gelmiş geçmiş en iyi web sitelerinden birine sahip film... karanlık bir ortamda level 1 den başlamak suretiyle olaya girip level 3 ün sonuna kadar gitmek inanlımaz zevklidir..
not: tam verim alabilmek için gece zifiri karanlık bir ortamda yapılması şiddetle tavsiye edilir.. en az filmi izlemek kadar büyüleyicidir... sitedeki yönlendirmeler için..
iyi eğlenceler dilemekten başka birşey kalmıyor.. tekrar hatırlatmakta fayda var.. gündüz yapılmaması tavsiye edilir.. merak edenler hem gündüz hem gece yapıp farkı rahatlıkla görebilirler..
bir çok kişinin izleyip göklere çıkarttığı, benim de o gazla alıp izlediğim filmdir, ancak sonuç rezalet, basit bir amerikan şizofrenisi senaryosu o kadar, çok şey bekleyip de hayal kırıklığı uğrattıran türden.
hakkında bu kadar güzel entry girilince, "ben kesin yanlış filme girmişim lan" dediğim. entry'leri okurken ağzımın 1 karış açık kaldığı film. Ama durunnn en kısa zamanda tekrar izlicem.
a - kendimize bir (bkz: sirine) bulmalıyız.
b - Şirine ?
a - sıkı a.cıklı middlesex piliçleri gibi değil, bilirsin ?
ufak bir sarışın, eğilir ve erkeklerle pis şeyler yapar.
Şirinenin yaptığı gibi.
b - Şirine si.işmez.bu saçmalık.
a - Şirine diğer bütün şirinlerle si.işir. sizce şirin baba onu neden yapmış ? Çünkü diğer bütün şirinler abaza.
b - hayır hayır "kibirli" değil. onun homoseksüel olduğunu duymuştum.
a - peki o zaman şöyle. Şirine hepsiyle düzüşürken"kibirli" onları izliyor. tamam mı ?
b - peki ya şirin baba ? o da aksiyona girmeli.
a - evet tabiki.o da bütün olayı filme alıyor.
daha sonra da kasete attırıyor.
donnie : herşeyden önce,
Şirin baba şirineyi yaratmadı.
gargamel yarattı.Şirine oraya gargamelin ajanı olarak gönderildi... ve görevi niyeti şirinlerin köyünü yoketmekti. ama şirinlerin ezici iyiliği...onu değiştirdi.
ve bütün o düzüşme senaryosu...asla olamazdı.
Çünkü şirinler aseksüeldir. onların o beyaz donlarının...altında üreme organları bile yok.işte burada bir şirin olmakla... ilgili bir mantıksızlık var. Çünkü bir si.in bile yokken...
yaşamanın ne anlamı vardır ki ?
sözlüğe ayda yılda bir giren biri olarak genel de her girdiğim de kompleksli başlıklara veya entrylere sahip olduğunu gördüğüm yazardır. bugün girdim mesela arkadaşa birisi ayar vermiş ya da öyle sanmış hey neyse bu yazar arkadaşımız bunun üzerine de bir başlık açmış. azimli ama onu anladım.
seyrettikten sonra gereksiz olduğuna kanaat getirdiğim filmler arasına ilk 5'den giriş yapmış film. kurgusu güzel bir sürü aşmış film varken, böyle bir filmi efsaneleştirmek komik geldi bana. iki afilli diyalog, bir depresif genç. tamam al sana film.
salak görünüp görünmediğim umrumda değil. ya ben gerizekalıyım, ya millet çok zeki. ama ben bu filmden bir bok anlamadım arkadaş. kubrick filmleri hayatımı değiştiriyor, ama kubrick filmlerinin yanında felsefik açıdan 0 kalan bu film bi bok çağrıştırmıyor bana. çok anladığını iddia eden varsa anlatsın, bende anlayayım. bi zahmet canlarım.
edit: bak su kadar zaman gecti kimse bi mesaj atmadi filmle alakali. demek ki kimse bi bok anlamamis.
donnie: why do you wear that stupid bunny suit?
frank (davşan): why are you wearing that stupid man suit?
müthiş! frank, donnie'nin şahsında (izleyen) herkese hayatlarının ayarını veriyor; tokat atıyor ruhlara...
hayatımın filmi olmaya hak kazanmıştır çünkü (bkz: they made me do it)
bundan sonra hayatı korku ve sevgi uçlarında yaşamamayı da öğretmiştir. insanların kader yolları tanrı tarafından önceden belirlenmiş olabilir. Bu yolları bir şekilde öğrenmiş olmak bunları değiştirme ihtimali doğurur.. Fakat kim tanrıyla aynı fikirde değil ?..
super bir film. birde filmi yapanlar ozelikle sizofrenin nasil birsey oldugunu cok dikkate almislar ve bilmeyenler icin bir detay bir donnie nin bakislari ozlelikle sanki her zaman sarhosmus gibi donuk donuk bakmasi sizofrenlik belirtisi. bende bir sizofrenim ordan biliyorum.
cd nin üstünde de yazdığı gibi lynch e yakın duran film ama lynch in filmlerine göre olayların daha merkezi olduğu dağıtılmadığı anlaşılması yenilmesi yutulması hatta hazmedilmesi daha kolay film. insanı çabucak içine alan içine bir karanlık bırakıp bekleten bir yapısı var filmin..
anket yapmak, saçma sapan başlıklar açmak, sözlüğü foruma çevirmek, canı sıkıldıkça başlık açan yazar moduna geçmek, diğer yazarlarla kavga etmek ya da belki adam gibi entry girmek gibi yollarla popüler olabileceğini bilmeyen ama zaten *popüler olan yazar. *
zaman yolculuğundan ziyade paralel evrenler temasını ön plana çıkaran, kuantum ve izafiyet teorileri hakkında az buçuk bir bilgi sahibi olmadan kolay kolay anlaşılamayacak sağlam bir senaryoya sahip şaheser..filmin sonunda çalan mad world ile sinema tarihinin en etkileyici final sahnelerinden birine sahiptir.
kült olmayı sonuna kadar hakeden bir film olduğu gerçeğini tartışmak bile abesle iştigal bana göre..
"yönetmenin kurgusu" versiyonunda filme eklenmiş sahnelerin birinde, donnie'nin okuduğu şiir aslında pek çok şeyi anlatır..
a storm is coming, frank says.
a storm that will swallow the children,
and i will deliver them from the kingdom of pain.
i will deliver the children back to their doorsteps;
i'll send the monsters back to the underground.
i'll send them back to a place where no one else can see them,
except for me
because i am donnie darko..