bunu bekleyenin öncelikle diğer dinlere, diğer ırklara, diğer olan diğer herşeye, eşcinsellere, kadın haklarına, bilimselliğe, insana ya insana saygı göstermesi gerekir. yukarıdaki listede verili olan şeylere saygı göstermemesi gerektiği kendi dininin emri olan kişiye de dinine de kimse saygı göstermez.
ayrıca çok klişe bir islam ve müslüman eylem türüdür, belirli bir süre güç kazanana kadar mazlumu oynamak; "benim dinime saygı göstermiyorlar yaa" demek; sesini azıcık gösterecek ortam bulunca da diğer herşeye küfretmek öldürmek yakmak.
burada "peygambere bile küfrediyorlar şerefsizler, yiyorsa sokakta küfür etsinler bunları öldüreceksin bak başkası küfredebiliyor mu, insan biraz saygılı olur canım" diyen hödükleri, hedef gösterenleri de gördük.
saygı bireyin kendine yontabileceği bir şey değildir. hiç kimsenin hiç kimseye hiçbir şey hiçbir şekilde saygı göstermediği bir coğrafya da birileri biraz daha kalabalık diye onların inandığı şeye saygı göstermek düpedüz korkaklıktır.
bana saygı göstermeyeceklerini bildiğim, benim yaşam biçimimden nefret ettiklerini bildiğim ama şu anki status gereği seslerini çıkaramadıklarını da bildiğim insanlara neden saygı göstermemiz gerektiğini anlatabilecek birileri çıkacağını sanmıyorum.
dinlilerin farklı dinlere saygı göstermesini beklemekten daha mantıklı bir beklentidir. Dünya üzerinde bir çok hristiyan müslümanları terörist olarak görmektedir, müslümanların çoğu hristiyanları "gavur, tanrıya şirk koşan, pis, onlara verilen dinin emirlerini bozmuş/takmamış insanlar" olarak görmektedir. Dinsizlerse genellikle dinlere inananların çoğunluğunun bilinçsizce bir dogmaya inanmaya devam ettiğini düşünür ve etrafına baskı yapmayı düşünmeyen inançlı insanları hoşgörür. Kendisine tamamen mantıksız gelen bir mefhuma inanana ancak hoşgörü gösterilir saygı gösterilmez, gösterilmesi gerekli değildir. Saygıda hayranlık, önemseme doğru bulma oldukça saygı samimidir. Aksi halde saygıdan değil hoşgörüden sözedilebilir.
tarihsel gelişim süreçlerinde, havsalalarının almadığı ya da bilgi ve zekaları ile çözemedikleri olayların, kendilerinden daha üstün bir varlık veya kutsal bir güç tarafından gerçekleştirildiğini düşünmüş ve zora düştüklerinde, darda kaldıklarında onlara sığınarak yardım dilemişlerdir.
semavi dinlere ulaşana değin geçen bu uzun süreçte; sahip olunan dinsel inançların etkisi ile güneş, ay, bereket, yağmur tanrılarına adak olarak adanan masum insanların sayısı yüzbinleri bulmuştur. pekiyi! ne için? bugün, hemen hiç kimsenin tanrı olarak görmediği ve kabul etmediği varlıklar için.
Rönesans öncesi, engizisyon mahkemelerinde olmadık ithamlarla yargılanıp öldürülen binlerce bilim adamının, sanatçının vebali kimin boynunadır? ya da hiç bir günahı yok iken, bugün dahi kocasının babası ya da erkek kardeşi tarafından tecavüze uğrayıp recm edilen afgan kadının, somali'de, uganda'da köle olarak satılan müslüman kadınların?
saygı, hak edene gösterilir.
bu bağlamda dindar insan;
insanlık erdemine sahip olduğu sürece saygıyı hak eder ama bu saygı, inandığı dine değil şahsına gösterilen bir saygıdan ibarettir.
barış mançonun harika yorumladığı hadisedir. *
--spoiler--
Uzunlar yanmıyor hakim bey kısa yoldan anlatmak gerek
insan sevgisi tabiki lazım ama herşey karşılıklı
Ben seni seveyim sende beni say ki bozulmasın ağzımızın tadı
--spoiler--
beklemenize gerek yok. zaten dinsiz bir insan tüm dinlere aynı mesafede olduğundan ne müslümanlığa ne de başka bir dine saygısızlık yapmaz. fakat siz o küçük beyinlerinizle islamiyet hakkında yapılmış olumsuz yorumların hepsini hakaret olarak algılıyorsunuz. sorgulanan her şey, size - şşşttt sus günah deme öyle günah- diye empoze edildiğinden sorgulamaya yeriniz yok. zaten kafasında islamiyet hakkında olumsuz fikirler olmasa müslüman olur dinsiz değil. e bu durumda olumsuz bir şey söylediklerinde en doğal hakları olduğunu kabullenmek yerine neden saygısızlık diyorsunuz? bana kalırsa saygısızlık sizin yaptığınız.
ezan okunurken , müslüman kişinin müslüman olmayan kişiden ayak ayak üstüne atmamasını istemesi konu hakkında verilebilinecek bir örnektir. genelde bu talep karşılanmaz.
peygamberlere illa hazreti denmesini istemek, kendileri oruç tutuklarında başkalarından bir şey yememelerini talep etmek * gibi talepler sürer gider. karşı tarafın düşüncesine ise aynı saygıyı** göstermeyi düşünmezler. . çünkü genelde sadece kendi düşündüklerinin doğru olduğunu temel alırlar. oysa inanmayan * diye tabir edilen kişiler genelde daha aydın kesim olduklarından her düşüncenin ya da inancın yanlıs da olabileceğini , kimsenin doğruyu tam olarak bilemeyeceğini idrak etmiş insanlardır.
yerinde ve çoğu zaman karşılıksız kalmayacak beklentidir. karşılıklı olduğu sürece ama.
beklenti olarak kalırmış. yok düşünmeyen anlamayan insanlardan bu beklenemezmiş. siz dine inanmamayı ne zannediyorsunuz? orospu çocukluğu mu? ahlaksızlık, düzenbazlık, sahtekarlık mı? ne?