bu durumun hüngür hüngür ağlamaktan daha zor ve sancılı olduğunu düşünüyorum.
sürekli bir ağlayacakmışsın hissi ama ağlayamıyorsun.
her an gözyaşların akacakmış gibi geliyor ama akmıyor, gözlerinin içine dolup kalıyor öyle.
Ağlamayı en son arkadaşlarımın önünde onun için ağladıktan sonra bıraktım. Ne için olursa olsun ağlamayacağım diye söz verdim ama yine de arada gözlerime engel olamıyorum bazen sulanıyo aklıma geldikçe.
ya dokunmasalar? kimse görmese, duymasa. Derdini dinleyecek kimseleri bulamadan yapayalnız ağlamak? dokunacak kadar yakınında insanların olduğunu bilenlerin söyleyebileceği bu sözü bir de "yapayalnız ağlamak" diye düşünmek lazım.
insanın içinde bir burukluk, eziklik, sanki terk edilmişlik gibi bişey. yok öyle bir şey ama sanki var. yaşanan her olay bir duyguyu meydana getirir, getirecektir. kısacası ruhum dargın.
o gün için hiçbir sebep yoktur belki hüzünlenmeye ama zaman içinde birikmiştir her şey gözlerine. bu insanların gözleri parlar bu parlaklığın sebebi de her an dökülecek yaşların birikimidir. gözdeki nem , parlaklık sanılır.
dokunsalar ağlayacak gibi olmak; herkesi uzaklaştırmaktır etrafından. dokunulmamak ve ağlamamak uğruna... hassas olmak, her an kırılmaya müsait olmaktır aynı zamanda. yaşadıklarını artık kaldıramayacak derecede güçsüz ve aslında çaresiz olduğunu bile bile yaşamaktır. çaresizlik bile, kendisine dokunulmaması için sebeptir bu insanlara.zaman içinde tekleşmektir dokunsalar ağlayacak gibi olmak. sürekli bir kaçıştır;insanlardan , hayvanlardan, havadan, sudan, sevdiklerinden... ne kadar kaçarsa kaçsın kendi içinde kendi kendine yakalanıştır... zaman içinde vasat bir insana dönüşmektir dokunsalar ağlayacak gibi olmak...