bugün
- şizofreni11
- en dindar özelliğiniz20
- düşün ki o bunu okuyor9
- insan olmaya ceyrek kala'yı eloande den kapmak18
- yorgun mermi9
- anın görüntüsü20
- elinin değdiği anı unutamıyorum 5 posta attım12
- sözlükteki feyk hesap sahipleri tespit edilecek12
- kızların mesajlara geç cevap vermesi11
- bacağa kramp girmesi10
- ayetullah hamaney'in mini etekli torunu9
- zall beceremiyorsan bırak git11
- 2024 eurovision şarkı yarışması13
- erkekler seks yapamayacağı kadınla arkadaş olmaz10
- erkeklerin sadakatsiz olması20
- benim başörtüm var arabamı yanlış park edebilirim12
- türkiye den soğuma sebepleri21
- anneler günü12
- erkekler götünüze değil yaptığınız pastaya bakar21
- arkadaşlar sizce bu yüzük nasıl15
- beni özlediniz mi doğru söyleyin15
- eloande ile evlenip sözlüğü huzura kavuşturmak19
- uludağ sözlükte yazmanın hiçbir anlamı olmaması24
- karşı cinse giyim önerileri19
- ismet gurbuz 202411
- sözlüğe kız getirmek10
- okul müdürü nasıl korunabilirdi16
- komşuyu arabanın arkasına bağlayıp sürüklemek8
- bir erkeği cezbeden şeyler12
- fazla mastürbasyon yapan erkek9
- kimsenin okumadığı sözlükte yazar olmak11
- niyetin ciddi mi klişesi13
- uludağ sözlük kapatılacak11
- icardi1905'in sözlüğü bozması24
- karşı cinsi tavlamak için ne yaparsınız15
- libido düşmesi18
- 45 yaş üstü kadınların muşmulaya dönmesi10
- kızların yedek listesi9
- yazarların kız çocuğu olursa koyacağı isimler9
- cami tuvaletinin paralı olması14
- evlilik yaşı kaç olmalıdır12
- dünya bandırmalılar günü16
- sözlükte artık kızlar teklif edecek8
- platonik aşkın kalp kıran davranışları13
- eric bana9
(bkz: şampanya)
''çabuk gel, yıldızların tadına bakıyorum''
pierre perignon'un bu şampanyayı keşfettiği zaman sarf ettiği cümle. bu şampanyanın güzel bir de fıkrası vardır.
- adamın biri.. çok canti.. etrafa caka satan tiplerden.
günlerden birgün. bu adam lüks bir restorana girmiş ve gözüne kestirdiği masaya yerleşmiş. garson hemen yanına gelmiş. bizim eleman hemen menü istemiş. önüne gelen menüye bir süre göz gezdirdikten sonra ne yiyeceğinin siparişini verir ve yanına perignon ister.
bir süre sonra siparişler gelir. adamın önüne servis edilir ve şampanya ultra kibar bir şekilde adama sunulur. şampayasından bir yudum alan adamın hemen suratı asılır. num num num yapar ama bunda bir ibnelik vardır. garsona;
- beni mi sikiyorsunuz lan? bu dom perignon değil.
+ efendim olur mu öyle şey? bu kesinlikle dom perignon.
- kardeşim bu perignon değil! sizi şikayet edeceğim
garson tutuşur. bir koşu şefinin yanına gider ve yardım ister.
şef garson gelir;
- efendim bir yanlış anlaşılma oldu sanırım.
+ siktir ulan! hem beni sikmeye çalış, hem de yanlış anlaşılma oldu de..
- ama efendim??
+ sizi şikayet edeceğim.
şef garsonumuz iki büklüm olay yerinden uzaklaşır. müdürüne durumu beyan eder.
müdür;
- efendim arkadaşlar durumu bana bildirdi. biz de kesinlikle bu tarz durumlar yaşanmaz.
+ la oğlum bi siktir git canımı sıkma.
- efendim öyle konuşma....
+ sus sıçarım ağzına. sizi şikayet edeceğim.
adamın hiddetinin farkına varan müdür çareyi patrona haber vermekten yana kullanır. duyumu alan patron adamın yanına gelir;
patron;
- efendim nasıl yardımcı olabilirim?
+ dom perignon sipariş ediyorum, siz bana it öldüren getiriyorsunuz.
anlaşmazlıktan ötürü uzun süre tartışırlar. en sonunda patron ağzındaki baklayı çıkarır.
- bu şampanyanın üzümlerinin toplandığı bağın hemen yanında benim bağım var. her şey aynı. toprak, iklim, su.. bunun dom perignon olmadığını nasıl anlayabildiniz?
bunun üzerine adam arkasına yaslanır.
- am siktin mi?
+ ee tabii.
+ göt siktin mi?
- ee yanii evet.
+hımm. peki karanlıkta iki deliğe girsen ve bu delikleri ayırt et desem, edebilir misin?
- ederim tabii ki. biri sıkı, biri folloş.
+ o zamannnn.. bu iki delik arasındaki mesafe ne kadar? söyle bakayım.
- yani.. takribi bir santim.
+ bre deyyus! sen gece karanlığında iki deliğin farkını ayırt edebiliyorsun da, ben ayrı bağların üzümünü ayırt edince mi olay oluyor.. şimdi sus! siktirtme kendini.
pierre perignon'un bu şampanyayı keşfettiği zaman sarf ettiği cümle. bu şampanyanın güzel bir de fıkrası vardır.
- adamın biri.. çok canti.. etrafa caka satan tiplerden.
günlerden birgün. bu adam lüks bir restorana girmiş ve gözüne kestirdiği masaya yerleşmiş. garson hemen yanına gelmiş. bizim eleman hemen menü istemiş. önüne gelen menüye bir süre göz gezdirdikten sonra ne yiyeceğinin siparişini verir ve yanına perignon ister.
bir süre sonra siparişler gelir. adamın önüne servis edilir ve şampanya ultra kibar bir şekilde adama sunulur. şampayasından bir yudum alan adamın hemen suratı asılır. num num num yapar ama bunda bir ibnelik vardır. garsona;
- beni mi sikiyorsunuz lan? bu dom perignon değil.
+ efendim olur mu öyle şey? bu kesinlikle dom perignon.
- kardeşim bu perignon değil! sizi şikayet edeceğim
garson tutuşur. bir koşu şefinin yanına gider ve yardım ister.
şef garson gelir;
- efendim bir yanlış anlaşılma oldu sanırım.
+ siktir ulan! hem beni sikmeye çalış, hem de yanlış anlaşılma oldu de..
- ama efendim??
+ sizi şikayet edeceğim.
şef garsonumuz iki büklüm olay yerinden uzaklaşır. müdürüne durumu beyan eder.
müdür;
- efendim arkadaşlar durumu bana bildirdi. biz de kesinlikle bu tarz durumlar yaşanmaz.
+ la oğlum bi siktir git canımı sıkma.
- efendim öyle konuşma....
+ sus sıçarım ağzına. sizi şikayet edeceğim.
adamın hiddetinin farkına varan müdür çareyi patrona haber vermekten yana kullanır. duyumu alan patron adamın yanına gelir;
patron;
- efendim nasıl yardımcı olabilirim?
+ dom perignon sipariş ediyorum, siz bana it öldüren getiriyorsunuz.
anlaşmazlıktan ötürü uzun süre tartışırlar. en sonunda patron ağzındaki baklayı çıkarır.
- bu şampanyanın üzümlerinin toplandığı bağın hemen yanında benim bağım var. her şey aynı. toprak, iklim, su.. bunun dom perignon olmadığını nasıl anlayabildiniz?
bunun üzerine adam arkasına yaslanır.
- am siktin mi?
+ ee tabii.
+ göt siktin mi?
- ee yanii evet.
+hımm. peki karanlıkta iki deliğe girsen ve bu delikleri ayırt et desem, edebilir misin?
- ederim tabii ki. biri sıkı, biri folloş.
+ o zamannnn.. bu iki delik arasındaki mesafe ne kadar? söyle bakayım.
- yani.. takribi bir santim.
+ bre deyyus! sen gece karanlığında iki deliğin farkını ayırt edebiliyorsun da, ben ayrı bağların üzümünü ayırt edince mi olay oluyor.. şimdi sus! siktirtme kendini.
Sadist romanının finalinde, paul "misery'in dönüşü' romanını bitirmeye yaklaştığında, annie wilkes'in paul sheldon'a ikram ettiği şampanya. 75 $ şişesine verdiği için biraz hayıflanır annie.
Rahip pierre perignon'un 1694'te kendi urettigi sarap. 'Dom' 17. Yy'da din insanlari icin kullanilan bir unvanmis. Rahibin olumunden 100 yil sonra onun metoduyla moet et chandon sirketi tekrar uretim yapar. Dunyanin en iyi ve pahalisi olarak bilinen sarabi 'dom perignon'. Ozelligi ise kirmizi ve beyaz uzumlerin dengesi ve imalat yilinin tum uzumlerle ayni yil olmasidir. Siselendikten sonra 8 yil bekler.
şarabını bilmem ama (şarapçı değiliz de) merak ve adet yerini bulsun diyerek bir ortamda şampanyasından bir kadeh içmiş biri olarak (benedictine mork dom perignon da varmış, onu tadmadım) damak zevkimize (şaraptan hiç anlamam bu konuda cahilim) bana uymayan içki.
güncel Önemli Başlıklar