bu soruyu 1500 sene önce sormuş olsanız cevabım evet olabilirdi, o dönemin şartları bunu gerektirdiği için mantıklı gelirdi...
ama bu gün, din uğruna ölmek ? 1500 sene önceki insanlar gibi düşünmeyi gerektirir...çok anlamsız ve gereksiz...herhangi bir "din" senin, onun uğurunda ölmeni emir ediyorsa o dinden uzak durun, yaratıcı böyle bir şey isteseydi zaten biri yaratmazdı...o din, bir zümrenin eline geçmiş ve sizi silah olarak kullanıyor...bakınız: emevi dönemi...
Rasûlullâhın (s.a.s.) "Ölmeden önce ölünüz" hadisi şerifinde buyurduğu üzre, daha henüz kendi nefsini öldürememiş (dinin emir ve yasaklarını yaşamada tıpkı ölüler gibi itaatkâr olamamış) bizim gibi zavallıların din için ölmesini beklemek abesle iştigaldir. Ya peki hani şehadet derseniz, o ne olacak? O küçük cihat kardeş. Nefisle olan şavaş esas büyük cihad. Sen ondan haber ver. Yoksa şehadet bile nasiple verilir. Layık olana verilir. Hak edene verilir. Sloganik cafcaflı fiyakalı beylik laflar etmek kolaydır. Amma fıskı fücur içre Nefsine uyanlara şehadet nasip olmaz. Heves noktasında kalan bir niyet ve irade beyanı değil makbul olan, salihâne yaşanan bir hayat Onu ihlas ve samiyet haline sokan. Yoksa kişi salih ise, yatağında bile ölse şehiddir.