bugün

ülke gündemini takip ettikçe içten içe yükselen sesin dışa vurumu.

haberlere baksanıza bir.
tek güzel haber internet gazetelerinde son numaralara atılan bikinili kızlar, tatil programları. çünkü başka seçenek yok. kafaları bulandırmaya bir şeyler lazım.

1'den başlayıp sayıyorum.. cinnet geçirip ailesini katleden adam şartlı tahliye ile salıverilmiş. 2 gün sonra ölü bulunmuş.
14 yaşındaki kıza tecavüz eden 22 kişi aklanmış, kız orospu ilan edilecek neredeyse.
pkk'lıların bir kanlı eylemi daha, ağrıda mayın patlaması
üçüncü yargı paketi dahilinde salıverilen, geçmişimizi katleden katiller aramızda dolaşıyor. yeni örgütlenmeler peşinde.
bir polis daha şehit edildi.
tecavüzcüyü ısıran kadına 5 yıl hapis istemi ile dava açıldı.

bunlar haberlerden sadece bir kaçı

bir de insanların yaşama durumlarına göz atalım. *
asgari ücretin 701TL olduğu ülkemde ev kiraları 400TL ortalama.
bir çekirdek ailede ortalama 2 çocuk var desek.
elektriği, suyu, hastalığı, ihtiyacı, mutfağı. geçinemiyoruz kardeşim.
trafiğe çıkıyoruz, sinir stres içinde kalıyoruz
çalıştığımız şirketler ağzımıza sıçıyor resmen, boyun eğiyoruz.
tersanede çalışan dayım ölüyor, hem de pek güzel.
metro inşaatında çalışan abim ölüyor, diğerinden daha da güzel.
ülkede resmen iç savaş hali var, "ben geliyorum" diyor.
ırkçı olduk hepimiz, kürt dedin mi akla pkk geliyor.
insanlıktan uzaklaşıyoruz.
amerikan bayrağını kıçına etek yapıp, buna gençlik diyenler var.
birine küfür edelim diye fırsat kolluyoruz.
her şiddetli krizde devletin bakanları çıkıp dalga geçer gibi saçma sapan açıklamalar yapıyor.
zeka seviyemiz iyice düştü, hafıza desen hiç yok.
dün anamızı kestiler, bugün unuttuk lan.
geçmişimizi yok ettiler, yine unuttuk. şimdi o adamların hepsi ile kankayız.
düşmanlık kötü, ama yalakalık daha fena değil mi?
ülkenin ileri gelenleri hep içerde. *
ülkenin geleceği de onların yanında. *
bakınız; hepsi bizim içimizden.

tarafsız bir yayın organı bulabilmek için manyak oluyoruz, elimizde büyüteç. herkes bir yerlere taraf olmuş.
vatandaş kimsenin bir tarafında değil. biz kendi kuyruğumuzu kovalarken, başka yerlerde olan oluyor.
siyasilerin sidik yarışı arasında oradan oraya savruluyoruz.
ve işin en ilginç yanı da; hepimiz halimizden memnunuz.

dün bankta hareketsizce yatan bir adam gördüm. uzaktan görenler yanına gitmeye korkuyor. "aman başıma bela açılmasın" yani türkçesi "bana dokunmayan yılan bin yaşasın". adam evsizmiş meğer sıcaktan ölmüş lan. neyin kafasını yaşıyoruz, çözemiyorum.
ben yükselip tırmanayım da, kimin kafasına bastığım hiç mühim değil diyor herkes. daha fazla para, daha fazla lüks, daha fazla nefes almak için millet birbirini kesiyor.

güvensizlik diz boyu.