disleksi

entry83 galeri1 video2
    50.
  1. taare zameen par adlı filmdeki Ishaan adlı çocukta olan hastalık.
    2 ...
  2. 50.
  3. amir khan filminden öğrendiğim hastalık.
    yerdeki yıldızlar, her çocuk özeldir.
    0 ...
  4. 49.
  5. 48.
  6. yıllar boyu dikkatsizlik olarak düşünüp, 24 yaşında öğrendiğim, abidik gubidik testlerle bana bu teşhisi koyan doktora önce inanmadığım sonrasında deli gibi araştırmaya başlayınca belirtilerinin bir çoğuna bende var, bu da var, evet evet dediğim bir çeşit hastalık.
    hayatımı zehir etme gibi bir durumu olmamıştır ama bazen insanı aptal gibi hissettir, can sıkıcı durumdur.

    söylenenlerin aksine ben ilkokulda okuma yazmayı önceden öğrenmiş, başarılı bir çocuktum. evet, önceden de harflerin, rakamların yazılışını karıştırırdım fakat bu durumu çok önemsemedim. çünkü kelimeleri aynı zamanda çok kolay bir şekilde tersten okuyabiliyor ve çevirebiliyordum.
    ne zaman ki araba kullanmaya başladım ve 10. kez gittiğim yerin 11.kez yolunu bulamadım, yolu tarif eden arkadaşım sağa dön deyince tam tersi istikamet sola döndüğümü farkettim işte o zaman bu işte bir gariplik olduğunu anlamıştım.

    bunlardan hariç sıklıkla görülen diğer haller,

    v ile z, b ile d harfini yazarken ve okurken karıştırmak
    rakamla yazmak isterken harf ile yazmaya başlamak (5 yazacakken b yazmak gibi)
    görünüşü benzer kelimeleri okurken karıştırmak
    zıt anlamlı iki kelimeyi karıştırmak
    haritaların çok zor ve kafa karıştırıcı gelmesi
    heceleyememe
    bisiklet sürememe
    4 ...
  7. 47.
  8. Bir yakınımın kızında olduğu rahatsızlıktır, okulda öğrenmede çok sıkıntı çekerler arkadaşlarından geri kaldığı için okula gitmek istemezler hem çocuk için hemde ebeveynleri için çok zor bir rahatsızlıktır, aslında normal insanlardan çok daha Zekilerdir ama bu zekanın ortaya çıkabilmesi için çok iyi eğitim alması gerekir malesef ülkemizde bu mümkün değil tabiki.
    2 ...
  9. 46.
  10. öğrenme zorluğu. bu rahatsızlıga sahip olanlar beyinlerinin okuma yazma anlama gibi eylemler için kullanmaları gereken sol ön lobunu kullanmakta sıkıntı yaşarlar.
    0 ...
  11. 46.
  12. belli psikolojik rahatsızlıkların da habercisidir aynı zamanda, ters yazarsınız harfleri, ayna yazısıbokumada daha başarılısınızdır, zekanız ne kadr yüksek olsa da ya öğrenim güçlüğüdür. farklı bir eğitim gerekir.
    2 ...
  13. 45.
  14. sağ ve sol talimatı verildiğinde kafaları karışır.
    ne kadar kitap okursa okusun bazen bazı kelimeleri yazarken yanındakilerden kopya çekerek yazarlar.
    bazen öyle cümleler kurarlar ki kimse anlayamaz. *
    ilk kez gittikleri yere ikinci defa giderken zorlanabilirler. **
    ama her şeye rağmen mutluyum.
    çünkü normal arkadaşlarımın günlerce çalıştığı derslere benim on dakikam yeterli aynı puanı almak için.

    edit : artık canımı sıkmaya başladı bu durum; staj yaptığım okulun yerini bir süre uğraştıktan sonra bulabiliyorum ve bu beni yoruyor. hala sağ ne taraf sol ne taraf anlayamıyorum. kafam karışıkken insanlar konuştuğunda anlamıyorum, anlamadım da diyemiyorum. son günlerde stresten olsa gerek kelimeleri tersten yazmaya başladım ve bazı cümleleri tekrar tekrar okusam da anlamıyorum ancak biri simgesel forma çevirip anlatana kadar yoksa ben cümleye bakıyorum cümle bana sanki eski dinlerden bir cümle okuyorum o kadar ki anlamıyorum. konuşurken telafuz sorunu yaşamaya başladım. birde üstüne çalışmam gereken derslerim hep sözel.


    ne yapacağım bilmiyorum. bir süre rahattım ama şimdi dahada ağırlaşmaya başladı. yakında biraz olsun düzelir diye umut ediyorum.

    --spoiler--
    s , z ven bu üç harften nefret ediyorum . hala n harfini ters yazıyorum.
    --spoiler--
    1 ...
  15. 50.
  16. Az buçuk taşıdığımı düşündüğüm hastalık.
    2 ...
  17. 49.
  18. benim de mağduru olduğum durumdur. öğrenme güçlüğü diye tarif edilir fakat bu yanlıştır.
    öğrenme güçlüğünden ziyade kayıt mekanizmasındaki kararsızlık durumudur.
    mesela bir konuşma esnasında size "2047" deseler ve size hemen akabinde kaç demiştim diye sorsalar cevap veremezsiniz.
    veya not alıyorsanız 247, 274 yazarsınız. telaffuz ediyorsanız 2074, 2474... vs dersiniz. doğru olma ihtimali neredeyse sıfırdır.
    okuma yazma noktasında hece atlama ve hecelerin yerlerini karıştırma sıkça yaşanan durumdur.

    disleksiler için sözlükte yazar olmak büyük sıkıntıdır
    (bkz: sözlük yazım kuralları)
    0 ...
  19. 48.
  20. Einstien bu hastaliktan muzdaripti galiba.

    Eğer istekli olsa da okumaya dahi üsenmekse bu benim.
    0 ...
  21. 47.
  22. tom Cruise da da vardır bu öğrenme güçlüğü türü.
    0 ...
  23. 46.
  24. Öğrenme bozukluğudur, çeşitleri bulunur. Örneğin okuyabilir Ama kelimeyi kafasında anlamlandıramaz, ya da b harfini d olarak okuyabilirler, harfleri birbiriyle bağdaştıramazlar, sadece anlamını bildiği kelimeyi okuyabilir anlamını bilmediğini dile dökemez. Bu tür bozukluklara sahip olsa da zeki çocuklardır. Sınıf öğretmeninin çocuğa gerizekalı gibi davranmaması ve psikolojik danışmana yönlendirmesi gerekir.
    2 ...
  25. 45.
  26. amuda dahi kalksam bundan sonra düzelmem dememden sonra ne olduğumu öğrendiğim hastalıktır, hayatımın çok büyük kısmını zehir etmiştir.
    2 ...
  27. 44.
  28. En yakın arkadaşınızın sahip olduğu hastalıksa değişiktir. Okunmayan çok bozuk bir yazısı ve kekeleyen konuşması ve çok değişik çalışan bir beyni vardır. * iyidir yine de severim.
    1 ...
  29. 43.
  30. bir hastalık değil, bir güçlüktür. grip gibi tedavi edilen bir şey değildir. tüm özelliklerini hayatınız boyunca taşırsınız, saç renginiz, göz renginiz gibi sizin bir özelliğinizdir. ilkokul döneminde fark edilmesi durumunda alacağınız destek ile, yaşanılan pek çok güçlüğü nasıl kontrol altına alabileceğiniz ve/veya nasıl baş edeceğiniz konusunda kalıcı öğrenmeler yaşamanız mümkündür. lise dönemine yaklaştıkça ortaya çıkan ve uygun şekilde çözümlenememiş olan güçlükler yanlış öğrenmelerle birlikte kemikleşmeye başlayabilir. bu durumda yine sakinliği korumak ve yeniliklere açık kalabilmeyi başarmak önemlidir. kendinizi her daim "normal" insanlardan farklı hissedersiniz, siz yapmasanız da hissettirilmeniz çok olasıdır. zekanızla bir ilgisi yoktur, zira bu tanıyı alabilmeniz normal veya normal üstü zeka puanına sahip olmanızı gerektirir.
    birlikte çalışması keyifli insanlardır. neredeyse hayatlarının her alanında problem yaşayıp bunları çözmeye çalışmalarından ötürü sizi şaşırtacak çözümlerle karşınıza çıkmaları muhtemeldir.
    Dışlanmadıkları ve yalnız bırakılmadıkları her süreç kıymetlidir efendim. farkında olalım, farkındalık yaratalım.
    1 ...
  31. 42.
  32. (bkz: mental retarde) (bkz: ingilizceye kurban olmak) başlık sayesinde kavramların nasıl türkçeleştirilmediğini göstermiş rahatsızlıktır.
    0 ...
  33. 41.
  34. Taare zameen per filminde Aamir Khan'ın göz önüne serdiği bir çeşit psikolojik rahatsızlık.
    1 ...
  35. 40.
  36. aamir khan'ın "like stars on earth" adlı muhteşem filminde konusu geçen algılama sorunu.
    2 ...
  37. 39.
  38. disleksili olup olmadığımı bilmiyorum ama bu konuda bi anım var, 3 veya 4. sınıftaydım. öğretmen tahtaya 6 çizmişti, yani bi problemin içinde sonra da bana problemi okutmuştu -bi problem yazdıktan sonra mutlaka sınıf öğretmenimiz problemi birine okuturdu. ben de 6 yı 9 diye okumuş, birkaç harfi de ters söylemiştim. öğretmen şok olmuştu, sonra defterime baktı, birçok harf tersti, yazım çok okunaksızdı. öğretmen de tenefüste tahtaya harfler çizip okumamı söylemişti, birkaç yanlış yapmışım. alakası var mı bilmiyorum ama belli konularda profesör derecesinde bilgiye sahiptim, ayrıca tahtaya çıkmaktan feci korkardım. neden bilmiyorum. çekingendim, çok çekingen. bir de bu konuyla alakası var mı yine bilmiyorum ama bı yaşıma geldim hala bölme işlemini yapamıyorum kafadan en basit işlemleri bile yapamıyorum -aile içinde bu özelliğimle çok dalga geçtiler-. hala bölme işlemini -kağıt üzerinde bile olsa- yapamıyorum. bu konuda bilgisi olanlar beni bilgilendirebilirse sevinirim. bir de sağ elimle yazarken sol elimle de o yazıyı tersten yazarım.
    2 ...
  39. 38.
  40. Harflerin yerini karıştırma olarak dışarı yansıyabilen hastalıktır(aslında tam hastalık denemez). Çok bulmaca çözmek sonucu oluşan harflerin yerini karıştırarak yazma durumunun bunla alakası yoktur.
    0 ...
  41. 37.
  42. Danimarka'da erasmus yaptığım süre boyunca staj yapma imkanı buldum. Öğrencilerimden bir kısmı bu soruna sahiptiler ve ayrı bir sınıfta eğitim görüyorlardı. Bu tarz bir sınıf içerisinde hiç bulunmadığım için başlarda ne kadar zorlansam da onlar da beni kabul edip sevdikçe çok iyi ilişkiler kurdum. Evet bu onların sahip oldukları şanssızca bir hastalık ancak eğitim kalitesi üst seviyeye getirilip onların dışlanmış çocuklar değil özel çocuklar olduğu duygusu aşılandığında üstesinden gelinemeyecek bir sorun değil kesinlikle. Ben buna gözlerimle şahit oldum. Bu soruna sahip olan öğrencilere sahip olacak ve ya olan arkadaşlarıma naçizane önerim onları özel hissettirin, dışlanmış değil.
    0 ...
  43. 36.
  44. --spoiler--
    Her şey ben ilkokula yazıldıktan sonra başladı. Bir akşam evde ders çalışırken annemin bana tuhaf baktığını fark ettim. Yazdıklarımı dikkatle inceledikten sonra mırıldandı. Az sonra elinde düz beyaz bir kağıtla çıkageldi.

    “Bir ağaç çiz” dedi, bana.

    Çizdim. Önce köklerini, sonra aşağıdan yukarıya doğru gövdesini ve daha sonra dallarını ve yapraklarını... ben çizerken annem “Allah Allah” diye söyleniyordu. Sonra kendisi bir tane çizdi. Önce kalın bir gövde, sonra dallar ve yapraklar, en son kökler... Ne fark eder ki?..

    Sonra yazı yazdırdı. Yazdım. Hemen yanına kendisi yazdı. Baktım B’leri, D’leri, N’leri benimkilere benzemiyor. Onunkiler ters.

    Sabah ayakkabılarımı bağlarken (ben hala bağlayamıyordum)

    - “Öğretmenin bu yazdıklarına bir şey demiyor mu? diye sordu. Zaman zaman bana kızdığını söyledim. Tahta da yazılanları deftere geçirirken zorlandığımı, gecikince de “Tembel” diye fırça yediğimi anlattım.

    “Niye zorlanıyorsun?” diye sordu annem.

    “Çünkü tahta da yazılanlar da senin gibi...” dedim. “Ters aynı...”

    Öyleydi gerçekten de, benim “ev” diye yazdığımı sınıftakiler “ve” diye okuyorlardı. N’leri, P’leri, K’ları ters yazıyorlardı. Herkesin sağ bildiği benim solumdu.Tahtadakileri defterime geçirirken düzeltmeye çalışıyordum. O yüzden gecikiyordum.

    O gün öğleden sonra annem okula geldi. Öğretmenle bir şeyler konuştu. Ertesi günde kapısında “Davranış Bilimleri Enstitüsü” yazan bir yere götürdü.

    “Bak bu abla doktor. Seninle biraz konuşacak” dedi. Güler yüzlü bir abla adını söyleyip tokalaşmak için elini uzattı. Uzattığı eli tersti. Tokalaşamadık. Sonra o da bir şeyler yazıp çizmemi istedi. Bunun çocuklarda çok sık rastlanan bir sorun olduğunu söyledi. O sözcüğü ilk kez orada duydum.... DiSLEKSi....

    Doktor dönüp arkasındaki dosyalardan bir kağıt çıkardı.

    - “Bu çizimler ve yanındaki notlar Leonardo da Vinci’ye ait” dedi. Yazılar bana çok tanıdık geldi. Benim gibi düz yazan birini bulmuştum işte.Sonra masanın üstündeki aynayı elindeki kağıda tutup bize gösterdi.Annem hayretler içinde kaldı.Notlar onların diline tercüme edilmişti sanki. Ayna bir şifre çözücü gibi düzeltmişti yazıları... doktor abla bunun bir hastalık değil, bazı çocuklar da rastlanan türden bir bozukluk olduğunu anlattı uzun uzun. Disleksilerin bazı harfleri ve sayıları ters yazdıklarını, ancak bunun bir zeka eksikliğinden kaynaklanmadığını, hatta tersine, disleksil çocukların çoğunda üstün zeka saptandığını söyledi.

    Edison’un, John Lennon’ın, Michelangelo’nun, Steven Spielberg’in, Prens Charles’ın, J.F. Kennedy’nin disleksil olduklarından söz etti. Yine bir disleksil olan Einstein’ın okumayı 9 yaşında söktüğünü ve normal okulda başarılı olamayınca da babası tarafından askeri okula yazdırıldığını anlattı.

    - “ Bu saydığım isimlerin hepsi birer dahi idi. Bize göre ters yazmalarına itiraz edilmediği, tersine hoşgörü ile bakıldığı için dehalarını kanıtlayabildiler.” dedi. Çıktığımızda hastalığımı sevmeye başlamıştım. Yanılmamıştım işte. Ben değildim ters yazan onlardı.... farklılığımdan utanmamaya başladım. Ertesi gün okula cebimde bir ayna ile gittim. Ayna benim tercümanım olmuştu adeta. Yazdıklarımı onların diline çeviriyordu.Onların yazdıklarını da benim için düzeltiyordu.

    Ancak o gün resim dersinde koptu kıyamet. Öğretmen hepimizden bayrak çizmemizi istemişti. Bir ay yıldız çizip, boyayacak ve sıramızın üzerine asacaktık.Önce yıldızı çizip, yanına bir hilal kondurdum. Sonra öğretmen tepemde bitti.

    “Bu hilal ters” dedi.

    “Hayır, düz “ dedim. Kağıdı önümden çekip, sınıfa gösterdi.

    “Sizce bu hilal ters mi, düz mü?” diye sordu. Çocuklar hep bir ağızdan “ ters, ters” diye bağırmaya başladılar.Öğretmen tahtaya kalkıp doğrusunu çizmemi istedi.Kalktım, çizdim. Sınıf katıla katıla gülüyordu. Öğretmen “bak yine ters yazıyor” diye bağırdı. “Sen benimle alay mı ediyorsun? Bu ülkenin bayrağını ters çizemezsin herkes gibi çizeceksin” diye gürledi. Korkarak cebimden aynamı çıkardım. Tahtaya doğru tutup bakmalarını istedim. Aynaya yansıyan görüntü tam onların çizdiği gibiydi. Tersti.Aldırmadılar... hem alay ediyor, hem öfkeyle “Düz çiz... düz çiz” diyordu. Öğretmen, elimi avuçlarının içine aldı ve zorla bana ters bir hilal çizdirdi. Sınıfa döndü “Şimdi düz mü?” diye sordu.Herkes hep bir ağızdan düz dedi.”Haydi şimdi yerine” dedi öğretmen. işte ben de terstim artık. Sırama doğru yürürken ensemde öğretmenin sinirli ses dalgalarını hissettim. “ Sözümü dinlerseniz, yarın hepiniz birer Leonardo olabilirsiniz” diyordu. Güldüm. Oturduğumda ay, tahtadan ters ters bana bakıyordu.

    CAN DÜNDAR

    --spoiler--
    6 ...
  45. 35.
  46. Bendede olduğunu düşündüğüm bozukluk. Lise yıllarında bile öğretmene utana utana dört işlem yapamadığınızı söylemek ve öğretmeninizin sizinle dalga geçmesi. Ama hayal gücünüz tavan yapar hiç olmadık şeyler düşünürsünüz.
    1 ...
  47. 34.
  48. Bende olduğunu düşündüğüm bozukluk.
    Öğrencilik yıllarında nöbetçi olurken öğretmeninizin tahtanın solunu sil deyince tahtaya çıkıp sağ tarafı silmek ve üstüne azar işitmektir.
    1 ...
© 2025 uludağ sözlük