Zeki demirkubuz'un etkilendiği isimlerden biridir. Yeraltı filmi, "yeraltından notlar" isimli kitabından yapılmaktadır. Zeki demirkubuz'un 1980-83 arasındaki hapishane geçmişlerinde, suç ve ceza'dan da etkilendiği görülür.
Bir kadın bakıyor pencereden.
Mutsuz.
Bir adam geçiyor karşı kaldırımdan. Umutsuz…
Aşk, tam ortada duruyor.
Adam bakıyor.
Kadın ağlıyor.
Aşk, geçip gidiyor
Bunu da siler mi ki moderatör?
edebiyat deyince akla rus yazarlar gelir benim için adamlar bu işin piri. ama şöyle bir durum var bizim ülkede kitap yazsan edebi bir eser kimse umursamaz satamazsın bile. böyle aşk meşk kitapları ya da tılsımlı dua kitabı felan yazacaksın.
dostoyevskinin nokta atışı tesbitleri var çok iyi sosyoloji ve psikolji yönünden.
Severek okuduğum yazar.psikolojik çözümlemeleri çok güzel. Öyle bir anlatıyor ki, sanki bende kürek mahkumuyum (bkz: ölü bir evden hatıralar) sanki raskolnikov tefeci koca karıyı benim gözümün önünde öldürdü (bkz: Suç ve ceza)
"suç ve ceza" isimli eseri, yayıncılar tarafından 5-6 defa reddedilen rus edebiyatının ünlü yazarlarından birisi.
bir kaç sene önce bir arkadaş vardı, "abi bir kitap çalışmam var, bir yayıncı buldum, bastırıcam bakalım" diye ortamda artistlik yaparken dayanamayıp "ulan dostoyevski'nin suç ve ceza romanı bile yayıncılardan 6 kere red yemiş, ne sallıyon aq" deyip rencide etmiştim hıyarı. aklıma geldi durduk yere.
insan psikolojisini oldukça iyi işleyen realist bir yazar.
Önde gelen eserleri: yer altından notlar, ezilenler, karamzov kardeşler, budala, kumarbaz, suç ve ceza.
Dostoyevski’nin eserlerinde diğer yazarlara göre insanın ruhuna dokunan farklı bir duygu vardır. Merhamet duygusu.
Ayrıca ilk karısıyla sadece acıdığı için evlendiği de söylenir. Karakterinin örnek alınmaması gereken yazar. (Kumar gibi kötü alışkanlıklardan dolayı) fakat kesinlikle dünya edebiyatının en büyük yazarlarından biridir.
Eserlerinde nihilist sözler bulunmasına karşın, nihilizmi eleştiren bir kitapta yazmıştır. (bkz: ecciniler)
geçen haftalarda, peder bey, halamla çay sohbetindeyken benim kitaba ilişmiş olacak ki gözü; "bak, * klasikleri mi okuyorsun?, bu çeviriler tehlikeli evladım, çok tehlikeli bu yayın evi" dedi. Okuduğum ise, ölüler evinden anılardı. Dostoyevski kadar durum tahlilini, insan psikolojisini bu kadar - adeta gerçek- yansıtabilen bir yazarı okumadım. ideolojisini hazmetmek veyahut anlamak çok zor olmayacaktır ancak, ideolojisini diyelim ki bir kenara attık, Dostoyevski olmadan rus edebiyatı eksik kalır. Dünya edebiyatı da.
eserlerinde acı duymak, dert, tasa, keder, halk tabakası kavramları mutlaka vardır. Kendisi de fakir bir mahallede ölmüştür.