11.
necip fazıl kısakürek 'in yaşadığı sürece tek bir kelime etmeyip, ölümünün hemen ardından atatürk'e maymun dediği şiiridir.
Ah! küçük hokkabazlık, sefil aynalı dolap;
Bir şapka, bir eldiven, bir maymun ve inkılap!
10.
arif nihat asya şiiri.
O zaferler getiren atların
Nalları altındanmış
Gidişleri akına,
Gelişleri akındanmış.
Yolları eline dolayan
Beldeler, ülkeler avlayan
Süvarileri varmış ki,
Oğuz, Bilge, Süleyman'mış.
Bize bin yıllık armağan
Şu parıltı kılıçlarından
Ve şu serin, kuytu gölge
Kanadlarındanmış.
Kimi kılıç dövülen al külçeden,
Kimi güllerin al açtığı bahçeden,
Kimi dağların yoğrulduğu
Şu mor yığındanmış.
Tufanında, borasında,
Gürüldemiş gökler...
Ve yerle gök arasında
Dağlar kımıldanmış...
Gönül vermişler aya
Hükmetmişler toprağa, suya...
Tanrıyla akrabalıkları
Yakındanmış.
Zembereğini kuran
Onlarmış bu dünyanın...
Onlar ki kurt doğuran
Obaların kanındanmış.
Ve zaferler getiren atların
Nalları altındanmış.
9.
destanlar bir milletin bütün varlığını; elemlerini, kederlerini, sevinç ve coşkunluklarını, heyacanlarını hareketlendiren bütün duygu ve düşünce yapısını oluşturan zenginlik hazineleridir.
8.
bir kahramanlığı, bir zaferi, bir aşk macerasını manzum şekilde anlatan hikayeler.
7.
Belirli bir yazar tarafından eski örneklere uygun olarak ve okunmak üzere kaleme alınmış destanlardır.
6.
Farsca "Daistan" sozcugunden turemistir.Edebiyatta destan epik siire girer.Eski yunancada "epos",bati edebiyatinda "epope" adı verilir.
5.
bir dönem gür akad 'ın katılmasına şaşırdığım müzik oluşumu.
4.
Durun kalabalıklar, bu cadde çıkmaz sokak!
Haykırsam, kollarımı makas gibi açarak:
Durun, durun, bir dünya iniyor tepemizden,
Çatırtılar geliyor karanlık kubbemizden,
Çekiyor tebeşirle yekun hattını afet;
Alevler içinde ev, üst katında ziyafet!
Durum diye bir laf var, buyurun size durum;
Bu toprak çirkef oldu, bu gökyüzü bodrum!
Bir şey koptu benden, şey, Herşeyi tutan bir şey.
Benim adım bay Necip, babamın ki Fazıl bey,
Utanırdı burnunu göstermekten sütninem,
Kızımın gösterdiği, kefen bezine mahrem.
Ey tepetaklak ehram, başı üstünde bina;
Evde cinayet, tramvay arabasında zina!
Bir kitap sarayının bin dolusu iskambil;
Barajlar yıkan şarap, sebil üstüne sebil!
Ve ferman, kumardaki dört kralın buyruğu:
Başkentler haritası, yerde sarhoş kusmuğu!
Geçenler geçti seni, uçtu pabucun dama,
Çatla Sodom-Gomore, patla Bizans ve Roma!
Öttür yem borusunu öttür, öttür, borazan!
Bitpazarında sattık, kalkamaz artık kazan!
Allah'ın on pulunu bekleye dursun on kul;
Bir kişiye tam dokuz, dokuz kişiye bir pul.
Bu taksimi kurt yapmaz kuzulara şah olsa;
Yaşasın, kefenimin kefili karaborsa!
Kubur faresi hayat, meselesiz, gerçeksiz;
Heykel destek üstünde, benim ruhum desteksiz.
Siyaset kavas, ilim köle, sanat ihtilac;
Serbest, verem ve sıtma; mahpus, gümrükte ilaç.
Bülbüllere emir var: Lisan öğren vakvaktan;
Bahset tarih, balığın tırmandığı kavaktan!
Bak, arslan hakikate, ispinoz kafesinde;
Tartılan vatana bak, dalkavuk kefesinde!
Mezarda kan terliyor babamın iskeleti;
Ne yaptık, ne yaptılar mukaddes emaneti?
Ah! küçük hokkabazlık, sefil aynalı dolap;
Bir şapka, bir eldiven, bir maymun ve inkılap!
(bkz: necip fazıl kısakürek )
3.
bir ulusun talihini belirlemiş veya belirleyecek olan, o ulusu yakînen ilgilendiren göç, savaş gibi tarihî ve toplumsal olayları anlatan manzumelere denir.
genel özellikleri şunlardır:
*toplumda derin izler bırakan olayları anlatır.
*destan kişileri seçkindir, sayıları da çoktur.
*olay ve kişiler olaganüstü özellikler sergilerler.
*ulusal dil ve nazım biçimleriyle söylenirler.
2.
eski yerli müzik grup adi *