dönüş

entry85 galeri2 video2
    85.
  1. yönetmenliğini türkan şoray'ın yaptığı, başrollerinde türkan şoray, kadir inanır ve bilal inci'nin oynadığı 1972 yapımı yerli film.

    --spoiler--
    türkan şoray'a henüz 27 yaşında bu filmin yönetmenliğini yapıp başrol oynaması nedeniyle saygı duyarım ama hayatımda izlediğim en zorlama, en kötü senaryoya sahip yeşilçam filmlerinden biri. şeytansı kötü ağa bilal inci'nin durdurulamaması, gülcan'ı çaresizliğinin detaylıca aktarılmaması, bu köyde jandarma-polis yok mu arkadaş dedirten zulüm sahneleri, almanya'dan dönüp tek derdi volkswagen araba almak olan hiçbir halttan anlamayan ahraz koca modeli. kadının evini yaktılar, hayvanlarını kestiler, tarlasını yaktılar, çocuğunu öldürdüler. bir allah'ın kulu sahip çıkmadı, bir kez yasal yollara başvurmadı. güya sevdiği adam da böyle çıktı. can sıkıcı ve iç karartıcı bir film. vakit kaybı.
    --spoiler--
    0 ...
  2. 83.
  3. Bulunduğun yer üzerine oturmaz, ruhun daralır bir süre sonra. Bir yerlerde geçici bulunuyorsan mutlaka bir dönüş olacaktır. Eğer orası artık kalıcı yuvan olmamışsa.
    2 ...
  4. 82.
  5. 6 yıl sonra hesabıma dönüşüm.
    *6 yıldır değişmeyen tek şey gececi oluşum*
    0 ...
  6. 81.
  7. Fabris konuşmaya başlamadan önce onların uzaklaşmasını bekledi. "Marta, olanları sana nasıl açıklayacağımı bilemiyorum. Şimdi de bilmiyorum, o an da bilmiyordum. Son buluşmamızda, gösteriler sırasında seni korumaya çalıştım ama kaybettim. Birbirimizi kaybettik. insanlar dört yöne koşuyordu, hiçbir şey göremiyorduk, atların soluklarını ensemizde hissediyorduk, kılıçların şakırtısını duyuyorduk, düşenlerin çığlıklarını. Sonra seni aradım, hiç kimse senin nerede olduğunu bilmiyordu. insanların çoğuyla konuşamıyordun, çok tehlikeliydi. Ne yapacağımı, nereye gideceğimi bilmiyordum. Biri bana seni alıp güneye götürdüklerini, orada birine âşık olduğunu söyledi. Annem babam beni Roma’ya gönderdi. Senden yıllarca haber alamadım. Sonra bir gün senden bir mektup aldım, oğlunun vaftiz babası olmamı istiyordun. O gönderdiğin mektup sen gönderdikten aylar sonra elime geçti. O mektup sen gönderdikten aylar sonra elime geçti. O mektup bana nasıl ya da kimin sayesinde ulaştı bilmiyorum. Kâğıdı eski ve buruşuktu, zarfı pis ve yırtık. Mektup benim gözümde paha biçilmez bir şeydi, Roma’daki antikacı dükkanımda sattığım antikalardan biri değerindeydi; birinin topraktan çıkardığı, bir zamanlar kime ait olduğunu ya da ne anlama geldiğini öğrenme girişiminde bulunmadan, hayasızca, utanmazca meydana çıkardığı bir şey. Mektubunu ezberleyinceye kadar okudum. Değerli bir şeymiş gibi onu sakladım, senden bana kalan tek şeydi o. O mektuptan sonra sana ne olduğunu öğrenmeye çalışmadım, belki de birinin bana bunu söyleyeceğinden korktuğum için.”
    Sonunda Marta konuştuğu zaman çok alçak, neredeyse duyulmayacak bir sesle konuştu, yerleri süpüren salkımsöğüdün dallarının çıkardığı yüksek seste boğulan sözcüklerimi duyabilmek için Fabris kulaklarını dikti.
    “Kaçtığını gizlemeye çalıştın, tek söz söylemeden ayrılmak istedin. Uzun süre, bütün o kış boyu o yolculuğu planlamıştın, biliyorum. Kaçmaya mı çalışıyordun? Beni arkanda bırakman umurunda değil miydi, birbirimize verdiğimiz sözleri tutmamak umurunda değil miydi, seni onca mutlu ettiğini söylediğin varlıktan yoksun kalacak olmak? Ben seninle birlikte olduğum için ötekiler beni aşağıladılar, beni düşmanları bildiler. Beni kimlerin eline bıraktığını sanıyordun, beni, ölmek üzere olan beni?"
    “Böyle olmasını istemedim, gitmeyi ben seçmedim, Roma’da kalmayı ben seçmedim. Bana inanmalısın,” dedi Fabris.
    “Yalan. Tanıştığımız zaman yıkkın biriydin, zavallı, yoluna kaybetmiş biri, sana bizimle gel, bize katıl diyen bendim. Daha sonra gideceğini anlayınca, dua ettim, yalnız kaldığında, nerede olursan ol, benim adımı tekrarla, umutsuzluk içindeyken benim adımı tekrarla diye. Ne kadar uzağa gidersen git belleğimin senin peşini bırakmaması için dua ettim. Öldüğün zaman benim gölgem seni rahatsız etmeye devam edecekti. Ben öldüğüm zamansa, senin başına gelen felaketlerin öyküsü mezarımın dibinde yatarken bana ulaşacak, ben o öyküyü duyacak ve sevinecektim."
    “Marta, farkında değildim."
    “Beni ne kadar az tanıyordun. Beni şimdi de ne tanıyorsun." *
    0 ...
  8. 80.
  9. Film müziği için seha okuş out artıktay in diyemeyiz ama alternatif olarak bu yorum da güzel olmuş.

    https://youtu.be/3iqapzwt6NM
    0 ...
  10. 79.
  11. Alamanya vs anadolu arasındaki rekabettir.
    0 ...
  12. 78.
  13. ikinci kez almanya’ya giden ibrahim , Gülcan’ın onca mektubuna rağmen artık gülcana’a mektup yazmaz. Köy’ün muhtarı gülcan’ın hasretini dinderebilmek adına kendisine ibrahim’in ağzından mektup yazar.
    Gülcan koşa koşa eve gider ve ağzından şu cümleler dökülür.

    Hani şu kağıdın yanmış bükülmüş ucu, kan damlayan yüreğin nerde ?

    Ayrıca hasretinle yandı gönlüm türküsü süha okay’ın sesinden dinlenmeli...
    3 ...
  14. 77.
  15. filmde ki gülcan iffetin vücut bulmuş halidir. bu filmin üstüne dram çıkabilmiş midir ayrı bir tartışma konusu.
    1 ...
  16. 76.
  17. Türkan Şoray hem yönetmen olduğu hem de başrolünü oynadığı film.son sahne ve seha okuş sesinden hasretinle yandı gönlüm yorumu yüreğinize dokunur.
    1 ...
  18. 75.


  19. son sahnesinde ağlamıştım.
    3 ...
  20. 74.
  21. Senaristinden bile daha çok sevdiğim film.
    4 ...
  22. 73.
  23. bilal incinin aşkına hayran olduğum türk filmi.. türkan sultan bu defa olmadı harcadın adamı..
    0 ...
  24. 72.
  25. her izledigimde agladigim türkan soray ve kadir inanir filmi.

    hayir, hayir, gözüme çapak kacti.
    0 ...
  26. 71.
  27. hic seyretmedim ama guzeldir eminim. o guzel gozlerden kotu bir sey cikmasi mumkun degil.
    0 ...
  28. 70.
  29. türk sinemasının ürettiği en iyi filmdir.
    20 ...
  30. 69.
  31. türkan şorayın bir bu filmini bir de sultan gelin filmini izlemiyorum. kötü olduklarından değil, sıkıntı veriyor üzüyor.

    sametmiydi çocuğun adı neydi yazık.

    edit: samet al yazmalımdaki çocukmuş. uyarı geldi. neydi ki bu çocuğun adı.
    3 ...
  32. 68.
  33. Yaklasik ayni donemlerde almanyaya calismaya giden dedemi ve koyde coluk cocukla kalan babaannemi hatirlatti bana bu film. Kucukken izlerdik gercekten cok cok huzunlu film, allahim bu kara gunlerin sonu gelmeyecek mi diyorsun yok gelmiyor. Sonradan farkettim Kadir inanira olan gıcıklığım muhtelemen bu filmden kaynakli. Bir de almanyadan karisi cocugu ile donunce inanilmaz hirs yaptim adama.. Bu arada dedemin de almanyada bir cocugu varmis. Uvey amcami bulmak icin muge anliya mi ciksam acaba?

    Velhasıl saka bi tarafa simdi izlemeye yuregim dayanmiyor. Nasil da herkes ustune geliyor garibimin. Bi an ekrandan cekip cikarasim gelirdi kurtarmak icin. Onca yoklugun yaninda bir de firsatcılar..

    Neyse kara haberlerim geldi gidiyim de biraz depresyona giriyim ben.
    6 ...
  34. 67.
  35. Sanırim 6-7 yaşlarındaydım. Eski grundig televizyonumuzda bu film oynuyordu. Ve hatırladığım bölük pörçük anılardan arta kalanlara göre televizyonun önünde bu filmi özlüyorum. Kadir inanır'ın filmdeki ismi ibrahim. Benim babamın da adı ibrahim. Bu sebepten midir nedir kadir inanır'ı babam yerine koyuyorum. Ve o bebeğin ölümü, köylünün türkan şoray'ı taşlaması, bilal inci'nin yaptığı gaddarlıklar... Hepsi, o çocuk halimle içimi burkuyor. Ama o müzik ve filmin sonundaki ağlayan bebek beni de ağlatıyor.

    Yıllar sonra yaş nerdeyse kemale ermiş derken bu filmi tekrar izleme fırsatı buldum. Koca adam yine ağladım. Filmin taaaa içine sinmiş bir hüznü var.hasretinle yandı gönlüm şarkısının çalmadığı sahnelere bile bir hüzün sinmiş. Ve sanırım bu hüzün film boyunca Türkan şoray'ın kucağından inmeyen o güzel çocuktur. Yüzü, gözü hep silme hüzne kesmiştir o bebeğin. Ölümü de hüzünlüdür.

    Yeşilçam'ın hüzün kontejyanını dolduran güzel bir filmdir vesselam.
    3 ...
  36. 66.
  37. Yonetmenligini de turkan soray yapmistir ve basrolde resmen dokturmustur.tam bir turk insani hikayesi. Butun film boyunca tuyleriniz diken diken olur.
    Ibrahim,donusun boyle mi olacakti?
    1 ...
  38. 65.
  39. Turkan Soray'in oyunculugunu ve yonetmenligini yaptigi mukemmel film. Diyaloglar bile o kadar siirimsi ki.. Ben hayatimda bu kadar agladigimi hatirlamiyorum.
    2 ...
  40. 64.
  41. şimdi yeniden izlediğim muhteşem türk filmi. hep ağlatır..
    0 ...
  42. 63.
  43. seha okuş sesiyle filme ayrı bir hava katar.
    1 ...
  44. 62.
  45. o kaza ve bebeğin bulunuş sahnesi harbi harbi insanın içini yakar. türk sinemasını çok sevmesem de o sahne bir kült amerikan filminde olsa hepimiz bilir hatırlardık.
    0 ...
  46. 61.
  47. Hasretinle yandı gönlüm bitirir.
    0 ...
  48. 60.
  49. yeşilcam'ın zirve noktasındaki filmdir. sırf fimde geçen şu cümleden bile bir edebiyatımız var diyebiliriz.
    "başında erkek yumruğu olmayınca haram süt emmişliği ortaya çıktı"
    0 ...
© 2025 uludağ sözlük