georgia guidestones 'ta belirtilen, insanlığın ve gezegenin hayatının sağlıklı bir geçeceği için önerilen 10 temel hükümden biri. işin ilginç olanı, billy meier adlı, uzaylılarla temasıyla ünlü isviçreli çiftçinin de pleiades 'ten gelen uzaylıların kendisine birebir şekilde aynı öneriyi sunmuş olduğunu söylemeleri. Kendisinin dediğine göre "Dünya gezegeni sağlıklı bir yaşam için en fazla 586 milyon insan nüfusunu barındırabilir, fazlası kansere dönüşür" demişler. Bu da ayrı bi bakış açısı.
afrika ve asyadaki bir işe yaramayan, kapağı abd ve avrupaya atma hayaliyle yaşayan, bu hayalleri gerçekleştirenler yüzünden avrupanın etnik çöplüğe döndürenlerden başlamak gerekmektedir.1.3 milyar hintli ortadan kaybolsa bu dünya ne kaybeder?
fantastik ve psikopatça bir düşünce olsa da savunulacak tarafları da yok değil. özellikle aile şirketinin gücü pek çok imparatorluk ve devletten daha ötelerde olan insanlar için çok cazip bir fikir. tek sıkıntı iş yükünü çekecek makineleşmenin yeterli boyuttu olmaması herhalde. yoksa milyonlarca insanın sinek kadar değeri yok. demokrasi ve insan haklarının geliştiği batı toplumu haricindeki diğer milletlerin hiçbir değeri olmadığı, kendi idarecilerinin politikalarından da anlaşılıyor. bu anlamda tam arada kalmış bir toplumuz. birey olarak küçük kapital dünyasından başka amacı olmayan, örgütlenememiş ve tam bağımsız idare edilmeyen toplulukların böyle bir senaryoda yok edilmeleri süper güçlü iradelerin vicdan muhakemelerini atlattıktan sonra o kadar kolay ki, ekin biçmek bile yanında zor kalır. dünya üzerinde şuanda böyle bir soykırım için geçerli mazeretler de var, yeterli silah gücü de. kaynak ve nüfus oranına bakıldığında 50 yıl içinde büyük savaşların olması kaçınılmaz. bu kadar stres yüklü bir ortamda çakacak kıvılcımla devletlerin insani güdülerle sağı solu bombalamaktan kaçınacaklarına hiç ihtimal vermiyorum. atmışken daha da atacaklardır. çünkü kendi insanlarının yükünü bile çekemeyecek durumdalar. medeniyetin yerleşmesiyle nüfus dengesini sağlamak zorlaşıyor, gerek yaşam standartlarının yükselmesi gerekse de dünya üzerindeki savaşların bölgesel düzeyde kalması dünyaya taşıyabileceğinden fazla yük olmaya başladı. ortadoğu'da her boka atlayan türkiye de tehlikeli sulara çekiliyor. tek dünya devleti fikri falan işin fantastik boyutu ama reel dinamiklere böyle bir gidişat olduğu görülüyor bence. uzakdoğuda silah sanayiine inanılmaz bir yatırım var. rusya keza savunulması imkansız, tahrip gücü inanılmaz uzun menzilli füzelere sahip. amerika'nın silah gücü zaten fantastik. büyük çaplı yıkımı büyük devletlerin göze aldığı görülüyor. tek sorun herhalde nerede başlayıp nerede bitireceklerini kestirememeleri.
petrol kaynaklarının 50 yılda tükeneceği düşünülünce bizim hatırı sayılır bir güç olmak için neo osmanlı ideallerini osmanlı coğrafyasına bu süre zarfında yerleştirmemiz neredeyse imkansız. burnumuzun dibindeki suriye'de bile başarılı olamıyoruz. bölgede iyi ilişki içinde olduğumuz bir tek kürdistan özerk yönetimi kaldığı bir gerçek. mısır politikası da tutmadı. türkiye inatla bu riskli alana girerse hedef olması kaçınılmaz olur gibi geliyor bana. yıllar geçmiş olmasına rağmen ikinci dünya savaşı türkiye'sinden hiçbir farkımız yok bana kalırsa. belirsiz, allah'a emanet bir durum. batılıların asırlar önceki ideallerinin peşinden gidiyoruz ki herifler o idealleri kuruttular bu senaryoları düşünüyorlar. biz hala otoyola yatırım yapıyoruz. belki güzel ve stratejik istanbul'un hatırına yine yırtarız yoksa 3 bin yıllık devlet olmamıza rağmen gelişen küresel politikalara refleks oluşturacak bilinç bizde hala yok gibi görünüyor. olsaydı ota boka burnumuzu sokmaz sağa sola silah sevkiyatı yapmazdık. bizim milletimiz her ne kadar israil'i sevmese de türklerin yahudilerle çok ciddi bir hatırı, mazisi var. son dönemde israil gizli ortaklığından da çekildik. olan bitene karşı koyacak ne ekonomik ne de silah gücümüz var. osmanlı'dan kalan tarihsel hatırın da ortadoğuda bir boka yaramadığını gördük son dönemde. her yerde money talks. türkiye bu senaryoların içinde gerçekten etkisiz eleman gibi duruyor. yazık la bize valla. o kadar büyük tarihsel mirası bok ettiğimiz gibi atatürk'ün kurduğu savunma mekanizmasını da yok ettik. böyle bir senaryoda yaşamaya hakkımız var mı diye de durup düşünmek lazım bazen.
Cokluk herzaman bokluk dgildir diyerek o kadarda hos olmayacani bildirmeden düsunülmemesi gereken önerme.. Bu topraklarda 9 milyon insan yasarken bile birbirimizi yiyorduk hatta daha fena yani biraz aklinizla düsünün allahin gerzekleri..
türkiye nüfusunun 7 milyona inmesi demektir ki, istanbul-ankara arası ( belki izmir) dışında direk uçuş olmaması, otobüs seferlerinin her şehire günde 1 sefere inmesi, cep telefonunun dakikasının eskisi gibi 2-3 tl olması , açık sinema, cafe, otel benzeri servis sektörü işletmelerinin istiklal caddesi, bağdat caddesi, dışında pek olmaması, hatta belediye otobüslerinin de yarım saatte bir gelmesi gibi olumsuz sonuçları da olacaktır.