Türkiye'de yıllardır devam eden bir psikolojik bölünme söz konusu.
"Sağ-Sol"
Kapitalist burjuva düzenine ve birkaç asalağın başlattığı Emperyalizm akımına karşı sıkı bir mücadele veren Komünizm var ortada. Her zaman Kapitalizm'e ve Emperyalizm'e boyun eğmeyen, baş kaldıran asi liderleri takdir etmişimdir. Hugo Chavez, Fidel Castro, Che Ernesto Guevera gibi liderler her zaman takdirimi kazanmıştır mesela...
Fakat direnişlerinde koydukları ortak amaçları Komünizmdir ki, burada hepsi hata yapmışlardır. Çünkü Kapitalizm'e ve Emperyalizm'e kafa tutacaksan, yolun sonunda ki amaç bir ütopya olmamalı, realist hedefler konulmalıdır...
Karl Marks, Komünizm düşüncesini ortaya koyduğunda, dünyada büyük bir çalkantı yaşanmıştı. işçi sınıfının sempatisini kazanmıştı. Ve 1917'de SSCB kurularak Komünist rejim uygulanmaya başlanmıştı. Sanıldığı gibi mutlu bir hayat sunmadı insanlara. Eşitliğin adalet olmadığı anlaşıldı. Eşitliğe rağmen haksızlıkların yaşandığı anlaşıldı. Ancak 70 yıl ayakta kalabildi.
Atatürk, Komünizm'in çıkış yolu olmadığını biliyordu ve sınıf kavramını yok saydığı için her hangi bir sınıf mücadelesine de gerek duymuyordu o yüzden Devletçilik politikasını geliştirdi.
Komünizm'den medet uman ülkeler teker teker Atatürk'ün Devletçilik politikasını uygulamaya başladılar.
Karma Ekonomik Sistem'in en doğru karar olduğunu anlamakta zorluk çekmedi dünya ülkeleri...
Ve günümüzde dünyanın her yerinde ekonomide bu politika uygulanmaktadır. Fakat ülkemizde nedense Devletçilik ilkesinin doğduğu yer olmasına rağmen hala Komünizm'i kurtuluş yolu ilan edenler var. Sokaklarda duvarlarda "Tek yol devrim, Yaşasın Komünizm" gibi yazılara rastlayabilirsiniz. Dünya kurtuluşu bu sistemde bulmuşken nedir bu körlüğün sebebi?!
Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan, Hüseyin inan oysa ne güzel insanlardı. Devrimci pırıl pırıl gençlerdi. Fakat inandıkları ütopyalar, onları ölüme kadar sürükledi...
Atatürk ilkelerinin hepsi bilime dayalıdır. Gerçekçidir. Uygulanması sağlıklıdır. Ütopya değildir. Hayal kurmak güzeldir fakat hayalperestlik kötüdür.
Tabiki de herkesin eşit haklara sahip olduğu bir dünya en güzel dünyadır...
Tabiki de belli bir kesimin sürekli ezildiği, belli bir kesimin ise sürekli güçlendiği bir dünyayı kimse istemez.
Tabi ki hakların özgürlüklerin kısıtlanmadığı bir dünya en güzel dünyadır.
Karl Marks dünyanın başına iş açmıştır Komünizm'le. Yüz binlerce insan hayatını kaybetmiştir bir kere...
Birçok iç savaşa yol açmıştır...
Devrimcilik güzeldir, yenilikler güzeldir. Elbette ki tek yol devrimdir ama insanların ölmediği bir devrim güzeldir...
Ütopik hayaller uğruna Denizlerin, Yusufların, Hüseyinlerin hayatlarını kaybettiği kanlı bir devrim güzel değildir, çirkindir. insan öldüren devrim çirkindir! Devrim insanlar güzel yaşam sunmak için vardır.
Günümüzde hala Komünizm'in yankıları devam etmekte. Buna paralel olarak ülkemizdeki psikolojik bölünmede devam etmekte...
1970'li yıllardaki kadar olmasa da hala devam etmektedir. En azından halk sağcı-solcu kavgalarıyla birbirlerini taşlamıyor. Sadece siyasiler arasındaki gerginlik devam ediyor.
Sağ-Sol çatışmalarının yatıştığını anlayanlar ise yeni bir bölünme sebebi ortaya koyarak ateşi körüklemeye çalışıyor.
"Türk-Kürt"
Tıpkı Komünizm'de ki gibi hak ve özgürlük sloganlarıyla yeni bir psikolojik bölünme başlatılmaya çalışılıyor ki kısmen başarılı oldular. Çünkü Türk-Kürt kardeştir diyen Türkleri de görüyoruz, Kürtleri de...
Sonuç olarak:
"Sağ-Sol" ve "Türk-Kürt" kavgalarının kaynağına baktığımızda karşımıza çıkan sebep: Hak ve özgürlük mücadelesidir. Bunun da temelinde "Demokrasi" vardır. Böylece Türkiye'yi bölmeye çalışanların Demokrasi'yi en önemli silah olarak kullandıkları apaçık ortadadır.
O zaman bu silahı bölücülerin ellerine vermemek için Demokrasi'yi iyi korumamız lazım ki. Kimse çıkıp Haklarımız, özgürlüklerimiz diye savunma mücadelesinde bulunmaya mecbur bırakılmasın. Yani "Komünizm" diye bağırarak boşuna ölmektense "Demokratik bir ülke istiyoruz" çığlıklarıyla yola devam etmek en güzelidir. Atatürk ilkelerinin hepsinin temelinde Demokrasi yattığına göre, "TEK YOL DEVRiM, YAŞASIN DEMOKRASi"...
bir grup insanın "doğru" kabul ettiği olguları daha büyük kitlelere (halk) kabul ettirme çabası.
halk devrimcilerin "doğru" bulduğunu kabul etmiş olsaydı devrimin adından söz edilmezdi. insanlara bir olguyu zorla kabul ettirerek o insanlara iyilik mi yapıyoruz ? onlar devrimcilerin "doğru"larını "doğru" olarak almazlarsa devreye idamlar giriyor. bir halka bir "doğru"yu dayatırsın kabul eden eder etmeyen idam edilir.
dünyadaki en büyük vahşetler iyilik adı altında yapılanlardır.
Lise yılları, edebiyat hocamız (bkz: Arka sıradakilerdeki Kemal hoca)devrim kelimesinin anlamını söyleyecek, tabii devrime karşı bir hoca, ateşli ateşli konuşuyor.
'' Devrim , Var olan rejimi yıkmaktır, siz Türkiye Cumhuriyetini mi yıkacaksınız! '' dedi ve insan şaşırdı.
Bir edebiyatçı olarak, nasıl bir tanımdır tanrım.
'heyeee' deyip uzaklaşma isteği vardı içimde ama işte disipline kadar yolu var. Biri gitsin o adama devrimin tanımını öğretsin.
son zamanlarda üzerinden prim yapılmaya başlanan bir kelime..
üzülerek izliyorum malesef..
özgürlükle, insanlıkla bağdaşmayan hareketlere sahip kimseler kullanır oldu devrimi, almayın ağzınıza şu kelimeyi..!
recep tayyip erdoğan, nazım hikmete iade i itibar, açılım feyki ve birkaç tribün şovu sonucunda, bazı çevrelerce solcu hareketler içine girmekle itham ediliyor.
yapmayın, yapıyorsanız da kirletmeyin bu kelimeyi ne olur, zamanında idam cezası alan sol görüşlü mahkumların ailelerine ne demiş sayın başbakan? devletin dediği olur, eyvallah demiş. #1
sen ki eleştriye, protestoya gelemeyen, bırak kardeşliği mevkinden ötürü ülkenin emekçisini kameralar önünde azarlamayı kendine hak bilen insansın.. #2
pkk terör örgütü sempatizanları, görüyorum bazen sosyal paylaşım sitelerinde, öcalan, marx, che karması filan yapıyolar.
bize göre böyle kardeş, elimizdeki silahı, şu kitapları hatmettik de öyle aldık demeye getiriyolar, içim acıyo.
abd, israil ve bazı avrupa ülkelerinden aldıkları çeşitli destekler açıkken sen nasıl bir soldan söz edebiliyosun birader? #3
onlarca öğretmeni katleden bu insanların ağzına yakışmıyor anlamadıkları ya da öyle kabul etmek istedikleri ülkü..
olucaksa birgün bir şeyler, yalansız dolansız olsun.
kansız olsun, kardeşçesine olsun, -hiçbir devrim kansız olmaz dan örnek vermeyin gerginim-
devrim kelimesi, şu beyaz kazaklı çocuk kadar masum kalsın, anlaştık mı?
ideolojik veya sosyal hayatta, aniden yapılan değişimdir.
türkiye de devrim yapacağız şeklinde söylemlere, devrimi zaten mustafa kemal yapmıştır, haddinize düşmez şeklinde verilecek yanıttır. atatürk' ün devrimleri yaşatılmalıdır.
inançtır,emektir.ayrıca yazılarıyla etkileyecek olan yazar-mış.
Ama kader diye bir bok varsa eğer,
Keder değil elbet benim kaderim,
Ve anılar ki madem anasıdır yaşanacak delikanlı anların,
Bugün bu: kuburda kokuşsam da yarın
Çiçek Dağlarında seyirtecek seyrim,
Değil mi ki burnumda tüten toprak kokusudur Devrim! *
--spoiler--
kimin için lan dedim devrim? şu doktor için mi? yoksa şu hastabakıcı için mi? kimin için? paran olmayınca minibüse bile binemiyorsun neyin devrimini yapacaksın? önce dedim kendim kazanayım. kendimi gerçekleştireyim sonra paylaşırım. herkesin hikayesi başka da benim ki böyle başladı. parayı kazandım her sabah erkenden uyandım senelerce eşekler gibi çalıştım. sana bir şey söyliyeyim mi? insan sıcağı görünce ne kadar üşüdüğünü anlıyor. paylaşmak dedik ya başkasının parasını paylaşmak hoş da yani zaten devrimcilik bir yerde başkasının parasını paylaşmak söz konusu olunca güzel ama kendi paran söz konusu olunca ne paylaşacam lan dedim? kiminle paylaşacam? siz benim kurşun yaramı paylaşacak mısınız? babamın gözlerimin içine baka baka gidişini?
ben her sabah kalktığımda siz osura osura uyuyordunuz ama... sizinle mi paylaşacam ulan dedim.
bu hayat insana insanlardan nefret etmeyi öğretiyor.
--spoiler--