dudaktan kalbe

entry70 galeri3
    44.
  1. final bölümüyle şaşırtan dizidir. dizi başladığından beri ağlak bir şekilde dolanan melankolik lamia son bölümde oynak, aşk sarhoşu biri haline geldi.
    3 ...
  2. 43.
  3. dün itibari ile final bölümü yayınlanan, insanı sonu ile için ağlatan, kitaba da bir nevi uyan dizidir. sonunda ki leyla nın söylediği(toygar ışıklıya ait olan) şarkı ile bizi iyice bizden etmiştir.

    bu bir veda
    bir tebessüm
    yaz güneşine
    bir nefes dağ kokusuna
    açık kurşuni mehtap içinde
    bir veda;
    kaybolmuş aşklara hayata
    mağlubum;
    derin sevdalara
    büyük ihtiraslara mağlübüm
    ben hayatın mağlübüyüm
    derin sevdaların beceremedim
    mağlübüm
    ben hayatın mağlübüyüm
    derin sevdaları beceremedim
    mağlubum...
    4 ...
  4. 42.
  5. reşat nuri güntekin romanı. son zamanlarda romandan dizi sıçma furyasının son ayağı. süreli ağlayan bir kız, çelik prensesi cavidan, baygın gıygıycı kenan , çakal carlos cemil ve ceyar kılıklı paşa baba gibi enterhasan insanların boy gösterdiği anlamak için üç beş takla atmak gereken dizi. burak hakkı kemancıyı, aslı tandoğan da lamia denen esas kızı canladırıyor. ünlü kemancı hüseyin kenan paşa dayısının konağında besleme gibi duran lamia ya kayar. ama ; söz ver lamiş bu aşk dudaktan kalbe inmeyecek, sabah kalktığında beni tanımayacaksın der.kız dünden razı gönül rızası ile verir. bu ara da köşk ün çaka lı cemil da lamia ya hastadır. aynı zamanda kemancıya gıcıktır. kemancı bunun karısını araklamıştır zamanında. bunun karısı da yanıktır kemancıya. ölenler olur vs vs. ardındna lamiş gebe kalır. hapishaneden arkadaşı olan kızın evine taşınır , babasıyla evlenir. ilk başlarda iyi niyetli olan kırtasiyeci amca sonradan niyeti bozar. bir anda üç beş erkeğin arasında kalan lamia boyuna ağlar. kemancı çocuğun kendisinden olduğundan şüphelenir, lamiş in peşini bırakmaz. ama lamiş gururlu ve fakirdir yüz vermez, oğlanı melettirir. iyi de yapar. var mı sikip sikip kaçmak dedirtir izleyenlere. sonra araya kemancıya yanık başka bir hatun girer. çinli olmakla türk olmak arasında kalmış bir prensestir. çelik işiyle iştigal eder.adı çelik prensesi cavidan dır. pamuktan prenses mi olur prenses dediğin taş gibi olur önermesine birebir uygundur.yalnız kafaya kese kağıdı geçirilmesi elzemdir. olaylar gelişir durur. bı dizi de herkes birbirine aşıktır.bir hatuna 5 erkek falan düşmektedir. yan rollerde yine nimet diye genel verici cinsinden bir çakal hatun mevcuttur. bu hatun hem çakal cemili hemde gıy gıycı kenana a kıldır. sürekli işlerine taş koymaktadır. vakti zamanında cemil denen adama vermiştir. hatta yatakta kocası tarafından basılmışlar, adamın intiharına sebebiyet vermişlerdir. herkesin yüzünde gereksiz bir acı, burukluk vardır. müzikler zaten akıllara zarardır. bu arada lamiş in karnı büyümeye başlar. kimin lan bu çocuk sorunsalı eşliğin de envayi çeşit entrika nın döndüğü kimin eli kimin götünde bir dizi. kör tuttuğunu siker misali kim kimi denk getirirse gırtlağına çöküyor.
    1 ...
  6. 41.
  7. bu diziyi izliyormuyum evet izliyorum.pişmanda değilim güzelmi orası tartışılır.üstadın romanından diziye uyarlama.başları güzeldi müzikler o imkansız aşk lamianın her bölümde döktüğü(biriktirseler keban barajı dolardı kesin) göz yaşları ki hakkaten çok iyi ağlıyor mükemmel bir oyunculuğu var neyse işte o göz yaşları insanı baya bir etkiliyordu.hüyeyin kenan gün de kibirli gururlu erkek rolunde bizi iyice etkiledi lamia ile kenan birleşsin diye halk neredeyse sokaklara dökülecekti ama noldu bizim o beyenmediğimiz burnumuzu kıvırdığımız gaddar dediğimiz cemil lamiaya öyle bir aşık olduki izleyenlerin dudakları uçukladı o son mektup neydi öyle..kenan pabucunu elleriyle cemile verdi çokta güzel oldu orası ayrı. gelelim sonuca dizinin formatı değişti bunu kitabı okumayanlar bile anlar kenan gün kaybeden yok yere gurur yapan kibirli adam olarak dizi tarihine geçeceği ispatlandı dün itibari ile..
    2 ...
  8. 40.
  9. efendim, dizi film izleme alışkanlığım yoktur. nedense diziler beni sıkar hep. öyle uzun uzadıya bir ya da bir kaç diziyi sürekli takip etmek zor gelir bana. hele hele türk dizilerine ayrı bir gıcığım var. o anlamsız diyaloglar, o oyuncu artığı kişilerin iğrenç yapaylıkları, o gerçek dünyadan kopuk, pek bize özgü olmayan sahteden yaşamlar, o bitmek bilmeyen kurgu, senaryo yönetmen hataları, o vakit doldurma kaygısı güden ve dakikalar boyunca süren araya bir reklam daha sıkıştırabilmek adına diziyle ve konuyla alakasız donuk ve bön bön bakışlar içeren durağanlıklar her zaman irrite etmiştir beni.
    her neyse.
    dün akşam ntv'de yayınlanan emre kongar'lı, mehmet barlas'lı yorum farkı adlı proğramı izliyorum. günün konusu alevi hakları. fakat yine konu dallandırılıp budaklandırılarak merkezinden şaştı. yok efendim osmanlı'nın hoş görüsüymüş, avrupa birliği uyum süreciymiş, ortadoksmuş, katolikmiş, sunniymiş derken yine biz zavallılar bu iki adamın entelektüel orgazmlarını takip etmek zorunda bırakıldık. bir de vazgeçilmezimiz olan kıraathane muhabbetlerinin klişesi laiklik hikayesi var tabi. proğramın isminin yorum farkı olduğuna bakmayın, ikisi de aynı şeyleri söylüyor aslında. birisi çıkıp laisizm ile secularism arasındaki farkı öğretmeli artık bu adamlara. derken proğram bitti ve ben bünyemde biriken o sinir ile kanallar arasında zaping yapmaya başladım. birden gözüm bu malum diziye takıldı ve kısa bir süre izleme gafletinde bulundum. romanını okumadığım, diziyi de takip etmediğim için konuya mümkün mertebe uzağım. fakat diziyi izlediğim kadarıyla, eğer konu buysa, bazen türk edebiyatının zenginliğinden dem vuruyoruzya, bombok bir edebiyatımız var demekten kendimi alamıyorum.
    dememek için de bu durumun eserin çağımıza ve televizyona uyarlanmasından kaynaklandığı zoraki tespitini yaparak topu taca çıkarmayı tercih ediyorum. aşk hikayelerinden hiç bir zaman haz etmemişimdir zaten.
    ortada, esasında gözleri felfecir okuyan eciş bücüş, histerik ve ezik bir lamia karakteri var. baş kahramanımız bu sanırım. bir de bunun vakti zamanında tokmakçılığını yapmış, deve gibi kara kaşlı kara gözlü bol kıllı bir oğlan var. esas oğlan da bu diye tahmin ettim. ancak bu adam pek bir pasif, miskinin biri resmen, kızı hamile bırakacak kudreti de nereden buldu bilemem. neyse işte bu lamia sanırım bu oğlandan hamile kalmış sonra da doğurmuş ve sebebini anlayamadığım bir şekilde bu zengin aileden dışlanınca bebeğiyle birlikte kendisine başka bir zengin aile buluvermiş. varsın bulsun sözümüz yok kadının yaşam tarzı bu belki de. bu yeni bulduğu aileninde bir oğlu var. boyu esas oğlanın beline falan geliyor. fakat boynuzlarını da dahil edersek boyları eşit sayılır. biraz saftirik bir oğlancık bu. öyle olmasa elin loğusa karısını yanındaki p.ciyle beraber evinde ağırlamazdı. bir de vamp bir kötü kadın karakteri var. tüm seksapelitesiyle bu zengin ailenin evine gelerek lamiaya çemkirip çemkirip, sonra da lamianın bebeğini almak için 500000 ytl'lik bir çek yazıp, suratına fırlatılan kağıt parçalarıyla kıçına bakaraktan mekandan uzaklaştı. düşünsenze 500000 ytl şehzade sanki velet.
    bir de bu ufak boylu oğlanın bir babası var " merak etme lamia onların parası varsa bizim de paramız var" falan diyor. bu adam da böyle zengin adam karakterine hiç uymuyor esasında, silik birisi, param var falan diyor ama ben yemedim abi. tavşan gibi ortada dolanıyor zıpzıp, otoriter birine de benzemiyor. bunlar villa tipi bir yerde yaşıyor. öbür aile de aynen. zaten konu da bu iki kiralık mekan dışına pek taşmıyor. adamlar zenginiz falan diyor ama ortada bir güvenlik, hizmetçi, bahçıvan falan yok. bırakın güvenliği kapıya insan bir bekçi diker arkadaş. uzun oğlan zikini eline aldı sallaya sallaya geldi daldı içeriye. bu sıra da lamia evden ayrılmaya uğraşıyor tabi ama pek gönülsüz gibi ve şu diyalog patlıyor tam o esnada.
    diyaloğu yazmadan evvel bu diyalogun konuşmacıları olan lamiyı kafasını ziktiğim lamia nın baş harflerini kullanarak kısaltacağım. cemili c ile, cemilin babasını da adını bilmediğim için cb ile kısaltıyorum buyrun;

    cb : oğlum lamia bu evden gidiyor.
    c: hayır?
    kzl: cemil lütfen daha fazla ısrar etme ?? ( nasıl yani)

    ulan lamia adam ısrar etmedi ki zaten. sadece hayır dedi onu da ne maksatla dedi anlamadık zaten.
    sayın okur sanırım şimdi daha iyi anlamışsındır lamia'yı neden kzl ile kısattığımı.

    ayrıca bu dizide bir gazeteci fobisi var gidiyor aga. evde kavga oluyor oğlanın babası "aman millet dışarıda gazeteciler var" diyor. dışarı çıkıp gezmek istiyorlar ama hemen sonra, "dışarıda gazeteci var nereye çıkacağız " diyorlar. bu gazeteci mefhumu 5 dakikaya bir tekrarlanıyor sürekli. böyle tuhaf, münzevi, karantina altında mümkün olduğunca gazetecilerden izole bir yaşam sürüyorlar. hani korku filmlerinde olurya bir kaç kişi bir mekanda sıkışıp kalır, dışarı çıkamazlar hani. çünkü dışarıda bir sürü hortlak, canavar ve bilimum psikopat katil kolgezer. işte bu filmde de gazeteciler böyle tasvirlenmiş. mübarek gazeteci gazeteci değil, tıpkı bir karabasan, bir kabus sanki.
    dizideki bu halleri görünce, dört tane aç adamın biraz parayı bulup da kuyrukları yağlanınca dünyanın kendi etraflarında döndüğü sanrısına kapıldıklarını düşünmedim değil.
    bir de bu adamlar para deryasında yüzüyorlar ama, hiç çalıştıklarını göremedik nedense. sürekli evde oturuyorlar çünkü dışarıda gazeteciler var. evde durdukları süre içerisinde de hiç bir işle meşgul olmuyor, sanatsalı geçtim yaşamsal bir faaliyet göstermiyorlar. bunalım, bunalım bir aşağı bir yukarı yürüyüp duruyorlar hep. zenginlik böyle bir şey demekki. hiç bize benzemiyorlar, insana bile zor benziyorlar lan. tek yaptıkları boşboş konuşup, sürekli birilerini fikfiklemeye çalışmak ve pesimist pesimist dolaşmak.
    cahil halkımız böyle dizileri izleye izleye oblomovlaşıyor demekki.
    2 ...
  10. 39.
  11. bir başka yaprak dökümü vakası.
    bu iki dizi birbirlerine inat olsun diye devam ediyor bence. bir tür sidik yarışı. bu sidik yarışını en iyi şurdan anlıyoruz; yaprak dökümün'ün levent tuncel'i yaprak dökümü'nden ayrılır ayrılmaz soluğu dudaktan kalbe setinde almıştır. kapış kapış gidiyorlar herhalde. şimdi de nispet olsun diye birbirlerinin oyuncularını çalmak modası var sanırım. bu ne rezillik be?
    1 ...
  12. 38.
  13. 37.
  14. izlemem etmem, ancak gözüme çarptı bu akşamki bölümünün başı. cemil adlı karakterin 5 dk lık bir basit bir karakter analizi sonucu klavye delikanlısı olduğu kanaatine vardım.

    (bkz: klavye delikanlısı)
    0 ...
  15. 36.
  16. brezilya dizisi yapımcılarının seyretse "ulan bu kadar entrikayı biz bile yapamazdık" diyeceği dizi. kanımca dudaktan kalbe adlı romandan baya bi kopmuştur. ama müziği güzeldir.
    0 ...
  17. 35.
  18. her sahnede her karakterine zoom yapabilen*, kendinden iyice tiksindiren zamazingo.gıcığım o zoom yapıp duran şahsıyete.
    0 ...
  19. 34.
  20. yeni sezonun ilk bölümünde şaşırtıcı bir şekilde 5 bölüm sürmesi gereken lamia'nın bulunması olayı bir bölümde gerçekleşmiştir. ama bu bir şaşırtmaca taktiği olabilir tabii.. kanımca birkaç bölüm msonra dizi yine eski temposuna dönecektir.inşallah dönmez..
    1 ...
  21. 33.
  22. hüseyin kenan'ın aşk dudaklardan kalbe inmeyecek sözü ile anlam kazanan dizi. bu bir yaz eğlencesi der lamia'ya ona dokunurken.

    "seni seviyorum
    beni sevmiyorsun. bunu düşünmeni bile istemiyorum
    peki seni sevmiyorum, bir günde sevilmez zaten...."

    *
    0 ...
  23. 32.
  24. Dünyanın en güzel şarkılarıyla dünyanın en güzel ağlayan insanlarının dizisi.
    *
    2 ...
  25. 31.
  26. 30.
  27. birisi diğerine kötü bir haber yada şaşırtıcı birşey söylediğinde mutlaka bu zoom efektinin kullanıldığı dizi.

    +kenan kaza geçirmiş
    -ne!! (zoom)
    +cavidan bebeğini düşürmüş
    -yaa!! (zoom)
    +bende bi kabız olmuşum ki
    -aman allah ım (zoom)

    ama sırf Toygar Işıklının muhteşem şarkılarını dinlemek için bile izlenir. albümünün çıkmasını dört gözle bekliyoruz...
    10 ...
  28. 29.
  29. özellikle bu hafta izlerken cemil'i öldürme planları yaptığım dizidir.bi oyuncu rolünün bu kadar mı hakkını verir,bu kadar mı kendinden nefret ettirebilir?o dizideki en iyi oyuncu tartışmasız yiğit özşener dir.tebrik ediyorum kendisini
    1 ...
  30. 28.
  31. yiğit özsenerin döktürdüğü dizidir.
    2 ...
  32. 27.
  33. bir keman virtüözünün şaheser bestelerini, klasik sazlardan olan keman ile icra etmesi çok hoştur da, da işte... sokaktaki herhangi birinden tutun da hapishanedeki paçoz koğuş karılarının bile onu tanımasıdır garip ve bir o kadar da komik olan. tanımayı geçtim bütün besteleri ezbere biliniyor, yenisi derhal ayırt ediliyor. burası türkiye, şarkıları dillerde dolaşan bir arabesk kralı veya popstar değil ki bu !

    dizide hayat bulan cemil, cemil, cemil, saib bey, cemil, nimet hanım ve cemil karakterleri oyuncu seçimi ile tam isabet olmuştur. hakkını vermek lazım.
    6 ...
  34. 26.
  35. kötü karakteleri ile göz dolduran dizidir.
    saib paşası bir alem, oğlu, one night stand için her daim hazır gibi bakan nimet'i valla karakterler cuk olmuş.

    bir de lamia her bölüm ağlıyor ya bir kağıt mendil firması sponsor olsun.
    2 ...
  36. 25.
  37. replikleri rezil kıro dizi.

    --spoiler--
    hüseyin kenan düğününde yeni bestesini çalmaktadır. o esnada leyla, lamia'ya telefon eder, lamia o ses der, yeni bestesi falan filan. telefonda besteyi dinler lamia.
    --spoiler--

    tamam biz de ufaktık böyle şarkı neyin dinletirdik de, güzide bir tv dizisine bu yakışmadı. reşat nuri ters dönüyordur maazallah.
    3 ...
  38. 24.
  39. kimseye iyilik etme mesajı veren dizi.

    --spoiler--
    lamia kızım sen ne alırsın elin yani kahya kızın orospuluğunu üzerine sana ne bırak kocası öldürsün kızı, ne adını çıkartırsın. sonra kahya hanım sana düşman oldu. kızı bile korumadı seni.
    hz ali'nin dediği gibi ben ona iyilik yapmadım ki kötülük yapsın. aynen öyle lamia iyilik yaptı kötülük buldu.
    --spoiler--

    ah bu dizi yok mu, sanki mazoşistim mübarek lamia ağlar, hüseyin kenan içten içe ağlar. saib paşa ibnesi ayrı bir manyak.

    yiğit özşener harika oynuyor, piskopat manyak seni.
    3 ...
  40. 23.
  41. -çelik prensesi cavidan- gibi komik unvanların geçtiği, dizi müziği, yaprak dökümündeki gibi toygar ışıklı tarafından yapılan dizi.
    1 ...
  42. 22.
  43. bugün yayınlanan 5. bölümünde jenerikte faytoncuya carlos santana yazarak bizi dumur eden dizi.*
    0 ...
  44. 21.
  45. ya arkdaşa o değilde gelin şu mendebur ve de gudubet dizi kakakterlerini tahlil edelim

    hüseyin kenan:

    ulan herif aşk maduru yapmış gencecik bir kızı. kim bilir ne bunlaımlara sokmuş yıllar sonra birgün kalkıp geldiğinde de eski aşkını ve "terkettiği" kadını hiç sevmediği kuzeninin karısı ve nefret ettiği dayısının gelini görünce kıza tavır yapıyor. yakışır mı delikanlıya herife bak ya. yok arkadaş ben kız tarafındanyım. beş para etmez uzun ayı.

    lamia mı desem lamiya mı desem kestiremedim, neyse :

    kızcağız iyi rol yapıyor. hani böyle bariz bir saflık akıyor, çıtı pıtı da bir hanım, iyi olmuş... ama bilmiyor ki gariban ne kadar kirlenecek hayatı, evinde kaldığı şirret karıya gelicem az sonra hele bir de onun kardeşi var nimet.. ooff offf

    lamiya nın yengesi ve amcası:

    adını bile bilmesek iyi olur netekim karının karaktesi adıyla birlikte gözümünönüne gelipte daha fazla yer kaplamasın. ulan, kadın bozması; o garip, hamarat kız olmasa senin elinden ne gelir be.. çocuğuna bakmazsın, kocana karılık yapmazsın, evine hanımlık yapmazsın, yetim kızı hizmetçi gibi kullanır üstüne üstelik teşekkür bilemez de kölen sanırısın. tam sonradan görme konak karısı. ama suç o koca da ulan vericen iki ayar bak bir daha yapıyor mu çirkeflik ama nerdeee...

    nimet(hani böyle sarı bir kadın irice sesi de orjinal sanırım hiç dublaj durmuyor) :

    abiler ablalar dizideki en karaktersiz karıdır zannımca. utanmadan evli olduğuna bakmadan kocasına boynuz takma potansiyellidir. hüseyin kenan gün'ü dert arkadaşı seçecek kadar ve buna bizi yutturacak kadar da akıllıdır! bildiğin boynuzlu zilli.yok o değil konsept itibariyle temiz bir aşkın arefesinde duran hüseyin kenan'ı da şaranpole yuvarlayacak.. hasılı yosmanın tekidir, afedersiniz.

    dayı bey:

    paşa bozması, dizinin en hödüğü. bazen diziye bakarken vericekler şu moruğu elime diyorum "sırtına sırtına verincen kamçıyı, şaplatıcan bak bakayım bir daha yapıyor mu?!" hüseyin kenan a da kızıyorum abicim o kadar kötülük yapmış sana versene ayarı şu dalkavuğa. ulan bütün millet herifin soytarı olduğunun farkında kendisi sırça köşklerde yaşadığını sanıyor, dallama.

    hüseyin kenan'ın manejeri:

    arkadaş olcan bir de... en yakın arkadaşın yanlış yanlış üstüne yaparken sen tut onun huyuna suyuna git. doğru yola çevirme. ulan arkadaşın evli karılarla yatıp kalkıcak nerdeyse, onu da geçtim yalancıktan evcilik oynuyor şeref mahrumu, sen anca "bak kenan dikkat" diyorsun. sanki gizlice bir şeyler olsa da bize malzeme çıksa gibi duruyorsun beş para etmezsin...
    2 ...
  46. 20.
  47. gecenin hüznü denen besteyle, dizi metrajının her bölümde en az 10 dakkası yenen dizi.
    1 ...
© 2025 uludağ sözlük