en büyüğü mustafa kemalin başlattığı lakin bitiremeden vefat ettiği türk genel devrimi olan hede. bunu sırf ben demiyorum, fidel castro da diyor. en büyük devrimci de mustafa kemaldir.
özellikle toplumsal boyutta bakıldığında ve bir toplum ele alınarak incelendiğinde ileriye gidiş anlamının rahatlıkla çıkarılabileceği eylemin bütününe verilen isim. bu durumun nedenini şöyle açıklayalım. tdk'ya göre devrim "evrime karşıt olarak toplumsal yaşayış ve siyasal yaşamdaki köklü değişimdir." o halde bir toplumdaki temeldeki en köklü değişimin bir üretim biçiminin değişimi anlamını elde ederiz. şurası çok açık bir toplumsal organizasyonun temel belirleyecisi konumunda insan toplumdaki bireylerin üretimdeki süreçleri yatmaktadır. buradan çıkacak sonuç temelde bir toplumun köklü bir değişimi ve alt-üst oluşu için ileriye doğru bir sıçrayışı, bireylerin içinde bulundukları üretim sürecinin kökten değişimi gerekmektedir. nitekim yeşil kuşak projesiyle harekete geçirilen iran rejimi iran'da ne üretim biçimini değiştirmiştir, ne de toplumsal organizasyonu. ancak değiştirdiği tek şey kitlelerin bilincidir, tabi bu kısımda önemlidir. ancak iran'da yaşanılanlar en cüretli ifadeyle bir karşı-devrim olarak adlandırılabilir. sonuçta devrim ileriye doğru yüzünü dönüşün ifadesidir.
Toplumsal iradenin varolan düzene başkaldırmasıdır.Varolan düzenin silahla yıkılıp yerine yeni düzenin getirilmesidir.Devrimin 3 aşaması vardır diyebiliriz.
-Hazırlık aşaması
-Aksiyon aşaması(silahlı mücadele)
-Yeni düzenin kurulması
solcuların yapmak istedikleri, uğrunda her yeri afişlerle doldurdukları ve çevre kirliliğine neden oldukları olgu. çevrede böyle boş hevesleri olan insanlar olmasına katlanamıyorum.
Varolan toplumsal düzenin yıkılarak yerine yenisinin kurulmaya çalışılmasıdır. Bütün devrimlerde bu hareketlerin itici kuvveti şehirlerdeki fakirler ve köylülerdir. Fakat önderliğini yapan gruba göre devrimin vardığı yer ve ulaştığı sonuç değişir. Burjuvanın ve burjuva kültürüne sahip grupların önderlik yaptığı ve yönlendirdiği devrimler sonunda gelişmiş bir ekonomiye ve demokratik bir rejime ulaşmayı sağlar. Fakat eğer devrim burjuva dışında bir grubun yönetimine geçerse bu durumda yeni kurulan rejim ya faşizm ya da komunizm olur. Yeni toplumsal durum eskisini aratır hale gelir.
"asi karargahların uğultusudur
sabahın seher vaktinde
ilk tomurcuk çiçeğe durur
doğrulunca arkadaşlar sığınaklardan
kıpırdanınca dünya
ve halklar
sırt sırta vurunca
davranırım
davranırım coşkuyu omuzlayarak.
hücrelerimde volkanik zelzeleler
ve gözlerim ışıltısında
taze bir fidandır yaşamak
mağrur, alımlı, taze bir fidan.
kahrın penceresini aralayarak
hınçla giriyorum dünyaya
yaşlı küre çatırdıyor ağırlığımdan
ve karşı koyuyor bana
adi masallar anlatarak
saray artıkları
oysa anamın ak saçları şahidimdir
şahidimdir doğumdan giden gelinim
ve karanlık fatihalarıyla
çocuk mezarlıkları.
insan yumuşacık cinayetler düşünebilir
allahı düşünebilir
ve meczup kralları
mihrapların derin manasına oturtabilir
ama acayip gelir nedense
gökyüzü böyle sonsuz
toprak böyle bereketli dururken
cesetlerle dolu muhaceret yolları
açlık
ve insan soyunun sefaleti
işte bu yüzden işgal ordularından çözülen müfrezeler
kahraman milislere bağlar atardamarlarını
ve çekilmiş bir hançer gibi ışıldar
ve bana kanayan yaralarından
onikiye çakılmış bir kurşun olarak devrim
her günün yirmidört saatinde.
eski toplumsal yapının bütün kurumlarının baştan aşağı değiştirilmesidir. geçmişte feodalizme karşı yapılan 1789 fransız devrimi, ya da almanya'da ki 1848 ayaklanmaları, rusya'da 1905 ve 1917şubat devrimler burjuvazinin soyluluğun egemenliğindeki eski feodal toplumsal yapının bütün kurumlarını (ekonomik siyasal hukuk) yıkıp, kapitalist toplumu yarattığı burjuva devrimlerdir.
aynı şekilde tarihin diyalektiğini yapan komünizmin kuramcılarından karl marx ve friedrich engels, tarihin salt sınıf çatışmalarından ibaret olduğunu ve üretim güçlerinin her gelişiminin yeni bir toplumsal krizle birlikte sınıf ilişkilerini değiştirdiğini savundular. buna göre kapitalist toplumda kendisinden önceki kölecilik ve hatta yıktığı feodalizm gibi bir sınıflı toplumdur, ve barındırdığı sınıf karşıtlıkları nedeniyle sınıfların ve devletin olmadığı bir toplum düzenine (komünizm) dönüşecektir. üretim güçleri kapitalist toplumda eski ataerkil sanayiyi parçalamış ve yerine dev sanayi ordularının karmaşık makineleri kullanarak üretim yaptığı toplumsallaştırılmış(komün) bir üretime geçişe ugramiştir. işçiler artık kendi işliğini işleyen bölük pörçük dokumacılardan ev-işçilerinden değil büyük fabrikalara doluşmuş yığınlardan meydana gelir. bu da emeğin toplumsallaşma ve üretim güçlerinin gelişiminin son evresidir. üretim toplumsal hal aldığı halde mülkiyet bireyseldir, üretim araçları tek tek kişilerin yada anonim ortaklıkların elindedir. bu çelişkiyi çözümleyecek son şey ise yeni bir toplumsal devrim yani sosyalist devrimdir. bu devrim sonucu eski kapitalist kurumlar yıkılacak üretim araçları üzerindeki özel mülkiyet rejimi son bulacak ve temeli ortaklığa dayanan komünist toplum oluşacaktır.
faşist/#5276227 gibi anlamını yitirmiş kelimelerden biridir. toplum içinde ' komunistlerin yapmak istediği şey ' gibi bir anlama sahip olsa da, esas anlamı devletin yönetim şeklinin değişmesidir.
hatta, annenden eve geç gelme izni aldığın gün, ya da artık izin almak zorunda olmadığın gün bile devrim günüdür.
sadece sosyalistlerin, komünistlerin, anarşistlerin ve envai çeşit ideolocya sapkınının ağzındaki sakız değildir devrim...
bir de beklenen nizam vardır... ki o, en üstün nizamdır...
hakiki devrim budur ve böyle olacaktır...
kendi eşitlik anlayışı içinde, en büyük eşitsizliği ve adaletsizliği şiar edinmişler için devrim bir masaldır...
ah, evet ! devrim bir masaldır !..