bugün

(bkz: şampanya)
''çabuk gel, yıldızların tadına bakıyorum''

pierre perignon'un bu şampanyayı keşfettiği zaman sarf ettiği cümle. bu şampanyanın güzel bir de fıkrası vardır.

- adamın biri.. çok canti.. etrafa caka satan tiplerden.

günlerden birgün. bu adam lüks bir restorana girmiş ve gözüne kestirdiği masaya yerleşmiş. garson hemen yanına gelmiş. bizim eleman hemen menü istemiş. önüne gelen menüye bir süre göz gezdirdikten sonra ne yiyeceğinin siparişini verir ve yanına perignon ister.

bir süre sonra siparişler gelir. adamın önüne servis edilir ve şampanya ultra kibar bir şekilde adama sunulur. şampayasından bir yudum alan adamın hemen suratı asılır. num num num yapar ama bunda bir ibnelik vardır. garsona;

- beni mi sikiyorsunuz lan? bu dom perignon değil.

+ efendim olur mu öyle şey? bu kesinlikle dom perignon.

- kardeşim bu perignon değil! sizi şikayet edeceğim

garson tutuşur. bir koşu şefinin yanına gider ve yardım ister.

şef garson gelir;

- efendim bir yanlış anlaşılma oldu sanırım.

+ siktir ulan! hem beni sikmeye çalış, hem de yanlış anlaşılma oldu de..

- ama efendim??

+ sizi şikayet edeceğim.

şef garsonumuz iki büklüm olay yerinden uzaklaşır. müdürüne durumu beyan eder.

müdür;

- efendim arkadaşlar durumu bana bildirdi. biz de kesinlikle bu tarz durumlar yaşanmaz.

+ la oğlum bi siktir git canımı sıkma.

- efendim öyle konuşma....

+ sus sıçarım ağzına. sizi şikayet edeceğim.

adamın hiddetinin farkına varan müdür çareyi patrona haber vermekten yana kullanır. duyumu alan patron adamın yanına gelir;

patron;

- efendim nasıl yardımcı olabilirim?

+ dom perignon sipariş ediyorum, siz bana it öldüren getiriyorsunuz.

anlaşmazlıktan ötürü uzun süre tartışırlar. en sonunda patron ağzındaki baklayı çıkarır.

- bu şampanyanın üzümlerinin toplandığı bağın hemen yanında benim bağım var. her şey aynı. toprak, iklim, su.. bunun dom perignon olmadığını nasıl anlayabildiniz?

bunun üzerine adam arkasına yaslanır.

- am siktin mi?

+ ee tabii.

+ göt siktin mi?

- ee yanii evet.

+hımm. peki karanlıkta iki deliğe girsen ve bu delikleri ayırt et desem, edebilir misin?

- ederim tabii ki. biri sıkı, biri folloş.

+ o zamannnn.. bu iki delik arasındaki mesafe ne kadar? söyle bakayım.

- yani.. takribi bir santim.

+ bre deyyus! sen gece karanlığında iki deliğin farkını ayırt edebiliyorsun da, ben ayrı bağların üzümünü ayırt edince mi olay oluyor.. şimdi sus! siktirtme kendini.
Sadist romanının finalinde, paul "misery'in dönüşü' romanını bitirmeye yaklaştığında, annie wilkes'in paul sheldon'a ikram ettiği şampanya. 75 $ şişesine verdiği için biraz hayıflanır annie.
görsel
Bmw’nin yanında gelen eşantiyon kızların görünce deli olduğu şampanya.
#goodolddays
Rahip pierre perignon'un 1694'te kendi urettigi sarap. 'Dom' 17. Yy'da din insanlari icin kullanilan bir unvanmis. Rahibin olumunden 100 yil sonra onun metoduyla moet et chandon sirketi tekrar uretim yapar. Dunyanin en iyi ve pahalisi olarak bilinen sarabi 'dom perignon'. Ozelligi ise kirmizi ve beyaz uzumlerin dengesi ve imalat yilinin tum uzumlerle ayni yil olmasidir. Siselendikten sonra 8 yil bekler.
şarabını bilmem ama (şarapçı değiliz de) merak ve adet yerini bulsun diyerek bir ortamda şampanyasından bir kadeh içmiş biri olarak (benedictine mork dom perignon da varmış, onu tadmadım) damak zevkimize (şaraptan hiç anlamam bu konuda cahilim) bana uymayan içki.