hükümetin kapatmaya çalıştığı bir başka kurumdur. nedeni ise gelirden çok giderin olmasıymış. aynı mantıklı düşünürsek, o zaman diyanet işlerinide kapatalım.
başbakanın tehdidi altındaki köklü sanat kurumudur. sahip çıkılmayı hak eder. tiyatroya kar zarar hesabı olarak bakan, sanat düşmanı kafalara göstermeliyiz ki tiyatro her koşulda seyircisiyle birlikte var olacak; sanat asla birilerinin "istediği" bir biçime sokulamayacaktır.
Çok güzel oyunculuklar ve çok güzel dekorlarıyla bir oyun kötü olsa bile seyrettirmeyi başardığından takdir edilesi kurum. eski ve mesaj kaygılı oyunlarını, mesajı bulmayı izleyiciye bırakan daha modern oyunlarla değiştirmeleri kurumun başarılarını pekiştirecektir.
ankara devlet tiyatrosu'nun ardından 1956-57 sezonunda bölge tiyatroları kurulması, devlet tiyatrosu'nun bütün yurda yayılması istenmiş, ilk adımlar atılmıştır. adana ile izmir belediye tiyatrolarının devlet tiyatrosu genel müdürlüğü'ne bağlanmasından sonra bursa'da ahmet vefik paşa tiyatrosu açıldı. böylece devlet tiyatrosu'nun çalışmaları yedi sahneye yayılmış oldu. ayrıca, zaman zaman istanbul'da da tiyatro ile opera temsilleri veriliyordu. 1960-61 sezonunda ankara'daki dört tiyatroya yeni sahne adı altında beşinci bir tiyatro daha katıldı. devlet tiyatrosu'nu 1958'den sonra kendi içinden yetişmiş bir sanatçı, cüneyt gökçer yönetmeye başladı. siyasal çalkantılar içinde, bu tiyatronun yönetiminde de zaman zaman değişiklikler görülmeye başlandı. istanbul şehir tiyatroları'nda muhsin ertuğrul'un gidip gelmelerine olduğu gibi, devlet tiyatrosu'nda da cüneyt gökçer'in gidip gelmelerine alışıldı.
bir ara istanbul'daki venüs sineması'nı kiralayarak, daha sonra da kültür bakanlığı'na bağlı olan atatürk kültür merkezi'ne yerleşerek, devlet tiyatrosu, sanat etkinlikleri açısından en canlı olan, en büyük kentimizde de sürekli oynama olanağına kavuştu.