tarihsel süreçten gelen bir kavramdır. zaman içerisinde uygulayıcıların siyaset anlayışına göre yeniden şekillenmiştir.
tarihin derinliklerinde de olsa çıkarıp yeniden inşaa için elzemdir.
Belediye otobüsü gibidir her daim bekletmekten çıldırtacak kadar geç gelir.
(bkz: necip hablemitoğlu) bu ülkeyi tarihten silecek tehlikeyi onlarca sene haykırdı ve fethullahçı köpekler onu 20 sene evvel öldürdüğünde işlerine geldiği için kimse sesini bile çıkarmadı.
Fethullahçılar işbirlikçileriyle devletin var oluş temellerini dahi yok ettikten onca kepazelik yaşandıktan sonra daha bir ay evvel necip hablemitoğlu'nun faili bulundu diye günah çıkartmaya çalışıldı ama kimsenin umrunda bile olmadı.
Böyle millet böyle bir devleti hak ediyor işte. Üç kuruşa beş köfte yok.
Vatandaş aklı gibi düz mantık çalışmaz. Çünkü devletin elindeki bilgi ve belgeleri biz bilemeyiz.
Bu yüzden haddimiz olmayan konular da ahkam kesmemeliyiz.
Her şeyi görür, bilir ama harekete geçmek için doğru zamanı bekler.
Tüm dünya devletlerinde böyledir. Bazı yasa dışı şeylere müsaade ediyormuş gibi yapar, olayın nereye kadar uzanacağını takip eder.
Aptal ve cahiller hiçbir seyi sorgulamasın (bkz: devlet aklı yeğenim biz anlamayız) desinler diye uydurulmuş, palavradan bir kavram.
siz hiç santranç oynayan karayolları tabelası gördünüz mü? Bulmaca çözen itfaiye hortumu gördünüz mü. Amk.
devletin aklı yoktur.
insanlık tarihinde ilk şehir devletlerinden itibaren sadece devleti idare eden insanların hevesleri, çıkarları, politik menfaattarları, oy hesapları, iktidarını devam ettirme istekleri yanında iktidardan gittiğinde yargılanma korkuları vardır.
beyinleri olmayan (birileri) devlet aklına veya doğa kanununa ya da tanrı-yaratıcı-kader vs kanunlarına-aklına sığınır, aklının yetmediğine ya devlet der ya tanrı-yaratıcı der ya doğa kanunu der ya da yaşam-evren der.
tıpkı depremde yüzbinlerce insanını kaybetmemiz gibi...
aynı cehalet, bazı aptallar durumu doğa-coğrafya- fizik kanunlarına bağlıyor. hadim canım oradan oradan bu allah'ın takdiri diyen de akılsızlıkta ölümleri doğaya-coğrafyaya bağlayanla yarışıyor.
toplumlarda ise (kamu iradesi açısından) devlet aklı demeye cahillik diyeceğim de...
cahillik bile bu durumu açıklayamaz.
eğer devlet dediğinizin aklı olsaydı türkiye cumhuriyeti kuruluş ilkelerinden sapıp resmen çöküş-dağılış durumuna gelmezdi ve devlet kendi varlığını, kuruluş değerlerini korurdu.
hangi kimin aklından söz ediyorsunuz, somut olarak bir veri sunun.
terör bitecek mi?
hangi terör?
türkiye kürtlerle mi apo ile mi savaşıyor sanıyorsunuz? apo serbest kalınca pkk bitecek mi?
buna evet diyen aptaldır.
ölümler bitecek mi?
hangi ölümler?
her yıl binlerce iş cinayetleri, kadın cinayetleri, trafik, zehirlenme, yetersiz dengesiz sağlıksız beslenme ile yaşanan kronik rahatsızlıklardan ölümlerle en son depremde ne kadar insan öldüğünü bile tam olarak bilmediğimiz yüzbinlerce ölüm yaşadığımız depremlerde ölenler mi bitecek?
demokrasi insan hakları vs sorunlar kalkacak mı?
hangi demokrasi, hangi insan hakkı?
ülke açık hava hapishanesi, suçlular cenneti oldu. ülke yol geçen hanına döndü, uluslar arası ve ulusal yasalara göre suçlu olan milyonlarca yasa dışı göç insan ticaretiyle insan ülkede ve bunlar giderken ülke kaynaklarını da yanında götürüyor.
teröre harcanan para mı?
depremlerde yaşanan milyarlarca dolarlık kayıp yanında reel olarak kaybolan vergi geliri, hibe, yardımlar, yok olan iş gücü, yeniden yapılanma-iskan vb açısından total olarak 500 milyar dolar zararı en son depremde yaşadık.
sen hiç 100 milyar diye açıklanan (+-) son deprem maliyetini aslında 500 milyar dolarlık bir kayıp olduğunu dillendireni duydun mu?
devlet benim kadar akıllı değil mi?
terör maliyeti diye sayıklayanlar şu ana kadar 20 yıldır yapılan ve yapılacak çoğu proje gereksiz ve fahiş maliyetle yapıldığını bilmiyor mu?
üstelik bu övündüğün her yol köprü havaalanı hastane vs ödediğin ve ödeyeceğin türk lirası dolara döndürülüp yurt dışına çıktığını bilmiyor mu?
pkk için harcanan para tüm bunlar yanında çerez parası bile değil.