dahi heykeltraş ilhan Koman'ın tek parça ağaçtan yaptığı; en önemli eserlerinden biridir. bu heykele ''40 ayak'' adını da takmıştır koman.
Bu çalışmasının en önemli özelliği; heykelin eğimli bir zeminde yürüyebiliyor olması, bir engelle karşılaştığında devrilmeden ayakta durabiliyor ve kendi ekseni etrafında bir Semazen görüntüsü vererek sürekli titreyerek hareket halinde olması.
Ünlü heykeltıraş, 1970 yılında yaptığı bu eseri önce yaşadığı tekne; hulda'nın zemininde yürüttü, sonra tahta zemin üzerine taşıdı.
Ağacı canlı bir malzeme olarak niteleyen ilhan Koman, bu eserine ağaçta olduğuna inandığı mistiklik nedeniyle 'Derviş' adını verdi.
hulda yelkenine doldurduğu rüzgarlarla akdeniz üzerinde seyrederken, derviş'in hulda zeminindeki mistik yürüyüşünü, dansını izlemek; dahi bir sanatçının eseriyle; her daim mistik bir gösterinin parçası olmak gibi bir şey olsa gerek...
filozof belirtileri gösteren din adamı.
tarihte muhteşem dervişler yaşamıştır anadolu topraklarında, halen kendinden ve eserlerinden bahsedilir.
bide internette derviş olanlar var, işte öylesi düşman başına.
"derviş dervişin arkasına sırayla geçermiş" sözünde bahis konusu edilen ve bir gün ben senin ebeni (iski) hayaliyle zamanı nı sabırla bekleyen kişiye denir...
senin aynada apaçık gördüğünü gölgende görendir derviş lakin üzerinden hırkasını çıkarıp önüne atarsa başına geleceklerden kork...
1005 gün riyazet ederler buna çile çıkarma ritüeli denir. derviş olmadan önce niyet sınanır saka postu denilen yerde 3 gün boyunca kişinin iradesini sınanır lakin sonrası uzun bir maraton...
söyle bakalım güzel kız der kime bu elmalar?
kız cevap verir biraz utanarak, mahcup bir sesle sevdiğime derviş baba.
peki kac elma götüreceksinn sevdiğine?
insan hic sevdiğine gönderdiğini sayar mı derviş baba.
usulca başını öne eğmiş derviş , kırmış tespihini.
günün birinde gezgin bir genç, bir dervişin evinin kapısını çalar. kapıyı açan derviş genç gezgini evine alır. gezgin dervişin evine bakar bakar, boylu boyunca duvarı kaplamış kitaplar, köşede bir sedir, sandalye ve masadan başka bir şey göremez. ve sorar:
- evinizin diğer eşyaları nerede acaba? sizin koltuklarınız, kanepeleriniz, mutfağınız yok mu?
derviş gülümser ve soruya soruyla karşılık verir.
- senin de yalnızca , sırtında taşıdığın çantan var. peki senin eşyaların nerede?
Güneşe en yakın yer şarkısının bende hatırası olan bir şarkıcıdır. Ne zaman bu şarkıyı dinlesem içim bi hoş oluyor.
Yüreğin yolu tarif etsin, mevsimler gelip geçsin yanımızdan...
farsça bir kelime olmakla birlikte bütün müslüman milletlerin dillerine girmiş olan derviş, esas itibariyle "muhtaç, yoksul ve dilenci" anlamlarına gelirse de geniş bir coğrafyada uzun süre kullanılması sebebiyle değişik manalar kazanmıştır.
derviş farsça bir sözdür ve yoksul manasına gelir. tasavvuf ehli varlıktan geçmeyi düstur edindikleri için böyle adlandırılırlar. bulmacalarda 'tasavvuf ehli' sufi diye çıkar lakin.