Burada halka değil, izin verenlere kızmak gerekir.
Halk zemin uzmanı olmak zorunda değildir.
Öte yandan bazı konularda ise resmi makamların da çaresiz kaldığı durumlar olabiliyor.
Mesela çoğumuz Ankara, bursa, adana, izmir, Gaziantep, Eskişehir, konya gibi şehirlerde yaşıyor.
Buraların çoğu ilçesi ve hatta çoğu köyü bile dik vadi yataklarında bulunmuyor. Buralardaki dağlık araziler genelde sıradağlar şeklinde ilerliyor ve yerleşimler ovada yahut dağ eteklerinde kuruluyor.
Bunda en basitinden Toros dağları ile Karadeniz dağları arasındaki yapısal farklılıkta etki ediyor.
Yerleşim kültürü de.
Ancak bu yaz şunu gördüm; Adana'da istisnai de olsa dik vadilerde böyle köyler var.
Feke ilçesinin 40-45 köyünün en az 5-6'sı bu şekilde. Saimbeyli ilçesinde de ha keza.
Köyün tamamı dik vadi yatağında.
Adamın ev yapabileceği her yer dik vadide, dere yatağında.
Karadeniz'de durum daha vahim.
Köylerin çoğunun böyle olduğunu bırakın, ilçelerin de yarısı bu şekilde.
ilçe merkezi bir uçtan diğer uca derin vadide.
Dar bir çizgi halinde yerleşim mümkün, orası da dere yatağı.
Karadeniz'de komplike bir çözüm lazım.
Bu yerel yönetimleri aşar.
Gerekirse bu köyler ve ilçeler güvenli noktalarda birleştirilecek yahut taşınacak.
Ama Trabzon, istanbul ya da kıyı Karadeniz kentleri gibi şehir merkezlerinde dere yatağına ev izni vermemek gereklidir.
Alan sıkıntısı olmayan yerlerde dere yatağına ev izni vermek cinayettir.
dünyanın en büyük metropollerinden bir tanesinde şehri ortadan yarıp kanal açılmaya çalışılan bir coğrafyada yapılan evlerdir. böyle bakınca çok da anormal değil. imam cemaat ilişkisi..
daha 2 sene önce mi neydi istanbulda imar affı çıkarttılar. kaçak yapılan tüm yapılar bir miktar para karşılığında resmiyete kavuşturuldu. bak bu şehir 7 ve üzeri şiddette bir deprem bekliyor yıllardır. mümkün olduğunca çabuk şehri tamamen yıkıp yeniden yapmak ve nüfusu azaltmaya çalışmak gerekirken kaçak yapılara para karşılığı ruhsat verildi ve buraya göç edilmesi teşvik edildi. dere yatağına evlerde yapılır ormanlar yakılır imara da açılır eş dost akraba veya katarlı ahbaplar bir yerleri beğenir koruma altında olan o yerlere imar izni de verilir. ülkedeki yapılaşma tamamen paraya dönüştürülmeye çalışıldıkça daha başımıza neler gelir neler..
2 katı işe yaramaz 500 yıllık debiye göre yapılır o iş. O bile belki kurtarmaz müneccim değil kimse bu kadar yağar tahminen diye. Doğa anayla zıtlaşılmaz hiç. En iyisi hayvan gibi ter temiz yaşamak. insanlaşınca bozuluyor her şey.
her sonbaharda, her yağmurda, karda, kışta derenin taşması sonucu evin ve çevredeki diğer yapıların hasar alarak insanların hayatlarından olmasıyla sonuçlanacak aptalca durumdur. akıllanmadılar, hala dere yataklarına yeni yeni ev yapıyorlar. önümüzdeki sene, onun önündeki sene, onun önündeki sene, her sene o dereler taşacak ve her sene o derenin çevresinde yaşayan insanlar yok yere hayatlarından olacaklar.
Genelde karadenızliler yapıyor bunu adamlar müteahhit olmasına rağmen hadi bir şansımızı deneyelim dedikleri durum sonradan ilk yağan yagmurda oturup aglamakta başka bir durumdur.
Bilerek ve göz yumarak sırf çıkarı için her şeye onay veren,
böyle acı şeylerin yaşanmasına ve insanların göz göre göre ölmesine-kaybolmasına sebep kim varsa onlara denilecek söz,
bu dünya kimseye kalmıyor.
Ölüm er geç herkese gelecek.
O kara toprağa kimse parası ile şanı-şöhreti ve mevkisi ile girmeyecek.
Çok geçmiş olsun Giresun.
Bir daha böyle acılar yaşanmasın inş.
Allah tan ölenlere rahmet,
Yaralılara acil şifalar diliyoruz.
Ben markette çalışırken kapının önüne palet koysam belediye 10 defa uyarıyor ceza kesiyordu
Eeee adam dere yatağına ev yapıyor
Ki çoğunda ne ruhsat ne tapu var
Tapusu olanda kaçak kat çıkıyor
Vay efendim 1 kat kıza
Hadi bir kat oğlana
Hadi bir kat toruna derken 1 katlı alınan ruhsat oluyor sana 4 katlı apartman..
Buna müsade eden kim belediyeler falan.
Bunlara ruhsatı veren memurun banka hesaplarını araştırın (yada genelde kendi hesaplarına yatirmazlar)
Kayınço, kardeş, baldız vs bunlarında banka hesaplarına bakın bakalım neler çıkıyor...
Geçenlerde sahibinden com da arsa bakıyorum. Bazı çakal emlakçılar şey yazıyor " akarsuyun kenarında, su problemi olmayan, doğa harikası, zart, zırt." Tabi işi bilmyen atlıyor, su problemi yok evet ama suyla problemi var onu ne yapacağız ahmak herif? Diyesi geliyor adamın.
Tabi güzelim ülkemde satılan-alınan emlaklar hep bir hevesle alelacele olduğundan patır patır alıcısı oluyor ne yazık ki.
Geçen bursa-kestel de yaşanan sel felaketinde ölen 5 kişi dere yatağına yakın tarlasına konteyner koyan "hobi bahçesi" kullanıcısı bir aile idi. Allah rahmet eylesin.
Ölüme davetiye çıkarmaktan başka bir olay değil. Kardeş dereler nehirler belirli dönemlerde tasar bu belli birşey neden hala derenin dibine ev kurar sonra yakarırsın.
ilçede yaşayan biriyim.bir kısım ön yargılı güruh selden kaynaklanan afeti siyasete ya da orada yaşayan halkın suçuymuş gibi tartışma konusu yapıyorlar.
ilçemiz 70-80 yıllık.yol hizmet nereye gelirse insanlar evlerini oraya yapar.kara denizin bir çok yeri böyle.herkes çevre ve şehircilik bakanı kesilmiş.
Ya tamam devlette sikintilar var, ne bir denetleme ne baska bi sey. Anlasilan dokumanlarin arasina sikistirilan 100 lira her kapiyi aciyor karadenizde. Ama millette de bi mallik var. kardesim dere yatagina yapilan evlerin her sene ama her sene akibeti belli. Olmek icin verilen bu cabayi anlamiyorum. illa olmek istiyorsan daha kolay yollari var ya.