kur'anı değiştimeyemeyenler islamı sahte hadisler üzerinden dizayn etmeye çalışıyorlar.
üzerine idrar bile damlasa abdest tazeleten temizlik üzerine inşa edilmiş islam'ın böyle şeylerle geri gitmesi ne büyük talihsizlik
muhammedi bin yıl ilerde ümmeti bin yıl geride...
kur'anda gerçekliği tescillenmiş tek hadis:
Rabbim ümmetim kur'anı terk etti....
furkan:30
hadisin ortaya atan kişi buharidir. bunun yanında sadece buhari değildir. kütübü sitte de yer alan hadisçilerin çoğu bu nakli gerçekleştirmiştir. işin aslı şudur ki. hadisler gerçektir, kütübü sitte gerçektir dersen içindekileri birbirinden ayırt edemezsin. kimisine sahih kimisine değil diyemezsin. sorgu sual olmadan kabul edeceksin.
mesela şöyle bir hadisi de kabul edeceksin.
“Hz. Peygamber bir geced 11 hanımıyla ayrı ayrı cinsel ilişki kurardı” buhari gusül 12
hadi bunu da inkar et.
araştırın amk biraz. öğrenin.
adam namaz kılıyor günde 5 vakit. her namazın başında okuduğu sübhaneke nin ne manayı geldiğini sorunca mühim olan niyet diyor. kandırmayın olm kendinizi.
Her Hadise inanılmamalı gerektiğini bilmeyen cahillerde. işte bunlar Yüzünden bu Hürriyet'in sözde ideolojisini savunan şerefsizlerin Ağzına laf veriliyor.
medineye uygunlaşamayan çöl araplarının eski alışkanlıklarına dönmesiyle ilgili bir hadistir. deve sidiği şifadır herkes alsın içsin diye birşey yok. bir grup bedevi medinede şehir hayatına uygunlaşamamış , hastalanmışlardı ve peygamber de onlara bir süre eskisi gibi alıştıkları şeyleri yiyip içmelerini tavsiye etmişti olay bu.
Hadis'ten bellidir ki Medine'ye gelmiş kesler çöl araplarıydı. Medine'nin yiyecekleri ve havası onlara iyi gelmemişti, bu yüzden hastalanmışlardı. Bellidir ki, çölde yaşayan bedevi araplar'da devenin sütünü ve sidiğini içmek alışkanlık (gelenek)'dı. Resulullah onlara organizmalarının düzelmesi için yeniden alıştıkları gibi beslenmelerini önermeşti. Ebü' l Abbas Ahmed bin Ömer el-Kurtubi (h. 578-656) "el-Mufhim lima Eşkale min Talhisi Kitabi Muslim" isimli kitabında (5/19) diyor : Çünki o insanlar bedevi araplardılar ve develerin sidiğini ve sütünü içmek, çölde yaşamak onların alışkanlıklarıdır. Şehire geldiklerinde ve alıştıkları gıdalardan (yiyeceklerden) ayrı düştüklerinde bu yüzden hastalandılar. Resulullah da onlara bu yolu önerdi ve onlar alışkanlıklarına geri döndüklerinde iyileştiler. " el-Kurtubi'nin dediklerinin bir benzerini de imam Muhammed bin idris eş-Şafi, el-Umm kitabında (2/277) demiştir: " Veba onların sütlerinden ve sidiklerinden başkası ile de tedavi olunabilir, fakat bunlar bedevilerin hastalığını ortadan kaldırmaya en uygun olanı idi, Çünki onların bedenlerine o yarıyordu". Buradan anlıyoruz ki, bu, sidiğin ilaç olması anlamına gelmiyor. Bu sadece vücut'un alıştığına geri dönmesi çeşitindendir. Nasıl ki, uyuşturucu ve benzeri şeylere alışmış vücut onları hemen terkedemiyor, ve uyuşturucu bağımlısı olan kişileri tedavi edilirken bundan hemen uzaklaştırılmıyorlar, yavaş-yavaş uzaklaşıyorlar.
Hatta muhtemelen bedevi araplar kendileri Resulullah'tan bunu istemişler ve Resulullah da izin vermiş. Ebu Abdullah el-Vakidi', "el-Meğazi" kitabında (2/569) diyor : "Harice bin Abdullah bize Yezid bin Rumen'den rivayet etti ki, Ureyne'den sekiz kişi Peygamberin yanına geldiler ve islamı kabul ettiler. Medine onlara zor geldi ve Peygamber onları develerinin yanına yolladı. Müslümanların otlağı Zul-Cadr denilen yerdeydi. Orada kaldılar ve sağaldılar, kilo aldılar. Onlar Peygamberden develerin sütünden ve sidiğinden içmek için izin istediler ve Onlara izin verdi."