tartışmasız en güzel çizgifilmlerden ama çocuklar için olanlardan değil. espiriler genelde cinsel içerikli. ayrıca sürekli dönen taş-kağıt-makas geyiği de mükemmel.
yedi adet topu bir araya getirdikten sonra sadece bir dilek hakkınız vardır. dilekten sonra toplar dünyanın dört bir yanına dağılır ve bir yıl taş olarak bekler.
herkesin en azından ilk orjinal sagasını izlediğini varsaydığım, tenkaichi turnuvalı bölümleri ile efsane olmuş über anime. goku candır, muten roshi canandır.
Çok severek izlediğim, kame hame dalgasını yapmak için ıkındığım (bkz: :D çocuktuk abisi)olağanüstü güzellikteki manga'dır fakat Türkiye'de mangası çıkmamıştır yalnızca animesi gösterilmiştir.
kuyruklu çocuk biçimindeki çizgi kahraman son goku'nun dövüş kariyerini temel konu olarak alan uzakdoğu menşeili çizgi dizidir. songo ku dövüş turnuvalarına katılır, bu serüveni sırasında da dragon ball'ları (ejder topu) toplamaya çalışırdı. Ayrıca songo ku'nun yaşını başını almış, bastonla gezen ama kadınlara karşı son derece zayıf ve zaafları olan bie de ihtiyar hocası vardı. Adi adam yaşından başından da utanmıyordu yahu! *
başlığı gördüğümde gülümseyerek "hatırlıyorum hatırlıyorum!" dediğim çizgi filmdir. kuyruklu çocuğun maceraları. kızdığında gorile dönüşüyordu. bir de uçan bulutu ve tuhaf arkadaşları vardı. güzeldi.
dragonball adli animenin sinemaya uyarlanmasidir. piyasaya cikis tarihi normalde 2008 yaziydi, ayni zaman dilimi icerisinde bircok rakip film oldugu icin piyasaya surumu 2009 yazina ertelenmistir. basrollerini "buffy the vampire slayer" dizisinden hatirladigimiz james marsters "piccolo", Justin chatwin "goku" ve emmy russom "bulma" paylasmaktadir. yonetmenligini ise james wong yapmistir.
dragonball japon animesi degil miydi? basrollerin hepsi neden amerikan/ingiliz sahislardan olusuyor? sorulari olanlar icin, el cevap.
--spoiler--
filmin ana kahramani goku zaten japon degildir, piccolo uzaylidir, bulma'da kirma melezdir. diger onemli karakterlerin bazilarini japon oyuncular hayata getirmis, ama bu animedeki onemli ve guclu karakterlerin cogu zaten insan degildi. insan olanlar ise japon'du.
--spoiler--
ilk bölümleriyle son bölümleri arasındaki fark dağlar kadardır. kim kimin çocuğu, kimin torunu, gelini, büyüklüğü, kim ölmüş kim kalmış anlamak biraz zordur. ve bu kadar uzattıkça da bir süre sonra baydığı bir gerçektir.
bu bölümlerdeki (dragon ball z ve gt) çizim tarzı, görüntü kalitesi, renk tonları, efektler, senaryolar da ilk dönemlere göre bir hayli farklıdır. hiçbiri son goku'nun minik haline denk düşen bölümler kadar zevk vermez.
eğer merak edenler olursa, http://en.wikipedia.org/wiki/Dragon_Ball adresinden hikayenin gerisini öğrenebilecekleri saga. yalnız dikkat edilmesi lazım çünkü aşırı uzun ve bir süre sonra okunulan hikayeleri izleme isteği yaratıyor. bölümlerin toplam uzunluğu ise 88.5 gb*.
(bkz: kamehame dalgası)
dragon ball, dragpn ball z, dragon ball gt olarak devam eden 500'e aşkın bölümü vardır. gönce goku'yla başlar sonra gohan olur yani uzadıkça uzar. Ama şöyle bir şey vardırki televizyonda gösterildiği zaman sansürsüz olarak gösterilmiştir. buna rtük nasıl izin vermiş hayret edilecek bir olay*