Birbirine bağlı ama birbirinden koparılmak için çalışılan kavramlardır. Din özünde bir ahlâk silsilesidir. Hedefi en basit anlamda "iyi bir insan olmak" yolunu açmaktır. Oysa günümüzde okullarda, müfredetta okutulan din kültürü ve ahlak bilgisi derslerinin "ahlak" yönünden zayıf ama şekli ibadet yönünden güçlü olduğunu belirtmeliyim. Bu yüzdendir ki kutsal kitabımızda sıklıkla yinelenen "akıl" bir kenara itilip ezberci, anlamaktan öte taklit eden bir zihniyet yaratılmaya çalışılıyor.
tamamen farklı şeylerdir.
bir dinsiz ahlaklı olabileceği gibi, bir dindar da ahlaksız olabilir.
ahlak, "her canlı" için iyilik ve doğruluk gözeten bir sosyal normdur; din ise "o dinin insanları" için yazılmış tek yönlü kurallar bütünüdür.
ahlak, hangi koşullar altında olursa olsun küçük bir kız çocuğuyla cinsel ilişkiye girmeyi reddeder.
din, eğer uygun koşullar varsa (kızın babası verdiyse ve imam nikahı kıyıldıysa) buna izin verir ve teşvik eder.
ahlak, nedeni ne olursa olsun bir insanı sakatlamayı ya da işkenceyi ya da öldürmeyi reddeder.
din, hırsızlık yapanın elini kesmeyi ya da zina yapanı kamçılamayı ya da taşlayarak öldürmeyi telkin ve teşvik eder.
ahlak, bir insanın başka bir insana köleliğini kesinlikle reddeder.
din, savaş zorbalığının ardından köle kazanılmasını, bunların iş yaptırmak ya da cinsel amaçlı kullanılmasını onaylar ve hükümlere bağlar.
ahlak, beslenme dışındaki bir nedenle bir canlının öldürülmesini reddeder.
din, ibadet (ya da savaş) gerekçeleri ile hayvanların öldürülmesini, ibadet koşulu (ya da savaş stratejisi) olarak emreder (ya da tavsiye eder).
ahlak, eşlerin birbirine sadakatle bağlanmasını öngörür.
din, erkeğin dört eş almasını tümüne eşit davranması koşuluyla kabul ve tavsiye eder.
ahlak, bir erkeğin başka bir kadına onu rahatsız edecek denli şehvetle bakmasını reddeder.
din, bunu sağlamak için erkeği eğitmeyi değil kadını kapatmayı seçer.
hepsi tutup milli kültüre bağlanır. Din sosyo kültürel bir olgudur. Milletten millete değişir ki en basiti bu arap, fars, Türk dini inançlarında gözlemlenir, bu milletler arasında tek ortak nokta islam'ın ve imanın şartlardır geriye kalan her türlü toplumsal, bireysel ahlak dengeleri farklıdır. En basiti Türk Kültürünün kadına bakışı, arap ve fars kültürünün bakışı ele alınabilir. bireyde bulunması gereken en önemli ahlak bireyin toplumculuğu olduğu düşünürsek keza bu da milletleri karşılaştırmak için yeterlidir. Veya Arapların PEygamber'e savaş meydanında emirlerini dinlememesi, doğrudan peygamber emaneti olan hasan hüseyin efendilerimizi katletmesi, Osmanlı zamanında el üstünde tutulan mekke şehrinin bugün araplar tarafından sadece ve sadece turizm geliri olarak görülmesi, Kabe gibi Kutsal bir emanetin dibine dünyanın en gudubet yapısının inşaa edilmesi ve nicesi ahlak kavramının temelde milli kültürle alakalı olduğunu gösterir.
Ha ama şöyle bir şey vardır ki MAteryalist dindar sapıklar için de din lazımdır. Çünkü o insanlara din öte dünyada cennet, huri vaadetmese o insanlar ahlaklı olmaya lüzum görmeyecektir ki zaten birçoğu da aslında ahlaklı falan değildir, kendilerini ahlaklı sanarlar arap düsturlarına göre lakin pedofiliyi hoş görüp buna dini alet edebilecek kadar cehennemliktirler de.
din, ahlakı gasp etmiştir.
din, ahlakı ayrılmaz bir parçası olarak sunar.
din olmadan, ahlak olmaz gibi bir algı yaratarak insanı kendine mahkum ve mecbur kılmaya çalışır.
oysa dinsiz, pagan topluluklarda da ,belirli bir ahlaki sistem oturmuştur.
ahlak dine bağlı, din destekli falan değildir. din çok geniştir ahlaki öğretiler dinin içinde kimliğini de yitirmiştir. bir şeyin iyi olmasının ölçütü belli bir dine bağlılık üzerinden yapılan eylem ve karşılığı farezi cennet veya cehennem.
ahlaki öğretiler belli bir çıkar veya ceza üzerine yapılırsa bu kişinin vicdanın ürünü değil zorlama bir yönlendirmenin ürünü olur.
ayrıca dinler en büyük ahlaksızlıktır, kendini yaşatmak, yaymak, doğrulamak için diğerlerini öldürmeye bile sizi programlayabilir.
nitekim din fanatizm barındırır, kitleleri kendinden geçirir ve onları vahşi bir yaratığa dönüştürür.
bu yüzden ahlakı dinle temellendirmek en büyük ahlaksızlıktır.
din doğası gereği yöreseldir, sonuçta tek bir din yoktur.hatta aynı şehirde, aynı dinin farklı birkaç mezhep ve yorumu olabilir. o yüzden lokaldir, bütünlemez...
ahlak; herkes tarafından kabul edilegelmiş evrensel kurallar içeren değerler bütünüdür. her din-mezhep mensubu yada dinsizin de kabul edip benimsediğidir. kim parasının çalınmasını ister? kim öldürülmek ister? kim tecavüze uğramak ister? vs...
insanoğlunun başındaki bela şudur ki;..
dinin, bizzat ahlakın kendisi olarak gösterilmesidir...
kamil insan adından da belli ahlakıyla kemale ermiştir ve dinin sınırlamasına ihtiyaç duymaz.
(bkz: tasavvuf) bunu anlatır, ama son yıllarda onun da içi boşaltıldı.
ama bu kamil insan sözlükteki kamil değil...
(bkz: şaka lan şaka) seni çılgın.