dilbilim

    5.
  1. 28.
  2. umut sarıkaya'nın, naber dergisinin 2. sayısında (2015.02) yazdığı şöyle bir yazı mevcuttur.

    ###

    dilbilimciler

    kelimeler ne işe yarar? bir objeyi, bir duyguyu ya da bir durumu karşımızdakine anlatmaya yarar. yani sonuçta amaç kelime değil, karşımızdakinin ne hakkında konuştuğumuzu anlamısıdır. mesela "kırmızı" dediğim zaman neden bahsettiğimi anlarsınız ya da "elma", "yorgunluk", "kadın" vs... iki kişi düşünelim ve bu iki kişinin aralarında bir dil oluşturduklarını farzedelim. bunlar "kırmızı" kelimesi yerine "a", "elma" kelimesi yerine de "b" demeyi kararlaştırmış olsunlar. biri diğerine "ab" dediği zaman, diğeri "kırmızı elma"dan bahsettiğini anlar. onlara gidip "neden 'kırmızı elma' demiyorsunuz, bu yaptığınız çok yanlış." diyebilir miyiz? sonuçta iletişim kurulmuş, dil işlevini yapmıştır. dil için kelimeler amaç değil araçtır. dil her zaman kelimelerden bağımsızdır.

    bir kaç hafta önce eski bir arkadaşımla buluşmak için sözleştik. "Cihangir'de Kaktüs Kafe diye bir yer var, oraya gelsene." dedi arkadaşım. "Cihangir'i çok iyi bilmediğimi, tarif etmesini söyledim.", "ya kime sorsan gösterirler, çok bilindik bir yer" dedi arkadaşım.

    bir taksiye binip "Abi Cihangir tarafına gideceğim. Orada kaktüs kafe diye bir yer varmı. biliyor musunuz?" diye sordum. "buluruz." dedi. semte girdiğimiz halde bir türlü bulamadık. aynı kafelerin önünden bir kaç defa geçince "abi birine mi sorsak acaba?" dedim. yol kenarında yürüyen tam cihangirli tipli bir adam vardı, kulağında kulaklıkla köpeğini gezdiriyordu. taksici korna çaldı, el etti, adamı çağırdı. adam kulaklığını çıkarıp, istemeyerek taksiye yaklaştı. taksici "yaa buralarda kaptüs kafe diye bir yer varmış biliyor musun?" diye sordu. adam sinirlenerek "NE!!" diye sordu. Taksici "kaptüs kaptüs!" diye tekrar etti. "Kaktüs diyeceksin be adam. Kak-tüs! kak-tüs!" diye azarladı taksiciyi adam. "nerede ora?" diye sordu taksici. "sol, sol yapıp sağa gideceksin, görürsün." dedi adam ve yoluna devam etti.

    yolda giderken taksici bana dönüp "ha kaptüs, ha kaktüs! ikisi de aynı şey! anladın işte, ne uzatıyorsun .mcık söylesene." dedi. aman allah'ım benim haftalardır düşündüğüm şeyi iki dakikada özetlemişti taksici. kendimi tutamayıp "biliyor musunuz ünlü dil bilimci vitgenştayn da öyle düşünüyor?" dedim "Aynen öyle... ben de onların hamına koyayım abi" dedi. "Efendim abi?" dedim. kafelerde oturan insanları göstererek "ünlü filimciler hep bu genşleri düşürüyor. ben de böyle genşliğin taaamına koyiii" dedi.
    2 ...
  3. 30.
  4. her alanı, her dibi köşesi ayrı zevkli sosyal bilim dalı. ingilizce dili üzerine yapılan çalışmalar açısından artık ciğerlerime, böbreklerime kadar işledi.

    en aydınlatıcı idallarından biri için;
    (bkz: toplumdilbilim)
    2 ...
  5. 16.
  6. türkçe öğretmenliği bölümlerinde okutulan, içeriğinin ne olduğunu anlamak zor olan saçma derslerden.
    1 ...
  7. 15.
  8. ankara üniversitesi ve dokuz eylül üniversitesi'nde bulunan, yabancı dil puanıyla öğrenci kabul eden program.
    1 ...
  9. 7.
  10. 1.
  11. lise 3'de verilen bir tm dersi. sıfat, fiil, zarf, edat, bağlaç vs... ne varsa inceler.
    3 ...
  12. 4.
  13. Ülkemizde pek bilimden sayılmayan, araştırma konusu olarak dillerin yapılarını ve kökenlerini ele alan bilim dalı. Ülkemiz üniversitelerinde tek dilbilim bölümü Ankara Üniversitesi'ndedir.
    2 ...
  14. 3.
  15. 2.
  16. Dillerin yapısını,gelişmesini, dünyada yayılmasını ve aralarındaki ilişkileri ses,biçim, anlam ve cümle bilgisi bakımından genel veya karşılaştırmalı olarak inceleyen bilim,lisaniyat,lengüistik.
    1 ...
© 2025 uludağ sözlük