kendisini sevmeyen bir kişiye duygularını belli eden insan tipi buna en iyi örnektir. o andan sonra kişimiz öyle bir değer kaybeder ki türk lirası falan yanında halt eder.
insanlar artık kendilerine kurdukları sanal dünyalarında olmak istediği karakterler olabilme çabası içindeler. sokaktakini ya da yanındakini kimse tanımak istemiyor artık. videosunu izlediğimiz olaylara veya kişilere sokaktakinden daha fazla tepki veriyor olmamız bunun en büyük göstergesi.
aşık olmak. sahiden aşık olabiliyor muyuz artık. karamsarlık adına söylemiyorum bilhassa samimiyeti yakalamak adına soruyorum. aşık olmak bu kadar hassas bir duygu iken o hassaslığı kontrolden çıkarmak istiyor insanlar sanki. ya da bana öyle geliyor. hani hayatın değiştirdiği teknoloji, değişen jenarasyonunun getirdiği etkileşimler var ya, ha işte o değişimler aşık olmayı kaldıramıyor bence. vaktinizi aşık olmaya harcayın demiyorum tabii ama, o sosyal medyanın getirdiği gereksiz anlam yüklemeler, efendime söyleyeyim o dışardaki insanların birbirine olan tahammülsüzlüğü falan insan aklını yiyip bitiriyor. hal böyle olunca önümüze gelen bütün sapıtmaları yok edip, aklımızı başımıza alamıyoruz. halbuki aklımızı başımıza alamayacağımız durum hakikatli bir şekilde aşık olmaktı. ama kaf dağının arkasında kaldı.
25 inden sonra aşk, 40 ından sonra evlilik, 50 sinden sonra seks, 60 ından sonra para. bize böyle ögrettiler 25 inden sonrasını gördük, onayladık. 40 a ne kaldı ki şunun şurasında.