2.
-
"Derman arardım derdime derdim bana derman imiş.
Burhan arardım aslıma aslım bana bürhan imiş.
Sağu solu gözler idim dost yüzünü görsem deyü.
Ben taşrada arar idim ol can içinde can imiş.
Öyle sanurdum ayrıyım dost gayridir ben gayriyim
Benden görüp işiteni bildim ki ol canan imiş.
Savmu-u salat u hacc ile sanma biter zahid işin
insan-ı kamil olmağa lazım olan irfan imiş.
Kanden gelir yolun senin ya kande varır menzilin
Nerden gelip gittiğini anlamayan hayvan imiş.
Mürşid gerektir bildire Hakka sana hakk-al-yakın
Mürşidi olmayanların bildikleri güman imiş
Anla hemen bir sözdürür yokuş değildir düzdürür.
Alem kamu bir yüzdürür görem anı hayran imiş.
işit Niyazi nin sözün bir nesne örtmez Hak yüzün.
Hak'dan ayan bir nesne yok gözsüzlere pinhan imiş."
(bkz: niyazi mısri)
4.
-
"derdim bana derman imiş" diye devam eder.