ömerlide kilometreler boyunca bir derecelik bile dönüşü olmayan dümdüz bir yol üzerinde yapılmış bir sınavdır. arkada iki müfettiş oturmaktadır ve sınav direksiyone geçilen anda başlar;
müfettiş 1: m1, müfettiş 2: m2, hoca:h, devedikeni: d
(arabaya binilir ve hemen ayna ayarlanır)
m1: bırak ayarlama
d: yok yok ayarlayayım
(ayarlanır ve emniyet kemeri takılır)
m2: hayır takma
d: yok takacagım
m2: yahu bırak takma aaa
h: takma oğlum
d: ** peki
(koltuk ayarlanır)
m2: aaa yeter hadi git
h: hadi oğlum
d: (oha şaka mı bu yoksa beni mi deniyorlar)
kalkış yapılır, yaklaşık bir on metre gidilir ve yokuş aşağı bir şekilde durdurulur. devedikeni hemen sevince boğulur çünkü kalk derse yokuş aşağı çok rahat kalkılacaktır.
(bkz: araba kaldırılacak, kaldır)
m1: geri geri kalk
d: (hass....)
m2: hadi
...
...
...
d: aaaa ne oluyorrrr
d: hocammm??
h: sus oğlum yok birsey
(arabayı hoca kaldırmıştır ve sınav geçilmiştir.)
cumartesi sabahı,günesli/kirazli'da islek bir caddede yapılan sınavdır.alan kıyamet yeri gibidir.bölgedeki bütün sürücü kursları orada sınav yapacaktır.kurnazlıgım o gün üstümdedir ve onca insanın arasından bir şekilde sıyrılıp sınava ilk girecek aday olmusumdur.
müfettiş 1: m1, müfettiş 2: m2, hoca: h, amele donu: ad
ad:koltugu ayarlıyayım mı?
h:ayarla
(müfettişler arka koltukta aralarında sohbet etmektedirler)
m1:hocam su bizim oglanı senin gruba verelim.o da bugün sınava girecek...
m2:he yolla keratayı.aralarda görünsün yeter.
ad:aynayı ayarlıyayım mı?
h:ayarla.
ad:emniyet kemerini takayım mı?onu yapayım mı?bunu yapayım mı?yalim mi?*
h:ayarla,yap..hadi kalk artık
m1:ya hocam zam yapacaz yapacaz dediler yaptıkları olaya baksana..
m2:hiç sorma.verdikleriyle anca iki paket sigara fazladan alınır.
ad:nasıl hocam iyimiyim?
h:devam et iyi.biraz yavas git ama (ibre 80 km göstermektedir)
m1:ya hocam bide bibkbibbik...
m2:he ya o da öyle kemküm....
ad:(müfettişlerin skimser tavırlarından faydalanarak,asırı sıcaklıgın verdigi etkiyle tek elini camdan dısarı cıkarıp diger eliyle sigara yakmaya teşebbüs etmiştir,lakin fizik kurallarına aykırı bi sürüs olacagından dolayı yapamamıstır)ee hocam siz napıyosunuz ne ediyosunuz?
h:hmmm.hönk la..(kaş göz işaretleriyle kendine gel hıyaragası demektedir)
m1:neyse gözüm taam cek saga.
ad:durumum nedir hocam?
m2:tamam tamam,afferin.hayırlı olsun.sen surdan bi paket marlboro kap gel.
ve amele donu olayın verdigi heyecanla,sevinc gözyasları içinde kendini en yakın tekel bayiine atmıstır..
bu da boyle bir anımdır...
Zor sınav değildir. Tekte rahat geçiliyor. Heyecan yapmayın yeter. Ben komisyonla muhabbet ederek bitirmiştim sınavı. * yanınıza binen komisyon başkanının tavrı önemli. Bazıları var abuk subuk sorular soruyor. Kuzenime gelen öyleymiş mesela.
Sınavda hidrolik direksiyon kullanıyorsunuz arkadaşlar. Ne kadar zor olabilir. Ben şu an şahin kullanıyorum acemiliğimide onunla attım. Hidrolik direksiyon araba kullanınca garip geliyor artık.
Dipnot: keko gibi modifiye yok elbette orijinal biniyoruz.
ehliyet için yazılı sınavı kazÂsız belÂsız atlattıktan sonra uygulama ayağı olarak girilmesi gereken son sınavdır. yapılması gerekenleri kabaca sıralarsak;
1- yan koltukta oturan kurs öğretmenine ve arka koltukta başbakan koruması gibi duran iki müfettişe günaydın denmeli(ilk izlenim önemli).
2- emniyet kemeri takılır. koltuk ayarlanmalıdır. geri çekilecekse bu duruş, debriyaja tam olarak basabilmeyi sağlamalı ve arkadaki herifi sıkıştırmamalıdır. ardından aynalar ayarlanmalıdır(bir nevî araçla ön sevişme).
3- ayaklar devriyaj ve frende olmalı, vitesin boşta olduğu kontrol edilmeli ardından kontak çevrilmeli(ya bismillah ânı).
4- el freni indirilmeli, unutursanız araçtan çıkıp gidin daha iyi.
5- debriyaja tam basılır ve vites 1'e takılır(1 kalkış vitesidir. sakın ha 1'de gitme işini uzatmayın. biraz gaz yapsanız motor böğürür zâten).
6- sinyal verilir, aynalardan gelen giden var mı diye kontrol edilir.
7- genellikle hÂtun tayfasının bir türlü tutturamadığı denge adımına geldik şimdi; kalkış. katları arasında yer değiştiren iki asansör gibi. debriyajdan ayak -yavaşca- çekilirken gaza -hafifce- basılır. bakın yavaşca ve hafifce dedim, yavaşca çekmezseniz araba stop eder ve sınavdan kalırsınız. hafifce gaza basmazsanız da motor aaaaaaaaaarrrrr eder, panik yaparsınız, ortamı gerersiniz.
8- kalktınız mı? Âferin. şimdi vites 2'ye takılmalıdır. debriyaja tam basılır ve vites 2'ye atılır ve kalkışta yapılanlar gibi; debriyajdan ayak -yavaşca- çekilirken gaza -hafifce- basılır. bu sırada yapılacak herhangi bir tutturamama hatÂları; aracın titremesine, motorun bağırmasına ya da sinir yollarınızda geçici felce neden olabilir.
9- diyelim u dönüşü yapmanız isteniyor. debriyaj+fren combosu yapılır ve durulur. stop ettirilen bir başka bölüm daha. debriyaja basmayı unutmayın!
10- vites 1'e atılıp direksiyon sonuna kadar çevrilir(sinyal), yavaş yavaş dönülür(kalkış prensiplerine uyarak kalkılır). gaza abanılmaz. dönmeye çalışırken kendinizi yol kenarındaki tarlada bulabilirsiniz. döndükten sonra gene 2'ye atılır.
11- artık durmanız istendiğinde sinyal verilir. debriyaj+fren ile durulur. el freni çekilir. artık ayaklarınıza gerek kalmaz.
12- kontak kapatılır. nüfus cüzdanınızı kontrol için alan müfettişlerden cüzdan geri alınır. bu adımları düzgün uyguladıysanız ehliyet muhtemelen sizindir.
13- sürüş sırasında sorular sorup kafa karıştırmaya çalışabilirler. kısa ve net cevaplar verin. gözünüz hep yolda olsun ve -ASLA- vites değiştirirken vitese bakmayın.
direksiyon sınavında görev almak için tam 6 hafta hafta içi her akşam kurs aldım ben, toplam 4 tane de sınava girdim. kursun sonunda detaylı direksiyon sınavı oluyoruz, ilk hatada hemen elenilen cinsten bir sınav. öyle işi bilmeyenleri görevli falan yapmıyorlar yani. kim, ne zaman, ne olursa bırakılır gayet detaylı öğrenerek görevli belgesi alınıyor.
akıl almaz diyaloglara sahne olan sınavdır. son test sürüşlerinde hoca nasihat eder: debriyajı bulamazsanız şaşırmayın ben basıyorumdur. zamaanın birinde bir acemiii bağırmış kendisine "hocaaammmm debriyajjj yoookkkk!"
tek kelimeyle rezalet denecek sınav kelimesinin yanından kaldırıp direksiyon seyisi diye anılması gereken hede
olay soyle gelisir
dopdop arabaya biner koltuga oturur, tam klasik ayarları yapacakken
m1 : gerek yok gerek yok emniyet kemeri de takma
d : ama hocam kem kum
m2 : yahu zaten suradan suraya gidecegiz, ama dopdop beyde sofor tipi var daha once araba kullandınız mı dopdop bey?
d : sey hocam iste 1-2 kere falan
m1 : belli zaten, neyse gidelim dopdop bey
arabanın tekerlegi daha 1 tur donmemistir ki
m1 : evet bak dopdop bey kullanıyor araba soldan u donusu yapalım
dopdop bu sozden aldıgı gazla direksiyonu sola kırar lakin soldan araba gelmektedir
h : evet sola bakıyoruz
d : baktım hocam da aynayı ayarlamadık ki*
donus yapılır biraz ilerlenir
m1 : evet burdan da u donusu yapalım ve basladıgımız yere arabayı park edin bitiyor
dopdop bir kere gazı almıstır kimse tutamaz kendisini ve yaptıgı u donusu ile giris yaptıgı yoldaki araba yavaslamasıyla kaza atlatılmıstır
m2 : aman aman!!! ehem ehem
d : hocam uzaktaydı yahu*
şöyle ki, liseden mezun olduktan 1 sene sonra ehliyet kursuna gittim. yazılı sınavları falan hallettikten sonra sıra geldi direksiyon sınavına.
aylardan temmuz. saat 11.30 falan. güneş tepeye çıkmış, sıcak iyiden iyiye rahatsız etmeye başlamıştı. ben de yavaştan küfür etmeye başlamıştım. 'amına koduklarım, niye bu kadar az araba var, niye bekliyoruz, sizin bindiğiniz arabanın lastiğini sikeyim' falan dümdüz gidiyorum. 15 yaşından beri araba kullanan biri için sıra beklemek koyuyo tabii. derse 1 kez bile girmemiş ve sınavda sürülecek arabaya dahi bir kez bile binmişliğim olmamasına rağmen yeterince artist davranıyorum zaten. ama bugüne kadar bindiğim hiç bir arabayı, ilk kez bile sürüyo olsam ne stop ettirdim ne de acemilik çektim. o şekilde güvenirim direksiyonuma..
neyse, olaya geri dönelim. sınav yerinde mal mal dikilirken arkamdan kurstaki direksiyon hocam seslendi. 'hostes bey oğlum gel sıra sende' diye. araba hyundai accent marka.'ohh be mına koyyum' diye küfür ede ede yürümeye başladım. arabanın arka koltuğunda oturan ve size not 2 tane direksiyon hocası var. yüzlerine bile bakmadım.
arabaya bindim, ama hala sövüyorum homurdana homurdana. yani sessiz falan değilim. koltuğu ayarladım, yan aynaları ayarladım. dikiz aynasına attım elimi şöyle arkaya doğru bi baktım aynadan ki ne göreyim. arkada oturan ve bana not verecek olanlardan biri benim lisedeki din hocam. o sene emekli olmuş ve direksiyon hocası olarak göreve başlamış. lisedeki din hocam da bayaa koyu din olaylarında. yani bu aralar suriyede falan görürsem şaşırmam, o kadar yani.
din hocamla gözgözeyim ve tam da ağzımdan 'amına koyayım' çıkmak üzere. tam 'hıaammına' dedim ve devamında istemsiz olarak 'bismillahirrahmanirahim' çıktı. yani küfür ederken besmeleye bağladım. 'hammıbismmilahirahmanirahim' gibi bişey söyledim. bismiillah besmerello gibi bişey oldu. anladı mı diye merak ediyorum. dikiz aynasından bunu tepkisini ölçmeye çalışıyorum. sonra din hocamın suratında bir gülümseme belirdi. nur indi pezevengin yüzüne sanki. öyle tatlı bi adam oldu ki sormayın. 'afferin oğlum. besmeleyle başla bütün işlerine' dedi ve elindeki sınav kağıdıma bişeyler yazdı. sonra zaten sınav sonuna kadar eline almadı o kağıdı. orda verdi notumu muhtemelen.