divan ı lügatit türk

entry36 galeri3
    35.
  1. "Araplara Türkçe öğretmek için yazılmış..."
    Bu kadar cehalet ancak tahsille mümkün. Arap lisanında Kur'an-ı Kerim nazil olmuş, devasa bir hadis külliyatı var ve o döneme kadar (11. Yüzyıl) her konuda sayısız eser yazılmış. Dünya'nın en sistematik dili. Şimdi bu adamlar daha süt dişleri çıkmamış (yunus ki süt dişleri ile Türkçe'nin ne güzel biçmişti gök ekinini) Türkçe'yi öğrenip ne yapacaklar? Yanlış anlaşılmasın anadilimden zerrece kompleksim yok bilakis daha sonraları Arapça'dan daha itikadî ve esaslı bir dil olduğuna iman etmişim. Ancak o dönem daha ön-türkçe diyebileceğimiz, Türkçe'nin tek heceli fiil köklerinden müteşekkil bir savaş dili olduğu dönemler. Olsa olsa Türkçe'nin ana rahmine düşmesi diyebiliriz bu kaynak için. Doğumunu ise yunus emre yapmıştır. Ezcümle divan-ı lügat-it türk Araplara değil Türklere Türkçe öğretmek için yazılmıştır. Niye arapça derseniz, ilim dili arapçaydı ve ayrıca ismet Özel'in dediği gibi Türkçe, arapça bilen müderrislerin bize öğrettiği bir dildir.
    1 ...
  2. 35.
  3. Kâşgarlı Mahmud tarafından Bağdat'ta 1072-1074 yılları arasında yazılan Türkçe-Arapça bir sözlük.

    Türkçenin bilinen en eski sözlüğü olup Batı Asya yazı Türkçesiyle ilgili var olan en kapsamlı ve önemli dil yapıttır.

    Karahanlı Türkçesi ile yazılmıştır.
    Günümüze gelebilmiş Tek kopyası ise Türkiye'de korunmaktadır.
    1 ...
  4. 34.
  5. Yanılmıyorsam kaşgarlı mahmutun eseridir. Lise döneminde hoca nezaman bu adamdan bahsetse aklıma hep kaşar gelmiştir ne hikmetse.
    0 ...
  6. 33.
  7. önsözü efsanedir.

    “Allah’ın, devlet güneşini Türk burçlarından doğurmuş olduğunu ve Türklerin ülkesi üzerinde göklerin bütün dairelerini döndürmüş olduğunu gördüm. Allah onlara Türk adını verdi. Ve yeryüzüne hâkim kıldı. Cihan imparatorları Türk ırkından çıktı. Dünya milletlerinin yuları Türklerin eline verildi. Türkler Allah tarafından bütün kavimlere üstün kılındı. Hak’tan ayrılmayan Türkler, Allah tarafından hak üzerine kuvvetlendirildi. Türkler ile birlikte olan kavimler aziz oldu. Böyle kavimler, Türkler tarafından her arzularına eriştirildi. Türkler, himayelerine aldıkları milletleri, kötülerin şerrinden korudular. Cihan hâkimi olan Türklere herkes muhtaçtır, onlara derdini dinletmek, bu suretle her türlü arzuya naili olabilmek için Türkçe öğrenmek gerekir.”
    3 ...
  8. 32.
  9. Kaynaklarda, Kaşgarlı mahmut tarafından bağdat 'ta 1072-1074 yılları arasında yazıldığı ve orta asya türkçesindeki 9000 türkçe kelimenin oldukça ayrıntılı açıklaması olduğunu da gösterir.
    1 ...
  10. 31.
  11. Karşgarlı mahmut'un araplara adeta diss attığı eseridir.

    Türkçe büyüktür arapça.. Günümüz türkçesinde; türk dilleri sözlüğü.. Kitapta bir ilgi çekici konu ise kaşgarlı mahmut'un 24 olan oğuz boyunu 22 olarak belirtmesidir. Bu eserde Kaşgarlı Mahmut 24. Sırada bulunan Kınık boyunu o dönemde güç kazanan bir boy olduğu için 1. sıraya getirerek kendi Oğuz boyu sıralamasını yapar. Kaşgarlı Mahmut’un yaptığı bu sıralama, günümüzde çok fazla kabul görmüyor tabi.
    1 ...
  12. 30.
  13. kaşgarlı mahmud tarafından bağdat'ta yazılan arapça bir sözlüktür. araplara Türkçenin Arapçadan daha zengin bir dil olduğunu kanıtlama gayesi güdülmüştür.
    1 ...
  14. 29.
  15. Kitap bir yerde 6 tl bir yerde cildi yok stok birmiş bir yerde 360 tl yok mu bu kitabın tüm ciltlerinin olduğu ve satıldığı bir kitapçı.
    2 ...
  16. 27.
  17. Divanü Lügati't-Türk (Arapça: ديوان لغات الترك) , (Günümüz Türkçesi ile: Türk Dilleri Sözlüğü) , Orta Türkçe döneminde Kaşgarlı Mahmud tarafından Bağdat'ta 1072-1074 yılları arasında yazılan Türkçe-Arapça bir sözlüktür. Türkçenin bilinen en eski sözlüğü olup, batı Asya yazı Türkçesiyle ilgili var olan en kapsamlı ve önemli dil yapıtıdır.

    Kökleşik Arap sözlük bilgisi ilkelerine göre hazırlanmış olan sözlük, Kaşgarlı Mahmud'un Türk boylarıyla ilgili ayrıntılı bilgisinin yanı sıra, Arap dil bilimi konusunda da esaslı bir eğitim görmüş olduğunu gösterir.

    Araplara türkçe öğretmek için yazılmıştır.
    1 ...
  18. 26.
  19. Kaşgarları mahmut un eseri. Kitaptan bazı savlar.

    Avcı Ne Kadar hile bilse ayi da o kadar yol bilir.
    Çakır gozlu kopek ata deger, atin cakiri Bir ite degmez.
    Bıçak Ne Kadar keskin olsa da Kendi sapinı yontamaz.
    Coşkun su'nun gecitsiz olmaz.
    Ates DUMANSIZ, yigit günahsiz olmaz.
    Tarla ekilip surulurken kavga olursa harmanda gürültü olmaz.
    Alacaklı arslan, borçlu ücret.
    Kirdaki sulunu ararken evdeki tavuğu Kaçırma.
    kızlA güreşme, kısrakla yarışma.
    2 ...
  20. 25.
  21. günümüzde kullanılmayan/unutulmuş yığınla türkçe sözcük olduğunu gözler önüne seren eser. 941 sene önce Kaşgarlı Mahmut tarafından yazılmıştır. Ayrıca Anadoluda kullanılan ama pek bilinmeyen Öztürkçe sözcükleri de bu eserde bulmak mümkündür.
    1 ...
  22. 24.
  23. Kaşgarlı Mahmut tarafından 1072 yılında bitirilmiş Divan-ı Lügati't Türk'te özlü sözler

    --spoiler--
    Avcı ne kadar hîle bilse, ayı o kadar yol bilir.
    Aç kişi aceleci, tok kişi yavaş olur.
    Varlıklı kişi çabuk kocamaz.
    Aç olan ne yemez, tok olan ne söylemez ?
    Ağılda oğlak doğsa, dere boyunda otu biter.
    Yiğit ordu içinde, bilgin mecliste belli olur.
    Yiğitlerle vuruşma, beylerle sürtüşme, iddiâlaşma.
    Annesi yalancı yufka yapar, oğlu tetik koşup kapar.
    Öne konan yemek ikram edilmemiş sayılmaz.
    Arı kızdırılırsa ısırır, sokar.
    Arpasız at aşamaz, arkasız yiğit rakibini yenemez.
    Kocayan arslan sıçan deliğini gözler.
    Arslan kükrese atın ayakları dolaşır.
    Yemeğe tad veren tuzdur ama tuz çanakla yenmez.
    Aş deve yükü ile olsa aça az görünür.
    Oğul babasına çeker, çekmek üzere doğar.
    Babası (anası) ekşi elma yese, oğlunun (kızının) dişi kamaşır.
    Başkasının malı, mal sayılmaz.
    Azığı olan yorulmaz.
    Balık suda, gözü dışarıda.
    ipek yaması ipeğe, yün yaması yüne.
    Beş parmak düz, birbirinin eşi değildir.
    Tanıdık şeytan, yabancıdan iyidir.
    Birer birer bin olur, damlaya damlaya göl olur.
    Öküz olacak buzağı, kendisini belli eder.
    Yaramaz malın sahibi olmaz.
    Kurt komşusunu yemez.
    Kurdun avı ortaklı, kuzgunun avı ağaçda kendine ait olur.
    Buzdan su damlar.
    Şalvarı sağlam olan nereye istese oraya oturur.
    Ev içinde bakılan buzağı öküz olmaz.
    Aceleci sinek süte düşer.
    Ev sahibi doyurunca, konuğun gözü yolda olur.
    Eğir otu kökü bulunduran kişi, hastalansa da ölmez.
    Yurt gider, töre kalır.
    Sıkıntı ebedîyen sırtda kalmaz.
    Emzikli kadın iştahlı olur.
    Şaşkın konuk ev sâhibini ağırlar.
    Faziletin başı dildir.
    Yürekli kişi yağlı, tembelin başı kanlı olur.
    Teke eti ilâç olur, keçi eti yel olur.
    Tembele bulut yük olur.
    Tembele eşik dağ geçidi olur.
    Oynak kadın koca bulamaz, aceleci evine varamaz.
    Selâmetde acele yokdur.
    Et tırnakdan ayrılmaz.
    iyi kişinin kemiği erir, adı kalır.
    iyilik yap suya at, pınarında dile bulursun.
    Dişi deve inlese yavrusu bağırır, bozlar.
    it ısırmaz at tepmez deme.
    itde utanma olsa çarığın altını yemez.
    Hastanın vasiyet etmesi iyilik getirir.
    iki koç başı bir tencerede pişmez.
    iki buğra, erkek deve itişir, ortada bükelek sineği incinir.
    Parolayı bilen kişi hayâtını kurtarır, ölmez.
    Halk içinde uyuşmazlık olsa, kimse birbirine yan bakamaz.
    Kardeş demiş bakmamış, kayın demiş bakmış.
    Yoğun bulutu tipi sürer, karanlık işi rüşvet açar.
    Çeyiz veren kız alır, gerekliyse pahalı alır.
    Eşek sürüsü başsız olmaz.
    Baba bir kardeşler dövüşürler, ana birler yardımlaşırlar.
    Kanı kan ile yıkamazlar.
    Yaşlı öküz baltadan korkmaz.
    Kayın ağacına katılık, söğüt ağacına tazelik yaraşır.
    Coşkun ırmak geçitsiz olmaz.
    Kaz giderse ördek göle sâhib çıkar.
    Danışılmış bilgi güzelleşir, danışılmamış bilgi yıpranır.
    Kış konuğu ateşdir.
    Küçük iken uğraşan, büyüyünce sevinir.
    Geniş, bol giyim yıpranmaz, danışılmış bilgi yanılmaz.
    Misk kutusu misk kokar.
    Talihsiz kişi kuyuya girse yel alır.
    Çift, iki kılıç bir kına sığmaz.
    Kişi göğe tükürse, yüzüne düşer.
    Gözden ırak olan gönülden de ırak olur.
    Kulak işitse gönül bilir, göz görse sevinç gelir.
    Kulunun düşman, itinin kurt olduğunu unutma.
    Kuş tuzağa yem için yakalanır.
    Devlet alâmeti bilgidir.
    Küle üflemektense, köze üflemek yeğdir.
    Güneşde gedik yokdur, beyde caymak yokdur.
    Güneşe bakan göz kamaşır.
    Bıçak ne kadar keskin olursa olsun, kendi sapını yontamaz.
    Oğlak iliksiz, çocuk bilgisiz olur.
    Ateş demekle ağız yanmaz.
    Ateş dumansız olmaz, genç kişi günahsız olmaz.
    Ateş alev ile söndürülmez.
    Öküz ayağı olmakdansa, buzağı başı olmak yeğdir.
    Eceli gelen sıçan kedinin husyelerini (yumurtalıklarını) kaşır. (Eceli gelen fare kedi taşağı kaşır)
    Delikli inci yerde kalmaz.
    Saban zamanı sürtüşme olursa, harman zamanında dövüş olmaz.
    Tuzakdan korkmuş kuş kırk yıl çatal ağaç üstüne konmaz.
    Tüccarın malı temiz olsa yol üzerinde kendisi yer.
    Dağ dağa kavuşmaz, kişi kişiye kavuşur.
    Cehennemin kapısını açan maldır.
    Tay atlaşınca at dinlenir, oğul erginleşince babası dinlenir.
    Deveye binip koyun sürüsü içinde saklanılmaz.
    Deve silkinse eşeğe yük çıkar.
    Değirmende doğmuş sıçan gök gürlemesinden korkmaz.
    Dil ile bağlanan diş ile çözülemez.
    Ekmeyince bitmez, dilemeyen bulamaz.
    Geceyle yola çıkan gündüzün sevinir, küçükken evlenen yaşlanınca sevinir.
    Dumanı kaldıran islenir.
    Dövüş olmayınca düzen düzülmez, tipi olmayınca hava açılmaz.
    işâret olsa yol şaşırılmaz, bilgi olsa söz uzamaz, yayılmaz,
    Ulu kişiyi ululayan, devlet bulur.
    Konuk gelirse devlet gelir.
    Kişi şişirilmiş tulum gibidir, ağzı açılınca söner.
    Yalnız kaz ötmez.
    Yaş ot yanmaz, elçi ölmez, öldürülmez.
    Düzlükdeki sülünü ararken, evdeki tavuğu kaçırma.
    Şaşmaz ok olmaz, yanılmadık bilgin olmaz.
    Ağaç ucuna yel deyer, değerli kişiye söz gelir.
    Yılan kendi eğriliğini bilmez, deveye boynun eğri der.
    Delik küçük olsa da tapayı yamayı büyük vur.
    Kişide yüz güzelliği değil fazilet ara, dile.
    --spoiler--

    http://www.tarihtarih.com
    1 ...
  24. 23.
  25. Aynı zamanda ilk Türkçe sözlük olma özelliğini taşır.
    0 ...
  26. 23.
  27. asıl yazılışı divânü lügati't-türk'tür.

    bulunuşu ise şu şekilde gerçekleşmiştir:

    ali emiri efendi, bir gün sahaflar çarşı'sında kitapçı burhan bey'in dükkanına uğrar. "yeni bir şeyler var mı?" diye sorar. kitapçı burhan,

    - bir kitap var ama, sahibi otuz lira istiyor, deyince ali emiri efendi kitaba bir göz atar ve bunun değil otuz lira, otuz bin lira bile değerinde bir kitap olduğunu anlar fakat kitapçıyı şımarmamak ve fiyatı pazarlığı bırakmak için nazlanır ve "dağınık bir eser, acaba tamam mı değil mi? hem yazarı kaşgarlı bir adammış, kimdir, necidir? belli değil. yine de bir eserdir, on beş lira veririm" der. bunun üzerine kitapçı:

    - benim olsaydı verirdim, sahibi otuz altın istiyor, almayacak olursanız sahibine iade ederim, cevabını verir.

    ali emiri, kitabın sahibinin eski maliye bakanı nazif bey'in akrabalarından yaşlıca ve yardıma muhtaç bir hanım olduğunu öğrenir. kitabı otuz liraya almaya razı olur, fakat üzerinde on beş lira vardır. paranın yarısını temin etmek için dükkandan ayrılmak istese de kitabın başka biri tarafından alınacağı korkusuyla ayrılamaz. birkaç dakika sonra dostlarından darülfünun edebiyat öğretmeni faik reşat bey'in oradan geçmekte olduğunu görür. onu hemen çağırıp gizlice "bana yirmi lira ver" der. faik reşat bey, çantasını açarak içindeki on lirayı verir ve kalanını da bir koşu eve giderek alıp gelir. böylece ali emiri efendi, otuz lira divânü lügati't türk'ü satın alır.
    3 ...
  28. 22.
  29. Elle yazılan 638 sayfası varmış ve yaklaşık 9000 Türkçe kelimenin oldukça ayrıntılı Arapça açıklaması yapılmıştır. o kadar şey elle nasıl yazılmıştır. bir de arapça olarak ayrıntılı bir şekilde. eskileri düşündükçe halimize acıyorum...
    2 ...
  30. 21.
  31. doğru yazılışı divanü lügati't-türk olan eserdir...
    0 ...
  32. 20.
  33. geçiş döneminde verilen 5 eserden biridir. kaşgarlı mahmut tarafından yazılmıştır. bu sözlüğün yazım amacı araplara türkçe'yi öğretmektir. ayrıca türkçe'nin ne kadar zengin ve köklü bir dil olduğunu kanıtlamak için yazılmıştır.
    0 ...
  34. 19.
  35. 11. yüzyılda yani bundan neredeyse 1000 yıl önce yazılmış eserdir. bugün bazı aklı evvellerin yetersiz buldukları türkçe'nin ilk sözlüğüdür. içinde yaklaşık 7500 sözcük vardır. 7500 sözcük de bugün bile pek çok dilin sözcük sayısından çok fazladır. öyle ki bugün çoğu dil uyduruk sözcükler kullanmakta ya da diğer dillerden sözcük alıp gerçek anlamından değişik bir anlamda kullanmaktadır.

    atalarımızda da bizde olduğu gibi yabancı hayranı yöneticiler varmış işte. adamlar 7500 sözcüğü bırakıp yerlerine önce arapça ve farsça sonrasında ise rumca, fransızca ve ingilizce sözcükler kullanır olmuşlar. özellikle osmanlı devleti döneminde türkçe'ye kara humma muamelesi edilmiş, dilden atmak için her yol denenmiştir. sonucunda türkiye türkçesi kör ve topal kalmıştır.
    4 ...
  36. 18.
  37. Kaşgarlı Mahmut tarafından, 1071 yılında, Araplara Türkçe'yi öğretmek amacıyla yazılmış, sözlük kıvamında bir eserdir.
    0 ...
  38. 17.
  39. kaşgarlı mahmut'un 64 yaşında tamamladığı, oluşturma sürecinde gezilmedik türk diyarı bırakmamaya çalıştığı, içinde bulunmadığı topluluklardan özellikle bahsetmediği, dönemin türk boylarının dillerinden yemeklerine kadar bütün yaşayışlarına yer verdiği,türk edebiyatının eşsiz anıtı. ilk sözlüğü, ilk ansiklopedisi, ilk dil bilgisi kitabı.
    3 ...
  40. 16.
  41. hakkındaki bilgilere bakılırsa, dil konusunda kıymetli bir eserdir.

    bunun dışında, eserle ilgili olarak tv'de gözlenmiş ilginç bir anekdot için ;
    (#7354115)
    1 ...
  42. 15.
  43. kaşgarlı mahmud tarafından yazılmış ilk türkçe sözlüktür. arapça ve farsçanın yoğun kullanıldıgı dönemlerde, türkçenin arapçaya olan üstünlüğünü kanıtlamak amacıyla, yaklaşık 7000 kelimeden oluşur. araplara türkçenin zenginliğini göstermek amacıyla yazılmıştır. ayrıca; kitapta sadece kelimelerden bahsedilmez, büyük türk adamlarından, yapılarından da bahsedilir. yegane bir eserdir.
    1 ...
  44. 14.
  45. kaşgarlı mahmud tarafından yazılmış ilk türkçe sözlüktür. arapça ve farsçanın yoğun kullanıldıgı dönemlerde, türkçenin arapçaya olan üstünlüğünü kanıtlamak amacıyla, yaklaşık 7000 kelimeden oluşur. araplara türkçenin zenginliğini göstermek amacıyla yazılmıştır. ayrıca; kitapta sadece kelimelerden bahsedilmez, büyük türk adamlarından, yapılarından da bahsedilir. yegane bir eserdir.

    edit & büdüt: buna da eksi veren arkadaş, sen aştın artık aştın kendini.
    4 ...
  46. 13.
  47. 12.
  48. Türkçenin arapça kadar zengin bir dil olduğunu kanıtlamak için yazılmıştır.7500 türkçe kelimeye arapça karşılık verilmiştir.Ali Emri Efendi tarafından 20.yy'da bulunmus.Kilisli Rifat bilge tarafından tanıtılmış.Besim atalay tarafından günümüz türkçesine çevrilmiştir.
    0 ...
© 2025 uludağ sözlük