sırasına oturduğu öğrenciye nasıl bir mutluluk yaşattığının farkında mıdır, bilemiyorum. ayakta gezeleyerek ders anlatır, usul usul herhangi bir öğrencisinin sırasına yönelir, götünün tek lobunu yavaşça sıranın üzerine koyar, tek ayağını da öğrencisinin hemen yanına konuşlandırıverir. o esnada o sırada oturan öğrenciler birbirlerine bakarak kikirderler, sevindirik olurlar. boru mu lan, ne kadar sıcak, ne kadar samimi bir manzara. güzel öğretmendir bu öğretmen.
sınav esnasındaysa başını kaldırıp öğretmeni görememek bir an panik yaratır. acaba öğretmen nerde beni görüyomu diye bakarken öğretmenle gözgöze gelinir.
Tam bir öğrencinin yanına oturmaya yönelirken öğrencilerin "Ne olur buraya oturun, ne olur buraya oturun!" çığlıkları arasında kalan hatta yanında arkadaşı olanların yanlarındakini itip " Benim yanım boş hem..." demelerine maruz kalan öğretmendir.
bu başlığı okuduktan sonra daha sık yapmaya başladım. harbiden sevindirik oluyor çocuklar. defterlere aferin, süpersin, çok güzel yazıyorsun sonra uzaktan izliyorsun. çocuk sevindirdim diyorsun.
"6 yıl okudum ben, görücem o götü" esprisinin öğretmen versiyonudur, öğretmen açısından otorite, öğrenci açısından öz güven eksikliğine yol açar. muhabbet edilirse ayrı.
Ders yeni başladıysa ve öğretmen teneffüste sigara ya da çay içtiyse bu sigara ya da çay kokusu öğretmenin sırasına oturduğu öğrenciler tarafından rahatlıkla algılanır.
lisede bir edebiyat hocam vardı. Adamın sadece bacakları 2 metreydi bir de gelir bizim sıralarımızın üstüne oturup o leylek bacaklarını açardı. Belki yakın olmaya çalışıyordu ama biz bu durumdan rahatsızdık tabi. Kıssadan hisse çok büyük bir öğretmenseniz bunu yapmayın.