bu ülkede ALES puanı 65 olup da doktora yapan insanlar var. Bilmeyenler için belirteyim ALES Türkçe bir sınav ve Türkçe testi için belirtmeliyim ki dil bilgisi sorusu bile yok. YDS'de bu not olur anlarım bak -ki 80 altı iki sınav için de sıralamaya bile girememeli- en azından başka dil. Şaka gibi ya herkes de her şeyi yapamasın artık ya. Yoksa puanın giremeyeceksin bu kadar basit. Sonra bu adamlar koca koca insanlara ders verecek çıldırıyorum püü.
ingilizcesi "doctor of philosophy" kısaca "pdh" olarak geçen, genellikle yüksek lisanstan sonra yapılan öğrencilik hayatının son aşamasıdır.
bitirdiğiniz zaman doktor unvanını alırsınız. bilmeyenler için söylüyorum sadece tıp doktorları yoktur alanında doktora yapan herkese doktor unvanı verilir.
türkiye'de doktora yapmanız için en az 55 dil puanına ve 70 ales puanına sahip olmanız gerekmektedir. üniversite bu puanları yükseltebilir ama düşüremez. eskiden dil nedeni ile başvuru sayıları çok az iken yökdil çıktıktan sonra başvuru sayısı katlanarak artmıştır.
doktoranın en zor aşaması ömürden ömür götüren, stresin zirve yaptığı "yeterlilik sınavı"dır. önce yazılı sınav olursunuz, başarılı olursanız sözlü sınava geçersiniz. eğer juri geçmenizi isterse geçer istemezse geçemezsiniz. iki kere başarısız oldun mu tekmeyi vuruyorlar.
yüksek lisans tezinin hakkıyla yapmışsanız doktora tezini yazmak size çokta zor gelmeyecektir. zor olmayacaktır demiyorum elbette zor olacaktır ama yüksek lisansta yaşadığınız zorluklar burada bir daha yaşamayacaksınız. artık araştırmayı biliyorsunuz, yazmayı biliyorsunuz, üretmeyi biliyorsunuz.
Yapıp yapmama konusunda arada kaldığım olaydır, Galatasaray gibi okulda yüksek lisans yapıp devamını getiremezsem garip mi olur yani, benim gönlüm özel sektörden yana.
Yüksek lisanstan sonra yapmayı çok istediğimdir.
Acayip karizmatik duruyor sırf ondan. Zeki falan olduğumdan değil yani yanlış anlaşılmasın.
işin ne diyecekler bilim insanı diyeceksin vayy beee.
yapmakta olduğum, hayatımın dönüm noktası olan aşama. yüksek lisansta çok sevdiğim bir alanı seçerek zevkle işe koyuldum. Hocamı çok seviyorum çünkü. Doktorada Halihazırda danışmanım olan hocamı da çok seviyorum. O nedenle çok mutluyum. Zaten doktora yaparken en önemli faktör hocadır. Hocanızı gerçekten seviyorsanız şanslısınız. Şanslı olduğum için yaptığım işin Lütfu da, kahrı da hoş geliyor bana.
Çok zor, stresli, insanın karakterini bile değiştirecek kadar etkili bir süreçten söz ediyoruz. Ben eskiden çok tahammüllü, sevecen, sabırlı bir insandım. Şimdi birkaç istisna dışında kimseyle görüşmek istemiyorum. Zaten vaktim de yok. Doktora bitince sanırım bambaşka bir insan olacağım. Şimdilik Sıkıntıdan saçlarım dökülüyor. Sürekli ana kaynak peşindeyim. Bulup çıkardıkça şevkim artıyor.
Tekrarlıyorum. Sevmediğiniz bir hocayla çalışmaktansa ölün daha iyi. Mezara girmekle eşdeğer çünkü. Ya da bu işi bırakın.
içine girdiğin andan itibaren bilmelisin ki, (eğer bitirebilirsen) bitirdiğin gün elinde tuttuğun tez senin ruhundan aldığı bazı parçaları taşıyordur ki onların hiç bir zaman yeri dolmayacak.
Doktora bittikten sonra ya yarı deli ya da tam deli olursun.
Param olsaydı yurtdışında yapacaktım; lakin yine kaldık buralara. Günde en az dört saat okumayacaksanız hiç başlamayın, zorlu bir süreç. Hocalarınızın alanında iyi olması sizden beklentileri çok yükseltiyor. Bazen çok okuduğunuza inanmıyorlar, cahil muammelesi yaptıkları oluyor. Siz yine de azimli olun. Daha tez dönemine geçmedim; ama çalışacağınız konunun da alanıza bir katkısı olması lazım, sonuçta bitirme tezi değil bu.
insanın kendisiyle yarışmasıdır. Şu anda üzerinde çalışmanın daha mantıklı olacağını bile bile, orda burda takılmaya sebebiyet veren stres sürecidir. Bu dönem kesin biter dediğin, ama jüri sonrasında bloke olduğun anlatılması zor, yaşanması daha da zor olan bir aşama. Neyse.. Bu dönem kesin biter.