doğanın dengesi

entry6 galeri2
    1.
  1. - aşkım, umarım görmek için ömrüm olmaz ama ya ayrılırsak bir gün?

    dedi aşk budalası çocuk. ayrılık kadar hiçbir şey korkutmamıştı bu zamana dek onun erkek bedenini. ne karanlık siyahtı korkacağı kadar, ne sokaklar tehlikeliydi tek başına dolaşmayacağı kadar. ve sustu kız. muhteşem gülümsemesinin gelişini temsil ediyordu o güzel çene kasının seğirişi. ay yerleşmiş gözleri bir kez daha aşık etti kendine çocuğu. şakıyordu dili;

    + ayrılamayız. ayrılırsak doğanın dengesi bozulur aşkım.
    - haklısın. doğaya bunu yapamayız.
    + neden yapalım?
    - yapmayacağız.

    küçücük, minicik, sıcacık, hafifce ıslak bir öpücük. bir tanesi için mirasını, geleceğini, geçmişini, anını, onu öyle de seveceğine söz verirse 2 kolu 2 bacağını, gözünün bir tanesiyle dilinin yarısını, sol kulağını, kocaman dişlerini, japon bakışlarını, fındık burnunu verebilirdi budala çocuk. kız bilmiyordu bu fedakarlığı. çünkü sadece "seviyorum" diyebiliyordu heyecandan dili kilitlenen çocuk. bir seviyorum ne kadar anlatabilirdi sevgiyi çaresiz insan dilinde temas ve öpücük olmadan..

    her sabah "bir sabah sensizliğiyle" uyanıyordu çocuk ve alabildiğince bakıyordu olabileceğe yerlere. önce yüzünü yıkıyor, aynadaki kendine ufakca gülümsüyordu. biliyordu her günün sürprizlerle dolu olduğunu, bugün ne katabilirdi sevgisine onu düşünüyordu. gülüşünü sevdiği için gülümsüyordu bir kez de. onsuzluğa onu katıyordu yine her şeyde.

    bir gün uyuyamadı çocuk, siyah gecelerce kırpılmadı göz kapağı. tek düşündüğü yine oydu ama düşünce balonu mutluluk pembesi değildi o gün, karamsar grisiydi. yine tek bir ceketle çıkıyordu sokağa, konuşmayı unuttuğu ağızı "yağ!" diyordu sadece. denize karşı elleri ceplerinde emrediyordu destursuz. "yağ. sadece yağ yağmur, sadece ıslat."

    >bulutlar yüklü ha yağdı, ha yağacak üstümüze. hasret. yokluğunla ben baş başayız, nihayet.

    sadece bağırmak istiyordu suskunluğunu çocuk, gök gürlemesinde suskunca bağırmak. yağmuru istiyordu, dudaklarında, ellerinde, göz kapaklarında, burnunda. teninde her yerinde istiyordu ıslaklığı. sonra yağdı yağmur, titredi yürek. dizlerinin üstüne çöküp doğmasını bekledi güneşin. sanki bu sabah geç oluştu gün biraz, ya da gri olduğundandı yaşlılığı güneşin. karamsar grisi..

    niyeyse gülümsedi birden budala. annem mi diye kaldırdı başını denize doğru. anaydı elbet denizdeki, tabiatın anası. kendini suçlu hissetti çocuk o an. bozmuşlardı doğanın dengesini ve yağmur sandığı göz yaşıydı tabiatın. artık su ıslak olmayacaktı günahsızlığından, toprak da kuru kalmayacaktı hiç. belki küresel ısınmayı tetikleyecekti bu ayrılık. yağmur gökten yağmayacaktı artık, güneş her sabah biraz daha gri doğacaktı bugünden sonra. sabah koşuları karanlık geçecekti sahilde, deniz pişmanlık kırmızısına bürünecekti yer yer. ve büyük balık küçüğü yemeyecekti artık, kartal yüksekten uçmayacak, ormanın kralı tahttan kalkıcaktı bu gece. gece diye bir şey olmayacaktı aslında, ne gündüz gündüzlüğüne devam edicek, ne gece karanlığına gömülecekti. öyle bozulmuştuki denge, gün hep yarım yaşanacaktı cemrece.

    bir şeyler eksik bugün doğada, siyahın tonları yine nostaljik.

    tanım : doğa ananın kurduğu, yaşamın işleyiş kuralıyla kanka olmuş yürürlülük.
    2 ...
  2. 2.
  3. insanoğlunun yengesini iğfal ettiği için geleceğini mahvettiği hayati durum.
    0 ...
  4. 3.
  5. bozulmaya yüz tutmuş dengedir.
    ha bozulsa kökünden kavrayacağımız da bir gerçek ama kim takıyor?
    0 ...
  6. 4.
  7. bir an önce tamamen bozulup ardışık afetlerle insanlık denen yüz karasının medeniyetlerini kendi kafasına çöktürmesi gereken dengedir.
    1 ...
  8. 5.
  9. Yoktur. Evrende bir denge yok ki doğada olsun. Her yerde kaos hakim. Entropi almış başını gidiyor. Hem fiziksel hem maddesel yöntemlerle ürettiğimiz enerjiyi rejenere edebilen bir güç dahi yok. Enerji bile mevcut değeri kadar enerji akış döngüsünde tutunabiliyor. Sonrasında karanlık tarafından emiliyor/soğuruluyor. Denge yok. Yıkımla beraberinde ufalanan rasyonel verilerin mutlak sıfıra doğru yaklaşması var.

    Hiçlik.
    1 ...
  10. 6.
© 2025 uludağ sözlük