bu konuyla ilgili şöyle küçük bir hikaye de mevcut:
Osman Bey, sabah saat 7.00'de Casio masa saatinin alarmıyla gözlerini açtı. Puffy yorganını kaldırdı. Hugo Boss pijamalarını çıkarıp Adidas terliklerini giydi. WC'ye uğradıktan sonra banyoya geçti. Clear şampuan ve Protex sabunuyla duşunu aldı. Colgate ile dişlerini fırçaladı. Rowenta ile saçlarını kuruttu. Bill's gömleğini ve Pierre Cardin takımını giydi. Lipton çayını içti. Sony televizyonda medya
özetlerini ve flash haberleri izledi. Citizen kol saatine baktı. Aile
fertlerine
'çav' deyip Hyundai otomobiline bindi. Blaupunkt radyosunu açarak, rock
müziği buldu. Ağzına bir Polo şeker attı. Şehrin göbeğindeki Mega Center'daki ofisine varınca, Fujitsu siemens bilgisayarını çalıştırdı. Microsoft Excel'e girdi. Ofis boydan Nescafe'sini istedi. Saat 10.00'a doğru
açlığını
yatıştırmak için Grissini yedi. Öğlen Wimpy's Fast Food kafeteryaya gitti.
Ayaküstü, Coca Cola ve hamburgeri mideye indirdi. Camel sigarasını yakıp Star gazetesini karıştırdı.
Akşam üzeri iş çıkışı Image Bar'a uğrayıp JB'sini yudumladı,
sonra köşedeki Shopping Center'a uğradı... Eşinin sipariş ettiği Persil Supra deterjan, Ace çamaşır suyu, Palmolive şampuan, Gala tuvalet kağıdı, Sprite gazoz ve Johnson kolonyayı alarak kasaya
yanaştı. Bonus kartıyla faturayı ödedi. Hafta sonu eşi Münevver'le Galleria'ya giden Osman Bey, Showroom'lar dolaşıp Kinetix ayakkabı, Lee Cooper
blue jean satın aldı.
Akşam evde bir gazetenin verdiği TV Guide'a göz atan Osman
Bey, kanallar arasında zapping yaparak, First Class, Top Secret, Paparazzi
gibi programlar izledi. Aynı anda Outdoor dergisini karıştırdı. Saat 22.00'ye doğru Show'da Türk
dili üzerine panel başladı. Uykusu gelen Osman Bey, televizyonu kapatıp
yatak odasına geçerken, kendini mutlu hissetti.
"Ne mutlu Türk'üm diyene!" diye gerindi ve uyudu.
Hala da uyuyor. Ne zaman uyanacağı belli değil...
sen hiç vodkalı zemzem içen hacı gördünmü madem bu yolda bri savaş veriyorsun sonuna kadar samimiyetini koricaksın amerikayı boykot edip cebnden winston düşüyorsa daha sen yolun başındasın demektir. su değil bu sigara hayati ihtiyaç değil yani.
winston sigarasının üreticisinin japan tobacco international olduğunu bilmemekten ileri gelir. yerli olarak 2000, 2001 ve ya bir zamanlar tekel'in ürettiği sigaralar önerilecekse onların da üreticisi british american tobacco'dur.
eleştiri getirilecekse üzerinden alınan vergilerin büyük kısmı savunmaya aktarılan bir ürünü tüketmek üzerinden yapılabilir. ki bununla ilgili vakti zamanında birçok yapı mensuplarına sigarayı bırakmaları yönünde telkinde bulunmuş ancak başarıya ulaşmamıştır.
--spoiler--
...evet ne var bunda denebilir içer adam devrimci başı dumanlı adam bunlar fakat...
--spoiler--
tanımlanırken böylesi bir görüş belirtip sonrasında ama sigara ihtiyaç değil ki kullanmasın o zaman kardeşim diyen kişinin fiiliyle kıyaslanınca daha samimi bir eylemdir.
(#6212085) peki ne denmiş burada? amerikayı boykot edip winston içmekle ilgili yeterli açıklma var sanırım.* kaldı ki sigara bırakma yönünde yapılan çalışmaların başarıya ulaşmamış olması da eleştirilmiş mi canım kardeşim, eleştirilmiş.
tekel varken ya da şimdi hala sigara içmektelerse çık eleştir ama bunu savunmaya ve diğer bütçe kalemlerine alınan vergi üzerinden yap. ulan tüyo da veriyoruz gel gör ki hala ama ama winston düştü, amerikan, ihtiyaç değil ama ama şeklinde yapar isen adama sorarlar, götündeki donu üreten makine türkiye'de mi üretiliyor?
(ölsün o zaman devrimci dediklerin ama kefensiz çıplak gömsünler çünkü kefen bezini üreten makinelerden tut, ipliği üreten makinelere zıpla, oradan tohum yasasıyla pek yakında pamuk için kullanacağın tohuma kadar tüm hammadde ve yarı mamullerin yurt dışı kaynaklı olduğunu gör.)