeye başlamıştır.
    Bu arada savaş sonunda artan sorunlar ve işsizlik
    nedeniyle Avrupa’da komünizmin gelişmesi
    sonucunda bu duruma italya ve Almanya tepki
    duymaya başlamıştır.
    c) I. Dünya savaşı sonunda yapılan ağır antlaşmalar
    ile Avrupa’da siyasi ve ekonomik dengelerin tamamen
    bozulması, özellikle de Almanya ile yapılan 1919
    Versay Antlaşması’nın Almanya’nın büyümesini ve
    güçlenmesini önlemeye yönelik olması Almanya’nın
    bu antlaşmanın hükümlerini tanımamasına yol açmış
    ve bu durum II. Dünya Savaşının çıkış noktası
    olmuştur.
    d) italya’nın I. Dünya Savaşından galip bir devlet
    olarak çıkmasına rağmen yeterince menfaat elde
    edememesi: italya’nın, 1919 Paris Barış
    Konferansı’nda istediğini alamaması ve itilaf
    devletleriyle ilk görüş ayrılıklarını yaşaması.
    italya’da iktidarı ele geçiren aşırı milliyetçi faşist
    partinin, yayılmacı bir politika izlemesi 1935’te
    italya’nın, Habeşistan’a saldırması.
    Bizim Deniz: Mussolini’nin Akdeniz’de Roma
    imparatorluğunu yeniden canlandırma projesidir.
    e) Japonya’nın Sömürgeci faaliyetlere girişi ve
    Çin’e ait Mançurya’yı işgali (1931): Milletler
    Cemiyetinden ayrılan Japonya II. Dünya savaşı
    öncesinde Mançurya’yı işgale yönelerek yayılmacı bir
    politika izlemiş, gücünü sürekli arttırmıştır.
    Ortak Refah Alanı: Japonya, yayılmacı politikasını
    Asya devletlerinin dayanışması üzerine kurmuştu. Bu
    politikaya göre bazı Asya bölgeleri, Japonya’nın
    denetiminde olmalıydı.
    f) Devletlerarasında Bloklaşma ve Hızlı Silahlanma
    yarışının tekrar başlaması: italya, Almanya ve
    Japonya’nın yakınlaşarak aralarında ittifak kurmaları,
    I. Dünya Savaşı öncesindeki gibi pazar ve hammadde
    arayışının beraberinde getirdiği silahlanma yarışı
    1930’lu yıllarda dünya barışını tehlikeye düşürmüştür.
    g) I. Dünya Savaşı sonunda imzalanan barış
    antlaşmaları ile sınırların çiziminde “milliyetçilik”
    ilkesine dikkat edilmemesi ve yeni milliyetçi akımların
    ortaya çıkması da savaşın çıkışında etkilidir.
    2. SAVAŞ ÖNCESiNDE YAŞANAN
    GELiŞMELER (BLOKLAŞMALAR)
    a) MiHVER GRUBU (ÜÇLÜ PAKT): 1936 da
    Almanya ve italya tarafından kurulmuş, sonradan bu
    gruba Japonya’da dâhil olmuştur. Daha sonra bu
    gruba Bulgaristan, Macaristan, Finlandiya, Romanya
    da katılmıştır.
    b) MÜTTEFiK GRUBU: ingiltere ve Fransa
    tarafından kurulmuştur. Rusya ve ABD’de bu gruba
    dâhil olmuştur. Müttefik devletlere daha sonra 30
    civarında devlet katılmıştır.
    c) Savaşı Durdurma Çabası: Savaş başlamadan
    önce ingiliz Başbakanı Chamberlain Neville’nin
    yatıştırma politikası da Almanya’yı durduramadı.
    Almanya’nın, Çekoslovakya’yı işgal etmesi üzerine,
    ingiltere yatıştırma politikasını terk etti. Böylece
    ingiltere büyük bir savaşı önleyemeyeceğini anlamış
    oldu.
    3. SAVAŞIN BAŞLAMASI
    Savaş, 1 Eylül 1939’da Almanya’nın, Polonya’ya
    saldırmasıyla başlar. Polonya’nın bir bölümünün
    Alman toprağı olduğunu iddia eden Hitler, Sovyetlerle
    anlaşarak Polonya’yı işgal etmiştir. Bunun üzerine
    Polonya’ya güvence veren ingiltere ve Fransa’da
    savaşa girmiştir. Başlangıçta Almanya; Danimarka,
    Norveç, Hollanda, Belçika ve Fransa’nın başkenti
    Paris’i ele geçirerek Mihver devletler üstün duruma
    getirmişken, ABD’nin müttefik devletler grubuna
    katılmasıyla savaşın seyri değişmiştir.
    http://www.rehberlik.biz.tr - AHMET TÜTÜNCÜ
    5
    KPSS/TARiH 2. ÜNiTE - iKiNCi DÜNYA SAVAŞI (1939–1945)
    a) Barbaros’sa (Tayfun) Harekâtı: SSCB,
    başlangıçta Almanya’nın yanında yer alırken daha
    sonra Almanya’nın “Barbaros’sa Harekâtı” ile
    Rusya’ya saldırması üzerine, Rusya Müttefikler
    grubuna geçmiştir. Sovyet Rusya’nın Doğu Avrupa’da
    genişleme siyaseti izlemesini çıkarlarına aykırı gören
    Hitler, 1940’da ani bir kararla Sovyetlere saldırmıştır.
    Hitlerin amacı, hayat sahasını genişletmek, komünizmi
    yok etmektir. Ayrıca SSCB’nin doğal zenginliklerini
    almak, alt sınıf olarak gördüğü Slav halklarını
    sömürgeleştirmekti.
    b) Pearl Harbour Saldırısı: Japonya’nın, Pasifik
    okyanusundaki (Hawaii’deki) Amerikan üssü olan
    Pearl Harbour’a 1941’de saldırması üzerine ABD
    müttefiklerin yanında savaşa girmiştir. ABD,
    Japonya’nın Pearl Harbour baskınına karşılık savaşın
    bitişini hızlandırmak için Hiroşima ve Nagazaki
    kentlerine tarihte ilk kez atom bombası atmasıyla
    Japonya bir süre daha dirense de teslim olmuştur.
    Bunun üzerine savaş 1945 yılında sona ermiştir.
    c) Atlantik Sözleşmesi (1941): ingiliz Başbakanı
    Churchill ile ABD Başkanı Roosevelt arasında
    imzalanmıştır. Bu iki lider savaştan sonra dünyayı
    nasıl düzenleyeceklerine dair 8 maddelik bir sözleşme
    yapmışlar, dünya haritasını nasıl düzenleyeceklerine
    dair kararlar almışlardır. Bu sözleşme ABD, henüz
    savaşa girmeden yapılmıştır (Bu sözleşme ABD’nin
    artık tarafsızlık politikasını terk ettiğini
    göstermektedir).
    NOT: ABD’nin savaşa katılmasından sonra
    Almanya’ya karşı savaşa giren 26 devletin katılımıyla
    Atlantik Sözleşmesi esas olmak üzere BM bildirisi
    yayımlanmıştır. Böylece savaş sonrası kurulacak olan
    BM’nin temelleri atılmıştır.
    d) Normandiya Çıkarması: ABD, ingiltere ve
    Kanada kuvvetlerinin 100 bin kişiyle Fransa’daki
    Almanlara ait üsse yaptığı askeri çıkarmadır.
    Avrupa’nın kuzey kesiminde yapılan Normandiya
    çıkarması tarihin gelmiş geçmiş en büyük çıkarması
    olmuştur.
    Bu çıkarma, 1000 uçak, 4 bin çıkarma gemisi ile
    yapılmıştır. Böylece Almanlar ağır kayıplar vermiş,
    Fransa’nın başkenti Paris kurtarılmıştır. Rusya’nın da
    ileri harekâtıyla Almanya ve italya yerle bir edilmiştir.
    Bu gelişmeler üzerine Mihver devletler grubu yetersiz
    kalmıştır. Rusya’nın ileri harekâtıyla Balkanları ele
    geçirip Almanya’ya kadar ilerlemesi üzerine
    müttefikler Berlin’e girmiştir. Böylece Almanya
    çaresiz kalarak teslim olmuştur. Hitler ise bu durum
    karşısında intihar etmiştir.
    4. SAVAŞIN SONU
    1 Eylül 1939’da Almanya’nın, Polonya’ya
    saldırmasıyla başlayan 2. Dünya Savaşı, Mayıs 1945’e
    kadar devam etmiştir. Japonya’nın da teslim olmasıyla
    10 Ağustos 1945’de yaklaşık 6 yıl süren 2. Dünya
    Savaşı müttefik devletlerin galibiyetiyle sona ermiştir.
    10 Şubat 1947’de Paris Antlaşmasıyla savaş resmen
    bitmiştir.
    II. Dünya Savaşında Türkiye’nin Tutumu:
    1939–45 yılları Türkiye için de sıkıntılarla dolu bir
    dönem olmuştur. Türkiye savaşa girmemekte kararlı
    olduğu halde çevresi bir ateş çemberi ile sarılmıştı. Bu
    nedenle Türkiye ordusunu sürekli olarak savaşa hazır
    halde tuttu. Bütün ekonomik gücünü askeri
    harcamalara ayırmak zorunda kaldı. Bunun sonucunda
    Türkiye’nin kalkınma ve sanayileşme çabaları oldukça
    zayıfladı, üretim düştü. Temel maddeler bile güç
    temin edilir duruma geldi. Her olasılığa karşılık
    önemli sayıda askeri birikim yapıldı. Savaş boyunca 2
    milyon insanı silah altında tutan Türkiye ekonomik
    gücünü askeri yatırımlara ayırmak zorunda kaldığı için
    2. ve 3. Beş yıllık Kalkınma Planlarını
    uygulayamadı.
    Savaşta Türkiye için en büyük tehlike Almanya’nın
    Balkanlara yayılmasıydı. Yunanistan’ı işgal eden,
    SSCB’ye saldırmayı planlayan Almanya, Türkiye’nin
    kendi yanında savaşa girmesini istemiş ancak bunu
    başaramayınca iki ülke 1941’de “Saldırmazlık
    Antlaşması” yapmışlardı. Buna göre Türkiye savaşta
    tarafsız kalacaktı (Cumhurbaşkanı ismet inönü’nün
    politikalarıyla Türkiye savaşta yer almamıştır). Ancak
    Türkiye’nin stratejik önemi nedeniyle hem Müttefik
    hem de Mihver devletler, Türkiye’nin kendi
    yanlarında savaşa girmesi için çaba harcamışlardır.
    ismet inönü, prensip olarak savaşa girmeyeceğimizi
    açıklamış ancak Türkiye’nin ihtiyaçları olan araç
    gereçlerin temin edilmesiyle savaşa girilebileceğini
    belirtmiştir. Savaşın gidişatının netleşmesi üzerine
    Türkiye, 2 Ağustos 1944’te Almanya ile diplomatik
    ilişkilerini kesmiş, 1945 yılı başlarında ise
    Almanya’nın yenilgisinin kesinleşmesi üzerine
    Türkiye, 23 Şubat 1945 tarihinde Almanya ve
    Japonya’ya savaş ilan etmiştir
    NOT: Türkiye’nin savaşa girişinin en büyük nedeni
    savaş sonrası oluşturulacak uluslararası kuruluşlara
    kolayca girebilmek ve imtiyaz alabilmek içindir.
    http://www.rehberlik.biz.tr - AHMET TÜTÜNCÜ
    6
    KPSS/TARiH 2. ÜNiTE - iKiNCi DÜNYA SAVAŞI (1939–1945)
    Yalta Konferansı’nda, BM’nin kurulması için
    hazırlık konferansının ABD’nin San Francisco
    kentinde yapılması ve 1 Mart 1945’ten önce
    Almanya’ya savaş açan ülkelerin bu konferansa
    kurucu üye olarak katılabilmesi esasları belirlenmiştir.
    Bu nedenle Türkiye 1 Marttan önce Almanya’ya savaş
    ilan etmiş, 27 Şubatta BM Beyannamesi’ni
    imzalayarak, San Francisco Konferansı’na resmen
    davet edilmiştir. Böylece, 1945 yılında San Francisco
    Konferansı toplanmış, Türkiye’nin de katıldığı bu
    konferansta BM kurulmuştur. Türkiye’de bu örgütün
    kurucu üyelerinden biri olmuştur.
    5. SAVAŞ SIRASINDA YAPILAN ÖNEMLi
    KONFERANSLAR
    a) Adana Mülakatı (1943): Türkiye adına ismet
    inönü ile ingiltere Başbakanı Churchill arasında
    Türkiye’yi savaşa sokmak için yapılan bir görüşmedir.
    Almanya’ya karşı Balkanlarda cephe açılması
    gerektiğini, böylece Sovyet Rusya’nın yayılmacı
    politikasının da önlenebileceği görüşülmüştür.
    Özellikle bu görüşmede müttefikler Türkiye’yi
    stratejik önemi nedeniyle savaşa sokmak için büyük
    uğraş vermişlerdir. Ancak Türkiye tarafsızlığını bir
    süre daha korumuştur.
    b) Eden Menemencioğlu Görüşmesi (1943):
    ingiltere ile Türkiye arasında, Türkiye’yi savaşa
    sokmak için yapılmıştır. Ancak Türkiye bu teklifi
    reddetmiştir.
    c) Tahran Konferansı (1943): ingiltere-ABD ve
    Rusya arasında yapılmıştır. Bu konferansta yeni bir
    cephe açılması görüşülmüştür. Ancak Balkanlar yerine
    Normandiya çıkarması yapılmasına karar kılınmıştır.
    Ayrıca bu konferansta Sovyet Rusya, Türkiye’nin
    kendi yanlarında savaşa girmesinde ısrar etmiştir.
    d) Kahire Konferansı (1943): ABD Başkanı
    Roosevelt ile ingiltere Başbakanı Churchill ve
    Türkiye’den ismet inönü arasında yapılmıştır.
    Türkiye’nin müttefiklerin yanında savaşa katılmasını
    yeniden istemişlerdir. Türkiye ilke olarak öneriyi
    kabul etse de askeri ihtiyaçlarımızın karşılanması
    durumunda savaşa girebileceğini belirtmiştir.
    e) Yalta Konferansı (Kırım–1945): ingiltereABD-
    SSCB arasında yapılmıştır. Artık II. Dünya
    savaşının sonu hemen hemen bellidir. Amaç savaş
    sona ererken müttefikler arasında artan sürtüşmeleri ve
    görüş ayrılıklarını sona erdirerek, ortak barış sistemi
    kurmaktır. Konferansta Almanya’nın
    silahsızlandırılması, Almanya’nın işgalinin nasıl
    gerçekleştirileceği, hangi bölgelerin kimin
    kontrolünde olacağı (kimin Almanya’nın neresini
    alacağı), Avrupa’da nasıl bir düzenin kurulacağı
    görüşülmüştür.
    NOT: Konferanstan en karlı çıkan devlet Rusya
    olmuştur. Çünkü Rusya bütün doğu Avrupa’yı işgal
    etmiştir. Rusya’ya izin vermelerindeki amaç Nazizmi
    ortadan kaldırmaktır.
    f) Postdam Konferansı (1945): Bu konferansta
    Almanya’nın teslim olmasından sonra ortaya çıkan
    sorunlar görüşülmüştür. Bu konferansın diğer
    konferanslardan farkı; savaşın nasıl biteceği değil
    barışın nasıl sağlanacağı konularının görüşülmesidir.
    Berlin’de toplanan bu konferansa göre yapılacak barış
    antlaşmalarının temel ilkeleri belirlenmiştir. Barışın
    nasıl sağlanacağı, kaybeden Mihver devletleri ile bazı
    stratejik bölgelerin kaderi görüşülmüştür. Konferansta,
    Almanya’nın kaderinin ne olacağını belirlediler.
    Ayrıca bu konferansta SSCB, Türkiye’nin asla kabul
    etmeyeceği Karadeniz ve boğazlarla ilgili isteklerde
    bulunmuştur. SSCB, boğazlardan üs talep etmiştir.
    Konferansta boğazların yeni bir yönetime
    kavuşturulması ve ABD’nin, boğazlarda söz sahibi
    olması konusunda uzlaşmaya varılmıştır.
    6. SAVAŞ SIRASINDA TÜRKiYE’DEKi
    GELiŞMELER
    II. Dünya Savaşı yıllarında özellikle erkeklerin silah
    altında olmasından dolayı Cumhuriyet döneminin en
    düşük nüfus artış hızı gerçekleşmiştir. Bu dönemde
    ekonomik sıkıntılara rağmen, okul sayısını arttırmak,
    insan faktörünü geliştirmek amacıyla eğitime harcanan
    para da artmıştır.
    Savaşın Türkiye’ye Ekonomik etkileri:
    Türkiye’de yarı seferberlik havası ile yetişkin nüfusun
    askere alınması üretimde düşüşe neden olmuştur.
    Savunma harcamalarının artması yatırımların
    yapılamamasına yol açmış, mevcut yatırımların
    korunması temel politika haline gelmiştir. Savaş
    bittiğinde Türkiye ekonomisi 1934’te bulunduğu
    gelişme düzeyinin altına düşmüştür. En önemli
    gerileme tarımda olmuştur. Devletçilik politikası
    gereği 1940’ta “Milli Korunma Kanunu”
    çıkartılmıştır. Bu kanun Türkiye’nin ekonomik
    politikalarını belirlemiştir. Bu kanun hükümete,
    ekonomiye müdahalede sınırsız yetki vermiştir. Bu
    dönemde dünyada üretim düştüğünden ithalatımız da
    azalmıştır. Böylece kıtlık ortaya çıkmıştır.
    Devletin para basması üzerine enflasyon artmıştır. Bu
    arada Varlık Vergisi ile özellikle gayri Müslimlerden,
    biriken servetleri alınarak seferberliğe harcanmış,
    böylece yerli tüccarların azınlıkların yerini alması da
    kolaylaşmıştır. Savaşın sona ermesiyle çıkartılan
    “Çiftçiyi Topraklandırma Kanunu” (1945) bir süre
    uygulandıktan sonra kaldırılmıştır. Ayrıca “Toprak
    Mahsulleri Vergisi” de çıkarılmıştır.
    http://www.rehberlik.biz.tr - AHMET TÜTÜNCÜ
    7
    KPSS/TARiH 2. ÜNiTE - iKiNCi DÜNYA SAVAŞI (1939–1945)
    Savaş sonunda Türkiye, Devletçilik ilkesi
    doğrultusunda hazırladığı ikinci 5 yıllık Kalkınma
    Planını ortadan kaldırmış, yerine Marshall Planına
    katılmayı sağlayacak “Türkiye iktisadi Kalkınma
    Planı”nı 1947’de hazırlamıştır. Dış kredilere dayanan
    bu plan Türkiye’nin gelişmesine özellikle de tarımsal
    gelişmesine katkı sağlayacaktı. Sonuçta Türkiye,
    1948’de yardım kapsamına alınarak OEEC’ye üye
    olmuştur.
    Köy Enstitüleri: ilkokul öğretmeni yetiştirmek
    amacıyla 1940 tarihli yasa ile tarım işlerine elverişli
    geniş arazisi bulunan köylerde açılmıştır. Köylülerin
    kendi yörelerinde pratik bilgilerle eğitilmesi için açılan
    okullardır. Önceleri “iş içinde eğitim” ilkesi ile
    hareket eden bu okullar, giderek geleneksel, ezberci
    eğitimin yerleştiği öğretmen okullarına dönüştüler ve
    1954’te kapatıldılar.
    Varlık Vergisi: Olağanüstü savaş koşullarının
    yarattığı yüksek karlılığı engellemek amacıyla 1942’de
    çıkartılan, varlıklı zenginlerden alınan servet
    vergisidir. Bu vergi 1942 bütçesinin % 80’ni
    oluşturmuştur. Verginin %87’si gayri müslimlerden
    alınmıştır.
    Ekmek Karnesi: II. Dünya savaşı, kıtlık gibi
    olağanüstü bir durum yaşattığı için halkın günlük
    ekmek ihtiyacını karşılamak amacıyla çıkartılan
    karnedir.
    NOT: Savaş yıllarında Türkiye’de kamu güvenliğini
    sağlamak için tüm illerde karartma uygulanmış,
    Karadeniz’de Türk gemi seferleri durdurulmuştur.
    7. SAVAŞIN GENEL SONUÇLARI
    1) Mihver devletler yenilmiş, bunlardan Almanya,
    italya, Japonya sömürgelerini kaybetmişlerdir.
    2) Savaştan sonra Almanya doğu ve batı olmak üzere
    ikiye ayrılmıştır (Bu iki Alman devleti 1990’da
    birleşmiştir).
    3) Savaştan sonra italya’nın K.Afrika’dan
    çekilmesiyle Libya devleti kuruldu. Fransa’nın
    sömürgesi olan Cezayir bağımsız oldu.
    4) ingilizlerin sömürgesi durumunda olan Mısır,
    Pakistan ve Hindistan bağımsızlıklarına kavuştular.
    5) 12 Ada savaştan sonra Yunanistan’a verildi
    (Böylece yapılan paylaşımda Türkiye umduğunu
    bulamadı).
    6) Milyonlarca Yahudi’nin öldürülmesi üzerine BM
    desteği ile Yahudilere, Filistin’de devlet kurma hakkı
    tanındı. Böylece Amerika ve ingiltere’nin desteği ile
    1948’de işgalci israil devleti kuruldu.
    7) Çin’de komünist rejim iş başına geldi.
    8) Savaş sonunda dağılan M.C. yerine 46 devletin
    katılımıyla BM kuruldu (24 Ekim 1945). BM, 1948’de
    II. Dünya Savaşının kötü sonuçlarını göz önüne alarak
    “insanlar Hakları Evrensel Beyannamesi”ni
    hazırladı.
    9) Savaşta yaklaşık 56 milyon insan hayatını
    kaybetmiş ve milyonlarca insan sakat kalmıştır.
    Avrupa, tarihinin en büyük nüfus hareketiyle karşı
    karşıya kalmıştır.
    10) II. Dünya Savaşı sonrası Emperyalist Devletler
    sömürgelerini kaybetmişlerdir. Bu nedenle II. Dünya
    savaşını kazanmasına rağmen ingiltere savaştan
    zararlı çıkan devletlerden biri olmuştur.
    11) Savaştan sonra Avrupa Ekonomik işbirliği ve
    Kalkınma Teşkilatı (OECD) kuruldu (1949’da ise
    Avrupa Konseyi kuruldu). Çünkü bu savaş, sanayi
    kuruluşlarının yıkılmasına ve devletlerin
    ekonomilerinin bozulmasına yol açmıştır. Savaşın
    getirdiği maddi zarar 2 trilyon doları aşmış, dünya
    ticareti durma noktasına gelmiş, tarım ve sanayi
    %70’lere kadar düşüş göstermiştir.
    12) Atom bombasının gücü ilk kez bu savaşlar
    sonucunda görülmüş, ABD dünya siyasetinde söz
    sahibi olmuştur.
    13) Savaştan sonra ABD’nin başını çektiği grup aşırı
    akımların (Nazizm, Faşizm vb.) dünyaya verdiği
    zararları görerek demokratik yönetimleri
    yaygınlaştırmak istemişlerdir.
    14) Dünyadaki bu gelişmelerin de etkisi ile Türkiye’de
    çok partili hayata geçilmiştir.
    15) ABD-ingiltere-Rusya, Kırım’daki “Yatla
    Konferansı” ile dünyayı nüfuz alanlarına bölerek
    denetim altına almaya çalıştılar. ABD ve ingiltere’nin
    Rusya’yı serbest bırakması üzerine Rusya bütün Doğu
    Avrupa’yı işgal etmiş, işgal ettiği yerlerde rejimini
    yaymış, buraları sömürmüştür. Bu durum birçok
    ülkenin Komünizm baskısına uğramasına yol açmıştır.
    Bunun üzerine ABD uyanmış, böylece dünya
    devletleri iki bloğa ayrılmış, Soğuk Savaş Dönemi
    başlamıştır.
    16) Bu dönemde gizli istihbarat çalışmaları, teknoloji
    ve bilgi casusluğu gibi çalışmalar devletler arasında
    önemli hale gelmiştir.
    8http://www.rehberlik.biz.tr - AHMET TÜTÜNCÜ
    KPSS/TARiH 3. ÜNiTE - SOĞUK SAVAŞ DÖNEMi (1945–1960)
    III. ÜNiTE: SOĞUK SAVAŞ DÖNEMi
    (iKi KUTUPLU DÜNYA)-(1945–1960)
    II. Dünya Savaşından sonra başlayan ve aktif olarak
    1960’lara kadar süren döneme “Soğuk Savaş
    Dönemi” denir.
    ikinci Dünya Savaşı, tarihin gördüğü en yıkıcı
    savaşlardan biri olmuştur. Ülkeler yıkılmış, 56 milyon
    insan ölmüştür. Savaşın etkilerini hissetmeyen hiçbir
    ülke ve toplum kalmamıştır. Kâbus gibi geçen 6 yıllık
    bu rüyadan sonra dünya devletleri ve insanlık yine de
    barışa hemen kavuşmamışlardır. Milletlerarası
    çatışmalar, insanlığı zaman zaman üçüncü bir dünya
    savaşının eşiğine getirmişse de sıcak savaş patlak
    vermemiş; dünya soğuk savaş atmosferi içerisinde
    heyecanlı bir 15 yıl geçirmek zorunda kalmıştır.
    ikinci Dünya Savaşından sonra egemen güçler
    arasında iki kutuplu bir denge sistemi ortaya
    çıkmıştır. Batı ve Doğu diye ikiye ayrılan bir dünyada
    soğuk savaş denilen bir mücadele başlamıştır. Ancak
    bu dönemde Kore Savaşı gibi blokları karşı karşıya
    getiren bölgesel sıcak savaşlar da görülmüştür.
    1. SOĞUK SAVAŞ DÖNEMi’NDE YAŞANAN
    ÖNEMLi GELiŞMELER
    1) II. Dünya savaşından sonra dünya politikasına
    Avrupalı devletlerin yerine ABD ve SSCB hâkim
    olmuştur. Bu iki devlet süreç içerisinde Avrupa ile
    ilgili birçok konuda karşı karşıya gelmiştir. Daha
    önce dünya politikasında rol oynamayan bu iki
    devlet milletlerarası politikalarda ön plana çıkarak
    günümüze kadar etkinliklerini sürdürmüşlerdir.
    2) Bu dönemde ilk defa milletlerarası ilişkilere
    doktrin ve ideoloji unsuru girmiştir.
    3) Sömürgecilik sona ermiştir. Asya, Avrupa ve
    Afrika’da günümüzün bağımsız devletleri
    kurulmuştur (Sömürge halindeki uluslar
    bağımsızlıklarını kazandıktan sonra Üçüncü
    Dünya veya Bağlantısızlar bloğunu
    kurmuşlardır).
    4) Füze teknolojisi savaştan sonra büyük bir gelişme
    göstermiş ve büyük devletlerarasında yaşanan
    rekabeti uzaya taşımıştır. Büyük devlet olmanın
    koşulu sömürgelere sahip olmaktan çıkmış, uzayın
    derinliklerinde etkili olmaya dönüşmüştür.
    5) Bütün dünya ülkeleri; siyasal kuvvet dengesi,
    güvenlik, barış, ekonomik kalkınma, refah ve daha
    iyi bir yaşam seviyesi gibi meselelerle yoğun bir
    şekilde meşgul olmak zorunda kalmışlardır.
    Soğuk Savaş Döneminde SSCB; Türkiye, iran ve
    Yunanistan üzerindeki baskını artırmış, Doğu
    Akdeniz ve Ortadoğu’ya yayılmaya çalışmıştır. SSCB,
    Mart 1945’de Türkiye’ye bir nota vererek daha
    önceden imzalanan “Dostluk ve Saldırmazlık Paktı”nı
    feshettiğini bildirmiş, sınırda değişiklik, boğazlarda üs
    istemiştir.
    SSCB’nin bu tehditleri ABD’nin, Ortadoğu’yla
    ilgilenmesine yol açmıştır. Ayrıca SSCB, Avrupa’da
    işgal ettiği bölgelerde komünizm rejimini yerleştirerek
    kendisine bağlı uydu devletler oluşturmaya çalışmıştır
    (Bulgaristan, Romanya, Polonya, Macaristan, Doğu
    Almanya, Yugoslavya ve Arnavutluk’ta komünistlerin
    yönetimi ele geçirmesini sağlamıştır).
    ingiltere Başbakanı Churchill, SSCB’ye bağlı bu
    komünist devletlere (uydu devletlere) 1946 yılında
    Fulton Konferansı’nda “Demir Perde Ülkeleri”
    deyimini kullanmıştır. Bu devletler üzerinde
    etkinliğini iyice arttırmak isteyen SSCB, uluslararası
    komünizm faaliyetlerini de yeniden örgütlemek için
    1947’de Cominform’u (Komünist bilgilendirme
    bürosu) kurmuştur.
    Bu gelişmeler üzerine ABD, 1947 yılına kadar izlediği
    dış politikasında köklü bir değişikliğe gitmiştir. ABD
    Başkanı Truman, kendi adıyla anılan bir doktrin
    yayımlamıştır.
    a) Truman Doktrini:
    Başkan Truman ABD’nin, komünizmi durdurması
    gerektiğini, bunun da özgürlük ve bağımsızlığını
    korumak isteyen uluslara askeri ve ekonomik yardım
    yaparak mümkün olacağını belirtmiştir. Truman
    Doktrini Ortadoğu düzenini korumak ve Sovyet
    Rusya’nın yayılmasını engellemek için jeopolitik
    olarak önemli olan Türkiye ve Yunanistan gibi
    devletlere ekonomik ve askeri yardım yapılmasını
    öngörüyordu. Bunun üzerine ABD, Yunanistan’a 300
    milyon, Türkiye’ye 100 milyon dolarlık yardım
    yapacağını belirtmiştir.
    Truman, Batı dünyasının savunması için çok önemli
    bir yerde bulunan Türkiye ve Yunanistan’ı, SSCB
    karşısında yalnız bırakmak istememiştir. Bu tarihten
    sonra Türkiye, dışa kapalı ve korumacı, içe dönük
    iktisadi politikaları terk etmiş, serbest dış ticaret
    ekonomisini benimseyerek dış pazarlara yönelmiştir.
    http://www.rehberlik.biz.tr - AHMET TÜTÜNCÜ
    9
    Uyarı: Soğuk savaş döneminde SSCB ve yandaşları
    ABD ve onun müttefiklerine karşı şu teşkilatları
    kurdular: Cominform, Comecon, Varşova Paktı.
    KPSS/TARiH 3. ÜNiTE – SOĞUK SAVAŞ DÖNEMi (1945–1960)
    b) Marshall Planı: Marshall planı, II. Dünya
    Savaşından sonra 1947’de önerilen ve 1948–51 yılları
    arasında yürürlüğe konulan ABD kaynaklı bir
    ekonomik yardım paketidir. Aralarında Türkiye’nin
    de bulunduğu 16 ülke bu plan uyarınca ABD’den
    ekonomik kalkınma yardımı almıştır (ABD, 16 Avrupa
    ülkesine 6 milyar dolarlık yardım yapmış ve SSCB bu
    plana karşı çıkmıştır.).
    Marshall Planı, savaşta yıkılmış olan Avrupa’nın
    kalkınması için hazırlanmış olmasına rağmen, Türk
    hükümetinin isteği üzerine bu planda Türkiye’ye de
    yardım yapılmasına karar verilmiştir.
    c) Molotov Planı: Marshall Planına, Sovyetler ve
    onun uyduları olan Doğu Bloğu ülkeleri katılmak
    istememişlerdir. Aksine Marshall Planına karşılık
    Sovyetler de uyduları arasındaki ekonomik ilişkileri
    ve işbirliğini geliştirmek için Sovyet Dış işleri
    Bakanı Molotov’un adıyla bir plan hazırlanmıştır.
    Böylece Molotov Planı ile ikili ticaret düzeni
    kurulmuştur.
    2. SOĞUK SAVAŞ DÖNEMi’NDE AVRUPA’DA
    MEYDANA GELEN ÖNEMLi GELiŞMELER
    II. Dünya Savaşı sonrasında Avrupa’da yaşanan
    siyasal ve ekonomik sorunlar giderek artmış ve bu
    sorunları çözmek için ülkeler bir araya gelerek yeni
    teşkilatlar kurmuşlardır.
    a) OEEC (Avrupa Ekonomik işbirliği Örgütü):
    Marshall planı çerçevesinde 16 Avrupa ülkesinin
    katılımıyla 1948’de OEEC kuruldu. Böylece Batı
    Avrupa ülkeleri, ABD ile askeri ve ekonomik
    alanlarda işbirliği içine girmiş oldular. OEEC daha
    sonra OECD (Ekonomik işbirliği ve Kalkınma
    Örgütü) adını almıştır. Türkiye’de bu kuruluşa
    1948’de üye olmuştur. Bu kuruluşun Avrupa dışındaki
    üyeleri ABD ve Kanada’dır.
    b) COMECON (Ekonomik Yardımlaşma Konseyi):
    Sovyet Rusya, ABD’nin bu planlarına karşılık Ocak
    1949’da Bulgaristan, Çekoslovakya, Macaristan,
    Polonya, Romanya ile COMECON’u kurmuştur. Bu
    konseye daha sonra Arnavutluk, Alman Demokratik
    Cumhuriyeti ve Küba’da katılmıştır. Doğu Bloğu
    ülkeleri olarak anılan bu ülkeler daha sonra NATO’ya
    karşı 1955’te Varşova Paktı’nı kurmuşlardır.
    c) Avrupa Konseyi: Avrupa devletleri II. Dünya
    Savaşından sonra yaşanan sıkıntıların aynısının bir
    daha tekrarlanmaması amacıyla 5 Mayıs 1949’da
    Avrupa Konseyi’ni kurdular. Böylece insan hakları,
    hukuk üstünlüğü ilkelerini koruyup güçlendirmeye,
    yabancı düşmanlığını sona erdirmeye çalıştılar.
    d) AET (Avrupa Ekonomik Topluluğu) – (1948):
    Batı Avrupa Devletleri 1948 yılında “Avrupa
    Ekonomik işbirliği Teşkilatı”nı kurdular. Bu
    teşkilatın ABD’nin Marshall planını düzenlemek,
    üyeler arası serbest ticaret ortamı oluşturmak gibi
    görevleri vardır. Bu topluluk daha sonra Schuman
    planını kabul ederek “Avrupa Kömür ve Çelik
    Birliğini” kurmuştur.
    Ortak Pazar adı ile anılan AET’nin kuruluşundan
    sonraki ilk on yıla “geçiş dönemi” adı verilmiştir. 1965
    yılında Füzyon Antlaşması ile “Avrupa Topluluğu”
    kurulmuş (1990), Maastricht Antlaşması ile de
    “Avrupa Birliği” adını almıştır (1994).
    e) BM (Birleşmiş Milletler Örgütü) – (1945):
    II. Dünya Savaşı devam ederken ABD ve ingiltere
    “Atlantik Bildirisi”ni yayınladılar. 1945’te bu
    bildirinin devamı olarak 51 ülkenin katılımıyla San
    Francisco Konferansı toplanmıştır. Sonuçta
    uluslararası ilişkileri geliştirmek ve uluslararası barışı
    kalıcı kılmak amacıyla 24 Ekim 1945’te merkezi New
    York olan Birleşmiş Milletler Örgütü kurulmuştur.
    Ayrıca, BM’nin yan kuruluşu olan BM Güvenlik
    Konseyinde, ABD, ingiltere, Fransa, Rusya ve
    Çin’in veto hakkı vardır.
    f) NATO (Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü) – (1949):
    ABD’nin, SSCB’ye karşı (Komünizm yayılmacılığına
    karşı) oluşturduğu güvenlik örgütüdür.
    Kuruluş Nedenleri:
    a) ABD’nin dünyanın yeni bir barış düzenine
    kavuşturulması için SSCB ile işbirliği yapamaması
    b) ABD’nin, Avrupa’da Komünist tehlikesine karşı,
    ‘Durdurma Politikası’nı benimsemesi
    c) ABD’nin öncülüğünde oluşturulacak uluslararası
    bir örgütün dışında başka bir gücün SSCB’yi
    durduramayacağı düşüncesi
    Bu nedenlerden dolayı ABD, 4 Nisan 1949’da 12
    Batılı ülke ile birlikte NATO’yu kurdu. Böylece SSCB
    tehdidine karşı bir set oluşturarak “Batı Bloğu”
    kurulmuş oldu. Taraflar arasında imzalanan pakta göre;
    ortak savunmaları ile barış ve güvenliklerini korumak
    için birleşmiş oldukları belirtilerek, içlerinden birine
    yapılmış bir saldırının hepsine yapılmış sayılacağı
    belirtildi. Türkiye, 1950’de BM aracılığıyla Kore’ye
    asker göndererek Güney Kore’ye yardım etmiştir. Bu
    gelişmelerden sonra Türkiye NATO’ya üye olmuştur.
    (Türkiye ile Yunanistan 1952’de üye oldular).
    http://www.rehberlik.biz.tr - AHMET TÜTÜNCÜ
    10
    Uyarı: 8 Ağustos 1949’da Strasburg’ta yapılan
    toplantıda Yunanistan, izlanda ve Türkiye, Avrupa
    Konseyinin üyesi olmuştur. Avrupa Konseyi insan
    hakları, eğitim ve kültür alanında hizmet veren tüm
    Avrupa devletlerine açık olan konseydir. Bu kuruluş
    Avrupa Birliği Konseyi ile karıştırılmamalıdır.
    KPSS/TARiH 3. ÜNiTE -SOĞUK SAVAŞ DÖNEMi (1945–1960)
    g) Varşova Paktı (Avrupa Sosyalist Bloğu)-(1955):
    SSCB’nin, NATO’ya karşı doğu bloğu ülkeleri
    (Alman Demokratik Cumhuriyeti, Bulgaristan,
    Çekoslovakya, Polonya, Macaristan, Arnavutluk,
    Romanya) ile kurduğu pakt’tır. 14 Mayıs 1955’de
    Varşova’da 8 sosyalist ülkenin imzaladığı “Dostluk,
    işbirliği ve Karşılıklı Yardımlaşma Antlaşması” ile
    kurulan askeri ve siyasal birliktir.
    Paktın kurulma nedeni, 1949’da barışı sağlama
    gerekçeleriyle kurulan, sosyalist ülkelere ve
    sosyalizmin yayılmasına karşı oluşturulan NATO’nun
    askeri etkinliklerini artırması ve silahlanmaya hız
    vermesidir. Böylece, Avrupa’da güçler dengesini
    yeniden kurma isteği 20. yy. ikinci yarısından itibaren
    iki kutuplu bir dünya meydana gelmesine yol
    açmıştır (Batı– Doğu Bloğu).
    h) Schuman Planı (1950): Fransa Dışişleri Bakanı
    Robert Schuman, Fransa ve Batı Almanya’da demir
    ve çelik üretimini denetleyecek tek bir organ
    oluşturması ve bu ortaklığın diğer Avrupa ülkelerinin
    üyeliğine de açık tutulması yolundaki önerisidir.
    Bunun üzerine Schuman Planı çerçevesinde “Avrupa
    Kömür ve Çelik Birliği” (ESCS) kurulmuştur.
    3. DOĞU BLOĞUNDA MEYDANA GELEN
    ÖNEMLi GELiŞMELER
    Yugoslavya, SSCB’nin Balkanlardaki en büyük gücü
    idi. Ancak doğu bloğunda SSCB hegomanyasına ilk
    tepkiyi 1945’den itibaren yine Yugoslavya verdi.
    Bunun nedeni Yugoslavya lideri Tito’nun, SSCB
    baskısını ortadan kaldırmak istemesidir,
    Yugoslavya’nın, Balkanlarda hâkimiyet kurarak, tam
    bağımsız hareket etmek istemesidir.
    Yugoslavya’nın bu tutumu 1948’de Kominform’dan
    çıkarılmasına, Varşova Paktı’ndan ayrılmasına neden
    oldu. Bunun üzerine ABD, Yugoslavya’ya yanaşmış
    ve ona yardım etmiştir. Bu gelişmelerden sonra
    Yugoslavya, 1955 yılından itibaren Doğu Bloğuna
    dönmeyerek, Asya ve Afrika ülkeleriyle “Tarafsızlar
    Bloğunun” öncülüğünü yapmaya çalışmıştır.
    4. BATI BLOĞUNDA MEYDANA GELEN
    ÖNEMLi GELiŞMELER
    a) Batı Bloğunda ilk farklı tutum sergileyen devlet
    Fransa oldu. Fransa’da General Charles de Gaulle’nin
    1959’da Cumhurbaşkanı olmasından sonra 1962’de
    Cezayir’e bağımsızlık verildi. Daha sonra Almanya ile
    yakınlaşarak 6 Avrupa devletinden oluşan “Ortak
    Pazar”a ingiltere’nin katılması engellendi. Çin ile
    diplomatik ilişkilere girdi, SSCB ile dostluk kurmaya
    çalıştı (Bu siyasetin asıl amacı; ABD ve SSCB
    etkisinin olmadığı bir düzen ve yeni bir denge
    sağlayarak Fransa’yı dünyanın 3. gücü haline
    getirmekti).
    NOT: Fransa Mart 1966’da NATO’nun askeri
    kanadından çekilerek politik kanadıyla ilgilenmeye
    başladı. Bu durum Paris’te bulunan NATO
    merkezinin Brüksel’e taşınmasına neden oldu.
    b) Batılı devletler, NATO’nun kurulmasıyla
    Avrupa’da SSCB’nin yayılmasını önlendikten sonra,
    müttefikleri Batı Almanya’nın da hızla kalkınmasına
    izin verdiler. Batı Avrupa devletlerinin bu şekilde
    kalkınması bu devletlerin birleşerek Avrupa
    savunmasını da daha güçlü hale getirme isteklerine
    neden oldu. Böylece “Avrupa siyasi birliği
    düşüncesi” ortaya çıktı. Böylece süreç içerisinde
    Avrupa Ortak Pazarı devletleri de Batı Bloğunda güçlü
    bir konuma ulaşmış oldu.
    5. ÜÇÜNCÜ BLOĞUN OLUŞMASI
    Soğuk Savaşın iki bloğuna da katılmayan az gelişmiş
    ülkeler için “üçüncü dünya” deyimi kullanılmıştır.
    Batılı devletlerin Asya ve Afrika’daki sömürgeleri
    1945 yılından itibaren Batılı devletlere karşı
    bağımsızlıklarını kazanmak için mücadele etmiştir.
    Böylece bağımsız birçok devlet ortaya çıkmıştır. Bu
    yeni devletler doğu ve batı bloklarının dışında kalarak
    öncelikle ekonomik kalkınmayı amaç edinmişlerdir.
    Böylece üçüncü bloğun kurulması düşüncesini
    benimsemişlerdir. Bu tarafsızlığın öncülüğünü Mısır
    ve Hindistan yapmıştır. Bu öncü devletler
    örgütlenmeyi sağlamlaştırmak amacıyla 1955’te
    “Bandung Konferansı”nın (1. Asya ve Afrika
    Devletleri Konferansı) düzenlenmesini sağladılar.
    Üçüncü dünya ülkeleri Asya ve Afrika’daki sömürgeci
    politikaları yargılamak için bu konferansı toplayarak
    ABD ve SSCB gibi iki büyük güç karşısında
    varlıklarını korumak için birlik ve dayanışma
    sağlamayı amaç edindiler.
    Bandung Konferansı’na, Türkiye’de dâhil 24 Asya
    ve Afrika devleti katılmıştır. Bu konferans, Üçüncü
    Bloğun kurulmasında önemli bir rol oynamış ve
    birçok konferansın düzenlenmesine önayak olmuştur.
    Konferansa katılan devletler, barış içinde bir arada
    yaşama ilkesini benimsemişlerdir. Bu konferans
    “Bağlantısızlar Hareketi’nin” doğuşunda etkili
    olmuştur. Bağlantısızlar Hareketi ise herhangi bir
    ideolojik güce dâhil olmayan 100 üzerinde ülkenin bir
    araya gelerek oluşturdukları uluslararası oluşumdur.
    http://www.rehberlik.biz.tr - AHMET TÜTÜNCÜ
    11
    Uyarı: Tüm bu gelişmeler Doğu ve Batı bloğunun
    yanında Üçüncü Bloğun da oluşmasına neden
    olmuştur.
    Uyarı: 1991’de SSCB’nin dağılmasının ardından
    bloklaşmanın sona ermesi, Bağlantısızlar Hareketinin
    de hızla çökmesine neden oldu.
    KPSS/TARiH 3. ÜNiTE- SOĞUK SAVAŞ DÖNEMi (1945–1960)
    6. BERLiN BUHRANI (1948)
    Berlin Buhranı, II. Dünya savaşından sonra yaşanan
    soğuk savaş döneminin ilk büyük sorunudur. II. Dünya
    savaşından sonra Almanya’daki Berlin şehri 4 işgal
    bölgesine ayrılmıştı. Bu bölgeler ABD, ingiltere,
    Fransa, SSCB işgal bölgeleriydi. Batılı devletlerin
    Berlin’deki işgal bölgeleriyle Almanya’daki diğer
    işgal bölgeleri arasındaki ulaşım ancak Sovyet işgal
    bölgesi üzerinden sağlanabiliyordu. ingiltere, ABD,
    Fransa, Sovyetlere karşı güç birliği yaparak 1948’de
    Berlin’deki işgal bölgelerini birleştirdiler ve buraya
    Trizonia adını verdiler.

    edit: çalıntıdır.
    2 ...
  22. 8.
  23. william mcneill'in dünya tarihi isimli kitabını okunma rahatlığı bakımından tavsiye ederim.

    http://www.n11.com/dunya-...NLFlqL5pMQCFTHLtAodWkYAOg
    0 ...
  24. 9.
  25. daha önce yazdım zannediyordum, yazmamışım.

    dünya tarihi hakkında pek çok farklı kaynak bulunabilir elbette. dünya tarihini konu alan kitaplar, genellikle dünya tarihini baştan sona anlamanızı sağlamak iddiasında değillerdir. bunun yerine, tarihe bir bakış açısı sunarlar. kimisi kavimleri ele alarak yaklaşır olaylara, kimisi daha iktisadi bakar, kimisi kültüre odaklanır... bu yüzden siyaset bilimi, uluslararası ilişkiler, sosyoloji gibi disiplinlerle uğraşacak olan arkadaşların eğer mümkünse bu bölüme başlamadan önce, veya en azından bu bölümlerdeki ilk senelerinde mümkün olduğunca dünya tarihi kitapları okumaları kendi yararlarına olur.

    bu aşamada benim önerebileceğim kitap clive ponting'in "yeni bir bakış açısıyla dünya tarihi" isimli kitabı. http://www.idefix.com/kit...?sid=G44SOBHGOB4BR2DL0XWP

    kitap dünya tarihine evrim teorisini de içeren, materyalist bir bakış açısı sunuyor. özellikle keşifler çağı ile ilgili olan kısımlar çok sık rastlanılmayan, farklı ve ilginç bir yaklaşım sunuyor okuyucularına.
    1 ...
  26. 10.
  27. Bizde okullarda ders olarak neden okutulmadığını hala anlayamadığım şey.
    vazgeçtim ilkokulu, ortaokulu; bari lisede mutlaka okutulmalı ki gençlerin ufku genişlesin.
    Çocuğa dayıyoruz sadece genel türk tarihi, selçuklu, osmanlı, inkılap tarihi.
    Tamam bunları öğretelim ayrıntısıyla eyvallah.Ama o okuttuğun derse paralel olarak 1 saat de olsa bu dersi koy ki öğrencinin kafasında dünya bir şekillensin.

    16.yy da neler neler olmuş avrupada 25-30 yaşına gelince öğreniyoruz. Bizim 16.yy avrupada bildiğimiz tek şey "fransa kralının anası kanuniye mektup yazmış. "Ben bir anayım oğlumu kurtar falan filan. Kanuni de alman imparatoru şarlken e demiş ki şarlken akıllı ol aklını alırım senin!..."
    Ulan tamam da rönesans reform almış başını gitmiş, coğrafi keşifler artmış. Ekonomik sistem değişiyor. Derebeylikler bitmiş. Bunları sadece başlık halinde biliyoruz. Nedir bunun içeriği? Sene olmuş 2015. videolar belgeseller gırla. Aç youtube dan bir tane dünya tarihi belgeseli izleyin sınıfça. Çocuk belki nefret ettiği derste en azından başarılı olabilmek adına ufku genişleyince mantık yürütür.
    1 ...
  28. 11.
  29. gombrich'in dünya tarihini anne babalara tavsiye ederim. okuması ayrı keyiflidir ama yetişme çağına hitap eder.

    http://www.idefix.com/kit...?sid=BXAQDB1F2G8LQLZBATNZ
    1 ...
© 2025 uludağ sözlük