seçimlerden önce kürsüden ip atan türk ırkçı parti lideri. bugün oltasının ipini geri çektiğinde çıkan balık abdullah öcalan oldu. o da ona onun tarzında seslendi. fena fırtına koptu.
garibim ya acıyorum bu adama,sesi bile çıkmıyo halbuki içinde o kadar da bağırma arzusu var önündeki aletin mikrofon olduğundan haberi yok belki de sadece adını biliyodur da işlevini bilmiyordur...
emlakçılarda satılabilecek daire tipidir:
-elinizde ne tip daireler var emlakcı bey?
-eveet bi bakalım, 2 oda bir salon var, dubleks var, aaaa bir de devlet bahçeli var.
-yoo ben bahçeli istemiyorum.
2 senedir neredeyse her birleşime geldim. devlet bahçeli de her birleşime geldi. bir kere bile parlamentoya girince ne bir kişiye selam verdi ne bir kişiye espri yaptı. ne bir kere güldü ne bir kere tebessüm etti.
nedendir bilinmez, hitlere benzetilen siyaset adamı. öfke ile bağırarak, nefreti ve fanatizmi ateşlendirmeye çalıştığı apaçıktır. buna ramen deniz baykal gibi eriyen peynir değildir.
ikilem arasında kalmaya neden olan siyasetçi. öyle bir an geliyor etmediğim küfür kalmıyor bazen de öyle bir an geliyor ki helal olsun adama keşke tüm siyasiler onun gibi olabilseler diyorum.
bu ülkeyi bölme yolunda yılmadan büyük merhale(!) kat eden, vicdan ve farkındalık sorunu sahibi bağırgaç adam.
'bir ülkeyi gerçekten sadece o ülkenin milliyetçileri bölebilir' dedi bekir berat özipek, haklıydı netekim...
bağıranı haklı görenlere müstehak parti başkanı. kendisi gibi düşünmeyenleri vatan haini ilan edenlerden. iktidara gelirse memleketin durumunun ne olacağı belli. (bkz: görünen köy kılavuz istemez)
vasıfsız siyaset insanı.
dümeninde durduğu partinin değerlerini yitirip alt üst olmasına neden olan kişilik.
unutulan değerleri bile bir yana bırakırsak hafızamızı da biraz zorlarsak ne kadar haklı bir çıkarım olduğunu anlayabiliriz.
şimdi bu parti 2007 seçimleri ile meclise girmiş,
milletin akp'ye ders olsun diye seçtiği ya da en azından bir de bunu deniyelim dediği bu parti ülkenin erken seçime gitme nedeni olan cumhurbaşkanlığı seçimlerine katılıp abdullah gül'ün cumhurbaşkanı seçilmesini sağladıktan sonra 2009 yılında bu partinin ''yüce büyüğü'' önüne koulan her mikrofona sesinin rahatsızlık verici tonuna aldırmadan bağırıp, çağırıp cumhurbaşkanına yükleniyor.
hayır madem bu cumhurbaşkanını beğenmiyorsun neden seçilmesine katkı sağladın?
neden önüne gelen her mikrofona cumhurbaşkanını kötülüyorsun?
senin sayende seçilmedi mi o adam?
bu olacakları göremediysen sen ne arıyorsun siyasette?
senin liderliğin nerede kaldı?
bu sorulara cevap vermesi dahi düşünülemez kişidir.
o seçilir, seçer, mikrofona bağırır ve partililerinin gazını alır.
hiç bir partili de
''ya sen bu adamın seçilmesine neden oldun şimdi hangi yüzde bu adamla ilgili kötü şeyler söylüyorsun bunu söyleyecek en son kişi sen ve senin gibiler.''
demezler, diyemezler.
"Bunlar, elinde bebeklerin, anaların, kadınların, şehitlerin kanı olan, silahlarına masum binlerce vatandaşımızın kanı bulaşmış hain teröristlerdir." devlet bahçeli
devlet bahçeli denen şahıs dağdan inip teslim olanlara böyle bir kelam edebilme cüretinde bulunuyor. terbiyesizliğin, kanun tanımazlığın ve daha bir çok şeyin had safhasında olduğunun farkında değil. gelenler terör eylemine katıldığı halde eylem yapmayan ve türk ceza kanununda bulunan bir madde ile haklarında suçlama yapılamayacak kişilerken kimse bunlara bu şekilde kelime edemez. kanunlar önünde suçsuz bir insana siz nasıl hain, katil kelimeleri kullanırsınız. eğer öyle bir kanun olmasa ve görevliler gereğini yapmasa bizde aynı şeyleri söylerdik. bir kanunu beğenmeyebilirsiniz. ama o kanundan faydalanan insanları suçlayamazsınız. hele ki terörü engellemek ve dağdaki teröristleri indirebilmek için çıkarılmış bir kanundan faydalananları böyle suçlamakla elinize ne geçer?