26.07.2012 tarihinde kendi nick altına yazdığı ilk entryle yazar olduğunu sanan yazarımsı.
Gitme vakti gelmiş.
Sözlükten birer birer giden güzel insanları örnek aldım sanırım. Dört yıldır buradayım, bilen bilir canım istediğinde saçmaladım, yeri geldi çok kızdım onu yazdım, yeri geldi mutluluğumu paylaştım. Formata sadık kaldım diyemeyebilirim belki ama hiç 'çirkinleşmedim'.
Sözlük kimsenin babasının çiftliği değil, herkes istediğini yazar çizer kimseyi de ilgilendirmez elbette. Lakin hiç bu kadar olmamıştı be. Hiç bu kadar verimsiz, boş olmamıştı.
Velhasıl; istedim ki başladığımız yerde bitsin. "kendi nick altını uplatan ezik" de olabilirim bilmiyorum. Yazdığım entrylerin bir kısmını temizleyip bende kendini sildirenler kervanına dahil olacağım.
Sözün kısası, sohbetimin geçtiği kelamımı ettiğim tek tek veda edemediğim güzel insanlara selam olsun. (ay dur ağlıcam) Hoş kalsınlar.
Zall abim de alsın bellettiği formatı mutlu mutlu kullansın.
kendisiyle dm'den kısa bir muhabbet etme şansı bulduğum sevimli yazar, yok neymiş beni takip etmek istemiyormuş bir sürü bildirim geliyormuş yanlış anlamayacakmışım, aman allahım sonrasında bir özür bir özür, bende affediverdim e napayım insan seviyorum.
Kızdım amcaya;
"e sen sinyalini vermezsen olmaz ki amca, nereden bileceğim döneceğini"
diye söylendim. Duymadı tabii.
Gülümsedi, yol verdi, utandım.
Edit: dönüşlerde sinyal verilmesi gerektiğini bilecek kadar trafik kurallarına hakim, kendini eleştirebilecek kadar özgüveni yüksek ve ancak amcaların yol vereceği kadar tipsiz bir kimseyim işte.
"Sev-mek! Sadece bir eylemden ibaret midir yani? Bu eylemin geçtiği bir cümlenin öznesi olamaz mıyım ben de? Kalsın, onu da istemiyorum. Susmak istiyorum. Ölmek öyle yakın ki halime... "